X

Zihin ve madde arasındaki bağlantı: Gama beyin dalgası ve iyi oluş

“Hayat sadece hayatta kalmak için bir mücadele değil, aynı zamanda hayatta kalmak için bir kucaklaşmadır.” -Martin Nowak, Matematik ve Biyoloji Profesörü

“Herhangi biri olabilseydiniz kim olurdunuz?” Bu soru üzerinde epey zaman harcayan hücre biyoloğu Bruce H. Lipton, bir gün aniden bir hücrenin yaşamının genler tarafından değil, temelde fiziksel ve enerjisel çevre tarafından kontrol edildiğini keşfeder. Aslına bakarsanız insanlar olarak yaşamlarımız da bir hücreninkinden farklı değil. Tek bir hücrede olduğu gibi yaşamlarımızın karakteri genler tarafından değil, yaşamı yönlendiren çevresel sinyallere verdiğimiz tepkiler tarafından belirleniyor.

Lipton bu konuda şöyle söylüyor: “İnançlarımı değiştirerek hayatımın karakterini değiştirebileceğimin farkına varmak beni heyecanlandırmıştı. Anında büyük bir enerji kazanmıştım, çünkü beni daimi bir “kurban” olarak çalıştığım işimden kaderimin “ortak yaratıcısı” olarak çalışacağım yeni işime götürecek bilime dayalı bir yol olduğunu fark etmiştim.” İşte bu yazımda zihin ve madde arasındaki bağlantının yaşamlarımız üzerinde nasıl devrim yaratacak bir etkisi olduğunu anlatmaya çalışacağım.

Genetik Çağı’nın başlangıcından bu yana genlerimizin adeta kaderimiz olduğunu kabul etmeye programlandık. Ancak yapılan araştırmalar gösteriyor ki; insan hastalıklarında etkili genler, toplam hastalıkların yalnızca %2 sini oluşturuyor. Bu konudaki programlanmamızın en büyük sorumlusu da medya. Medya şu iki kelimenin anlamını sürekli olarak çarpıtıyor: Korelasyon ve nedensellik. Korelasyon kelime anlamı olarak “ilişkili olmak” demek. Nedensellik de adı üstünde bir şeyin diğer bir şeyin nedeni olması, onu zorunlu olarak belirlemesi anlamına geliyor. Ancak bir şeyle “ilişkili olmak” ile bir şeye “neden” olmak çok farklı anlamlara geliyor. “Şu gen bu hastalığın nedenidir” gibi bir bilgi yönlendirici ve kontrol edici bir bilgi. Bunu bir örnekle açıklayayım. Arabanızın anahtarlarını düşününün. Gerçekte anahtarlar arabanın çalıştırılması ile ilişkilidir, nedeni değildir, arabayı aslında anahtarı çeviren kişi -yani siz- kontrol edersiniz. İşte belirli genler de bir organizmanın davranış ve özellikleriyle ilişkili olabilir fakat bu genler bir şey onları tetikleyene kadar aktive olmazlar. Şimdi size daha çarpıcı bir bilgi vereyim: Gerçekte genlerin biyolojiyi kontrol ettiği fikri, hiçbir zaman kanıtlanmamıştır. Ve aslında bu varsayım en son bilimsel araştırmalarla zayıflatılmış bir varsayımdır.

Özellikle 2010’lu yıllar itibariyle beynin işleyişinin biyokimyasal etkileri hakkında yapılan yeni bilimsel keşifler, vücudumuzdaki tüm hücrelerin düşüncelerimizden etkilendiğini gösteriyor. Bu araştırmaların sonuçları, yaşamla ilgili algımızı köklü bir şekilde değiştirmiş durumda. Newton fiziği geleneğinden gelen genler tarafından kontrol edilen zayıf, biyokimyasal makineler olduğumuz inancı, yerini artık yaşamlarımızın ve içinde yaşadığımız dünyanın güçlü yaratıcıları olduğumuz anlayışına bıraktı. Artık biliyoruz ki biyolojimizi genler ve DNA kontrol etmiyor, yaşamlarımız aslında düşünme ve yorumlama biçimimizden kaynaklanan enerji mesajları da dahil olmak üzere, hücre dışından gelen sinyallerle kontrol ediliyor.

Şu ana kadar söylediklerimi biraz daha açayım. Yaşamın sırrı DNA sarmalında (genlerde) değil, hücrenin adeta büyülü olan zarı vasıtası ile çevresel sinyallere verdiği tepkilerde yatıyor. Hücre zarındaki reseptörler (alıcılar) belirli çevresel sinyallere yanıt vermek üzere ayarlanmış moleküler “nano antenler” olarak işlev görüyor. Bu alıcı “antenler” ışık, ses ve radyo frekansları gibi titreşimsel enerji alanlarını da okuyabiliyor. Reseptörler enerji alanlarını okuyabildiğinden, sadece fiziksel moleküllerin hücre fizyolojisini etkileyebileceği düşüncesi geçerliliğini yitirmiş durumda. Düşünce ve inanç da dahil olmak üzere, görünmez güç alanları (kaotik alanlar) da hem bedeni hem zihni değiştirebiliyor. Kaos Teorisi de gösteriyor ki, insan hastalıklarını da insan yaşamını da kesin olarak belirleyen tek bir gen (veya neden) yok.

Yaşamın zihinsel ve bedensel olarak bir bütün olduğunu artık inkar edemeyeceğimiz bir dönemdeyiz. Bedenimiz için yaşamı destekleyen şeyler ne kadar önemliyse, zihnimiz için de yaşamı destekleyen unsurlar o kadar önemli. Eğer ki “yaşamın bir sırrı” varsa o da buradan geçiyor. Yakın zamanda hücre biyologları “yaşamın sırrının” moleküler karşılığı olan bir enzim tanımladılar ve bu enzim hücrelerin canlılığı -dolayısıyla fiziksel ve ruhsal sağlık ile- doğrudan ilişkili. Bilim insanları bununla birlikte önemli bir keşifte daha bulundular: Yaşamın sırrı olan bu enzimin aktivitesi yedi yaşına kadar programlanmış zihin tarafından kontrol ediliyor! Ve şimdi güzel bir haber daha: Hayatınızın ilk yıllarındaki bu kayıtlar Gama adı verilen beyin dalgaları ile değiştirilebilir!

Geri Çağırma Terapisi (Call-Back Therapy) ve Gama Beyin Dalgaları

Geri Çağırma Terapisi, 18 yıllık mesleki tecrübe ve eğitimlerime dayanarak geliştirdiğim, birçok terapi yaklaşımının işe yarayan noktalarıyla sentezlenmiş bütüncül bir terapi tekniği. Zihnin (sinir sisteminin) çalışma prensibine uygun ve sorunun kaynağına odaklı bir teknik. Bir Geri Çağırma Terapisi seansında, öncelikle yaşam öykünüz dinleniyor. Bugüne kadar olan yaşam öykünüz sizin “zaman çizginizi” oluşturuyor. Öncellikle 0-7 yaşları arasındaki zaman çizginizde nasıl bir duygusal ortamda büyüdüğünüz, ebeveynlerinizle ilişkileriniz tespit ediliyor. Bu dönemde beynin gelişim hızı (nöroplastisitesi) çok hızlı olduğu için, yaşananların etkisi de kuvvetli oluyor. Çünkü bu dönemde yaşanmış ve iz bırakmış herhangi bir şey, ileride aynı sahneyle tekrar karşınıza çıkarak iş, ilişkiler veya sağlık konusunda çeşitli problemler yaşamanıza sebep olabiliyor.

İşte Geri Çağırma Terapisi, Teta beyin dalgalarının hakim olduğu ilk çocukluk döneminde kodlanmış bilinç dışı programları açığa çıkarıp beyninizin iki yarıküresi arasında coherence (tutarlılık, uyum, ahenk) sağlamaya ve bilincinizi “yeniden bağlamsallaştırmaya” yardımcı olan sinir bilime dayalı bir teknik. Bu tekniği uygularken olmazsa olmaz bir özellik de, terapist ile danışanın sağ beyinlerinin uyumlanması. Çünkü iki insan etkileşim halindeyken beyin dalgaları senkronize oluyor ve beyinlerinin ilgili bölgelerindeki nöronlar aynı anda aktifleşiyor. Gama beyin dalgasına kısaca “Yarıküreler Arası Senkronizasyon Frekansı” dersek, Geri Çağırma Terapisinde terapistinizin beyin dalgalarıyla uyumlanarak kendi beyninizin ahenk ve uyum içinde çalışmasına yardımcı oluyor, sonuç olarak semptomları iyileştirerek iyi oluşunuzu yükseltiyorsunuz.

Bu yazıyı yazarkenki dileğim, okuyan herkesin yaşamlarını yönlendiren inançların çoğunun çarpıtılmış ve sınırlayıcı olduğunu fark etmesiydi. Çoğumuz mecbur olduğumuz için değil, “mecbur olduğumuzu düşündüğümüz için” sınırlı yaşamlar sürüyoruz. Hayatınızın kontrolünü elinize alıp sağlık ve mutluluğa giden bir yola çıkabilir ve bu yolda karşılaştığınız diğer insanlarla bir araya gelerek insanlığın yeni bir anlayış ve barış düzeyine gelmesini sağlayabilirsiniz.

Bu konuda bir psikolojik danışmanla çalışmak ve süreç hakkında detaylı bilgi edinmek isterseniz bana ayselkeskin2004@yahoo.com eposta adresinden veya @ayselkeskinofficial Instagram hesabından ulaşabilirsiniz. Sevgiyle.

Kaynakça:

Bruce Lipton. (2015) İnancın Biyolojisi: Bilincin, Maddenin ve Mucizelerin Gücünü Açığa Çıkarmak. Butik yayıncılık.

Braboszcz C, Cahn BR, Levy J, Fernandez M, Delorme A (2017) Increased Gamma Brainwave Amplitude Compared to Control in Three Different Meditation Traditions. PLoS ONE 12(1): e0170647. https://doi.org/10.1371/journal.pone.0170647

İlginizi çekebilir: Beyniniz çok gelişmiş bir bilgisayardır: Beyin dalgaları ile hayatını iyileştir

Aysel Keskin: Merhaba ben Aysel Keskin. Psikolojik Danışman ve Psikoterapistim. 2006 yılında Marmara Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık bölümünden mezun olduktan sonra, Türk Deniz Kuvvetlerinde yedi senelik bir kurumsal hayat deneyimim oldu. Kurumsal hayat deneyimimin ardından, çocukluk tutkum olan psikolojiye bir de seyahat tutkum eklendiği için okyanus ötesine giderek bir süre Amerika’nın Kalifornia ve Oregon eyaletlerinde yaşadım. Tüm psikoterapi yaklaşımlarını bilmekle beraber uzmanlaşmanın gerekliliğine inanarak, kanıta dayalı terapi yaklaşımlarından Süre Sınırlı Psikanalitik Psikoterapi (SSPP), Jungian Psikoterapi ve Rasyonel Psikoloji Enstitüsü Preferred Partner of The Albert Ellis Institute onaylı, APA (American Psychological Association) Kredili Rasyonel Duygucu & Bilişsel Davranışçı Terapi Eğitimlerini (süpervizyonlar dahil) tamamladım. Sorunların bütüncül ele alınması gerektiğine, beden ve zihnin dengesini kurduğumuzda hayatımızda olumlu değişimler olacağına inanıyorum. Beden ve zihin sağlığınız her şeyden önemli. Bana ayselkeskin2004@yahoo.com eposta adresinden ulaşabilirsiniz. Sağlık ve sevgi ile kalın. Instagram: ayselkeskin.psk.dan

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale