X

2019’da kendinizi sevin: Şefkatinize sizin de ihtiyacınız var

Geçenlerde bir arkadaşım kendisine kızdığı bir konudan bahsediyordu; araba kullanmaması gerekirken 20 km’lik bir yol yapmıştı. Kendi hakkında konuşmaya başladığında, onu durdurmak çok zordu, bizim söylediklerimizi duymuyordu bile ve sorsak çok haklıydı kendine kızmakta. “Masada başka biri kendi hakkında bunları söylese ona ne derdin?” diye sordum. Zaman zaman kendimizin üzerine çok gelebiliyoruz.

Çoğumuz böyle anlara aşinayızdır, belki kendimizden, belki sevdiklerimizden. Çok can sıkıcı bir olay olduğunda, işin içinde başkaları varsa aslında kızarken veya şikayet ederken daha mantıklı davranıyoruz. İçimizden bir şefkat yükseliyor onlara, çok da uzatmıyoruz çoğu zaman. Fakat nasıl bir şefkatse bu, bir başkası yüzünden canımız sıkkın olsa bile dönüp kendimize kızabiliyoruz; “Ben ona nasıl güvendim?”, “Tabi aptallık bende!” diye diye yürüyoruz üstümüze.

Oysa hepimiz sadece insanız. Bu hayatta bana en çok ilham veren cümlelerden biri bu ve sonuna kadar gerçek! Sadece insanız, belki elimizden gelenin en iyisini yapıyoruz veya yapmıyoruz; bununla birlikte davranışlarımızın sınırları insanlık kapasitesi içinde, insan ötesi bir şey yapamayız yani. Ne zaman sıkışık hissetsem hep bu gelir aklıma, “Sadece insanım” derim ve içimden hafif bir tebessüm doğar.

Rahatsızlık verici düşüncelerde ve duygularda kendimize karşı ne kadar bonkörsek (hatta kimi zaman acımasız bile diyebilirim sanırım), rahatlatıcı olacağını düşündüğümüz şeylerde de bir o kadar tutumluyuz kendimize karşı.

Örneğin o gün yorucu bir gün geçirmişsin, yatağa gidip bayılmak için birkaç saat var önünde; aslında tek istediğin biraz sakin kalmak, belki bir lavanta çayı içip bir kurabiye yemek. Fakat optimum verimde yaşamak istediğimiz bu hayatta kendine bu zamanı ayırmak yerine aklından hemen “uzundur annemlere gitmiyordum, bari onları ziyaret edeyim” fikri geçiyor ve onlara gidiyorsun.

Sanırım kendi ihtiyaçlarımızı bazen lüks olarak görmeye ve ertelemeye meyilliyiz. Tersi bencillik diye adlandırılıyor kimi zaman. Oysa biz kendimizi dinlendirmeden, özen göstermeden, şımartmadan başkalarına nasıl öyle davranabiliriz? Eğer biz bu ihtiyaçlarımızı göz ardı edersek bu sefer başkaları karşılasın diye bir beklenti oluşmaz mı içimizde? Mesela “Benim hiç vaktim yok, çok koşturuyorum ve bu halimi görüyorsun. Keşke bir gün de işten eve geldiğimde sen hazırlamış olsan yemekleri, hiç aklına gelmiyor mu?” cümlesi ve benzerleri hiç tanıdık geliyor mu?

İşte bu yüzden sana bir önerim var, tabi kendime de! Acaba bize kollarını açarak bekleyen 2019’u kendimize daha çok özen gösterdiğimiz bir yıla dönüştürebilir miyiz?

İlk adım “Ben nasılım, nasıl hissediyorum?” sorusunun cevabını fark etmek. Bunun için 2018’den yardım alabiliriz, nasıldı bu sene? Kendin için neler yaptın, ne çok iyiydi? En çok neler anlattın arkadaşlarına, kendi içinden neler geçirdin diye ocaktan başlayarak tek tek bütün aylar için hatırlamaya çalışır mısın?

Sonra “Ne olsa daha iyi olurdu?” kısmı başlıyor. Burada dikkatimiz çok keskin olmalı, çünkü çoğumuz örneğin “Keşke sevgilim daha çok beni sevdiğini söyleseydi” demeye meyilliyiz. Yani sorumlulukları bizim dışımızdaki insanlara vermeye. Eğer bu tuzağa düşüyorsak tekrar “Neye ihtiyacım vardı?” diye tarafsız bir şekilde düşünmeye davet ediyorum seni.

Ve şimdi “Neler yapsan iyi hissederdin?” diye bir liste yapacağız. Mesela kendini yorgun hissediyorsun, biraz daha kendine zaman ayırmaya ihtiyacın var diyelim. Bu açıklama çok gerçek olduğu gibi çok da soyut kalıyor; o yüzden “Ne yapsan kendine zaman ayırmış hissederdin?” diye düşünmeye başlasan ne cevaplar verirdin? Belki yeni bir tarif denemek veya bir masaj terapistine gitmek veya arkadaşlarınla doğa yürüyüşüne çıkmak ya da senin aklına ne geliyorsa…

Hiç üşenmeden yaz dur, hoşuna gidecek en ufak ayrıntıları bile listene dahil et. Belki sevdiğin bir şarkıyı dinlemeyi, o gün en sevdiğin renkte bir kıyafet giymeyi bile yazabilirsin. Acaba 100 maddelik bir liste yapabilir misin? Hatta 200? Belki 365? Hepsini ufak kağıtlara yazsan ve bir kavanoza doldursan nasıl olur? Yeni yılın heyecanı yavaş yavaş kaybolurken birkaç hafta sonra, seni iyi hissettirecekler kavanozunda bir sürü önerin olur. Ne kadar çok ilham alırsak, hatırlarsak ve hayata geçirirsek o kadar kolaylaşır bizim için kendimize özen göstermek. En yakınımızın kendimiz olduğunu daha sık fark ederiz.

Kendine özen göstermenin doğasında, kendine ilgi göstermek ve değer vermek var. Eğer içten gelen bu duyguları kendimiz karşılayabilirsek, kendimizi mutlu etmenin haklı gururunu yaşayabiliriz. Sonra da bizden taşanı sevdiklerimizle paylaşabilir, hatta onları da bize özen göstermeye davet edebiliriz. Kulağa nasıl geliyor?

2019’un hepimiz için ilham dolu olmasını ve bizi kendimize yakınlaştırmasını diliyorum. Hepimize sevdiklerimizle dolu, mutlu yıllar olsun!

İlginizi çekebilir: Kendinize şefkatli olun: Hangi davranışı pratik ederseniz zihniniz ona alışır

Seza Aslanbaş: ODTÜ Siyaset Bilimi Kamu Yönetimi Bölümü’nden mezun olduktan sonra 7 yıl kurumsal şirketlerde satış planlama ve pazarlama departmanlarında çalıştım. 2013 yılında dışarıdan her şey güzel görünürken sıkışmış hissettiğim ve hayatıma anlam aradığım zamanlarda meditasyonla tanıştım. Bireysel dönüşümüme katkısını gördükten sonra bu bilgileri daha çok öğrenmek, aktarmak ve paylaşmak için Türkiye ve Hindistan’da farklı hocalarla çalıştım ve hala çalışmaya devam ediyorum. 2016'dan beri zihnen bildiklerimizi kalpten hatırlamak niyetiyle meditasyon temelli bireysel seanslar, atölyeler ve grup çalışmaları yapıyorum. Aldığım farklı eğitimlerle kendi yolculuğumda bana iyi gelenleri birleştirerek bazen paylaşımlarla bazen hareketle bazen de sessizlikle farkındalığımızı destekleyecek alanlar sunuyorum. Online ve yüzyüze yaptığım çalışmalar hakkında bilgi almak ya da sadece tanışalım istersen bana seza.aslanbas instagram hesabımdan veya sezaaslanbas@gmail.com'dan bir merhaba diyebilirsin. Çokça sevgiler.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale