X

Yüzlerce e-posta, tek cevap… Konu: “Olumlama”

Yazıya başlamadan önce sayenizde mutluluğunu yaşadığım bir yıldönümünü sizlerle birlikte kutlamak isterim. Bu yazının yayına alındığı tarih 17 Ocak 2017 ve ilk yazımın yayınlandığı 15 Ocak 2016’dan bu yana keyifle yazdığım Uplifers’da birinci yılı doldurduk. Doldurdu‘k’ diyorum çünkü siz yazdıklarımızı okumasaydınız şimdi burada olmazdık. Bütün kalbimle ilgi ve desteğinize teşekkür ederim.

Bir teşekkürü de Uplifers hak ediyor: Sevgili Eda Günay’ın iki yıl boyunca, bir yandan Uplifers’ı inanılmaz bir performansla büyütürken bir yandan da o ve ekibi bizleri buluşturmak gibi muhteşem bir şey yaptılar. Teşekkürler Uplifers!

Bu güzel sitede yazdığım bir yıl boyunca çeşitli dönemlerde sizlerden gelen bir çok mail var. Bir kısmınızla yüz yüze tanıştık hatta bir kısmınızla birlikte çalıştık, çalışıyoruz. Bu muhteşem birlikteliğimizde gelen maillerde “olumlamalar” ile ilgili o kadar çok soru vardı ki buradan da bir toplu yanıt vermek istedim.

Eğer okumadıysanız, bu yazıdan önce “olumlamaların gücü” ve “büyülü cümleler” konularında paylaştıklarımı da okumak, konuya iyice hakim olmanızı sağlayacaktır.

Eylem!

Büyülü cümleler” yazısında bıraktığım yerden devam edeyim…

Olumlamalardan daha kuvvetli bir şey varsa o da büyülü cümlelerdir; yazıyı okuyanlarınız bu cümleleri nasıl yaratacaklarını biliyorlar. Bununla birlikte büyülü cümleleri yazıp, gün içinde yüzlerce defa tekrarlasanız bile karşınıza çıkan fırsatları fark edecek şekilde uyanık kalmalısınız.

Şu kısmı iyi anlamalıyız; ne zaman ki siz yüksek frekansta titreşmenizi sağlayacak büyülü cümlelerle yüksek frekansta titreşen diğer enerjileri (aşk, para, başarı, bolluk vb.) kendinize çekmeye başlıyorsunuz, bu noktada bir şey oluyor… Olmadık zamanlarda tuhaf tesadüflerle bazı fırsatlar karşınıza çıkıyor. Hayatınızı dönüştürmek için çektiğiniz bu enerjileri, somutlaştırarak kendi gerçekliğiniz haline getirebilmek için bu fırsatları fark etmeli ve hayatınıza katmak için gerekli adımları atmalısınız.

Hikâye bu ya…

Adamın biri gençliğinden beri gece gündüz Tanrı’ya dua edermiş: “Tanrım, sen büyüksün. Ne olursun şu kuluna piyangoda büyük ikramiyeyi çok görme… Senden yalvarıyorum büyük ikramiyenin bana çıkmasını sağla.” Yıllar yılları kovalamış… Tanrı’ya yakaran delikanlı orta yaşlı bir adama, bir babaya, ve nihayet bir dedeye dönüşmüş. Büyük bir sadakat ve tutarlılıkla, onlarca yıldır her sabah ve her akşam, hiç ihmal etmeden aynı duayı söylermiş.

Ailesi ve arkadaşları arasında şaka yollu takılanı çok olsa da ölüm döşeğine kadar bundan hiç vazgeçmemiş. Ölüm döşeğinde bilinçsiz bir biçimde sayıklarken de aynı duayı okuyormuş: “Tanrım, sen büyüksün. Ne olursun piyangoda büyük ikramiyenin şu kuluna çıkmasını sağla.” Adamı uzun yıllardır tanıyan mahallenin din adamı, yatağın yanına diz çökmüş, açmış ellerini fısır fısır o da duaya başlamış: “Ya Rabb’im sen en doğrusunu, en iyisini bilirsin… Harap oldu hayatı boyunca bir tek şey istedi, sen şu garip kulunu yanına almadan evvel kabul buyursan duasını…”

O sırada gök gürleyerek açılmış yatağın üstüne bir nur inmiş; şefkatli, sevecen, davudi ve bir o kadar da sıkılmış bir ses odayı doldurmuş: “Büyük ikramiyeyi vereceğim vermesine ama bunca senedir tek bir bilet almadı ki bu adam!”

Fırsatları görmüyor, yaratmıyor ve harekete geçmek üzere adım atmıyorsanız; olumlama yapmanın, evrenden istemenin, büyülü cümlelerin ya da dua etmenin pek bir faydasını görmeyebilirsiniz. Harekete geçin!

Peki nasıl?

İstediğiniz şeyin şu anda hayatınızda olmamasının sebebi ne? Eminim bir çok neden sıralayabilirsiniz: Yeterince vakit yok, yeterince para yok, koşullar uygun değil, elimden gelmez… Daha birçok sebep sayılabilirsiniz ama asıl sebebi fark etmeniz önemli. Bunun için de başka bir soru sormakta fayda var: Siz istediğiniz şeyin hayatınızda olması için ne yaptınız?

Gerçekten… Hayalinizi hayatınızın gerçekliği haline getirmek için ne yapıyorsunuz?

İlk adım hayallerimizi gerçekleştirmek için en fazla yaptığımız şeyin “beklemek” olduğunun farkına varmak… Evet konu yetişmesi gereken raporlar, yapılması gereken ev işleri hatta en favori dizimizi seyretmek olunca akan sular dursa da, iş hayal ettiğimiz yaşamı yaratmaya gelince hiçbir şey yapmıyoruz. Çünkü… Dürüst olmak gerekirse ne yapmamız gerektiğini bilmiyoruz. Hatta biraz daha ileri gidip şunu da söyleyebiliriz: Ne yapmamız gerektiği üzerine bir kez bile olsun, düşünmedik.

Nedeni bil!

Çünkü her ne kadar çok istesek ve hayalini kursak da bizi harekete geçirecek motivasyon o istediğimiz şeyi neden istediğimizi bilmek. Yani bizi heyecanlandıracak, ne olursa olsun yılmadan adım atmamızı sağlayacak bir sebebe ihtiyacımız var. Sahi… O çok istediğiniz şey olunca, yani;

  • O tatile çıkınca
  • İstediğiniz işi kurunca
  • O evi alınca
  • Ruh ikizinizi bulunca
  • Arabanız olunca
  • O kız veya adamla evlenince
  • Ya da o kitabı yazınca…

Ne olacak? Nasıl hissedeceksiniz? O yeni siz, kim olacak? Hayatınız nasıl değişecek?

Bu soruların cevaplarını düşünüp, detaylarını hissederek hayal ettiğinizde çok önemli iki şey oluyor:

  1. Bu gerçekten sizin hayaliniz mi? Bunu gerçekten istiyor musunuz? Bu sizi heyecanlandıran bir gelecek vizyonu mu? Bu soruların cevaplarını kesin ve net olarak öğrenmiş oluyorsunuz! Ve eğer bu hayal sizi heyecanlandırmıyorsa artık sizin zihninizi de meşgul etmiyor…
  2. Eğer bu gelecek vizyonunu hayal ettiğinizde, olacağını düşündüğünüz şeyler, nasıl hissedeceğiniz, kim olacağınız sizi heyecanlandırıyorsa o zaman da harekete geçmek için ihtiyaç duyduğunuz yakıta ulaşmış oluyorsunuz.
Bu da bizi “strateji”ye getiriyor.

Yaptığım dönüşüm odaklı koçlukların en önemli bölümü strateji belirleme bölümü…

Bir makalede mucizeler yaratacağımı iddia etmiyorum ve bununla birlikte burada okuduğunuz önerileri uygularsanız, kurduğunuz strateji doğrultusunda bir dönüşüm yaratmanız kuvvetle muhtemel. Siz uygulamaları yapın, eğer sürdüremezseniz ya da beklediğiniz gibi olmazsa bana ulaşın bir de birlikte deneriz, ok?

Strateji belirleme çalışması aşağıdaki süreçlerden oluşuyor:

  • Önce hayalinizi ayağı yere basan hedefler haline dönüştürmek.
  • Hedefi tespit ettikten sonra netleştirip parlatmak.
  • Hedefe giden adımları belirlemek.
Hayalden hedefe…

Çocukluğumuzda daha çok hayal kurardık… Kimler katılıyor bu söylediğime? Nedense büyüdükçe daha az hayal kuruyoruz. İş öyle bir noktaya geliyor ki reelde yaşadığımız hadiseler, çözülecek problemler, çocuğun okuluydu, evin kirasıydı, arabanın taksidiydi… Bir süre sonra hayal kurmaktan tamamen vazgeçenlerimiz oluyor.

Aman diyeyim! Önce buraya dikkat: Hayal kurmaya vakit ayırın ve özenle kurun o hayali. Vakit yok demeyin! Trafikte, toplu taşımada, duş yaparken ya da uykuya dalmadan hemen önce. Mutlaka vaktiniz var: HAYAL KURUN!

Başlı başına bir yazı konusu olan hayal kurmanın önemini anlatırım bir ara, şimdilik şundan emin olun; hayal kurmak, istediğiniz geleceği yaratmanın en önemli parçası!

Hayal kurarken aşağıdaki noktaların üstünde durabilirsiniz:

  • Hayatınıza katmak istediklerinizi katınca neler değişecek?
  • Nasıl hissedeceksiniz?
  • Siz nasıl biri olacaksınız?

Bu kısmı yeterince güçlendirdikten sonra hayalinizi hedefe dönüştürme zamanı geldi demektir.

Burada da çok etkili bir yöntem olan “SMART”ı kullanabilir ve hedefinizi netleştirebilirsiniz. “Smart” hedefler oluşturmak da kendi başına bir makaleyle anlatılabilir ama ben burada faydalanabilmeniz için kısaca açıklayacağım.

SMART (akıllı) hedefler

Smart İngilizcede “akıllı” anlamına geliyor ve şu kelimelerin baş harflerinden oluşan bir akronim:

Specific (Belirli)

Measurable (Ölçülebilir)

Achievable (Başarılabilir)

Realistic (Gerçekçi)

Timely (Zamanı belli)

Hedefinize dair bu detayları oluşturduğunuzda o hedefe ulaşabileceğinize daha kolay inanır ve içsel direnç mekanizmanızın üstesinden daha kolay gelirsiniz. İçsel direnç mekanizmamıza “sabotajcı” da denir ki detaylar için “Umut Afyondur” makalesine bakabilirsiniz.

Hedefinizi akıllı hale getirdikten sonra stratejiyi belirlemek çok daha kolay hale geliyor.

Bu konuda en iyisi güvendiğiniz bir koçla çalışmak. Çünkü hedefinize giden yolda dışarıdan sizi gözlemleyen, güçlü sorular soran ve kısıtlayıcı inançlarınızı güçlendiren inançlara dönüştürmeyi bilen yetkin bir koç, size olağanüstü büyük zaman kazandırabilir. Eğer ”Ben kendim yapacağım.” diyorsanız da konuyla ilgili bol bol okuma yardımcı olabilir.

Şu basit ve çok bilinen gazeteci soruları da işinize yarayacaktır:

5N1K

Yani: Ne, Neden, Nasıl, Ne zaman, Nerede ve Kim?

  • NEyi NEDEN istediğinizi,
  • İstediğinize ulaşmak için neleri NASIL yapacağınızı,
  • Bunun için NE ZAMAN ve NEREDE bulunmanız gerektiğini ve
  • Sizi hedefinize götüren bu yolda size KİMin yardımcı olacağını biliyorsanız

… oldukça güçlü bir STRATEJİ oluşturabilirsiniz!

Herhangi bir konuda bana ulaşmak isterseniz, lütfen yazın: tolga@powercoaching.us

2017; dış koşullarda ne yaşanırsa yaşansın, içeride daima güçlü kaldığınız ve kendinizi daima motive etmeyi başararak hedeflerinize ulaştığınız harika bir yıl olsun. Bu yıl daha sık görüşmek üzere!

V. Tolga Hancı: Doğma büyüme İstanbul'lu Tolga, 20 yıllık reklamcılık kariyerini danışmanlığa, ve oradan da koçluk ve eğitmenliğe dönüştürmüş bir yüksek performans stratejisti. Çalıştığı kişi ve kurumların; hayatın her alanında sınırsız potansiyellerinin % 100'ünü kullanarak, daima yüksek performansta kalabilmeleri için stratejiler üretiyor. Power Coaching'in ve Anthony Robbins Türkiye oluşumlarının kurucu ortağı. Birlikte çalışacağı kişi ve kurumların hedef ve hayallerini merak ediyor ve şöyle söylüyor: "İstiyorsan yaparsın! Asıl soru şu: Harekete geçmek için ne kadar isteklisin?"

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 

Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale