X

2016’da teknoloji her an bizimle: Giyilebilir teknoloji

Apple’ın 2015 yılında giyilebilir teknoloji iletişimi konusunda hakimiyet kurması, bu hakimiyetin 2016 yılında ikinci jenerasyonla devam edeceği beklentisini ortaya çıkardı. Aynı zamanda Fitbit’te pazardaki güçlü konumunu yeni seneyle beraber muhafaza edip artırmaya çalışacak gibi görünüyor. Bu iki aktörün ötesinde geleceğin aktivite ölçer bileklikler ve sağlık ve fitness giyilebilir ürünlerinde mi olacağı sorusu ise belirsizliğini koruyor.

Analistlere, giyilebilir teknoloji üreticilerine ve bu alandaki uzmanlara 2016’dan beklentileri sorduk ve onlardan aldığımız bilgiler ışığında bu senenin 13 trendini sizler için belirledik:

1. Giyilebilir teknoloji popüleritesini artırmaya devam edecek

2015 yılında 39,5 milyon Amerikalı 18 yaş ve üstü yetişkin akıllı saat ve fittness bilekliği gibi giyilebilir ürünleri kullandı. eMarketer’ın araştırmasına göre giyilebilir teknoloji pazarı 2014 yılına göre %57.7’lik bir büyüme gösterdi. 2016 yılında da artış bekleniyor ve yapılan araştırmalara göre 2018 yılında Amerika’da 81.7 milyon insanın giyilebilir teknoloji ürünlerini kullanması bekleniyor.

2. Akıllı saatler aktivite ölçerlerin hayatını bitirmeyecek

Apple Watch

 

Birçok teknoloji endüstrisi seyircisi Apple Watch’ın fitness bileklikleri pazarını gevşeteceğini ve koltuğunu sallayacağını düşünüyordu; ancak beklenildiği gibi olmadı.

IDC raporuna göre Apple geçen 2 çeyreklik dönemde kabaca 7.5 milyon akıllı saat sattı. Aynı zaman diliminde Fitbit 9.2 milyon fitness aktivite ölçer bilekliği satarak 2014 yılının aynı dönemde yaptığı satışın iki katının üzerine çıktı.

IDC giyilebilir teknoloji ve mobil telefon araştırma müdürü Ramon Llamas bu durumu şöyle açıklıyor: ‘Birçok insan çok fonksiyonlu ürünlerin geleneksel ürünlerin hakkından geleceğini düşünüyor. Ben bu durumun 2016 yılında veya takip eden birkaç yılda gerçekleşeceğini düşünmüyorum. 2 ürün kategorisi varlığını sürdürmeye devam edecek’

Llamas’a göre Amerika’da 100 $ ile 200 $ arasında satılan aktivite ölçerler kullanıcılar tarafında alım gücünün kolaylığından dolayı takdir ediliyor. Buna rağmen akıllı saatler genellikle 300 $ ve üzeri bir fiyattan satıldığı için insanlara göre değer önerisi seviyesinde bulunmuyor ve insanlar hali hazırda akıllı telefonlarıyla yapabildikleri şeyler için akıllı saate o kadar para vermeyi mantıklı bulmuyorlar. Yani akıllı saat farklılaşma konusunda zayıf kalıyor.

3) Fitbit aktivite ölçerlerin kralı olmaya devam edecek

NDP Group Sonbahar 2015 Tüketici ve Giyilebilir Teknoloji Raporu‘na göre Fitbit aktivite ölçer ürünleri pazarda zirvedeki yerini koruyacak. Fitbit Şubat 2015-Ekim 2015 arası dönemde değerini %13 artırdı. Ayrıca rapora göre Fitbit karşılaştırmalı özellikleri ve tarzından ziyade düzenli olarak adıyla istenen tek ürün olarak pazarda yerini alıyor.

4) Fitbit için rekabet kızışacak

Fitbit

 

IDC hesaplamalarına göre Çin markası Xiaomi’nin aktivite ölçer ürünlerinin satışının %97’si yine ülke sınırları içerisinde yapılıyor. 15 $ fiyatıyla Mi Band,  Fitbit’ten çok daha ucuza satılıyor. Eğer Mi Band Çin’den dışarı çıkmayı başarabilirse 60 dolarlık fiyatıyla Fitbit Zip için büyük bir tehdit oluşturacağa benziyor.

Ayrıca daha çok taşınabilir navigasyon ürünleriyle öne çıkan Garmin’de pazarda önemli bir potansiyel rakip haline gelmeye başladı. Garmin; koşu, golf, yüzme, dağcılık ve su sporlarıyla ilgilenen sporculara odaklanarak markanın yerini sağlamlaştırmaya çalışıyor. IDC’ye göre Garmin,  derin ve geniş ürün portfolyosu ve değişken fiyat seçenekleriyle  sayısız Pazar segmentini kapsıyor ve yükselen fitness aktivite ölçer pazarında yer alan alt markası Vivo ve akıllı saatleriyle yerini sağlamlaştırıyor.

Garmin atletler arasında popüler olmaya başladı bile. 2015 Kasım ayında Piper Jaffray araştırmasında yer alan 221 atletin %91’i koşarken ürünü kullandıklarını söylerken, %70’i kullandıkları ürünün adının Garmin olduğunu belirtti. Yine araştırmaya göre Fitbit %73’lük pazar payıyla lider durumda.

5)  Fitbit ürünlerine ‘gelişmiş sensörler’ ekleyerek rekabete farklı bir boyut getiriyor

Fitbit CEO’su James Park geçenlerde Time’a verdiği röportajda şirketin gelecek ürün çizgisiyle ilgili detayları paylaştı: ‘ Yakın gelecekte sadece kullanıcıları takip etmeye yardım edecek bugününü ölçü birimlerini değil, aynı zamanda yeni ek ölçübirimleri de ekleyeceğiz. Şu anda özellikle bir bilgi veremem; ancak gelecekte insanların kan basınçları, stres veya atletik performanslarıyla ilgili daha çok bilgiye sahip olmalarını sağlayacağız. Bütün bu özellikler üzerinde çalışıyoruz ve zamanı gelince piyasaya süreceğiz.’

Fitbit, diğer yandan daha önce Tory Burchin ile gerçekleştirilen ünlü moda devleriyle ortaklık fikriyle de rakiplerine darbe vurmak istiyor. Üçüncü parti developer’lar kendi software yazılımlarını Fitbit ürünlerine entegre etme amacında olduğunu söylüyor ve ekliyor: ‘Üçüncü partilere bir yol bularak başka birinin bileğinde her zaman açık olma gücünden faydalanmasına izin vereceğiz’ Fitbit temsilcisi şirketin hakkında şunları söylüyor:’ Sağlık ve sıhhat hakkında kritik olarak görülen aktivite seviyesi, uyku ve beslenme gibi faaliyetlerde ve kronik hastalıklar (diyabet, kalp rahatsızlığı, obezite…vb) gibi toplum sağlığını etkileyen konularda topluma nasıl yardım edebiliriz bunun üzerinde çalışıyoruz.’

Google Life Science birimi de insan sağlığına katkıda bulunacak gelişmeler yapıyor. Adını Verily olarak değiştiren birim glükoz ölçen kontakt lens gibi heyecanlandıran projelere imza atmaya devam ediyor. Verily aynı zamanda kanser, kardiyovasküler hastalıklar ve mental problemler konusunda da araştırmalarını sürdürerek teknolojinin sağlık odaklı kullanımı tarafında yer alıyor.

6. Giyilebilir teknoloji daha sofistike ve pahalı olacak

The NPD Group direktörü Weston Henderek’e göre, aktivite ölçer şirketler tarafından yapılan uygulamalar third party bağımsız şirketler yazılımı ile uyumlu olacak ve bu ürünler daha gelişmiş hale gelerek diyet ve farklı fitness kategorileriyle entegre hale gelecek. Weston ayrıca gelecek hakkında ‘Uygulamalar aktivite ölçme konusunda sensörlerden yardım alacak ve insanlara bulut tabanlı havuzda sağlığına katkıda bulunacak bilgiler paylaşacak’ diyor.

Bunun yanında aktivite ölçerlerin fiyatı konusunda 2016 yılında büyük rekabet yaşanacak. Henderek’e göre şu anki ücretlerle üreticilerin kar yapması zor görünüyor. Bu durumda müşterilere ücret karşılığı Premium servis ve data sağlayarak kar marjını yükseltebilir. Fitbit gibi bazı markalar bu sisteme geçiş yaptılar. Fitbit, Fitbit’s Premium Membership uygulamasıyla yıllık 50 $ karşılığında diğer özelliklerin yanında kişiselleştirilmiş 12 haftalık fitness programı ve detaylı uyku raporu paylaşıyor.

7. Giyilebilir ürünler siper saldırganların (hacker) hedefi olacak

Siber güvenlik ve gizlilik direktörü Bruce Snell’e göre giyilebilir ürünlerin popüleritesi arttıkça, harcker’ların hedefi haline gelme ihtimali daha çok artıyor ve bu durumu: ‘Giyilebilir ürünler genellikle birçok basit datayı topluyorlar ve işlem için mobil uygulamaları besliyorlar.‘ şeklinde ifade ediyor. Bugün birçok ürün Bluetooth LE teknolojisi kullanıyor. Bu teknoloji içerisinde birtakım detaylı olarak hazırlanmış güvenlik kusuru barındırıyor ve bu yeni versiyonlarında daha da çok artacak. Kötü bir şekilde giyilebilir kod akıllı telefonlar için açık bir kapı oluşturuyor. Snell bazı lider giyilebilir cihaz markalarının 12 ve 18 ay arasında tehlikeye açık hale gelebileceğini söylüyor ve ekliyor: ‘Değerli datalar sağladıkları için hedef odaklı oltalama saldırılarına açık hale gelecekler.’ Hacker’lar GPS üzerinden size saldırabilecekler. Hedef odaklı oltalamada siber saldırganlar fitness ölçerlerinizin GPS datalarını inceleyerek size saldırırlar. Mesela koşudan sonra kahve içmek için kahve dükyanına girersiniz ve size eşyanızı dükyanda unuttuğunuzu söyleyen bir e-posta gelir. E-postayı açma ihtimaliniz çok yüksektir ve açınca hedef haline gelirsiniz.

‘2016 yılında girişimciler ağ politikalarını belirleyerek bu ürünlere ulaşımın yönetilmesi gerektiğini düşünüyorlar.’ Şeklinde konuşuyor Ctirix’in güvenlik stratejisi müdürü Kurt Roemer ve ekliyor: ‘Çalışanlar daha çok bilgiye ulaşmak için çoklu ürünler giyecekler ve bu durum sağlıklarının takibi gibi konularda olumlu gelişmelere neden olacak; ancak bütün bunların doğru yönetilmesi gerekiyor. Sağlık hizmetleri endüstriler için düzenli olarak bilgi yükleyip yollayacağı için bu bilgilerin şifreli olup hacker’ların veya düzenbazların eline geçmemesi sağlanmalı’

8.  Atletler ‘akıllı kıyafetleri’ sahiplenecek

Xmetrics, yakın gelecekte yüzücülerin dijital koçu olarak görülecek

Juniper Araştırma Şirketi’nin araştırmasına göre fitness giyilebilir ürünlerden 2020 yılına kadar 10 milyar dolar gelir edilmesi bekleniyor. Bu rakam 2015 yılı itibariyle 3.3 milyar dolardır. Ne zaman ki, profesyonel sporlarda faaliyet gösteren ve binlerce sporcusu bulunan takımlar giyilebilir ürünleri en gelişmiş özellikleriyle vitrine çıkaracak, o zaman satışlar 3 katına ulaşacak

Bununla ilgili güzel bir örnek olarak Xmetrics’i verebiliriz. Yüzücülerin kafasına takılan ve gerçek zamanlı veri analizi yaparak yüzücünün ne kadar hızlı yüzdüğünü, ne kadar kulaç attığını ve ne kadar sürede tamamladığını söyleyerek adeta dijital koçluk görevi görüyor.

Juniper, şu anda antrenmanlarda kullanılan ve performansı gösteren akıllı kıyafetlerin spor izleme alışkanlığını da gelecekte kökünden değiştireceğini ve NFL ile Microsoft ve Zebra Technologies’in yaptığı ortaklık sayesinde ortaya çıkan dataların canlı görselleştirmesinin yaygınlaşıp, bu şekilde izleyiciler oyunu daha iyi anlayabileceğini belirtiyor.

Ayrıca, sporcu ve atletlere ait dataların antrenman tarzlarını değiştireceği ve sakatlıkların önüne geçileceği düşünülüyor. Bazı ünlü markalar akıllı ürünlerini piyasaya sürmeye başladılar. Ralph Lauren kalp atışını, nefes alma derinliğini ve diğer biyometrikleri ölçen polotech t-shirt’ü 300 dolardan piyasaya sürdü. Ayrıca bu bilgiler “Bluetooth-enabled black box” sayesinde iPhone ve Apple Watch’lar üzerinden görüntülenebiliyor

9. 2016’da uykuya odaklanılacak

Bugün birçok en üst teknolojiye sahip aktivite ölçer otomatik olarak uyku moduna geçiyor. Bununla birlikte aktivite ölçerdeki  bilgiler toplanarak beraberindeki uygulamalara veya web sitelerine feed back veriliyor. Aktivite ölçerler, genel olarak kullanıcının ne kadar uyuduğu ve ne kadar uyanık kaldığı, uykusunun ne kadarı derin ve ne kadarı hafif uyku olduğu bilgisini paylaşıyor .

Giyilebilir ürünler daha çok sensör ve işleme gücüyle donandıkça, uyku düzeniyle ilgili daha çok bilgi paylaşmaya başlayacak.

Teknoloji genişleyip çeşitliliği arttıkça sadece uykuyu takip etmekle kalmadı aynı zamanda uyku kalitesine de yönelik çalışmalara başladı. Bu konudaki ilk örnek Nuyu Sleep System tarafından geliştirildi.  Ürün kullanıcının vücut sıcaklığını ayarlayarak önce yatağı ısıtıp rahatlamasına yardımcı oluyor, daha sonra serinleterek uyku kalitesini artırıyor.

10) Niş giyilebilir ürünler sıradan olacak

2016 yılında giyilebilir ürünlerle ilgili daha spesifik amaçlı sensörlerin piyasaya çıkması bekleniyor. Neatamo June Bracelet  adlı ürün güneşe maruz kalmayı ölçerek size UV ışınlarına karşı güneş kremi uygulaması sunuyor. Texas A&M University profesörü Roozbeh Jafari, ürünün melanomanın etkisini düşürdüğünü belirtiyor.

11) Aktivite ölçer ürünler insanlara ayağa kalkmaları gerektiğini hatırlatacak.

Eğer Apple Watch kullanıyorsanız, 50 dakika boyunca hiç kalkmadan oturduğunuzda ürün titreşim yollayarak ayağa kalkıp dolaşmanız konusunda sizi uyarıyor. Garmin’in vivosmart HR ürünü de benzer özelliğe sahip olup Henderek’e göre 2016 yılında bu özellik aktivite ölçer ürünlerde yaygınlaşacak.

12. Geleneksel saat markaları ürünlerine ‘akıllı’ elementler ekleyecek

Tag Heuer geleneksel saat kimliğini dijitalle birleştirmeyi başaran markalardan

2015 yılında ‘bağlantılı saatler’ olarak bilinen yeni bir kategori türedi. Bu makineler geleneksel saat görünümünde olup içerisine akıllı telefondan bildirim alma, adım ölçer gibi bazı teknolojiler eklenmişti.

Tag Heuer doğru zamanda doğru bir hamle yaparak akıllı saat pazarına adım attı Eski dizayna yeni özellikler eklenerek geliştirilen saat TAG Heuer Connected, Intel ve Google iş birliğiyle geliştirildi ve Intel Atom Z34XX işlemci kullanıldı

13. Giyilebilir kıyafetler daha az giyilebilir olacak

‘2016 yılında belki göremeyeceğiz, ancak eninde sonunda giyilebilir teknoloji ürünler insan vücudunun içerisine girmeyi başaracak’ şeklinde düşünüyor Mio Global giyilebilir ürünler CEO’su Liz Dickinson ve ekliyor: ‘Şu an bir geçiş dönemindeyiz ve nihai amaç insan vücuduna tam entegre ürünler üretmek olacak. Gelecekte daha bağlı olacağız ve çevremiz psikolojik, duygusal ve fiziksel ihtiyaçlarımızı vücudumuza gömülü yeni sistem sayesinde ayarlayabilecek.

Kaynak:

cio.com

wareable.com

İlginizi çekebilecek diğer yazılar:

Önümüzdeki on yılda teknoloji bedenlerimizi nasıl geliştirecek?

Geleceğe ışık tutan 9 teknolojik gelişme

Sanal dünyada seyahatin gerçeklikle aynı olmayacağının 5 kanıtı

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale