X

Zamanın ötesinde bir deneyim: Geleceği bugünden yakalayın

İçinde bulunduğumuz modern çağda ihtiyaçlarımızı göz önünde bulundurduğumuzda şu anı yakalamak için aslında gelecekten destek almaya ihtiyacımız yok mu? Her şey bu kadar hızlı gelişirken, değişirken; ayak uydurmak, geride kalmamak, bugünü ve hatta yarını yakalamak için zamanın ötesine geçmemiz gerekmiyor mu? Evet! Dünyanın bu hızlı değişimiyle uyumlanmak için farklı, yeni ve çağın ötesinde bir şeyler şart.

Günden güne iyileşen ve bize daha iyi hizmet etmeye çalışan teknolojiyi hayatımızın her alanına uyarlayarak, yaşamımızı daha özgür ve özgün kılabilir; bugüne gelecekten bakabiliriz. Gelecek, herkes için birtakım farklı anlamlar barındırabilir; ancak evrensel ve genel geçer yanları da var: ‘Konfor, güvenlik, modern tasarım, doğaya dost, tüm ihtiyaçlara cevap veren’ özellikler şüphesiz ki hepimiz için geleceğin tanımında yer alıyor. Çünkü hepimiz, daha ilerisi için daha iyisini istiyoruz.

Tüm bu tanımları ve çok daha fazlasını buluşturan; ihtiyaçlarımıza ayak uyduran, hem bizi hem doğayı düşünen, güvenliğimizi önceliklendiren, konforu ve tasarımı ön planda tutan, kısacası gelecekten gelen bir otomobil çağın ötesinde olmamızı ve her zaman daha iyiye ulaşmamızı sağlayabilir. Geleceğin ve hareket özgürlüğünün tanımını yeni baştan yazan, yaşamın her alanında çığır açan ve otomobil sahibi olmanın kurallarını değiştiren Volvo C40 Recharge ile zamanın ötesinde kişisel, sürdürülebilir ve güvenli bir yolculuğa hazır mısınız? Öyleyse gelin, geleceğin tasarımıyla bugün tanışalım!

Gelecek, doğada

Gelecek, şüphesiz ki doğa dostu olan her şeyde. Aksi halde düşlenecek bir geleceğimizin olması çok zor. Özellikle son yıllarda çevreye verdiğimiz zararı düşünecek olursak yarınlarımızı kurtarmak için hayatımızın her alanında doğa dostu tercihler yapmamız gerektiğini fark edebiliriz. Kişisel sürüş deneyimlerimiz de bu tercihlerin bir parçası olmalı.

Volvo’nun tamamen elektrikli ilk Crossover otomobili C40 Recharge, 0 emisyonlu ve %100 elektrikli; tamamen şarj edilmiş bataryasıyla bir sonraki şarja kadar ortalama sürüşle tahmini 450 kilometreye kadar mesafe katetmeyi mümkün kılıyor. Ayrıca hiç deri içermeyen tasarımı ile doğa dostu bir seçenek sunuyor. Emisyonsuz geleceğimizi simgeleyen Volvo C40 Recharge, kendi ihtiyaçlarımızı gözetirken çevremiz için de bir şeyler yapabileceğimizin, biricik gezegenimiz dünyanın geleceğini kurtarabileceğimizin en güzel örneği. Unutmayın, gidecek başka bir dünyamız yok. Öyleyse, kuralları değiştirme zamanı. C40 Recharge ile daha sürdürülebilir yolculuklar mümkün!

Gelecek, özgün tasarımda

Kabul edelim ki hayatımızın her alanında öne çıkmak, fark edilmek istiyoruz. Yaptıklarımızla, söylediklerimizle, sahip olduklarımızla beğenilmek, takdir toplamak istiyoruz. Hayat, bir podyum sahnesi ise biz de kendi yerimizi almalı, kendi tarzımızı yaratmalıyız. Nasıl ki şık bir kıyafet, tamamlayıcı bir aksesuar, stilimizi yansıtan seçimler bizi bir adım öne çıkarıyorsa, yaşam tarzımıza ayak uyduran, hareket özgürlüğü tanıyan zamanın ötesinde bir otomobil de öyle.

Podyumda olmanın hissini direksiyon başında da yaşatacak Volvo C40 Recharge ile takip eden değil, takip edilen olmaya hazır mısınız? Kişisel sürüş deneyimini ön plana çıkaran ve özgün bir ruhla birleştiren Volvo C40 Recharge, tasarımı ile adeta göz dolduruyor. Modern çizgiler, etkileyici bir silüet ve inceltilmiş çapraz tavan çizgisiyle sınırların ötesinde bir tasarımla karşımıza çıkıyor. Üstelik, Fjord Blue’dan Silver Dawn’a 8 benzersiz renk seçeneği ile dikkat çekici bir profil oluşturuyor. Ayrıca, direksiyon simidi, vites kolu ve iç kaplama dahil gerçek deri kullanılmayan iç tasarıma sahip ilk Volvo C40 Recharge, lüksü daha saygın bir şekilde yorumluyor ve dikkat çekici bir tasarımın aynı zamanda doğa dostu olabileceğini de kanıtlıyor.

Gelecek, konforda

Koşturmalarla geçen, yoğun ve stresli günlerin içerisinde bizi rahatlatacak en ufak bir şey bile günümüzün akışını değiştirmiyor mu? Belki içten bir iltifat, belki iş arkadaşımızın getirdiği sıcak bir kahve… Küçük anlar, şüphesiz ki büyük mutluluklar yaratıyor. Peki ya büyük anlar daha büyük mutluluklar yaratmaz mı? Günümüzün büyük bir çoğunluğunu yolda, trafikte geçirdiğimizi düşünecek olursak en fazla rahatlığa ihtiyaç duyduğumuz alan yolculuklarımız değil mi? Öyleyse, her günümüzü hem bugün hem de yarın iyileştirmek için konforlu bir sürüş deneyimi şart.

Bir şeylerin daha iyisini, daha gelişmişini isterken aslında bizim ihtiyaçlarımızı en doğru şekilde karşılayabilecek, rahat ettirecek olanı görmeyi umuyoruz. Volvo C40 Recharge, şehir içinde veya otoyolda, tek pedalla rahat bir sürüş kontrolü sağlıyor ve yumuşak ivmelenmesiyle konforumuzdan ödün vermiyor. Üstelik, piksel farları sayesinde diğer sürücülerin de konforunu gözetiyor. Aynı anda herkesin konforuna hizmet eden bir teknoloji, geleceğin ta kendisi değil mi!

Gelecek, teknolojide

İster bir yemek tarifi ister bir yol tarifi, fark etmez… İhtiyaçlarımıza cevap verecek en hızlı çözümü her zaman teknolojide arıyoruz. Öyleyse, geleceği bugünden yakalamak için geleceğe giden yolu teknoloji ile aydınlatan bir otomobil şart.

Volvo C40 Recharge, Yerleşik Google Özellikleri sayesinde, Google Asistan, Google Haritalar ve Google Play uygulamalarını sorunsuzca kullanmamıza olanak sağlıyor. Tek yapmamız gereken ‘Hey Google’ demek. Güvenli dijital deneyimi ve bilgi-eğlence sistemini de sürüş konforuna dahil eden C40 Recharge, geleceğin içinde yaşamanın hissini her dokunuşta vermeyi başarıyor. 

Unutmayın, mutluluk varılacak yerde değil, yolun tam da kendisinde gizli. Öyleyse tüm yolculuklarınızı keyifli hale getirecek; bugünü yakalamanın ötesine geçip yarınları yaşatacak, çağın ötesinde, konforlu, teknolojik, modern, çevre dostu, özgün, özgür ve benzersiz tasarımlı Volvo C40 Recharge dünyasını keşfetmek için tıklayın.

 

Bu içerik Volvo katkılarıyla hazırlanmıştır.

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale