X

Yeni MacBook Pro’da kullanıcıları neler bekliyor?

Yeni MacBook Pro’yla tanıştınız mı? Daha önce kullanmış olsanız dahi yeni MacBook Pro’yla ilk kez tanışacaksınız çünkü tamamen yeniden tasarlandı. Gelin, Apple’ın bu yeni harikasına biraz daha yakından bakalım…

  • Yeni MacBook Pro gücünü, Mac için tasarlanan ilk profesyonel çipler olan yepyeni M1 Pro ve M1 Max’ten alıyor.
  • 14 inç ve 16 inç modellerle sunulan MacBook Pro ister pille ister prize takılı olarak çalışırken olağanüstü bir işlem, grafik ve yapay öğrenme performansı gösteriyor.
  • Yeni MacBook Pro modelleri, daha önce bir dizüstü bilgisayarda yapılması hayal bile edilemeyecek iş akışlarının üstesinden geliyor ve muhteşem pil ömrü sunuyor.
  • Yeni MacBook Pro’da ayrıca büyüleyici bir Liquid Retina XDR ekran, gelişmiş bağlantı noktası seçenekleri, 1080p FaceTime HD kamera ve bir dizüstü bilgisayardaki en iyi ses sistemi bulunuyor.
  • Her şeyiyle M1 Pro ve M1 Max çiplerin tüm avantajlarından yararlanacak şekilde geliştirilen macOS Monterey ile de birleşince kullanıcı deneyimi tek kelimeyle rakipsiz hale geliyor. Bir dizüstü bilgisayarla yapılabileceklerin sınırlarını zorlayan MacBook Pro; geliştiriciler, fotoğrafçılar, film yapımcıları, 3D sanatçıları, bilim insanları, müzik prodüktörleri ve dünyanın en iyi dizüstü bilgisayarına sahip olmak isteyen herkes için tasarlandı.
  • Yeni MacBook Pro, M1 çipe sahip 13 inç MacBook Pro ile birlikte bugüne kadarki en güçlü profesyonel dizüstü bilgisayar serisini oluşturuyor. 

“Dünyanın en iyi profesyonel dizüstü bilgisayarını geliştirmek için yola çıktık. Bugün, olağanüstü performansı, rakipsiz pil ömrünü ve çığır açan özellikleri bir araya getirerek oyunun kurallarını değiştiren, M1 Pro ve M1 Max çipe sahip yepyeni MacBook Pro’yu tanıtmaktan büyük heyecan duyuyoruz.” diyen Apple’ın Global Pazarlamadan Sorumlu Başkan Yardımcısı Greg Joswiak sözlerini şöyle sürdürdü: “Yepyeni MacBook Pro nefes kesici XDR ekrana, aralarında MagSafe 3’ün de yer aldığı daha fazla bağlantı noktasına, gelişmiş 1080p kameraya, heyecan verici altı hoparlörlü ses sistemine ve hepsini bir araya getiren büyüleyici bir tasarıma sahip. Eşi benzeri olmayan yeni MacBook Pro bugüne kadar geliştirdiğimiz en iyi profesyonel dizüstü bilgisayar modeli.”

İki yeni profesyonel çip, oyunun kurallarını değiştiren performans

MacBook Pro deneyiminde devrim yaratan M1 Pro ve M1 Max çipler, Mac’te Apple silicon çipe geçiş sürecinde atılan çok büyük bir adımı temsil ediyor. M1 Pro ve M1 Max çipe sahip MacBook Pro, system-on-a-chip (SoC) mimarisini ilk kez profesyonel sistemlere getiriyor. Hızlı birleşik bellek ve daha yüksek bellek bant genişliğiyle benzersiz performans sağlayan yeni MacBook Pro, sektör lideri güç verimliliğinin yanı sıra watt başına sınıfının en iyi performansını da sunuyor.

M1 Pro

M1 Pro, çığır açan M1 mimarisini yepyeni bir seviyeye taşıyor. Sekiz adet yüksek performans çekirdeği ve iki adet yüksek verimlilik çekirdeğiyle toplam 10 adede kadar güçlü CPU çekirdeğine ve 16 adede kadar çekirdekle yapılandırılabilen GPU’ya sahip M1 Pro, M1 çipe kıyasla yüzde 70’e kadar daha hızlı CPU performansı ve 2 kata kadar daha hızlı GPU performansı sergiliyor. M1 Pro ayrıca 200 Gbps’e kadar bellek bant genişliği sağlıyor. M1 çiptekinin yaklaşık 3 katı olan bu bant genişliğiyle birlikte 32 GB’a kadar hızlı birleşik bellek desteği sunuyor. Profesyonel video iş akışlarına önemli ölçüde hız vermek için tasarlanan M1 Pro çip, Media Engine’e ProRes hızlandırıcı ekleyerek video işlemeyi inanılmaz derecede hızlı ve enerji açısından verimli hale getiriyor.

M1 Max

M1 Pro’yu temel alarak yeteneklerini daha da ileriye taşıyan M1 Max, profesyonel dizüstü bilgisayarlar için dünyanın en güçlü çipi. M1 Pro ile aynı güçlü 10 çekirdekli CPU’ya sahip olan M1 Max, çekirdek sayısını ikiye katlayarak 32 çekirdeğe kadar yapılandırılabilen etkileyici GPU ile M1 çipe kıyasla 4 kata kadar daha hızlı GPU performansı sunuyor. Üstelik, M1 Pro’dan 2 kat ve M1’den yaklaşık 6 kat daha yüksek olan 400 Gbps’ye kadar bellek bant genişliğine ve 64 GB’a kadar hızlı birleşik belleğe de sahip. En yeni dizüstü PC’lerde bile en fazla 16 GB video belleği yer alırken, bu kadar yüksek miktarda belleğe sahip olmak profesyonel iş akışlarında oyunun kurallarını değiştiriyor. Böylece profesyoneller, daha önce bir dizüstü bilgisayarda yapmayı hayal edemeyecekleri işlerin üstesinden gelebiliyorlar.

3D sanatçıları yeni MacBook Pro ile şimdi profesyonel dizüstü PC’lerin çalıştıramadığı sahnelerde üst düzey geometri ve dokularla kolayca çalışabiliyorlar.1 M1 Max ayrıca iki adet ProRes hızlandırıcı içeren gelişmiş Media Engine ile daha da yüksek çoklu akış performansı sunuyor. Sonuç olarak profesyoneller, Final Cut Pro’da 30 adede kadar 4K ProRes video akışını veya 7 adede kadar 8K ProRes video akışını düzenleyebiliyor ve Afterburner’a sahip 28 çekirdekli Mac Pro’dakine göre daha fazla akış üzerinde çalışabiliyorlar. Video editörleriyse bir Mac’te bugüne kadar ilk kez, 8K ProRes 4444 videolarda renkleri HDR kalitesinde sınıflandırabiliyorlar. Hem de kurgu masasından kilometrelerce uzakta MacBook Pro’larını pille kullanırken.

M1 Pro ve M1 Max çiplerdeki 10 çekirdekli CPU ile 14 inç MacBook Pro neler olanak sağlıyor?

  • Xcode ile 3,7 kata kadar daha hızlı proje build süresi.
  • Logic Pro’da 3 kata kadar daha fazla Amp Designer eklentisi.
  • NASA TetrUSS’te 2,8 kata kadar daha hızlı hesaplamalı akışkanlar dinamiği performansı.

Hem M1 Pro hem M1 Max çipte yer alan güçlü 10 çekirdekli CPU’ya sahip 16 inç MacBook Pro nelere olanak sağlıyor?

  • NASA TetrUSS’te 3 kata kadar daha hızlı hesaplamalı akışkanlar dinamiği performansı.
  • Xcode ile 2,1 kata kadar daha hızlı proje build süresi.
  • Vectorworks’te 2,1 kata kadar daha hızlı yayınlama performansı.

Performans için tasarlandı

Muhteşem ve yepyeni bir tasarıma sahip 14 inç ve 16 inç MacBook Pro modelleri geliştirilirken performans ve kullanışlılık özelliklerine odaklanıldı. Yepyeni alüminyum kasa, iç alanı optimize ederek daha fazla performans ve özellik sunuyor. Kasa, gelişmiş bir termal sistemin çevresine kusursuz bir şekilde işlendi. Bu termal sistem, fan hızı düşük olduğunda bile bir önceki nesle göre yüzde 50 daha fazla hava akımı sağlayabiliyor. MacBook Pro, termal tasarımıyla kesintisiz ve muhteşem bir performans sunarken serin ve sessiz kalmayı da sürdürüyor. Apple çipin verimliliği sayesinde, kullanıcıların her gün yaptığı günlük işlerin çoğunda fanların çalışmasına gerek bile kalmıyor.

Yeni MacBook Pro ayrıca iki kez anodize edilmiş siyah bir yuvaya yerleştirilen Magic Keyboard ile geliyor. Bu yuva, tuşlardaki arkadan aydınlatmalı simgeleri şık bir şekilde öne çıkarıyor. Magic Keyboard’da tam boy bir işlev tuşu sırası da yer alıyor. Touch Bar’ın yerini alan fiziksel işlev tuşları ve daha geniş bir Escape tuşu, profesyonel kullanıcıların çok sevdikleri ve yakından tanıdıkları mekanik tuşa basma hissini geri getiriyor. Yeni klavyeye, profesyonel uygulamalar için mükemmel olan, sektörün en iyisi Force Touch trackpad eşlik ediyor.

Ekran özellikleri

MacBook Pro ilk kez büyüleyici Liquid Retina XDR ekranla geliyor. iPad Pro’da kullanılan mini LED teknolojisinden yararlanan Liquid Retina XDR ekran, 1000 nite kadar sürekli, tam ekran parlaklık, 1600 nit maksimum parlaklık ve 1.000.000:1 kontrast oranı sunuyor. Extreme Dynamic Range özelliği; gölgelerde ve ışıklı alanlarda inanılmaz ince ayrıntılar, daha koyu siyahlar ve her zamankinden canlı renklerle HDR içeriklere hayat veriyor. Muhteşem P3 geniş renk yelpazesi ve bir milyar renk desteğiyle daha akıcı gradyanlar elde ediliyor. Bu yeni ekranla Mac’e gelen ProMotion teknolojisi, 120 Hz’e kadar uyarlanabilir yenileme hızı sunuyor. ProMotion, kullanıcının ekranındaki içeriğin hareketine göre yenileme hızını otomatik olarak değiştiriyor ve böylece pil ömrünü koruyor. Bu sayede işlemler daha akıcı ve daha da hızlı hale geliyor. Video editörleri ayrıca ellerindeki çekime en uygun yenileme hızını sabitleyebiliyor. Olağanüstü XDR performansı ve son derece akıcı ProMotion teknolojisinin bir araya gelmesiyle, ortaya dünyanın en iyi dizüstü bilgisayar ekranı çıkıyor.

Bağlantı imkanı

Yeni MacBook Pro, bugüne kadar bir Mac dizüstü bilgisayarda bulunan en gelişmiş ve çok yönlü bağlantı imkanını sunuyor. Her iki modelde de yüksek hızlı çevre birimlerini bağlamak için üç adet Thunderbolt 4 bağlantı noktası bulunuyor. SDXC kart yuvası medya dosyalarına hızlı erişim sağlarken HDMI bağlantı noktası ekranlara ve televizyonlara kolay bağlantı imkanı veriyor. Geliştirilmiş kulaklık jakı ise yüksek empedanslı kulaklıklara destek veriyor. MagSafe 3 sürümüyle MacBook Pro’ya geri dönen MagSafe, güncellenen tasarımıyla sisteme her zamankinden daha fazla güç sağlanmasını destekliyor. MacBook Pro’yu koruyan MagSafe 3 sayesinde şarj kablosu hızlı ve kolay bir şekilde takılabiliyor. Mac’e ilk kez gelen hızlı şarj özelliği ise yalnızca 30 dakikada yüzde 50 şarj seviyesine ulaşılmasına imkan veriyor. Kullanıcılar M1 Pro ile aynı anda iki adede kadar Pro Display XDR, M1 Max ile üç adede kadar Pro Display XDR ve bir 4K TV bağlayabiliyorlar. MacBook Pro kablosuz bağlantı için Wi-Fi 6 ve Bluetooth 5.0 desteği veriyor.

Kamera ve ses

Yeni MacBook Pro’da 1080p FaceTime HD kamera yer alıyor. Bugüne kadar bir Mac dizüstü bilgisayarda bulunan en iyi kamera olma özelliğini taşıyan bu kamera, çözünürlüğü ve loş ışık performansını iki katına çıkarıyor. Kamera sistemi; M1 Pro ve M1 Max çiplerdeki güçlü görüntü sinyali işlemcisinden (ISP) ve Neural Engine’dan yararlanarak video kalitesini bilişimsel video ile artırıyor. Böylece kullanıcılar daha doğal cilt tonlarıyla daha net görünüyorlar.

Üst düzey ses deneyimi sunan yeni MacBook Pro, daha da düşük gürültü tabanına sahip olan, sektör lideri, stüdyo kalitesindeki mikrofonlarıyla daha net görüşmeler ve ses kayıtları yapılmasını sağlıyor. Daha net bir ses aralığı sunan iki adet tweeter ve dört adet force-cancelling özellikli woofer’dan oluşan yüksek kaliteli altı hoparlörlü ses sistemi, yüzde 80 daha fazla bas sunuyor. Uzamsal ses desteği de veren ses sistemi, çok yönlü ve üç boyutlu bir dinleme deneyimi yaratıyor. Böylece kullanıcılar müzik dinlerken veya Dolby Atmos formatında film seyrederken sinematik bir deneyim yaşıyorlar. Bütün bu özellikler, bugüne kadar bir dizüstü bilgisayarda bulunan en iyi ses sistemini meydana getiriyor.

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale