Yeni seneden birkaç gün harcamışken bu sene şunu idrak ettiğimiz ölçüde yaşamımızın daha kolaylaşacağına inanıyorum: Hepimiz birbirimizden çok farklıyız ve hepimize iyi gelen şeyler çok farklı! Önemli olan kendimize göre yolu adımlama cesaretimiz…
Bunu bir boyutta hepimiz çok iyi biliyoruz ama insanın kendi içindeki karmaşası yükseldiğinde/mevsim kışa döndüğünde başka ağızlara bakmayı da çok seviyoruz. Tüm bilgilerinin halihazırda kendinde olduğunu unutup başkalarına soruyoruz: Nereye gideyim? Ne yemeliyim? Kimi/neyi seçeyim?
“Sağlıklı yaşam” adına birileri ne derse onun peşinde koşup ödünç mutluluklar alıyoruz. 10 maddede mutlu olma sanatı, 10 maddede sağlıklı yaşam sırları…
Arkadaşlar, size bir sır vereyim: Yaşam, 10 maddeye sığamayacak kadar büyük ve bununla birlikte hepimiz de birbirimizden farklıyız! Yani herkesin 10 maddesi kendine! Ama inatla Instagram’da gördüğümüz dünyalara özenmeye çalışarak, hayatımızı savurup duruyoruz.
Benim baş ağrım için aldığım ilaç, sana iyi gelmeyebilir. Dolayısıyla “benim” çok biliyormuşum gibi aldığım ilacı sana dayatmam “iyi” sonuçlar ortaya çıkarmayacaktır. Ne demek istiyorum? Genel bilgiler, gazlı içeceklerin, sigaranın zararlı olduğu ama ıspanağın iyi olduğu yönünde değil mi? Kesinlikle evet, şaşmaz gerçek! O zaman, ne demek istiyorum? Dışarıdan birileri, bir şeyler zararlı dediği için bir şeyleri bırakma yoluna girerseniz, beden o bağımlığın yerine illa ki başka bir şey koyacaktır. Yoga pratiği, spor… Her şey bağımlılık olabilir. İyi gibi algılanan ama “fazla” olan her şey de bağımlılığın bir ürünü olabilir. Seni buradan uzaklaştırmak için yaptığın her şey bağımlılığın ürünü olabilir. (Ve aslında bu konu başlı başına birkaç yazısı konusu!)
Ve bağımlılıklar söz konusu olduğunda sert, keskin ve bilmiş bir tavır da hiçbir şey işe yaramaz. Bu konuda senelerdir araştırma yapan, kitaplar yazan doktor Gabor Mate bağımlılık konusunda şöyle diyor:
“Bağımlılık insanların travmaya karşı verdikleri bir tepkidir. İnsanların neden bağımlı olduğu gerçeği görmezden gelinir. Bağımlı olmalarının nedeni hastalık değil, çektikleri acıdır. İnsanlar acı çekerken bu acıdan kaçmak isterler ve bu normal bir şeydir.”
Hassas ol
Ama diğer taraftan kendinize yeterince hassas, nazik olacak kadar zaman verebilirseniz, gerçekten bazı şeylerin size iyi gelmediğini de görebilmeye başlayacaksınız. Bedeniniz hayır derken, evet demeyi bırakacaksınız ki inanın bana bu büyük bir lüks!
Ben eskiden çok kola içerdim. Öyle bir zaman geldi ki mideme iyi gelmediğini çok net gördüm ve uzun senelerdir hayatımda yok. Bunu, “Bak ben ne güzel bıraktım, sen de bırak” diye yazmıyorum.
Dinledikçe yol beliriyor!
Yoga derslerinde temel anlattığım şey tam bu: Dinlemek! Eğer o matın üstünde bedendeki duyumları/hisleri dinleyebilirsen aynısını hayatta da yapabilirsin ve burası senin pusulan olur.
Hayatını, birilerinin senin için neyin iyi ya da kötü olduğunu söylemesine bırakma! Yoganın bana 10 küsur sene içinde öğrettiği en temel şeylerden biri: Kendine şefkat oldu. Çünkü sevdiğim insanlara her istediğini avuç dolusu verirken, kendini hep aç bırakanlardan oldum. Oysa sizde olmayanı veremezsiniz, hepsi egonun bir oyunu ve bir haberim var: İnsan oyunu gerçek sanıyor ve ego “Saçımı süpürge ettim ama o bana ne yaptı?” diye hayıflanmayı çok seviyor. Kendi yazdığı sahneyi hem yönetiyor, hem de oynuyor. Oysa hepsi bir kurgu, yanılsama ve hiçbiri gerçek değil.
Gerçekten verdiğinizde sonucuyla, sonradan olacaklarla hesaplamıyorsunuz, zaten akıyor. Çünkü siz kendi merkezinizde, o merkezi başka şeylere vermeden iki ayağınızla yeryüzünde, kalbinizle ona bağlanarak veriyorsunuz. Veren de, alan da olmuyor. Sadece akan oluyor!
İlginizi çekebilir: Yeni sene gelmeden dönüp arkamıza bakalım mı?