X

Zaman dilimine biraz yaban mersini: Yeşilyurt Köyü, Assos, Kadırga Koyu ve Manici Kasrı

Bazen herhangi bir zaman diliminde herhangi bir şehirde bir minibüse bindiğimde, oradan bir Ege köyü lütfen diyesim geliyor. Her şekilde mavisi, insanı ve havası bu kadar mi insanı kaptırır kendine. Sonradan aşık olunmuyor Ege’ye, kesinlikle ilk görüşte aşk…

Kuzey Ege yollarına bir kez düşmek demek o yolun Bozcaada’ya çıkması da demek. Bunu artık yazılarımdan anladınız bence. Ada nasıl bir ada ise illaki bir “merhaba”yı kendine hak görüyor. Selamsız geçmek olmayacağından, biz de sadece kahvaltı için adaya geçtik. Adayı bir durak, bir uğrama noktası yapan sadece ben miyim acaba -tek olmadığımı düşünüyorum-? Evet sadece bir kahvaltı için yine ben Bozcaada’ya gitmeye üşenmedim ve geçtim. Ada klasiklerini artık biliyoruz: yeme, içme, alışveriş, fotoğraf çekimi ve feribot bekleme ile gecen bir süreç… Bu kısımları geçiyorum şimdilik diyerek asıl konuya geliyorum. Yeniden asıl rotaya dönüyoruz yani. Ege yollarında navigasyon hep aynı uyarıyı yapıyor: rota yeniden oluşturuldu! Mutlaka yoldan çıkarıcı bir dar sokak, bir deniz manzarası ve tatlı bir restoran çıkıyor bizi rotadan çıkaran. Bu yoldan çıkışlar bizi asıl yola sokanlar değil mi zaten?

Yeşilyurt Köyü

Sonunda varış noktamız olan yere yani Yeşilyurt Köyü’ne öğleden sonra varıyoruz. Kaz Dağları’nın bol oksijenli, bol yeşilli köyü bu. Burada zeytin de başka zeytin ağaçları da bambaşka. Ah Ege Ah türküsünü içinizden geçirin lütfen…

Bildiğiniz köy bu evet -şaşırmamız bizim kendi eksikliğimiz bence- kendi içinde sessiz sakin olduğu aşikar ama ben gittiğimde yine bir tatili birleştirmiş olduğumdan -beyaz yakalı çalışan klasiği- kalabalık bir zamana denk geldim. Neyseki konakladığımız yer köyün bu kalabalığını geride bırakacak kadar uzaktaydı. O sesin sadece kuş cıvıltıları olduğu sakin sabahlara uyanabildik.

Yeşilyurt Köyü

Hemen odalarımıza geçip köyü gezmek istediğimizden önce eşyaları bırakmak istedik. Kaldığımız otelin sahibi bizi bir konuda uyardı tabii hemen, kalmadığınız zamanlarda odanızda balkon, kapı ve oda pencerelerini açık bırakmayın. Böcek ve sincap girme olasılığı varmış. İşte şehirli insana bunu söylemekle iyi etmeyen saygıdeğer otel görevlisi sayesinde sanki Amazon ormanına düşmüşcesine bu 2 gün boyunca hatrı sayılır bir korku da yaşadık. Her an böcek istilası olabilirdi zira. Tabii ki burada “abartının dozunu iyice kaçırmışlar” olarak doğanın gerçekten de ne kadar uzağında kaldığımızı gördük. Maçka Parkı, Belgrad Ormanı ve Caddebostan Sahili değil doğa -tabii İstanbul için bunlara da şükür- asıl bu gibi cennet doğası olan yerler, ama nerede ve ne kadar sahip olabiliyoruz ki? Hem zaman hem de maddi olanakları kısıtlı çalışanlar olarak hepsi bir programın parçası. İşte böyle olunca da sudan çıkmış balık gibi kaldık doğayla “saçbaşa”… Keşke başbaşa desem. İnsan doğasında abartı hep var, biz de bunu yaşadık gerisi mis gibi doğa ve yeşillik içinde geçirilen nefis 2 gündü.

Yaban mersinli dondurma

Dediğim gibi yeşilliğe ve sakinliğe uyandığımız ilk sabahımızda orman manzarasına karşı kahvaltımızı yaptık. Günü nasıl geçirelim diye düşündük ve araba ile sahil keşfi iyi olur diyerek yollara düştük. Küçükkkuyu-Edremit yollarında ilerlemek üzere köyümüze hem yakın, hem de merak ettiğimiz lokasyonlardan olması ile Assos’a uğradık. Meşhur dondurmacısında yaban mersinli dondurma denedik, burada ilk kez denedim, tadı tartışmaya açık. Hiç denemeyenin aklı kalacak renkte ama deneyenin de ekşiliği ile enteresan bulacağı tatta -keyfi ve havanın sıcaklığı ile denize girenleri izleyerek bir süre güzel zaman geçirdik. Assos da kendi halinde zamansız bir yer gerçekten, insanı hemen kendine çekiyor bu bağlamda. Burada vakit geçirmeyi yukarıda bahsettiğim o kalabalık turist kafilesi nedeniyle uzatamadık. Assos’un dar yolları büyük otobüs turlarına ve kişisel araçlara çok müsait değil maalesef, çıkmak tam bir kaos oldu ama neyseki tatil modumuz olduğundan keyfimizi bozmadık.

Assos
Kadırga Koyu

Sırada meşhur Kadırga Koyu vardı. Gidip, 2017’nin ilk deniz sezonunu biz de açtık. Nisan sonunda denize girildi evet, diyeceksiniz ki “oh keyfe bak” ama hayır arkadaşlar, su buz gibiydi ve macera olsun diye her şey de denenmemeli belki de… Bir şok havuzu gibi bir deniz için Nisan sonu Kadırga Koyu denenebilir. Bu öneriyi deneyenler olursa kulaklarımı iyi anlamda çınlatmayacaklarına eminim…

Günün sonunda köyümüze dönme vakti geldiğinde mola ve yorgunluk kahvesi tabii ki konaklamasak da Manici Kasrı’nda gerçekleşiyor yine “yeşil ve sessizlik seremonisi” hediyesi ile.

Manici Kasrı

Konakladığımız yerde akşam yemeği ücrete dahil olduğundan günü akşam yemeği ile noktalıyoruz.

2. ve son sabahımızda yine o temiz havada bol yeşilli kahvaltı sonrası İstanbul’a dönüş vakti.

Burada kaldığımız o 2 gün boyunca tek düşündüğüm; hayat olması gereken zaman diliminde idi… Başka türlüsü mümkün değil ki, yani kaygılar bir süreliğine kışkışlanmış sen çiçek böceğe sarmışsın, ne yesek ne yapsak derdindesin işte… Yerlisi için basit, sakin hayat bizim içinse gerçekten lüks hayat (hem zaman hem de maddi olarak, yine belirtelim).

Şehir bastığında yine yollara düşmeli insan. Kısa ya da uzun fark etmez, bazen sadece yola çıkmalı. İşte o yol şarkılarıyla birlikte kendime tek dileğim; her bir seyahatte o zaman diliminde daha çok kalmak, biraz da yaban mersini tadında olmak…

İlginizi çekebilir: Apollon ile Zeus Bozcaada’ya karşıApollon ile Zeus Bozcaada’

Pınar Cengizoğlu: Uplifers yolculuğuna pandemiden önce gezdiklerimi aktarmak icin başlamıştım. Daha sonra malum bu gezme süreci aksayınca izlediğim, okuduğum ya da gördüğüm bir şeyden etkilenerek bir şeyler yazma serüveni başladı. Olay sadece gezmek değilmiş ki; kelimeler bir yerlere sürükledi diyorum şimdi... İlham mi deniyor buna bilmiyorum ama yazıya dökülecek bir konu, bir olay, çekiyor seni yazmaya diyelim. Uplifers ailesinde yazmaya devam ediyorum bu yüzden seve seve .. Hepimize bol okumalar!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale