X

‘Zihinbeden’ farkındalığı: Bedenin sana ne söylüyor?

İnsan, zihni ile bedeni arasında ayrılmaz bir bağ olduğunun, içgüdüsel olarak bir biçimde farkındadır. Ancak modern dünya şanssız bir şekilde tüm benliğimiz ile bildiğimiz, aklımızla doğru olarak kabul ettiğimiz şeyler arasında bir ayrım getirmiştir. Bu iki tür bilgiden daha sığ olan beden ve birinden ayıran düşünce, çoğu zaman zararımıza olacak şekilde galip gelmektedir. İçgüdüsel olarak bildiğimiz şey bedenlerimizde aslında bir tür bilgeliğin yatıyor olmasıdır. ‘Zihinbeden’ bağı içgüdüsünün farkında olursak, sağlığımız ve gerçeğe yönelik arayışın getirdiği dönüşümü de beraberinde getirebiliriz.

Tıpta ders kitaplarında bu konuda tamamen biyolojik bir bakış açısı bulunmaktadır. Bedeni zihinden ayırarak kavramaya çalışırız. Bazı kaynaklarda da sağlık sorunlarının nedeni olarak çokça sinirlerden ve genetik yatkınlıktan da bahsedilmektedir. Tıp dünyası aktörleri de örtük ön yargıları nedeni ile çoğunlukta insanları sağlıklı olsunlar veya olmasınlar büyüdükleri, yaşadıkları, çalıştıkları ortamdan soyutlanmış bir şekilde yaşıyormuş gibi tanımlamaya eğilimli. Genelde hastalığın başlangıcından önceki psikolojik durum göz ardı edilmekte veya ‘stresten uzak dur’ gibi işlevsiz öneriler sunmaktadırlar. Hatta kendi deneyimlerimden yola çıkarak da söyleyebilirim ki; uzmanlık alanlarında çok iyi olmalarına rağmen, insanı daha iyi anlama, yaşamları ve deneyimleri hakkında neredeyse hiçbir bilgi toplama çabalarının bulunmadığına ve bunu edinmek için çaba sarf etmediklerine defalarca şahit oldum.

Stresin sağlığımıza olan zararları herkes tarafından bilinmektedir. Stresin çeşitli otoimmün hastalıklara yol açtığı, kanserli hücrelerin çoğalmasına neden olduğu, çeşitli mide rahatsızlıklarına sebep olduğu tıp dünyası tarafından kabul görmektedir. Ancak herkeste aynı tip rahatsızlıklara sebep olmamaktadır. Hatta çok nadir görülen, nedeni anlaşılamayan ve iyileşme yolları bulunamayan rahatsızlıklar ve yeni hastalıklar da ortaya çıkmıştır.

Stres; güçlü duygusal uyarıcılara verilen karmaşık bir dizi fiziksel ve biyokimyasal yanıttır. Stres, fizyolojik açıdan duyguların insanın sinir sistemindeki elektriksel, kimyasal ve hormonal yüklerini boşaltır. Duygular, ana organlarımızın işlevini, bağışıklık savunmalarının bütünlüğünü ve vücudun fiziksel durumunun yönetilmesi için size yardımcı olan dolaşımdaki birçok biyolojik maddenin çalışmasını etkiler ve aynı zamanda bunlardan etkilenir. Duygular bastırıldığında vücudun hastalığa karşı savunma mekanizması kırılır ve dışavurumu bastırma, duyguları farkındalıktan kopartma ve bilinçaltına itme, fizyolojik savunmalarının düzeni bozulur. Bunun sonucu olarak, savunmalar yolunu şaşırıp sağlığı korumak yerine kişiye zarar verir hale gelir. Kısacası, sanki bedenimiz bize saldırarak bir şey anlatmaya çalışmaktadır.

Peki vücutta bu iç savaşa yol açan şey nedir?

Birçok kişi farkında olmadan tüm yaşantısını ne pahasına olursa olsun memnun etmeleri gereken güçlü ve eleştirel bir toplum dedektifi gözetimindeymiş gibi geçirir. Bir çoğumuz yalnız olmasak da en derin ihtiyaçlarımızı anlamayan ya da doyurmayan, duygusal açıdan yetersiz ilişkiler yaşarız. Yaşadığımız kötü deneyimler, aşırı stres, farkında olmadan uzaklaşma, soyutlanma şeklinde de kendini göstermektedir. Sonuç olarak, kendimizle aramıza koyduğumuz mesafeler artar. Olduğumuz kişi ile olduğumuzu sandığımız kişi arasında mesafe arttıkça, yaşamlarının oldukça tatminkar olduğunu düşünüyor olabilecek birçok insan bile mevcut sistemlerindeki işlevsizlikler, kopuşlar nedeni ile çok farklı şekillerde etkilenir. İşte bu noktada sebebi bedensel olarak görülebilecek olan sağlık sorunlarının ortaya çıkma potansiyeli artar.

Sokrates bundan 2.500 yıl önce ‘Zihni bedenden ayıramazsınız.’ demiş olmasına rağmen, son yıllarda ortaya koyulan, yeni bir disiplin olan psikonöroimmünoloji (Robert Ader ve Nicholas Cohen), artık beyin ile bağışıklık sistemi arasında yakın bir ilişki bulunduğuna dair pek çok alandaki bilim insanları tarafından öne sürülen sağlam delillere ulaşılan bir noktaya gelmiştir. Öğrendim ki bu tıp dalı, tam da zihin ile bedenin etkileşimlerini insan gelişiminde ve yaşam boyu sağlıkta ve hastalıkta duygular ile fizyolojinin ayrılmaz bütünlüğünü inceleyen bilim dalıdır.

Bu alanda yapılan çalışmalar göstermiştir ki; bireyin duygusal maskesi ve süregelen strese verdiği yanıt, gerçekten de tıbbın tedavi ettiği fakat kökenini henüz bilmediği birçok hastalığın baş sebebi olabilir. Bu alanda yapılan çalışmalar göstermiştir ki geçmiş yaşamlarımızdaki sorunların farkına vararak bunları yok saymak veya bastırmak yerine dışa vurup bu konuda farkındalığımızı arttırarak, bu tür engelleyici ve acı verici duygularla baş etmeyi daha iyi öğrenebilsek, tıp dünyasının ilaç ve tedavilerle çözüm bulamadığı rahatsızlıklar ortadan kaldırılabilmektedir.

Çevremde çözüm bulunamayan kronik rahatsızlıklara sahip insanları düşündüğümde, çocukken kötü muamele gören, korkan, ihmal edilen, hayır demeyi öğrenemeyen, kendisinden çok başkalarına değer veren, sevdiklerini kendisinin önüne koyan, mükemmellik arayışı kisvesi altında yetersizliğini bastıran, fiziksel ve ruhsal olarak işgal edilen, sabit utanç yaşayan, korkularını aşamayan, öfkesini dışarı vuramayan içine atan, duygularını ifade etmeyi öğrenemeyen kişilerin sağlık durumları şu anda nasıl olurdu? diye kendime sorarım.

Belki de insan aklının yapamadığı dışa vurumu bedeni yapıyordur ve bazen nasıl hayır diyeceğimizi öğrenmemiz engellendiğinde bunun sonunda bedenlerimiz bizim yerimize yapmaya çalışmaktadır. Zihinbeden bağlantılarının sadece hastalık algımız için değil, aynı zamanda sağlık algımız için de kavranması gerekir. İyileşme sürecinde her bir bilgi kırıntısı, her bir gerçeklik zerresi hayati önem taşımaktadır. Duygular ile fizyoloji arasında bir bağlantı varsa insanlara bu bağlantıyı bildirmemek onları kuvvetli bir silahtan mahrum bırakacaktır. Zihinsiz bir beden, bedensiz bir zihin yoktur.

İlginizi çekebilir: Çok iyi bildiğimiz, herkese önerdiğimiz fakat asla tam olarak uygulamadığımız tavsiyeler

Pınar Ezici: Çukurova Üniversitesinde sosyal bilimler davranış alanında yönetim üzerine doktora yapmakta olan, Pınar Ezici, almış olduğu profesyonel koçluk eğitimi ile, koç ve mentor olarak bireylere, yöneticilere ve firmalara koçluk hizmeti veriyor. Bununla birlikte, eğitmen koç olarak, kişilerin iç dünyalarına yönelik farkındalıklarını artıran, yeni bakış açıları kazandıran bir vizyon ve perspektif gelişimi, değerlerine uygun yaşam kurmalarını ve yaşam amaçlarını bulmalarını sağlayan koçluk eğitimleri veriyor, Points of You yetkinliğinde koçluk ve kişisel gelişim atölyeleri düzenliyor ve gönüllü sosyal yardım projelerinde yer alıyor. Yönetim alanındaki eğitimi, uzmanlığı ve deneyimini birleştiren Pınar Ezici, farklı başlıklar altında bireylere ve kurumlara yönelik, birbirinden güçlü çalışmalar tasarlayıp sunuyor ve kurum içi koçluk uygulamalarında görev alıyor.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale