X

Zanlarla yaşıyoruz: Ne okuyoruz, ne anlıyoruz?

Harika haftalar…

Mart ayının sonunda, kendime “ben zamanı” yarattım ve bir yolculuğa çıktım. Soluğu Los Angeles’ta aldım. Bu yolculuk bana uzun zamandır merak ettiğim Peru ve Brezilya topraklarının da kapılarını açtı. Peru, Brezilya deneyimlerimi ve farkındalıklarımı yeni kitabıma ekleyeceğim, merak etmeyin.

Yolculuk öncesi yaşadığım yoğun süreci, tüm duygularımla, samimiyetle, gönlüme gelen sözlerle İstanbul’dayken, henüz havaalanındayken paylaşmış, sizlerle biraz dertleşmiştim. Hatırlarsınız…

Bu yazımı okumayanlar, merak edenler, linkten bakabilirler.

Yurda döndüğümün ertesi günü ayağımın tozuyla, Amerika’ya gitmeden çok önce, olacağı belli olan, katılma niyeti koyduğum Zihin Ruh Beden Festivali’ndeki seminerlerime katıldım. Orada karşılaştığım arkadaşlarım ve başka pek çok kişi beni görünce biraz şaşırdı. Çünkü yazımdan temelli gittiğimi algılamışlardı. Yazımdan dolayı farklı algılamaların olması bana çok kıymetli şeyler fark ettirdi. Bunun için minnettarım.

Birincisi yazılarım ve paylaşımlarım çok okunuyormuş, çok memnun oldum, teşekkür ederim.

İkincisi, ne yazarsak yazalım, kendimizi nasıl ifade edersek edelim, kişinin algı filtresinde neler varsa ona göre algılanıyoruz. Yazımdan Amerika’ya göç ettiğim, mesleğimi, yaptığım işi bıraktığım, her şeyi bıraktığım gibi bir sonuç çıkarılmış. Daha doğrusu zannedilmiş! Üstelik yazımda; bir aydan biraz fazla süre sonra döneceğimi belirtmeme ve festivalde görüşürüz dememe rağmen…

Üçüncüsü her söz; madde yani enerji… Bir frekansı ve titreşimi var. Ağzımızdan çıkan sözler, yazdıklarımız, kendimizi ifade ettiğimiz her yol dinleyenin, okuyanın frekansına, titreşimine, ruh haline, içinde bulunduğu duruma, duygularına, korkularına, düşünce kalıplarına göre farklı algılanabiliyor. Bulunduğumuz enerji alanında ne varsa algılamamıza etki ediyor. Mart sonunda, gündemde çok yoğun olarak referandum vardı. Yurt dışında yaşama isteğinde olan kişiler çoktu.

Dördüncüsü yazdıklarımızın, söylediklerimizin de bir enerjisi var. Farkında olmasanız dahi bilinçaltınızdan yansıyan duyguların, düşüncelerinizin enerjisi karşı tarafa ulaşıyor. Yani iki durum da mevcut. Hem zihnimizin kıyaslamasına göre algılıyoruz hem de söz – yazı sahibinin frekansını hissediyor ve algılıyoruz.

Neyse; arkadaşlar fark ettim ki biraz zanlar üzerine kurulu bir hayat yaşıyoruz. Pek çok şeye anlamlar yüklüyoruz. Yüklediğimiz anlamı da doğru kabul ediyoruz. Zihnimiz her şeyi etiketliyor, yorumluyor. Halbuki hakikat çok farklı olabiliyor.

Bu arada çok yakın ve eski dostlarımdan, bana çok kıymet verdikleri ve hiçbir zarar görmemi istemediklerinden dolayı; hassasiyetle, ‘neden bu kadar özelini paylaştın, insanların bilmesine gerek yoktu, yaptığın işe zararı oldu, bindiğin dalı kestin’ gibi yorumlar aldım. Hiç böyle düşünmemiştim. Gerçekten böyle mi oldu? Merak ettim. Okuyanlar ne hissetti? Siz de neler tetiklendi? Paylaşmak isteyen olursa sevinirim…

Tecrübe ettim ki kırılganlığımızı samimiyetle ifade ettiğimizde insanların kalbine dokunuyoruz. Yazımı okuyan, okuduklarından etkilenen ve benimle tanışmak, çalışmak isteyen çok güzel insanlar oldu. Hatta bazıları Los Angeles’ta geldi, beni buldu.

Bu yazıyı yazarken Brene Brown’un Ted Talk’unu hatırladım. Sizlerle de paylaşmak istedim.

Kısacası; kalbinizi açtığınızda, kırılganlığın gücü hiç ummadığınız bir etki yaratıyor.

Sözlerimi pek çok ülke gezip gördükten sonra şöyle tamamlamak istiyorum; her zaman güzel ülkemi çok sevdim ve çok şükrettim. Bu toprakların güzelliği ve manevi zenginliği her zaman gönlümü coşturdu. Çocukluğum, gençliğim, anılarım, ailem, dostlarım ve sizler buradasınız. Çoğu şey değişiyor, alıştıklarımız farklılaşıyor olsa da bu topraklar sevgiyle mayalanmış, birlik bilinciyle yoğrulmuş. Kurtuluş Savaşı bunun ilk aklıma gelen örneği… Nice evliyalar bu topraklarda… Hz. Mevlana, Hz. Şems, Yunus Emre, Hacı Bayram Veli, Hacı Bektaş Veli ve daha niceleri… Bu yüce gönülleri nasıl tanıyoruz? Amerika’da pek çok yerde RUMİ’nin kitapları satılıyor. Avrupa, Amerika sahip olduğumuz manevi güzelliğe, zenginliğe sahip çıkıyor. Burnumuzun ucundaki güzelliklerin farkında mıyız? Yoksa zanlarımızın esiri olarak mı yaşamaktayız?

Sorular, sorular…
Cevapları sizde saklı…
Benim içinse bu cennet vatanda AŞKla yaşanmalı!

Zanlarımızdan özgürleşip hakikati görebilmek, kıymet bilerek AŞKla yaşamamız dileğiyle…

Kısacası; arkadaşlar kaldığım yerden değil, yolculuğumun zenginleştirdiği, yepyeni bir bilinçten işime, gücüme devam ediyorum. Şimdilik İstanbul’dayım ama gezmeyi çok seviyorum. ‘’Ben zamanı’’ tatilleriyle de işimi gezerek de yapabiliyorum çok şükür.
Görüşmek, çalışmak, katılmak isterseniz arayın, yazın lütfen.
Ben buradayım…
Bu yazımı da herkes kendi algısına göre yorumlayacak. Olsun, “olan güzeldir“.

  • 21-25 Mayıs 2017 Antalya’dan Likya Yolu 4 gece 5 gün
  • 10-17 Haziran Bodrum’dan Mavi Yolculuk 7 gece

Yolculuklar buluşturur gönülleri AŞKla…
21-25 Mayıs 4 gece / 5 gün Antalya’dan Likya Yolu’nu yürüyerek “ben zamanı” yaratmak isteyenler davetlidir. Her yolculuk hem kendine hem doğaya yaklaştırır, yakınlaştırır. Hande Akın ile anda ve akışta gerçekleşecek çalışmalarla bu yolculuk kendinize hediye olsun. Detaylar, sorularınız için yazabilirsiniz.

10-17 Haziran Bodrum Mavi Yolculuk

Her yolculukta insan “öz”üne yürür. Yürüdükçe insan keşfeder kendini, içindeki “BEN”leri… Ve Yunus’un dediği gibi bir “BEN” var benden içeri…

Kendinizle tanışmaya, değişime, dönüşüme niyetliyseniz yepyeni bir hayat istiyorsanız kendinizle ve ilahi akışın sürprizleriyle mavi yolculukta buluşalım. AŞK’a GELin…
Hande Akın ile farkındalık sohbetleri, meditasyonlar, REGRESYON, EFT, çalışmaları ve doğanın eşsiz şifasıyla BİRleşmeye davetlisin. Bir taraf MAVİ bir taraf YEŞİL…

Kalpten bir hissediş, içsel bir çekiliş varsa yerin hazır! 10 Haziran Cumartesi 11.00’de Bodrum Seagarden’dan hareket edecek teknede 6 kabin bulunmaktadır. Toplam 10 kişi olarak yapılan bu yolculukta Hande Akın çalışmalarıyla “öz”den geleni paylaşıyor. Her bir katılımcı için bükülmez bir gelişim niyeti, içsel yolculuğun tatlı heyecanı ve gerekli maddi koşulları sağlamak yeterlidir.

İlginizi çekebilir:

Hiçbir şey göründüğü gibi değil!

Zafiyetlerimiz aslında hepimizi daha başarılı yapıyor

Hande Akın: 5 Şubat 1977 İstanbul doğumluyum. Şişli Terakki Lisesi’nde okudum. Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo-TV Sinema Bölümü’nden mezun oldum. 15 yıl reklam sektöründe prodüksiyon ve müşteri ilişkileri yöneticilikleri yaptım. 28 yaşlarında başlayan sorgulama, kendimi keşfetme, tanıma, anlama maceramda 33. yaşım milat oldu. Reklamcılıkla vedalaştım. Aldığım ve almakta olduğum sayısını artık hatırlamadığım pek çok eğitim, seminer oldu. Kişisel gelişim alanında yaşam koçluğu yapmaya başladım yıl 2010... “Ben zamanı”nın kurucusuyum, Bu slogandan hareketle; EFT (Duygulardan Özgürleşme Tekniği), REGRESYON, Ezoterik şifa teknikleriyle harmanladığım kalbimin rehberliğinde özgün bireysel seanslarımın yanı sıra kişisel gelişime dair eğitimler, seminerler veriyorum. Kadın Olmak ve AŞK’a gel özellikle dişil enerji üzerine çalıştığım workshoplarım. İlham veren, motive eden, umudu yeniden yeşerten kitlelere özel konuşmalar yapıyorum. Kitabım “Kadın Olmak” 2014’te çıktı. 2015 ve 2016 yıllarında televizyon programı hazırlayıp, sundum. Akışta kalma deyimini içselleştirerek yapabildiğimce teslimiyetle gelişmek ve geliştirmek bana keyif veriyor. Birbirimizden öğrenerek, birbirimize destek vererek geliştiğimize, hepimizin birbirinden ilham aldığına ve her bireyin kendini şifalandırabileceğine inanıyorum.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale