X

10 adımda üst düzey özgüvenine sahip olun

Orta düzey yöneticilikten üst düzey yöneticilik katına geçiş için ciddi miktarda özgüvene ihtiyaç vardır. Üst düzey dostlarımızın kısıtlı zamanda ve genellikle limitli bilgiyle çok büyük etkisi olabilecek kararları almak zorunda oldukları ve diğerlerini de bu kararın en doğru karar olduğuna ikna edebilmeleri için ciddi miktarda özgüvene ihtiyaçları olduğu muhakkaktır.

Kötü haber; özgüven eksikliği oldukça yaygın bir sorundur. İyi haber ise özgüven aynı diğer kariyer becerileri gibi sonradan kazanılabilecek bir beceridir. İşte size özgüven kazandıracak  bazı ipuçları:

1. Aksiyon alın.

Amerikalı ünlü yazar ve iletişim uzmanı Dale Carnegie’ye göre aksiyonsuzluk şüphe ve korkuyu besler, aksiyon ise özgüven ve cesareti. Şirketlerde büyük kararlar ya da organizasyon değişiklikleri öncesi uzun sessizliklerin kitleleri nasıl olumsuz etkilediğini düşünün. Başarısızlık korkusu bizi nerdeyse felç edebilir; ama en kötü karar bile kararsızlıktan iyidir. Hesaplı kararlar alarak özgüveninizi besleyin.

2. Hemen her gün sık yapmadığınız bir şey yapın, bilmediğiniz bir şey öğrenin.

Konfor alanınızın dışına çıkın. Kendinizi düzenli olarak zorlayın ve geliştirin. Bu sayede yeni şeyler yaparken çok rahat hissedeceksiniz ve çevrenizde risk alabilen biri olarak tanınacaksınız. Denediğiniz her yeni şey,size tecrübe olarak geri dönecek, bilgi ve becerilerinize yenilikler katacak ve sizi yetkin kılacaktır. Başarılı kariyerlerin temeli budur.

3. Diğerlerini işin içine katın

Başka insanlardaki potansiyeli ortaya çıkarmak sizin potansiyelinizi de ortaya çıkaracaktır.

Çevrenizdeki çalışanların becerilerinin farkında olun. Onları iyi tanıyın, onlara sorular sorun. Takdir edin, yardım edin. Diğerlerinin içindeki potansiyeli ortaya çıkarabilmek becerisi kendi potansiyelinizin de ortaya çıkmasına yardımcı olacaktır.

4. Mentorlarınızı bulun ve faydalanın

El elden üstündür. Çevrenizde karar alırken veya işinizi geliştirirken size kimler destek olabilir, şirketin geçmişini iyi bilenler kim çok iyi belleyin ve onlarla iyi geçinin. Bu kişilerin tavsiye, kurumsal hafıza ve sosyal çevrelerinden faydalanırsanız, riskli kararlar alırken kendinizi çok daha iyi hissedersiniz. Ayrıca başarısızlık ihtimalinde hiç değilse arkanızda olurlar.

5. Olumsuz cümleler kurmaktan kaçının.

Özellikle de kendinize. Çevrenizde sürekli olarak her söylediğinize olumsuz yorum yapan birisi olsa kendinizi nasıl hissedersiniz? Peki bu kişi eğer kendinizseniz? Kendi kendinize düşünürken bile düşünelerinizin tonuna dikkat edin.

6. Negatif insanları çevrenizden yok edin.

Tabii ki yapıcı eleştirilerden buna dahil değil. Profesyonel ve birey olarak kendinizi geliştirmenin en önemli yollarından biri de yapıcı eleştirilere açık olmaktır. Ancak farkedeceksiniz ki, maalesef bazı insanları ne yaparsanız yapın memnun edemeyeceksiniz; çünkü onlar zaten iş dışında da öyleler. Bu tip insanlarla uğraşmak ciddi bir zaman kaybı olacağı gibi, işin kötüsü bu gibi insanların davranışları da çoğu zaman bulaşıcıdır. Bu karakterleri acilen tespit edip gereğini yapın. Pişman olmazsınız.

7. Kendinize iyi bakın.

Sadece çalışan, kendine bakmayan, spor yapmayan, odasından ve toplantılardan başını alamayan yönetici modelleri artık kabul görmüyor. Onların modaları geçti. Kim böyle bir yöneticiyi örnek almak ister ki? Hem vücudunuz hem de ruhunuz yeniliklere ve yeni zorluklara hazır olmalı.

8. Ödevinizi yapın.

Önce kendi işinizi, şirketinizin içini, dışını, sonra da rakipleri çok iyi bilin. Batan şirketleri, yükselen şirketleri takip edin. Antenleriniz her daim açık olsun. Sosyal ya da basılı medyada bu bilgileri alabileceğiniz tüm kanalları düzenli olarak takip etmeniz çok önemli. “Benim twitter’ım yok, ben Facebook kullanmıyorum” gibi cümleleri bırakın. Bilgiye tam hakimiyet kadar özgüveni yükselten başka bir şey olamaz.

9. Vücut dilinize dikkat edin

Lider olmanız konuşma tarzınızdan, giyim tarzınıza kadar birçok değişkeni içerisinde barındırır

Lider olmak istiyorsanız ona göre giyinmeli ve ona göre davranmalısınız. Bu konuyla ilgili kendinizi donatın, okuyun ya da yardım alın. Sakın unutmayın ki, postürünüz yani duruşunuz, hem zihinsel aktivitelerinizi hem de diğerlerinin sizi algılayışını etkiliyor. Dik durun, göz kontağı kurmaya dikkat edin, gülümseyin, konuşurken hafif başınızı sallayarak konuştuğunuz kişiyi takip ettiğinizi hissettirin ve kollarınızı kapatmayın. Tam tersi, öyle olmasınız bile sizi sinirli gösterebilecek birçok hareket ve işaret var: Kambur durmak, kolları kavuşturmak, düzensiz nefes alışverişi, tikler..vb. Bunlardan mümkün olduğunca kaçının

10. Ufak çaplı meditasyon ve şükür

Güne nasıl başladığınız ve nasıl bitirdiğiniz önemli. Başarılı insanların en önemli davranışlarından birisi de şükran ve minnet duymaları. Bu insanlar sahip oldukları hayata, ailelerine, sağlıklarına, başarılarına minnet duyarlar. Güne bu düşüncelerle başlamak bu yüzden çok ama çok önemlidir. Bunu bir rituel haline getirebilirseniz ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız. Hayatın koşturmacasında bazen küçük dağları biz yaratmışız gibi hissedebiliyoruz; ama ister inanın ister inanmayın aslında bilmediğimiz, farketmediğimiz ufak destekler alıyoruz.  O gücün her ne olduğuna inanıyorsanız, ona ara sıra teşekkür etmekte fayda var.

İlginizi çekebilecek diğer yazılar:

Ruhsal ve zihinsel olarak güçlü insanların davranışları

Ruh sağlığımızı olumsuz etkileyebilecek 5 alışkanlık

Özlem Sökmen: Koşucu, anne, sokak hayvanı aşığı, eğitmene dönüşmüş ex İnsan Kaynakları insanı. TED Ankara Koleji ve Hacettepe Üniversitesi, İngiliz Dili ve Edebiyatı mezunu. Unilever, Turkcell, Lafarge, BC ve Arçelik gibi birçok çok uluslu şirketin İnsan Kaynakları departmanında 20 yıl boyunca yerel, bölgesel ve global düzeyde yönetsel kadrolarda görev aldı. Kurumsal hayata en büyük hayali olan “iş hayatına yeni atılanlara profesyonel hayatı ‘hack’lemeyi öğretme aşkıyla” veda etti. Personal Best isimli şirketin kurucusu ve aynı isimli eğitimin yaratıcısı. 2016’da 3 adet uluslararası maraton koşmuş olan Özlem, 15 yaşında bir kız ve sokaktan sahiplenilmiş iki kedi ve iki köpek annesi. İşi, kızı ve sevdikleriyle geçirdiği zamandan arta kalan her anını ormanda, koşu pistlerinde geçiriyor ve genel olarak güzel yemekler, güzel şaraplar ve güzel tatiller için yaşıyor.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale