X

Yeşil düşün, bisikleti seç

Günün yoğunluğu ve kafa yorgunluğunu atabilmek için yazın Anadolu Yakası sahilinde bol bol bisiklete bindim. Bisiklet seçimimi de uzun araştırmalar sonucunda hafif, fixed gear kadar minimalist, ismi kadar karizmatik ve şık Giant Escape Air’dan yana kullandım. Giant, bu serisi içinde farklı renk seçimleri uygulamış. Benim tercihim elcik ve selesi siyah, kadrosu füme rengi olan modelden yana oldu. Metalik turuncu kadroya da gönlüm kaymadı değil; ancak daha sonra tekerlek kısmında renklendirme işine girebileceğim alternatifleri denemeye karar verdim.

Film: Very Big Rectangle, Bicycle Film Festival

Bisikletimden ve performansından son derece memnunum. Temiz zeminde, spor veya ulaşım amaçlı bisiklet kullanmayı düşünenler varsa, incelenecekler listelerine Giant Escape Air’ı da eklemelerini tavsiye ederim.

Bisiklete binmek neden bu kadar güzel?

Yeşil düşün, bisikleti seç

– Mizaç olarak tempoyu sevenlerdenseniz; yürüme mesafesinde olan yerlere bisikletle giderek hem zamandan kazanabilir; hem de endorfin salgılayarak daha neşeli ve mutlu olmanıza katkı sağlayabilirsiniz. Ayrıca araştırmalara göre trafik içinde araç kullanarak varmak istediğiniz yere, bisiklet ile yarı zamanda ulaşabilme şansınız bulunuyor.

– Açık havada egzersiz yapmak daha çok güneş ışığına maruz kalmanızı sağlayacaktır. Bu şekilde biyolojik saatinizi dengeleyebilecek ve vücudunuzda artan stres hormonu kortizolun temizlenmesine yardımcı olacaksınız. Böylece daha derin ve yenileyici bir uyku düzenine de kavuşacaksınız.

– Egzersiz ile hızlanan kan dolaşımı ile hücrelerimize de bol miktarda oksijen ve besin aktarılmış olur ve zararlı toksinlerden arınırız. Egzersiz aynı zamanda kollajen üretimini dengeleyerek deri yüzeyindeki kırışıklıkların azalmasını sağlayacak ve iyileşme sürecini hızlandıracaktır.

– Bisiklet kullanarak sıfır karbondioksit emisyonu sağlarsınız ve çevremizi korumaya yardımcı olursunuz.

– Bisiklet kullanmak kardiyovasküler sisteminizi dengeleyerek daha sağlıklı yaşamanıza destek olur.

– Bisiklet kullanarak sosyalleşebilir; aile ve arkadaşlarınız ile kaliteli ve keyifli zaman geçirebilirsiniz.

İstanbul için alternatif bisiklet rotaları

İstanbul bisiklet rotaları

İstanbul için alternatif olabilecek birkaç bisiklet rotası da paylaşmadan olmaz. Yukarıdaki haritayı daha detaylı incelemek isterseniz buraya tıklayabilirsiniz. Bisiklet yollarını gösteren linkteki haritadan; en iyi yol şartları, yol üzerindeki gezi mekanları ve öneriler gibi birçok bilgiye ulaşabilirsiniz.

• Çiftehavuzlar – Caddebostan – Bostancı sahilyolu
• Bostancı – Maltepe – Kartal sahilyolu
• Kadıköy – Moda – Kalamış – Fenerbahçe sahilyolu
• Haliç sahil şeridi turu (Eminönü – Balat – Kağıthane – Karaköy)
• Bakırköy – Zeytinburnu – Samatya – Eminönü sahilyolu
• Beşiktaş – Ortaköy – Bebek sahilyolu
• Bebek – Sarıyer sahilyolu
• Sarıyer- Bahçeköy – Belgrad Ormanı
• Sarıyer – Garipçe (Rumeli Feneri Yolu üzerinden)
• Harem – Üsküdar – Kandilli – Beykoz sahilyolu
• Büyükada
• Heybeliada

Bisiklet Filmleri Festivali (BFF)

Bisiklet Filmleri Festivali

Bisiklet kullanımına olan sempatim, 2 senedir severek katılmakta olduğum Bisiklet Filmleri Festivali (BFF) kapsamındaki etkinlikler dolayısıyla da arttı. Geçtiğimiz senelerde, bisiklet kullanımını hayatlarına dahil etmiş kişilerin hikayelerini izleyebileceğiniz Bisiklet Filmleri Festivali kapsamında etkileyici ve ilham veren çalışmalar seyredebilme şansımız olmuştu. İstanbul için Eylül ayı içinde, 4 gün süreye yayılmış sinema, performans, gösteri, yarışma, sergi, müzik gibi birçok disiplini bünyesinde barındıran festival; sporsever ve şehirli bisiklet tutkunlarını bir araya getiriyor. Festivalin temelleri 2001 yılında New York’ta atılmış ve Paris, Londra, Tokyo, Stockholm gibi 20’nin üzerinde şehirde yapılmaya devam ediyor.

İstanbul için küçük bir uyarı

Şehir Planlama yüksek lisansı sırasında almış olduğum Land Use & Transportation (Arazi Kullanımı ve Ulaşım) dersinde İstanbul için mevcut ve planlanan bisiklet yolları konusunu çalışmıştım. Grup arkadaşım Ruben da, Hollanda’dan geldiği şehir olan Groningen’daki bisiklet yollarını (ironiye dikkat!) inceledi ve her iki şehir arasındaki kıyaslama tablosunu oluşturduk.

İstanbul açısından sonuç ilginç ya da ümit vaat edici olmadığı için tek ve uzun bir cümle ile özetliyorum: “İstanbul’daki bisiklet ulaşım sisteminin; şehrin topografik yapısı, yüz ölçümü, toplu taşıma sistemi ile entegrasyonu, nüfusu, sosyolojik yapısı, bisiklet yollarının uzunluğu gibi faktörleri göz önüne aldığımızda; bırakın Hollanda’yı, Türkiye içindeki bisiklet yolu entegrasyonunu nitekim daha fazla sağlayabilmiş Kayseri, Eskişehir gibi örneklerle bile kıyaslarsak hala çok ciddi bir yol kat etmesi gerekmekte.

Şu anda İstanbul’da “güven” ile bisiklete binmek, sahil şeritleri yakınına konuşlanmış bisiklet yollarından ibaret. Örneğin bisiklet forumlarında birtakım gruplar, hafta sonları Caddebostan’da toplanıp Sabiha Gökçen’e doğru grup halde bisiklet sürüyorlar; ancak belli bir güzergaha kadar bisiklet yolundan gidebilme şansları olmasına rağmen; sonrasında ana yollara çıkmak durumundalar ve can güvenliklerini sağlayabilmek için çok dikkatli olmalılar. Dolayısıyla bisikleti spor ya da ulaşım fark etmez hangi amaçla kullanırsak kullanalım, güvenliğe dair her türlü aksesuarı yanımızdan eksik etmeyelim. Herkese keyifli ve bol pedallar.

Gözde Kızılkan: Gözde; İstanbullu bir mimar, şehir plancısı, gezgin, yogini, sanat ve sporsever. Alman Lisesi’nden mezun olduktan sonra, lisans eğitimini Almanya’da bulunan Bauhaus Üniversitesi’nin mimarlık bölümünde tamamladı. Daha sonra aktif olarak profesyonel iş hayatına atıldı ve bu sırada İstanbul Teknik Üniversitesi’nde şehir planlama yüksek lisans programına kayıt oldu. Sokak sanatları ve kent yaşamına etkileri üzerine hazırladığı tez konusu kapsamında Yeldeğirmeni semti ve Mural Istanbul festivalini çalıştı ve yüksek mimar/şehir plancısı olarak mezun oldu. Her türlü spor dalı, kültür ve sanat etkinlikleri, seyahat, doğa, yoga, hayvanlar ilgi duyduğu alanlar olup araştırmak, keşifler yapmak ve bunları paylaşmak sevdiği uğraşlar arasındadır. http://gozdekizilkan.blogspot.com.tr/

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale