X

30’lu yaşların getirdiği bazı zorluklar

20’li yaşların enerjisinin yerini olgunluk ve farkındalığa bıraktığı zaman; 30’lu yaşlar… Hayatın biraz daha karmaşık hale geldiği, sorumlulukların, beklentilerin bir anda arttığı, yaş almanın ilk belirtilerinin hissedilmeye başlandığı bu dönem pek çok zorluğu da beraberinde getiriyor. İş yaşantısından özel hayata, arkadaşlık ilişkilerinden sağlıklı yaşam alışkanlıklarına kadar her şey değişime uğruyor…

Bir yandan özgür olma isteği, bir yanda sorumlulukları yerine getirme ihtiyacı, bir yanda “Geç mi kaldım?” endişesi, bir yanda ‘en iyisine’ ulaşma çabası… Kısacası işlerin, duyguların, beklentilerin en karışık olduğu zamanlar demek mümkün. İşte karşınızda bu karmaşanın içinde geçmişte yer almış veya halihazırda yer alan herkesin katılacağı bazı 30 yaş zorlukları:

Hayal kırıklıklarıyla baş etme

Hiç şüphesiz 20’li yaşlar, pek çok insan için uçsuz bucaksız hayaller kurma yıllarıdır. Belki dünyayı gezmek, belki kendi işini kurmak, belki sevdiği kişiyle hayatını birleştirmek, belki başka bir şehre taşınmak ya da o pembe panjurlu evi almak… 20’li yaşların yüksek enerjisi ve yaratıcılığı rengarenk ve kocaman hayallerin kurulmasını destekler. Ama kabul edelim çoğu zaman bu hayallerin ayakları yere basmaz, çok uçarıdır, gerçekleşme ihtimali sıfır olmasa da düşüktür. 30’lu yaşlara gelindiğinde ise bu hayaller hatırlanır ve muhtemelen çoğu gerçekleşmediği ya da farklı şekillendiği için kişiyi hüsrana uğratabilir.

Oysa ki hayaller esnek bir yapıdadır; değişir, dönüşür, şekillenir. Hayal kırıklıklarına izin vermek yerine her yeni deneyimi sevgiyle ve heyecanla kabul etmek, her deneyimin kendine özgü anlam ve güzellikleri olduğunu fark etmek, 30’lu yaşların keyfini çıkarmaya yardımcı olabilir.

‘Geç kalmışlık’ hissiyle mücadele

30’lu yaşlar, birçok insanın kariyerini şekillendirdiği, ilişkilerinde ciddi adımlar attığı, belki çoluk çocuğa karıştığı, terfi aldığı, büyük yatırımlar yaptığı ya da kısacası ‘life changing’ deneyimler yaşadığı bir dönem olabilir. Ve bu insanların belirli hedeflere ulaştığını gözlemlemek, ‘henüz’ ulaşamamış ya da belki de hiçbir zaman ulaşamayacağını düşünen kişiler için “Bir şeylere geç kaldım.” endişesini doğurabilir. Sosyal medya da ne yazık ki bu endişeyi tetikleyebilir.

Fakat gerçek olan şudur ki herkesin zamanı farklıdır. Her bireyin başarı tanımı, yolculuğu kendine özgüdür. Yapılması gereken herkesin kendi yolculuğuna odaklanması ve her anın tadını çıkarmak için pozitif bir bakış açısı geliştirmesidir. Öz şefkat pratikleri de bu konuda destekleyici olabilir.

İlginizi çekebilir: Geç kaldığımızı düşünmeye bir mola

Özgürlük ve sorumlulukların büyük çatışması

Otuzlu yaşlar sorumlulukların en hızlı arttığı dönemlerden biri olabilir. İş hayatı, aile yaşantısı, yeni roller derken pek çok sorumluluk eklenebilir. Haliyle yaşamın gereklilikleri ve kişiden beklenenler büyük bir baskı yaratabilir. Bir yandan bu sorumluluklara cevap vermek istenirken diğer yandan yeni yerler görmek, farklı deneyimler yaşamak, özgürce kararlar alabilmek için de büyük bir istek duyulabilir.

Bu çatışma, bireyin kendini sıkışmış hissetmesine ve kendi arzularını göz ardı ettiğini düşünmesine yol açabilir. Aradaki dengeyi kurmak için sorumlulukları başarılı bir şekilde planlamak ve özgür alanlar yaratmak etkili olabilir. Hem özgürlüğün hem de sorumlulukların keyfini birlikte sürmek mümkün.

Fiziksel değişimleri kabullenme çabaları

Kırışıklıklar, ince çizgiler, cilt lekelenmeleri gibi yaş almanın ilk işaretleri, özellikle 30’lu yaşların başlarında şaşırtıcı ve huzursuz edici olabilir. 20’li yaşlarda daha canlı ve parlak olan cilt, yavaş yavaş solmaya başlayabilir. Ancak, bu değişimlere üzülmek yerine, her yaşın kendine has güzellikleri olduğuna odaklanmak ve cildin her zaman özen gösterilmeyi hak ettiğini hatırlamak, kabullenme sürecini kolaylaştırabilir.

Bir uzman desteği ile cilt bakımı rutinlerini geliştirmek, yaş almanın etkilerini en aza indirecek uygun cilt ürünlerini kullanmak ve ciltteki her bir fiziksel değişimin, hayatın anlam dolu bir hediyesi olduğunu fark etmek, bu süreci kolaylaştırabilir, dahası keyifli hale getirebilir.

İlginizi çekebilir: Bedensel yas: Eskiden sahip olduğunuz ‘inceliği’ özlüyor musunuz?Bedensel yas: Eskiden sahip olduğunuz ‘

Farkındalığın getirdiği zorluklar

Her ne kadar bütüncül sağlık, her yaşta büyük önem taşısa da 20’li yaşların heyecanı ile çoğu zaman göz ardı edilir. Ve hemen ardından gelen 30 yaşlarda bütüncül sağlığın önemi bir kez daha gün yüzüne çıkar. Ancak bu sefer çoğu 20’li yaşlardan kalma sağlıksız alışkanlıklar da bu farkındalığa eşlik eder. Dolayısıyla birden eski sağlıksız alışkanlıkları bırakmak ve daha sağlıklı alışkanlıklar kazanmak pek kolay olmaz. Beslenme, uyku düzeni, egzersiz, hepsi çok önemli olsa da birden büyük bir değişimi başlatmak çok mümkün sayılmaz.

Bazen eskiye dönme eğilimi güçlü olabilir ve yeni bir yaşam tarzına uyum sağlama sürecinde zorluklar yaşanabilir. Bu noktada küçük adımlar atarak farkındalıkla harekete geçmek önemlidir. Her gün küçük adımlarla ilerlemek ve daha sağlıklı seçimler yapmak için kararlı olmak iyi bir başlangıç olabilir.

Gerçekçi olmayan kariyer beklentileri

Kabul edelim kariyer hedefleri çoğu zaman toplumsal başarı algısı veya dış dünyanın beklentileri üzerine şekillenir. Ancak bu beklentiler genellikle gerçeklikten çok uzaktır. “30 yaşında şu pozisyonda olmak” gibi bir gereklilikten bahsetmek söz konusu bile olamaz. Çünkü her insanın kariyer yolculuğu eşsizdir ve herhangi bir zamanla kısıtlanması doğru değildir. “Şimdiye kadar çoktan başarmış olmam gerekirdi” gibi yanlış bir inanış, yetersizlik hissini doğurabileceği gibi tükenmişliğe de yol açabilir.

Yapılması gereken kimseyle kıyas yarışına girmemek ve her adımın, her yaşta çok değerli olduğunu fark etmektir. Kariyer yolculuğu uzun soluklu bir maceradır ve sadece pozisyonla, maaşla ya da belli bir yaşta belli bir pozisyona gelmiş olmakla ölçülecek bir şey değildir.

“Bunlar en iyi yıllarım olmalı” inancının yarattığı baskı

30’lu yaşlar, toplum tarafından çoğu zaman hayatın en verimli, en başarılı ve en dolu dolu yaşanan dönemi olarak görülür. Daha doğrusu öyle olması gerektiği söylenir durur. İşinde başarılı olmak, çok kazanmak, aile kurmak, seyahat etmek, mal mülk satın almak, çocuk sahibi olmak, kısacası daha iyi şartlarda yaşamak için birçok hedefin aynı anda gerçekleştirilmesi gerektiği işlenir 30’lu yaşlarındaki zihinlere…

Oysa ki hayatın her yılı ‘en iyi yıl’ olmalı ve bu ‘iyi’ işle, mevkiiyle, parayla ölçülmemeli. Hayatı dengede yaşamak, her anın tadını çıkarmak, her yaşın güzelliğini görmek, sadece bazı alanlarda değil hayatın her alanında iyiyi, güzeli, başarıyı hedeflemek ve bunları bazen günlük hayatın küçücük bir parçasında bulmak için çabalamak en doğru yaklaşım olabilir.

Tüm bu zorluklar bir yana 30’lu yaşların çoğu zaman göz ardı edilen büyülü yanları da olduğu kesin. Kendini tanıma yolculuğunun en önemli adımları bu yaşlarda atılır, en sahici dostlukların farkına bu yaşlarda varılır, hayat daha farklı anlamlar kazanır, kişisel sınırlar netleşir, belirsizliklerin yerini kişisel tercihler almaya başlar… Kısacası, hayatın bambaşka renklerini keşfetmenin mümkün olduğu bir dönem başlar. O yüzden her yaşı ve getirdiği zorluklarla birlikte güzellerini de kabul etmek gerekir.

İlginizi çekebilir: Yaşam süresini uzatmak ve yaşlanmadan yaş almak mümkün mü?

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale