X

17 Kasım Dünya Prematüre Günü: Hassas bebeklere, hassas müdahale gerekir

Her yıl 17 Kasım’da dünya genelinde önemli bir sağlık sorununa odaklanıyoruz: Prematüre doğan bebekler. Bu gün, Dünya Prematüre Günü ve prematüre bebeklerin yaşam mücadelesini anlamak ve bu konuda farkındalık yaratmak için önemli bir zaman. Türk Neonatoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Esin Koç, bu günün anlam ve önemine dikkat çekmek için şu açıklamalarda bulundu:

Ülkemizdeki gelişmeler

Prematüre bebeklerin bakımı çok zor ve pahalıdır, çünkü yüksek teknoloji gerektirir; özel yoğun bakım üniteleri, özel cihazlar gerektirir. Ama daha da önemlisi, özel eğitim almış doktor ve hemşireler gerektirir. Prematüre bebeklerin bakımı tüm dünyada çok zor bir tedavi alanıdır. Türkiye’de özellikle son 10-15 yılda, yenidoğan alanında çok ciddi gelişmeler sağlandı. Kuvöz sayılarının artışı, yenidoğan yoğun bakım ünitelerinin açılması, gebelik öncesi bakım, yenidoğan canlandırma kursları, gebe ve bebek nakli, Türk Neonatoloji Derneği tanı ve tedavi rehberlerinin oluşturulması, doktor ve hemşirelerin eğitimi konusunda çok hızlı bir gelişme sağlandı. Ancak son yıllarda, zor şartlarından dolayı doktor arkadaşlar tarafından pediatri ve özellikle neonatoloji bilim dalı tercih edilmemeye başlandı. Elde edilen bu kazanımların devamlılığı ve prematürelerin hak ettiği bakımı alabilmeleri için bu branşlardaki uzman sayısında acilen artışa ihtiyaç duyulmaktadır.

Neden prematüre doğuyorlar?

Bir bebeğin gelişimini tam olarak tamamlayıp doğması için 40 hafta gerekiyor. Bu süre 40+2 ya da 40-2 hafta gibi düşünülebilir. Eğer bir bebek 37. gebelik haftasını tamamlamadan dünyaya geliyorsa ona prematüre doğmuş bebek diyoruz. Ancak bebek 35-37 hafta arasında doğmuşsa bu daha geç bir prematüre doğumdur. Özellikle 32 haftanın ya da 1500 gramın altında doğan prematüre bebekler daha küçük olduğundan onlarda daha çok sağlık sorunu görülebilir. Prematüre doğum tek bir nedene bağlı değildir. Anneye, bebeğe ya da ortama ait nedenler prematüre doğuma sebep olabilir. En sık karşılaşılan nedenlerden biri enfeksiyondur. Özellikle anne gebeyken son aylarda geçirilmiş ve tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonları, vajinal enfeksiyonlar ya da su kesesinin zamanından önce açılması ve amniyon sıvısı dediğimiz, bebeğin içinde bulunduğu suyun enfekte olması erken doğum nedenleri arasındadır. Ama bunun dışında başka nedenler de olabiliyor. Örneğin, annenin astım, diyabet, tiroit gibi bir kronik hastalığının olması, kalp hastalığı, tansiyon, böbrek hastalığı, stres, beslenme bozuklukları gibi durumlar da erken doğuma neden olabiliyor. Bununla birlikte bazen de altta yatan hiçbir neden bulunamıyor. Onun için her gebe annenin prematüre doğum yapma ihtimali vardır ve bu durumu her zaman öngörmek mümkün olmayabilir.

Uzman ellere doğmak önemli

Neonatoloji, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları uzmanlığı sonrası bir üst ihtisas alanı olup yenidoğan bebeklerin sağlıklı bir şekilde takip edilmesini ve yoğun bakım takibi gerektiren hastalıklarının takip ve tedavisini içerir. 3 yıl boyunca sadece yenidoğan alanında çalıştıktan sonra yenidoğan uzmanı olunabiliyor. Yenidoğan dönemi 0-28 gün olarak bilinmekle beraber bebeklerin uzun süre takipleri de neonatoloji kapsamı içindedir. Neonatolojide amaç, doğum salonundan başlayarak bebeklerin uygun takibinin yapılması, yenidoğan bebeklerde ölüm oranının azaltılması ve yoğun bakımlarda yatışı olan yenidoğan bebeklerin sağlıklı bir şekilde taburculuğunu planlamaktır. Hasta yenidoğan bebeklerin ve özellikle erken doğan bebeklerin neonatoloji ihtisasını almış doktorlar tarafından takip edilmesi, bu bebeklerde ölüm ve sakatlık gibi istenmeyen durumları en aza indirecektir. O nedenle prematüre bebeklerin yüksek seviye yoğun bakım ünitelerinde ve uzman yenidoğan hekiminin olduğu yerlerde doğmaları çok önemlidir. Ailelere tavsiyem, gebelik takiplerini çok iyi yaptırmaları ve önceden doğum yapacakları hastaneleri araştırıp, yenidoğan ünitesi ve yenidoğan uzmanı olan yerlerde doğum yapmalarıdır.

Farklı sağlık problemleri görülebilir

Yenidoğan ölüm nedenleri arasında prematüre doğum ve ilişkili sorunlar birinci sırada yer alıyor. Miadından önce doğan ve akciğerleri henüz gelişimini tam olarak tamamlamamış bu bebeklerde en sık görülen sorunlardan biri solunum güçlüğü sendromudur. Bebek ne kadar erken doğmuşsa, solunum güçlüğü sendromu riski de o kadar artar. Örneğin, prematüre olan ama zamanından sadece 15 gün önce doğan bir bebekte risk çok düşükken, 26-27 haftalık doğmuş çok küçük, 600 gramlık bir prematürede %80-90’lara varan oranda solunum güçlüğü sendromu görülebilir. Prematüre doğum olacağı zaman bunu önceden fark eden kadın doğum hekimi tarafından anneye steroid uygulaması yapılması gerekir, çünkü antenatal dönemde steroid yapılan bebeklerde bu risk düşer. Ayrıca 1970’lerden sonra tüm dünyada kullanılmaya başlanan sürfaktan tedavisi, bu bebeklerin sağ kalım yüzdelerinde çok olumlu iyileşmeye yol açmış, bu sayede giderek daha küçük prematüreler yaşamaya başlamıştır. Ancak hastaneden taburcu olmak ile süreç bitmiyor, prematüre bebeklerin takibi de çok önemlidir.

Biz gereken bebeklere doğumdan hemen sonra sürfaktan tedavisi veriyoruz, solunum cihazına bağlıyoruz. Bebeğin solunumu ve enfeksiyon, beslenme güçlüğü gibi diğer sorunları düzelince, bebek kuvöz dışında yaşayabilecek kiloya ulaşınca taburcu oluyor ama iş orada bitmiyor. Bu bebeklerde ileriki yıllarda mesela astım daha sık görülebiliyor ya da ilk birkaç yılda daha fazla akciğer enfeksiyonu, orta kulak enfeksiyonu geçirebiliyorlar. Hastaneye yatma oranları da daha yüksek oluyor. Bu nedenle en az 5-6 yaşlarına kadar gerek zekâ gelişimi gerek akciğer ve diğer sistemlerle ilgili problemleri açısından çok yakından takip edilmeleri gerekiyor.

Prematüre retinopatisi

Erken doğan bebeklerde gözün retina ismi verilen ağ tabakasındaki damarlar tam olarak gelişmemiştir ve doğumdan sonra gelişimini tamamlar. Retina damarlanması tamamlanmamış bebeklerde kısaca ROP (retinopathy of prematurity) olarak bilinen prematüre retinopatisi hastalığı ortaya çıkabilir ve erken tedavi edilmezse körlüğe neden olabilir. Bu nedenle gebelik yaşı 34 hafta altında veya doğum ağırlığı 1700 gram ve altında doğan tüm bebekler ile “bebeği takip eden doktorun ROP açısından riskli gördüğü” bebeklerin doğumdan sonra 4-6. haftalarda taranmasını ve düzenli takibini öneriyoruz.

Nörogelişimsel problemler, işitme sorunları, kronik akciğer hastalığı çok erken doğan bebeklerde ortaya çıkabilecek komplikasyonlardır. Özellikle 1500 gr. altı doğan bebeklerde bu komplikasyonların konunun uzmanı neonatologlar tarafından dikkatli takibi gerekir.

Ne zaman yaşıtlarını yakalayacak?

Prematüre bebeği olan aileler, “Bebeğim yaşayacak mı?” sorusundan sonra en çok prematüre bebeklerinin büyüme hızının ne zaman yaşıtlarını yakalayacağını sorarlar. Bu bebekler küçüktürler ama aslında güçlü bebeklerdir. Onlara kahraman bebekler diyoruz. Fizik gelişimleri özellikle aileler için çok önemli oluyor. Çünkü annelerin psikolojisini de etkiliyor. Genellikle bu bebeklerin baş çevresinin yaşıtlarını yakalaması, bebeğin beyin gelişimini göstermesi açısından çok önemlidir. Bir yaşından önce özellikle altıncı ayda baş çevresi uygun boyuta gelen prematüre bebekler genellikle ağırlıklarını da bir yaş civarında yakalayabiliyorlar. Yaşıtlarını yakalama göstergesi olarak en son boy geliyor. Zira bu bazen 3 yaşını bulabiliyor. Prematüre bebeklerde doğumdan sonra imkanların el verdiği ölçüde en kısa sürede anne sütü ile beslenme yapılması çok önemlidir. Bu destek hayata tutunmalarını ve nörogelişimsel sonuçların daha iyi olmasını sağlayacaktır. Anne sütüne hiçbir şekilde erişilemiyorsa bu bebekler için özel hazırlanmış formül mamalar kullanılmalıdır.

Prematüreler de ağrıyı hisseder

Erişkin hasta, kendisinden kan alınırken bile “Canımı acıttın!” diye şikâyet eder ama bebekler sadece ağlayabilir, prematüreler ise ağlayamazlar bile. Aslında onlar da ağrı duyuyor ama ağrıyı ifade edemiyorlar. Prematüre bebeğin yoğun bakımda yaşadığı stresin, duyduğu ağrının uzun dönem gelişimini etkilediğini gösteren çalışmalar da mevcuttur. Bu nedenle yenidoğanla ilgilenen doktor ve hemşirelerin, etik açıdan çok hassas davranmaları gerekir.

Multidisipliner takip

Prematüre doğan bebekleri uzun dönem ve birçok disiplin birlikte takip etmelidir. Yenidoğan uzmanının koordinasyonu eşliğinde gelişimsel pediatri, çocuk nörolojisi, gerektiği durumlarda kardiyoloji, endokrin, fizik tedavi, ortopedi, konuşma terapisi, beyin cerrahisi vb. bölümlerin izlemi gerekir. Ayrıca takvim yaşına göre aşılarının yapılması gerekmektedir.

Prematüre ailelerine psikolojik, sosyal ve ekonomik destek önemlidir. Prematüre doğum yapan çalışan annelerin ücretli izin hakları daha uzun olmalı, ücretsiz izin konusunda da destek olunmalıdır. Çünkü prematürelerin gelişiminde ‘ten tene temas’ dediğimiz anne-bebek birlikteliği çok önemlidir. Gelişmiş ülkelerde bebekler yoğun bakım ünitelerindeyken bile anne babalarıyla birlikte kalmakta ve özellikle annelerinden hiç ayrılmamaktadır.

İlginizi çekebilir: Hamilelikte stres, bebeği nasıl etkiler?

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale