X

Zorluklarla başa çıkmanın farklı yolları

Hayat sizce de aksiliklerle dolu değil mi?  Her gün kendimizi bir başka zorlukla karşılaşmış ya da bir engeli atlamaya çalışırken buluyoruz. Bu durum yaşamın bir parçasıyken bazen hayata aklıselim devam edebilecek enerjiyi bulamayabiliyoruz. Kimi insanlar ise çok daha büyük aksiliklere rağmen şaşırtıcı bir dayanıklılık gösteriyor. Daha önceki yazılarımdan birinde duygusal dayanıklılığın önemi ve dayanıklılığı artırmaya yardımcı olan ipuçlarından bahsetmiştim. Son dönemlerde okuduğum bir kitap, aksiliklerle çevrildiğimiz bu dünyada, hayatı kolaylaştıracak birkaç noktayı daha önüme çıkardı ve ben de bu ayki yazımda bunları paylaşmaya karar verdim.

Her konuda olduğu gibi karşılaştığımız terslikleri daha iyi yönetebilmek için yapılabilecek şeylerden birisi bakış açısını değiştirmektir. Hayatın getirdiklerini kabul etmek, yaptıklarının sorumluluğunu alabilmek, kontrolünde olmayan nedenlerle ortaya çıkan zorluklara bakış açısını değiştirerek yaklaşmak, sorunu kendinde değil kaynağında aramak da seçenekler arasındadır. Bunların ardındaki genel tema, yaşadığımız hayata ya da olaylara bir adım geriden bakarak durumu farklı bir perspektiften görebilmektir.

Karşılaşılan aksiliklerle başa çıkma sürecini etkileyen bir başka etmen ise kişilik tiplerimiz. Thomas EriksonEtrafım Aptallarla Dolu” kitabında insanların davranış biçimlerini inceleyip gösterdikleri farklılıklara göre onları dört temel kategoriye ayırmış. Bu kişilik tiplerini anlatan birçok farklı model ve eğitim de bulunmakta. Her ne kadar örneklemeler farklı olsa da özünde teorileri çok benzer özellikler gösteriyor. Thomas Erikson’un modelinde hâkimiyet, ilham, istikrar ve riayet ana başlıklarında incelenen davranışlara göre insanlar, “Kırmızı, Sarı, Yeşil ve Mavi” renklerine ayrılmış.

Aşağıda özetle bu kategorilerin davranış biçimlerine baktıktan sonra her bir tipin aksaklıklarla başa çıkmasını ele aldım. Unutmayın ki aşağıdaki tanımlar genelleme olup, her insan için çalışmayabilir ve her zaman istisnalar vardır. 

Kırmızı: Bu insanların enerjileri yüksektir, oturdukları yerde uzun süre kalmayı, bir şeye çok zaman harcamayı sevmezler. Genellikle direkt olarak düşündüklerini söyler, dolambaçsız iletişim kurarlar ve karşısındakinden de bunu beklerler. Yaptıkları iş konusunda tutkulu, profesyonel ve iş bitiricilerdir. Hızlı karar verebilme becerisine sahip oldukları gibi çok sonuç odaklıdırlar. İçgüdülerine çok güvenirler. Duygu ya da ilişkilerden çok yapılan iş öncelikleridir. En büyük korkuları kontrolü kaybetmektir. Stres altında emir veren, otoritesini kullanan bir kişi haline dönüşürler. Her zaman karar veren olmak isterler. Kararsızlık ya da verimsizlik onlar için çok büyük karın ağrısı yaratır. Hayatta en çok istedikleri şey başarı ve kontroldür. Şimdiki zamanda yaşarlar.

Kırmızılar için problemler çözülmek için vardır, bu nedenle hayatta çıkan aksilikleri de hızlıca çözülecek sorunlar gibi konumlandırabilirler. Sonuç odaklı olmaları, normal hayatlarında kendileri dışındaki birçok kişiyi ya da olayı da aksilik ya da engel olarak değerlendirmelerine neden olduğu için, aniden çıkan farklı engellerle mücadele etme konusunda antrenmanlıdırlar. Ne zamanki karşılaştıkları sorunu çözemezler, işte o zaman en büyük korkuları olan kontrolü kaybetme hissi ile karşılaşır ve kabullenme konusunda zorluk yaşarlar. Kırmızılar, aksiliklerle ya savaşırlar ya da ondan kurtulmanın bir yolunu ararlar. Savaş sırasında öfke, tahammülsüzlük gibi yıkıcı sonuçlara neden olabilecek duygulara kapılabilirler. Aksiliğin aşılması için fedakârlıkların yapılması normaldir, can yaksa bile. Eğer, aksilik aşılamayacak bir boyutta ise ya da iyi günlerinde değil iseler o sorun yokmuş gibi davranabilirler. 

Sarı: Ortamda gördüğünüz optimist ve içinden geldiği gibi davranan insanlar genelde sarılardır. Her zaman görünür olmak ister ve olurlar. Kendilerini yaptıkları işe ya da kişiye adarlar. Esnek, hızlı ve ufuk açıcıdırlar. Genelde ilişkileri ya da birilerini etkilemek öncelikleridir. Her zaman ilham veren olmayı arzular, karşısındakinden de bunu beklerler. En çok korktukları şey saygınlıklarını kaybetmek, ortamdan silinmektir. Stres altındayken saldırgan ya da alaycı olabilirler. Rutinden ve etkisiz hale getirilmekten nefret ederler. Bunun içindir ki esneklik, statü, dinamizm onlar için çok önemlidir. Genelde gelecekte, yani hayallerde yaşarlar. Yalnız olmayı sevmezler. Takdir görmek daha da fazlasını yapmaları yolunda önemli bir etkendir.

Sarılar, hayata pozitif gözlüklerle baktıklarından, hayatlarında bir şeyler yanlış gittiğinde bir anlığına şoke olsalar da daha hızlı toparlanabilirler. Normal hayatlarında onların şöhretini etkileyebilen herhangi bir şey aksilik olarak algılanabilir; örneğin, bir buluşmaya davet edilmemek, terkedilmek, görmezden gelinmek gibi. Bu nedenle, sarıların aksilik diye tanımlayabileceği şeyler diğerlerine göre daha fazladır ve mücadele ederken daha dramatik davranabilirler. Bu tarz aksilikleri aşmak için iki güçlü silahları vardır. Birincisi, optimist olmaları, onlara yaşadıkları sorunu atlatacaklarına dair hep umut verir, ikincisi ise sarılar için sorunun çoğu zaman kendilerinde değil karşı tarafta olmasıdır. Dolayısıyla zorlukları, öyle olsa dahi, kişiselleştirmezler. Ayrıca sarılar otomatik bir savunma mekanizması olarak yaşadıkları deneyimi kafalarında yeniden yazmaya meyillidir ve çok kötü bir deneyimi bile hafızlarına öyle kaydetmezler. Kısa dönemde bu iyi gelse de uzun dönemde büyük problemlerin oluşmasına neden olabilir.

Yeşil: Ortamdaki anlayışlı ve nazik kişi, muhtemelen yeşil kategorisinden olabilir. Genelde hassastırlar. İlişkilerde ve iş hayatında çok insancıl, arkadaş canlısı, samimi, gösterişten uzak, ılımlı oldukları gibi ilişkileri korumak her zaman öncelikleridir. Karşıdakinden de nezaket beklerler. Yavaş ve istikrarlıdır. En büyük korkuları bir çatışmaya girmektir. Baskı altında da genelde geri çekilen ya da istemeseler de uyum sağlayan olurlar. Hep istikrar ve düzen ararlar, bilinmezliği sevmezler. Tahammülsüz ya da sabırsız kişilerden rahatsız olabilirler. Geçmişte yaşarlar çünkü geçmiş onlar için hep güzel anılarla dolu gibi görünür.

Yeşiller biraz daha içedönük ve hassas olduklarından onlar üzerine baskı kuran herhangi bir şey zorluk olarak tanımlanabilir. Örneğin, birisiyle yaşadıkları basit bir anlaşmazlık onların hayatında büyük bir aksilik oluşturabilir. Sarılar, bu zorlukları ifade edebilirken yeşiller kendi içlerinde savaş yaşar ve bu zorlukları kendi kendilerine taşımak zorunda hissedebilirler. Bunun yanında ne yapmak istedikleri ile ne yapmaları gerektiği arasındaki fark üzerlerinde daha da büyük bir baskı yaratabilir. Yeşiller en küçük bir aksilikle bile başa çıkmakta çok zorlandığından engellerin artması ile hayatlarını kısıtlar, evden çıkmak istemez, bir şey yapmak istemez duruma gelip birlikte yaşadıkları insanları pasif bir şekilde yorabilirler. Yaşadıkları zorlukları ya da deneyimi unutmazlar, bu nedenle gelecekte olabileceklere karşı sarılara göre daha hazırlıklı olurlar. Yeşillerin zorluklarla mücadeledeki en güçlü silahı çevrelerindeki değer verdikleri insanlardan destek alabilmektir.

Mavi: Maviler, hem kişisel hem de iş hayatlarında derli, toplu, düzenli, sistemli ve resmidir. Her şeyi doğru düzgün yaparlar ve en doğrusu ne ise o olmak isterler. En büyük korkuları kendilerini aptal konumuna düşürmektir. Her zaman kaliteyi ve kesinliği ararlar. Yaptıkları iş ya da çalışma yöntemi öncelikleridir. Sürprizleri, plansız işleri ya da acele etmek durumunda kalmayı sevmezler. Onlar için aklına esen şeyi yapmak, spontane davranmak diye bir şey söz konusu olamaz. Her şeyi adım adım kuralına göre yapmayı severler. Yaptıkları her ne ise o konuda uzman olmak en büyük tutkularındandır. Ne geçmişte, ne gelecekte ne de şimdidedirler. Maviler kendi düşüncelerinde yaşarlar.

Maviler, genelde hayatta olan şeylere şaşırmazlar. Karşılarına çıkan aksilik karşısında “Ben de tam bunu bekliyordum.” diyebilirler. Tam da bu nedenledir ki, karşılaşacağı aksiliği önceden görebilmiş olmak, aksilikle karşılaştıkları anda onlara garip bir keyif verebilir. Maviler de kırmızılar gibi gündelik hayatta birçok normal durumu zorluk olarak algılar ve anda yönetirler. Planladıkları şekilde gitmeyen her şey bir zorluk olarak tanımlanabilir ancak beklenen bir şey olduğu için yönetmesi daha kolaydır. Olaylardan duygularını ayırmak konusunda diğerlerine göre çok iyidirler. Bu kimi zaman taş kalplilermiş gibi yorumlansa da aslında mavilerin de duyguları vardır, sadece onları iyi gizlerler ve olaya sadece somut gerçekler çerçevesinde bakabilirler. Ne zamanki bir hata yapar ya da dikkatsiz davranırlarsa o zaman bunu büyük bir aksilik olarak algılayabilir ve başa çıkmakta zorlanabilirler. Ancak bu durumda bile yaşanılan olaydan ders çıkarmak için “ne yanlış gitti, neden oldu” gibi sorularla deneyimi etraflıca inceleyip bir daha olmaması için onu da veri tabanlarına eklerler. Maviler, sonuçtan çok süreçle ilgilendikleri için karşılaşılan aksaklıkları uzun soluklu planlarında aşılması gereken bir engel gibi algılar, zamanı algılayış biçimleri onlara aksiliklerle mücadelede inanılmaz bir dayanıklılık verir. Diğer yandan, zaman gerçek hayatta bu kadar bonkör kullanılan bir şey olmadığından, bu davranış biçimi etraflarındaki insanları rahatsız edebilir.

Yukarıda da belirttiğim gibi, bu dört tip insan grubundan birinde olabilir ya da kişiliğinizde birden çok renk görüyor olabilirsiniz. Örneğin, kimi insanlarda baskın renk sarı iken, kırmızı özellikleri de gösterebilirler. Burada işimize yarayabilecek şeylerden birisi aksiliklerle mücadelede dört grubun hangi silahları kullandığını bilmek ve bunları mücadelemize ekleyebilmekken, diğeri ise kişilik tipimiz nedeniyle bizi bekleyen tehditleri fark etmektir.

İlginizi çekebilir: Kişisel yönetim kurulunuzu oluşturun: Hayatınıza kimler dokundu?

Ayşe Nazar Çoban: ODTÜ Kimya Mühendisliği bölümünden 2008 yılında mezun olduğumdan beri petrol sektöründe çalışıyorum. 3 yaşında başladığım spor ise hayatımın merkezinde. Bugün hala aktif olarak antrenman yapıyor ve rüzgarı yakaladığım her an büyük bir tutkuyla uçurtma sörfü (kitesurf) yapıyorum. Öğrenmek, kendimi geliştirmek ve öğrendiklerimi çevremdekilerle paylaşmaktan oldukça keyif alıyorum. Peki, Upwind hikayem nasıl başladı? Çalışmakta olduğum şirketin yetenekli kadınlar programına seçildim ve bu programda bir koç ile çalışma fırsatı bulduğum zaman, bu işi profesyonel olarak yapmaya karar verdim. ICF onaylı koçluk, NLP eğitimlerinin yanı sıra Toronto Üniversitesi ve Yale Üniversitesi Psikoloji bölümünden eğitimler aldım. Şu an kurucusu da olduğum Upwind çatısı altında yaşam, kariyer ve nefes koçluğu desteği veriyorum.

Hayatın küçük tatlı sürprizlerini L’Occitane Almond Shower Oil ile yakalayın

Hayat, beklenmeyen güzelliklerle dolu bir dans gibi; eğer görmeyi, fark etmeyi bilirsek hayatın şaşırtıcı güzellikteki tatlı anlarını sık sık yakalayabiliriz. Bazen uzun zamandır görmediğimiz bir arkadaşımızla yolda karşılaştığımız, bazense tatlı bir yağmurun ardından çıkan gökkuşağını gördüğümüz o ‘an’da gizli olabilir mutluluk. Bu, beklenmedik ama her zaman iyi hissetmemizi sağlayan hoş sürprizler, hayatın şaşırtıcı güzellikteki anlarından yalnızca birkaçı olsa da tüm gün yüzümüzü güldürmeye yetebilir.



Yakalamak için istekli olursak hayatın monoton akışına biraz olsun ara vermemizi sağlayan ve yaşamın ne kadar büyüleyici olduğunu hatırlatan pek çok tatlı sürpriz bulabiliriz. Tıpkı L’Occitane Almond Shower Oil’in su ile buluştuğunda yağ kıvamından köpüğe dönüşen sürprizli formu gibi.

Sürprizlerle dolu keyif veren bir deneyim

Mutluluk veren, keyif dolu ve sürprizli anlar dediğimizde şüphesiz ki kendimize ayırdığımız zamanların önemi ve yeri çok büyük. Çünkü, günlük hayatın koşturması içerisinde kendimizi şımartabildiğimiz, bedenimizin ve zihnimizin ihtiyaçlarını karşılayabildiğimiz bu özel anlar, monotonluğun içinden bize göz kırpan küçük sürprizler gibi. Özellikle de kişisel bakım ritüellerini taçlandıran L’Occitane Almond Shower Oil ile sürprizlerin hiç sonu yok. Bu özel duş bakım yağı, suyla buluştuğu anda değişen formu ile bize sıradan görünen anları bile özel kılan küçük sürprizler sunuyor.

Almond Shower Oil’in içeriğindeki badem yağı, su ile birleştiğinde anında yoğun keyif verici bir köpüğe dönüşüyor, bize de tatlı küçük sürprizlerle dolu dokunuşların cildimizde bıraktığı o yumuşacık etkinin keyfini sürmek kalıyor. Tabii, o tatlı ve küçük sürprizler Badem Duş Yağı’nın yalnızca köpüren özel formülünde saklı değil, kokusu da bambaşka bir heyecan.

Kokuların duyuları harekete geçiren büyülü dünyası

Bazen sizin de bir kokunun esintisiyle geçmişe doğru kısa bir yolculuğa çıktığınızı hissettiğiniz oluyor mu? Kabul edelim, hayatın içindeki tatlı sürprizli anlarda kokuların da etkisi oldukça büyük. Belki çocukluğunuzdan keyifli bir anı hatırlatan nostaljik bir koku, belki gençliğinizde kullandığınız eski bir parfümün rüzgarla karışmış hali, belki de taze biçilmiş çimlerin havada dağılan dansı… Kokular da sürprizli anların başrol oyuncusu olabiliyor.



Tıpkı, Almond Shower Oil’in tatlı bademin mis kokusunu cildimizde bırakması gibi. Üstelik vegan içeriği ile tüm cilt tiplerine de uygun olan bu bakım yağı, duyuları harekete geçiren büyülü bir dünyanın da kapısını aralıyor. Hayatın bitmeyen telaş ve karmaşasında her şeyden biraz da olsa uzaklaşıp, o büyülü dünyaları keşfetmek hepimizin ihtiyacı değil mi? Daha fark edilmeyi bekleyen onca tatlı sürpriz varken…

Şaşırtıcı üçlü etki

Köpüren özel formül, büyülü dünyalara açılan mis badem kokusu, tabii bir de şaşırtıcı üçlü etki. L’Occitane Almond Shower Oil ile hayatın sürprizlerle dolu anlarını yakalamak çok kolay. Özel vegan formülü, cildi hem temizliyor hem nemlendiriyor hem de onarıyor. Bu üç etkiyi bir arada bulabilmek de en tatlı sürprizlerden biri.

Badem Duş Yağı, özel köpük yapısı ile cildi temizliyor, içeriğindeki omega 6 ve 9 bakımından zengin tatlı badem yağı ve üzüm çekirdeği yağı ile ilk kullanımda nemlendirme etkisi sağlıyor ve cildi besleyerek ışıl ışıl bir görünüme kavuşturuyor.

Elbette, hayatta daha yakalanmayı bekleyen pek çok şaşırtıcı tatlı an var. Bazıları, bir anda karşımıza çıksa da bazen de bu anları biz yaratabiliriz. Bakım rutinlerimize L’Occitane Almond Shower Oil’i eklemek, tanımadığımız birine iltifat etmek ya da sevdiğimiz birine uzun zamandır istediği bir şeyi satın almak, hayatımızda o tatlı sürprizleri artırmaya ve yaşamın keyfini doyasıya çıkarmaya yardımcı olabilir.

Hiç vakit kaybetmeden birinden başlamak istiyorsanız hemen tıklayıp sürprizlerle dolu L’Occitane Almond Shower Oil dünyasını keşfedebilirsiniz.



Sıra dışı bir gelecek: Otomobil dünyasında bizi neler bekliyor?

Teknolojinin, yapay zekanın ve çevre bilincinin hızla geliştiği günümüzde otomotiv dünyası da bu gelişmelerden geri kalmıyor ve inovasyonlarla ve merakla dolu bir sektöre dönüşüyor. Son yıllarda elektrikli araçlar, otonom sürüş özellikleri, akıllı yol çözümleri gibi konularla pek çok gelişime imza atan otomobil dünyasında gelecekte bizi daha nelerin beklediği büyük bir merak konusu. Hepsi çok heyecan verici olsa da en çok merak edilen sorulardan ve benim de heyecanla beklediğim gelişmelerden biri; uçan arabaların hayatımıza girip girmeyeceği 🙂 Uçan arabalar yakın zamanda hayatımıza dahil olur mu bunu bilmiyorum ama otomotiv endüstrisinin geleceği hakkında kendi perspektifimden ele alacağım pek çok konu var. Gelin, benim de bir parçası olduğum bu sıra dışı gelecekte bizi neler bekliyor olabilir birlikte bakalım.



Elektrikli otomobillerin hızlı yükselişi

Geçtiğimiz yıllarda pek çok otomobil markası, yakın gelecekte elektrikli araç üretimine ağırlık vereceğini açıklamıştı, hatta dünya çapında tamamen elektrikli araç üretimine geçmeyi planladığını belirten markalar da var. Elektrikli araçların hayatımıza dahil olması çok yeni bir gelişme olmasa da yaygınlaşması ve popülerliğinin artması son zamanlarda daha bir artış gösterdi. Gelecekte de elektrikli araçların üretiminin ve kullanıcısının artması sektörünün en beklenen gelişmeleri arasında.

Bildiğiniz gibi ben de elektrikli otomobil tutkunlarından biriyim ve sık sık sizlerle Instagram hesabımdan %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E ile olan maceralarımı paylaşıyorum 🙂 Konumuza dönecek olursak; fosil yakıt tüketimini azaltmak ve karbon emisyonlarını düşürmek için ülkelerin elektrikli araç kullanımına yönelik teşviklerini artırması da beklenenler arasında. Ayrıca, batarya teknolojisinde yeni ilerlemeler, elektrikli araçların menzillerinin artırılması, şarj altyapılarının geliştirilmesi de yine yakın gelecekte bizimle olacağa benziyor.

Sürdürülebilir ve çevre dostu çözümler

Elektrikli araçların yükselişi, otomobil dünyasının geleceğinde beklenen tek çevreci haber değil. Doğa dostu yaklaşımlar ve sürdürülebilir çözümlerle dolu yenilikler de ufukta. Pek çok sektörün son yıllarda önemli bir gündem maddesi haline gelmiş olan çevre bilinci, otomotiv dünyası için de önemli bir konu. Geri dönüştürülmüş malzemelerden üretilen iç dizayn ekipmanları, doğa dostu kumaşların kullanımı, üretim aşamasında yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, daha az karbon salımı yapan motor teknolojileri ve daha nice gelişme, otomotiv dünyasının beklenenleri arasında.

Sektörde yeşil devrim adını verebileceğimiz daha pek çok gelişmenin damga vurması da olası. Araçların iç tasarımdan üretim süreçlerine kadar geniş bir yelpazede sürdürülebilir çözümler, otomobillerin gelecekteki dünyasını ve tabii ki dünyamızı taçlandıracak gibi. Bir çevreci olarak hızla yaygınlaşmasını görmek istediğim gelişmelerden birisi kesinlikle sürdürülebilir çözümler.

Otonom sürüş özelliklerinde ilerlemeler

Ve tabii ki otonom sürüş özelliklerinden bahsetmemek olmaz. Beni belki de en çok heyecanlandıran konulardan bir diğeri. Hani şu sürücüsüz giden otomobiller var ya, işte tam da onlardan bahsediyorum. Yakın bir gelecekte belki de araçların şoför koltukları hep boş kalacak. Olamaz mı? Bu, çok gerçekçi bir senaryo olmasa da şu an için benzer senaryolarla sık sık karşılaşacağız gibi. Çünkü pek çok dünya devi otomobil ve teknoloji firması, otonom araçlar alanında büyük yatırımlar yapıyor. Ancak, tam otonomiye ulaşmak için biraz daha geleceği beklemek gerekecek. Çünkü birtakım zorlukları aşabilmek için yeni teknolojilerin geliştirilmesi bekleniyor.

Özellikle büyük şehirlerdeki yoğun ve karışık trafik senaryoları, yasal düzenlemeler, kişisel hakların korunması, uygun yol ve altyapı çalışmalarının tamamlanması gibi pek çok faktör var. Yine de bu konudaki çalışmaların hız kazanması ve otonom sürüşün farklı seviyelerinin piyasaya sürülmüş olması, otonom sürüş teknolojilerinin potansiyelini gösteriyor. Gelecekte tam otonom seviyeye de erişilmesi mümkün.



Otonom özelliklerin yanı sıra farklı sürüş modları da ufukta. Hatta, ben şimdiden %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E  ile bu modları deneme fırsatına sahibim 🙂 Mustang Mach-E, sürüş deneyimini kişisel isteklere göre uyarlıyor; Aktive, Whisper ve Untamed modları sayesinde motor seslerini, ortam aydınlatmasını ve hatta aracın tepki verme hızını kişiselleştirmek mümkün. 

Akıllı şehirlerin kurulması

Otonom sürüş özellikleri, farklı sürüş modları, otomobil ve yapay zeka teknolojisindeki gelişmeler, yalnızca bireysel kullanımla sınırlı kalmayacak muhtemelen. Ve önemli bir toplumsal gündem haline de gelecek. Bu da akıllı şehirler gibi bir konseptin hayatımıza girmesi anlamını taşıyabilir. Şehirlerin, otomobillerin geleceği ile ne ilgisi var ki diye düşünmeye başlamadan hemen araya gireyim. Eğer başta otonom sürüş özellikleri olmak üzere otomobiller kendi başlarına -bir sürücünün aracı sürmesine ihtiyaç kalmaksızın- yolda gidebilecekse, bu şehirlerin de birtakım düzenlemelerden geçmesi anlamını taşıyor. Yollardaki alt yapı çalışmalarının bu doğrultuda düzenlenmesi, akıllı şarj istasyonlarının kurulması ve otonom araçların kendi kendini şarja takabilmesi için uygun çevresel yapılanmaların tamamlanması gibi pek çok gelişmeyi de beraberinde getirebilir. Belki de gelecekte şehirlere akıllı taksi durakları kurulacak ve birtakım mobil uygulamalar üzerinden bağlantıya geçilebilecek.

Sosyal dünya ile bağlantı sağlayan araç özelliklerinin geliştirilmesi

Bir düşünelim; otomobiliniz size en yakın kafeyi önerse ya da zevkinize uygun bir restoranda sizin için rezervasyon yaptırsa, nasıl olur? Ya da arkadaşlarınızla buluşma ayarlasa, arabaya bindiğinizde en sevdiğiniz dizinin kaldığınız bölümünü başlatsa? Siz keyifle buluşmalarınıza hazırlanırken veya dizinizi izleyip, müziğinizi dinlerken sizi istediğiniz yere götürse? Yani adeta bir eğlence merkezine dönüşse? Tüm bunlar, yakın gelecekte hayallerimizi süslemenin ötesine geçebilir. Bağlantılı araçlar, yani kendi internet erişimi olan ve verileri başka cihazlarla da paylaşabilen araçlar, otomobil dünyasının belki de gelecekte en çok parlayan yıldızı olabilir. Yalnızca yolculuk vadetmenin ötesinde bağlantılı araçlar, adeta kişisel mobil cihazlarımıza dönüşebilir.

Çoğu macerama tanıklık ettiğiniz Ford Mustang Mach-E de adeta benim eğlence merkezim. Araç içi iletişim ve eğlence sistemi olan Ford SYNC 4A ile konuşma, ses tanıma, kablosuz akıllı telefon entegrasyonu, sezgisel 15,5″ dokunmatik ekran ve çok daha fazlasını deneyimleyebiliyorum. Halihazırda gelişmiş teknolojinin keyfini sürebiliyor olsam da gelecekte bağlantılı araçlar bizi daha pek çok özelliği ile şaşırtacak diyebilirim.

Kısacası, otomobil dünyasının sıra dışı geleceğinde bizi bekleyen yepyeni heyecanlar var. Uçan arabalar yalnızca filmlerin unutulmaz bir parçası olarak mı hafızalarımızda kalır yoksa gerçekten de hayatımıza dahil olur mu bilinmez ama kesin olan bir şey varsa o da otomobil dünyasının hiç olmadığı kadar yenilik dolu olduğu. Kim bilir belki bir gün gökyüzünde bulutların arasında sıkışıp kaldığım bir trafikteyken size yazarım 🙂 Daha fazlası için yazılarımı ve Instagram hesabımı takip etmeyi unutmayın.

İlginizi çekebilir: Virtual Influencer’lar: Kim bu sıra dışı influencer’lar? Takip etmeniz gerekenler?



Güne lezzetli bir başlangıç için kahvaltılık tarifler

Ne demiş şair; kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı. Sizce de öyle değil mi? Günün ilk öğününün, bize gün boyu yetecek kadar neşe ve enerji kaynağı olması gerekmiyor mu? İster sabahın çok erken saatlerinde ister öğlene yakın olsun, fark etmez; günün ilk öğünü her zaman çok önemli. Çünkü günün geri kalanını etkileyen, o günün ne kadar kaliteli bir gün olduğunu belirleyen en önemli faktörlerden biri; güne neler yiyerek başladığımız…



Ancak hepimiz biliyoruz ki, klasik kahvaltı tarifleri zamanla sıkıcı hale gelebiliyor. Yumurta, peynir, zeytin güzel bir başlangıç olsa da her gün aynı şeyleri yemek hayatlarımızda monotonluk yaratabiliyor. Dolayısıyla biraz daha yaratıcı alternatiflere ihtiyacımız var. Ama bir yandan da yoğun tempomuza ayak uydurabilmek için pratik ve besleyici olmalı. Tabii lezzetten de ödün vermek olmaz. İşte tam da bu noktada lezzeti ile, pratikliği ile, besleyiciliği ile kahvaltıların yıldızı müsli karşımıza çıkıyor. İşte müsli kullanarak hazırlayabileceğiniz lezzetli ve sağlıklı kahvaltılık tarifler:

Müslili Ekmek

Eğer kahvaltıda değişiklik yapmak ve lezzet ile besleyici değeri bir arada sunan bir alternatif arıyorsanız, müslili ekmek tam size göre. Klasik ekmek tariflerine göre çok daha zengin ve doyurucu bir seçenek sunan bu kahvaltılık tarifi, aynı zamanda çok daha lezzetli, çok daha eğlenceli. Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli’nin içeriğindeki kızılcık, kuru üzüm, elma ve marakuyalı özel karışım sayesinde enerjik bir sabaha doyurucu dilimlerle merhaba diyebilirsiniz.

Malzemeler:

Hamuru için:

  • 1 su bardağı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 2-3 tatlı kaşığı Dr. Oetker Aktif Maya
  • 0,5 çay bardağı süt
  • 4-4,5 su bardağı un
  • 0,5 çay bardağı toz şeker
  • 1 su bardağı ılık süt
  • 1 yumurta
  • 100 gram yumuşak margarin

Üzeri için:

  • 2-3 yemek kaşığı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 1 yemek kaşığı su

Hazırlanışı:

  • Mayayı bir kaseye alın ve üzerine yarım çay bardağı ılık sütü ilave edin. Kaşık ile birkaç kez karıştırıp 10-15 dakika bekletin.
  • Unu derin bir kaba eleyin ve üzerine beklettiğiniz mayayı ilave edin. Toz şeker, süt, yumurta ve margarini ilave edip iyice yoğurun. Üzerini kapatıp ılık ortamda 40-45 dakika bekletin.
  • Süre sonunda mayalanan hamura 1 su bardağı meyveli müsliyi ekleyin ve yoğurun. Hamuru yuvarlayıp pişirme kağıdı serilmiş fırın tepsisine alın. Üzerine su sürüp meyveli müsli serpin ve 20 dakika bekletin.
  • Fırını belirtilen dereceye ayarlayıp ısınması için önceden açın. (Alt-üst pişirme: 170 °C, Turbo pişirme: 160 °C)
  • Hamurun üzerini keskin bıçak ile 3-4 yerinden 1 cm derinliğinde kesin ve 25-30 dakika pişirin.
  • Fırından çıkarıp soğutun. Dilimleyerek servis yapın.

Çikolatalı Çıtır Smoothie Bowl

Kahvaltıda kendinizi şımartmak ve güne ‘bomba’ gibi başlamak istiyorsanız, tatlı bir kahvaltılık tarifi tam size göre olabilir. Çıtır tahıl ve çikolata parçacıkları içeren Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli ile çok pratik ve çok lezzetli bir kahvaltılık bowl hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  • 2 yemek kaşığı Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli
  • 1 adet olgun muz
  • ½ avokado
  • 1 yemek kaşığı kakao tozu
  • 1 su bardağı badem sütü

Hazırlanışı:

  • Olgun muzu, avokadoyu, kakao tozunu ve badem sütünü blender’a alın. Pürüzsüz bir kıvam alana kadar yüksek hızda karıştırın.
  • Elde ettiğiniz smoothie karışımını bir kaseye aktarın ve kahvaltılık bowl için tabanı hazırlayın.
  • Smoothie tabanın üzerine çıtır çıtır Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli’yi ekleyin. Ve harika kahvaltı kaseniz hazır.

Portakallı Muzlu Müslili İçecek

Kahvaltılarınızı bir sonraki seviyeye taşımaya hazırsanız, Dr. Oetker Vitalis Bal Bademli Çıtır Müsli ile tanışın. Bu benzersiz müsli, sadece lezzetiyle değil, aynı zamanda sağlık açısından sunduğu faydalarla da kahvaltılarınızın vazgeçilmezi olmaya aday. Hem lif hem de Vitamin B1, demir ve magnezyum gibi önemli besin öğeleri açısından zengin olan bu müsli ile harika bir kahvaltılık içecek hazırlayabilir, güne başlarken ihtiyacınız olan enerjiyi ve besinleri alabilirsiniz:



Malzemeler:

  • 50 g Dr. Oetker Vitalis Bal Bademli Çıtır Müsli
  • 1 poşet Dr. Oetker Şekerli Vanilin
  • 2 adet muz
  • 2-3 dilim ayıklanmış ve zarları çıkarılmış portakal dilimleri
  • 2 su bardağı buzdolabında soğutulmuş süt
  • 2 yemek kaşığı bal

Hazırlanışı:

  • Muzları soyup iri parçalara kesin ve mutfak robotuna alın.
  • Üzerine portakal dilimleri, süt, bal ve şekerli vanilini ilave edip meyveler ezilinceye kadar karıştırın.
  • Hazırladığınız içeceği bardaklara alın. Üzerlerine çıtır müsliyi ekleyip kaşık ile karıştırın.
  • Buzdolabında 30 dakika bekletip servis yapın.

Meyveli Mini Kahvaltılık Muffin

Güne başlarken modunuzu yükseltecek, enerjinizi yerine getirecek ve ihtiyacınız olan besin öğelerini almanızı sağlayacak ve tüm bunları yaparken de eğlenceli bir hale çevirecek muffinlere kim hayır diyebilir ki… Siz de demezseniz, Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli ile harika bir kahvaltılık hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  • ½ su bardağı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 1 paket Dr. Oetker Hamur Kabartma Tozu
  • 1 su bardağı tam buğday unu
  • 2 yemek kaşığı bal
  • ½ su bardağı süt
  • 1 yemek kaşığı tereyağı
  • 1 adet yumurta
  • 1 adet mini muffin tepsisi

Hazırlanışı:

  • Fırını 180 derecede önceden ısıtın ve mini muffin tepsisini yağlayın.
  • Bir kasede tam buğday unu, Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli ve kabartma tozunu karıştırın.
  • Başka bir kapta süt, eritilmiş tereyağı ve yumurtayı çırpın. Islak malzemeleri kuru malzemelerin üzerine dökün ve karıştırın.
  • Hazırladığınız kek harcını mini muffin kalıplarına eşit miktarda bölün. Her bir kalıbı üçte iki oranında doldurmanız yeterli olacaktır, böylece kabardığı zaman da yeteri kadar alan kalacaktır.
  • Yaklaşık 20 dakika kadar pişirdikten sonra fırından çıkarın, birkaç dakika beklettikten sonra servis edebilirsiniz.

Bonus: Çabasız ve lezzetli kahvaltılar

Eğer daha hızlı bir şekilde lezzetli, pratik ve doyurucu kahvaltılık tarifler hazırlamak istiyorsanız, fazla çaba harcamadan da eğlenceli kahvaltılar yapabilirsiniz. Müslinizi ister sütle ister yoğurtla karıştırın; üzerine meyve, bal, biraz da kuruyemiş ekleyin ve voila! Enfes kahvaltınız hazır… Ama bir dakika; zaten eklenmişi var 🙂 Dr. Oetker Vitalis’in lezzetli, doyurucu ve sağlıklı dünyası ile klasik kahvaltılar yerine daha enerjik tariflerle güne başlayabilirsiniz.

Sağlıklı ve dengeli beslenmeyi, ‘sıkıcı’ kalıplardan çıkarmak ve her güne büyük bir neşe ile başlamak istiyorsanız Dr. Oetker Vitalis, kahvaltılarınızın vazgeçilmezi olacak. Üstelik sadece kahvaltılarınızın da değil; ara öğünlerinizde de lezzetli atıştırmalıklar olarak tüketebilirsiniz. Bu çıtır lezzetler, gününüzün her saatine enerji ve neşe katacak!

Siz de Dr. Oetker Vitalis’Dr. Oetker Vitalis’Dr. Oetker Vitalis’in Multi Meyveli Çıtır Müsli, Bal Bademli Çıtır Müsli ve Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli çeşitlerinden dilediğinizi seçebilir, güne en sevdiğiniz lezzetle harika bir başlangıç yapabilirsiniz.

*Bu yazı Dr. Oetker katkılarıyla hazırlanmıştır.



İlgili Makale