X

Yeni iPad ve iPad mini hangi özellikleriyle ön plana çıkıyor?

iPad dünyasına yenileri ekleniyor! Apple’ın bugüne kadar en popüler olan iPad modeli daha da yüksek bir performans ve gelişmiş özelliklerle yenilendi. iPad mini ise şık yeni tasarımıyla ve çok daha yüksek bir performansla karşınızda. Gelin, Apple’ın bu yeni üyeleri hangi özellikleriyle dikkat çekiyor, birlikte bakalım…

Apple dört harika renk seçeneğiyle sunulan, daha büyük 8.3 inç Liquid Retina ekranlı güçlü yeni iPad mini’yi duyurdu. Yepyeni A15 Bionic çipe sahip yeni iPad mini önceki nesle göre yüzde 80 daha hızlı performans sağlıyor. Bu, onu bugüne kadarki en becerikli iPad mini yapıyor. Yeni bir USB-C bağlantı noktası daha hızlı bağlantı sağlıyor ve 5G Cellular modelleri daha esnek mobil iş akışları sunuyor. Yeni gelişmiş kameralar, Ana Sahne ve Apple Pencil (2. nesil) desteği kullanıcılara fotoğraf ve video çekmeleri, sevdikleriyle iletişimde kalmaları ve yaratıcı fikirlerini anında not almaları için yeni yollar sunuyor. Yeni iPad mini bugünden itibaren sipariş edilebilecek ve 24 Eylül Cuma gününden itibaren mağazalarda olacak.

“Ultra taşınabilir tasarımı ve günlük görevlerden yaratıcılık veya iş uygulamalarına kadar çok çeşitli kullanım alanlarıyla, iPad mini gibisi yok,” diyen Apple’ın Global Pazarlamadan Sorumlu Başkan Yardımcısı Greg Joswiak sözlerini şöyle sürdürdü: “Tam ekran tasarımına sahip yeni Liquid Retina ekranı, olağanüstü performans artışı, ön ve arkasındaki yeni gelişmiş kameralar, Ana Sahne, USB-C, 5G ve Apple Pencil desteğiyle, yeni iPad mini avucunuzda tutabileceğiniz büyük bir yenilik.”

Apple’ın bir diğer müjdesi ise yeni iPad’di. Tüm gün süren pil ömrünü koruyarak en popüler iPad’e daha da fazla performans ve yetenek sağlayan güçlü A13 Bionic çipe sahip yeni iPad’in (9. nesil) başlangıç fiyatı 3899 TL. TrueTone özellikli 10.2 inç Retina ekrana, Ana Sahne özellikli 12 MP ultra Geniş ön kameraya, Apple Pencil (1. nesil) ve Smart Keyboard desteğine, kullanıcı dostu iPadOS 15’e ve önceki nesle göre iki kat daha büyük depolama alanına sahip. Yeni iPad apple.com adresinden sipariş edilebilecek ve 24 Eylül Cuma gününden itibaren mağazalarda satışa sunulacak.

“iPad çalışmak, öğrenmek ve iletişim kurmak için hiç bu kadar vazgeçilmez olmamıştı ve en popüler iPad’imizde bugüne kadarki en büyük güncellemelerimizden birini yaptığımız için çok heyecanlıyız,” diyen Apple’ın Global Pazarlamadan Sorumlu Başkan Yardımcısı Greg Joswiak sözlerini şöyle sürdürdü: “Yeni iPad, güçlü A13 Bionic, Ana Sahne ile daha çekici görüntülü görüşmeler ve iki kat daha büyük depolama alanıyla, olağanüstü hesaplı bir fiyata gelişmiş özellikler, çok yönlülük ve basitlik sunuyor.”

Mininin dört renk seçeneğiyle sunulan yeni tam ekran tasarımı

Yeni iPad mini dört harika renk seçeneğiyle (pembe, yıldız ışığı, mor ve uzay grisi) olağanüstü bir deneyim sunuyor. iPad mini dar kenarlı ve daha büyük bir 8.3 inç Liquid Retina ekrana sahip olmasına rağmen aynı kompakt boyuta sahip. 500 nit parlaklık, P3 geniş renk yelpazesi, yansıma önleyici ekran kaplaması, True Tone ve tam laminasyon gibi gelişmiş teknolojilerle, görseller ve videolar daha canlı hale geliyor ve camın yüzeyinden taşıyor gibi görünüyor. Yatay modda stereo ses sunan yeni hoparlörler, yeni ekranla birlikte harika bir film izleme deneyimi yaratıyor.

Tam ekran tasarımı, Touch ID’nin iPad mini’nin üst düğmesine taşınmasıyla mümkün hale geldi. Touch ID, iPad mini’nin kilidini açmak, uygulamalarda oturum açmak veya Apple Pay’i kullanmak için kullanıcıların bildiği ve çok sevdiği kullanım kolaylığını ve güvenli kimlik doğrulama imkanını sunuyor. iPad mini şimdi, kablosuz şarj ve eşleşme için iPad mini’ye manyetik olarak yapışan Apple Pencil (2. nesil) için de destek veriyor.

Güçlü performans 

Tüm gün süren pil ömrü sağlayan olağanüstü verimli bir tasarıma sahip yeni A15 Bionic çip, iPad mini’nin performansında çok büyük bir artış sağlıyor.1 iPad mini’nin önceki nesliyle karşılaştırıldığında, 6 çekirdekli CPU yüzde 40, 5 çekirdekli GPU ise yüzde 80 performans artışı sağlıyor. iPad mini’deki A15 Bionic, grafikler açısından zengin oyunlardan tasarımcılar, pilotlar, doktorlar ve daha fazlası tarafından kullanılan profesyonel uygulamalara kadar en zorlu görevlerin bile üstesinden geliyor. Güçlü performansı ve kompakt tasarımıyla, iPad mini kullanıcıların yanlarında götürebileceği en gelişmiş araçtır.

Gelişmiş yapay öğrenme (ML) işlevleri CPU’daki 16 çekirdekli Neural Engine ve yeni ML hızlandırıcıları, ML görevlerini önceki modele göre 2 kat daha hızlı yerine getirmesini sağlıyor. Neural Engine, CPU ve GPU ile birlikte, uygulamaların görüntü tanıma ve doğal dil öğrenme gibi yeni nesil deneyimler sunmasını mümkün kılıyor. iPadOS 15 ile gelen yeni ML özellikleri arasında, fotoğraflardaki kullanıcının üzerinde işlem yapabileceği metinleri tanımak için aygıt içi akıllı teknolojilerden yararlanan ve hatta, fotoğraflardaki metinleri yedi farklı dile çevirebilen Canlı Metin özelliği de bulunuyor.

Yeni iPad ise önceki nesle göre yüzde 20 performans artışı sağlayan güçlü A13 Bionic çip ile donatılmış olarak geliyor. Bu, yeni iPad’in en çok satan Chromebook’a göre 3 kat ve en çok satan Android tablete göre 6 kat daha hızlı olmasını sağlıyor. Bu ek performans, kullanıcıların en hesaplı iPad’de gelişmiş uygulamaları ve oyunları sorunsuz bir şekilde çalıştırmalarını sağlayacak. A13 Bionic çipteki Neural Engine, iPadOS 15 ile gelen ve bir fotoğraftaki metinleri tanıyarak kullanıcıların bu metinler üzerinde işlem yapmalarına imkan veren Canlı Metin özelliği gibi yeni nesil yapay öğrenme özelliklerine de güç katıyor.

Yeni gelişmiş kameralarla ana sahne iPad mini’ye geliyor

iPad Pro’daki Ana Sahne deneyimi şimdi yeni iPad’de ve iPad mini’de de sunuluyor. Bu sayede kullanıcılar daha çekici görüntülü görüşmeler yapabilecekler. Yeni bir 12 MP sensöre sahip Ultra Geniş ön kamera ve çok daha geniş görüş alanı sayesinde Ana Sahne, kullanıcılar hareket ettikçe süjeyi kadrajda tutmak için otomatik olarak pan yapıyor. Başkaları katıldığında kamera onları da algılıyor ve görüntüyü onları da kolayca konuşmaya katmak için sorunsuz bir şekilde uzaklaştırıyor.

Ana Sahne özelliği FaceTime’da olduğu gibi üçüncü taraf görüntülü arama uygulamalarında da görüntülü görüşmeleri daha doğal hale getiriyor. İster sevdiklerinizle hasret gidiyor ister bir uzaktan öğrenime katılmış olun, Ana Sahne özelliği bağlanma deneyimini hiç olmadığı kadar çekici hale getiriyor.

Arka kamera şimdi daha net ve canlı fotoğraflar çekmek için Focus Pixels özellikli 12 MP sensöre ve daha büyük bir diyaframa sahip. Arka kamerada loş ışıkta fotoğraf çekmek için mükemmel seçenek olan True Tone Flash da bulunuyor. A15 Bionic’teki yeni bir ISP sayesinde kullanıcılar, gölgeli ve ışıklı alanlardaki detayları ortaya çıkararak görüntü kalitesini iyileştiren Akıllı HDR ile son derece doğal gözüken fotoğraflar görecekler.

Ayrıca yeni iPad 10.2 inç ekranıyla, geliştirilmiş bir görüntüleme deneyimi için True Tone özelliğine sahip. True Tone ilk kez iPad’in etkileyici 10.2 inç Retina ekranına geliyor. Yeni, yükseltilmiş ortam ışığı sensörü, ekran içeriğini odanın renk sıcaklığına göre ayarlayan True Tone özelliğini destekliyor. Yeni iPad’deki True Tone resimlerin daha doğal görünmesini sağlıyor ve kullanıcılara tüm ışık koşullarında daha rahat bir görüntüleme deneyimi sunuyor.

Daha hızlı bağlantı için 5G ve USB-C

Şimdi iPad mini’de sunulan 5G teknolojisiyle, müşteriler hareket halindeyken daha hızlı kablosuz bağlantıyla daha da fazlasını yapabiliyor. 5G, iPad mini’nin ideal koşullarda 3.5 Gbps’e kadar en yüksek hızlara ulaşmasını sağlıyor.3Kullanıcılar şimdi nerede olurlarsa olsun bağlı kalabiliyor ve oyun oynayan arkadaşlardan yerinde hizmet veren saha servisi teknisyenlerine kadar her türlü günlük aktivitede daha üretken olmalarını sağlıyor. Gigabit LTE ve eSIM için destek sunmaya devam eden iPad mini, kullanıcılar bağlanmaya ihtiyaç duyduğunda inanılmaz bir esneklik sağlıyor. Wi-Fi 6 daha da hızlı Wi-Fi bağlantıları sağlıyor.

iPad mini şimdi kameralar ve harici sürücülere ve 4K’ya kadar harici monitörler gibi genel bir USB-C aksesuarları ekosistemine bağlanmak için 5 Gbps’ye kadar, yani önceki nesle kadar 10 kat daha hızlı veri aktarımı için bir USB-C bağlantı noktasına sahip. USB-C, yaratıcı profesyoneller kadar, iPad’lerini günlük işleri için kullananlara da yüksek bant genişliğinde giriş ve çıkış iş akışlarına imkan veriyor. Bu, stüdyo dışında çekim yaparken kameraları bağlayan bir fotoğrafçı veya uzaktan ultrason çeken bir doktor için mükemmel bir özellik.

Hareket halindeyken daha fazlasını yapmak için iPad’de iki kat daha büyük depolama alanı

İnce ve hafif tasarımı ve Cellular model seçeceğiyle, iPad kullanıcılara evde veya hareket halinde çalışma, öğrenme ve bağlanma özgürlüğü sunuyor. Yeni iPad’in en küçük kapasiteli modeli 64 GB, yani önceki nesle göre iki kat daha büyük depolama alanıyla iPad kullanıcılarına daha da fazla değer sunuyor. Daha fazla uygulama, oyun, fotoğraf ve video depolamak isteyen kullanıcılar için 256 GB seçeneği de sunuluyor.

iPadOS 15 ile daha da kullanıcı dostu bir kullanıcı deneyimi

iPadOS 15 ile, iPad’in benzersiz yeteneklerinden faydalanarak kullanıcıların daha üretken olmasına yardımcı olan ve hem yeni iPad’i hem de iPad mini’yi daha da çok yönlü hale getiren yeni özellikler geliyor:

  • Ana Ekran ve Uygulama Arşivi için tasarlanan yeni araç takımı yerleşimleri, iPad’i ve iPad miniyi kişiselleştirmenin ve uygulamaları düzenlemenin kolay yollarını sunuyor.
  • Hızlı Notlar özelliğiyle şimdi Notlar uygulaması sistem genelinde kullanılabiliyor ve ister klavyeyle ister Apple Pencil ile yazıyor olun, birlikte çalışmanın ve organize olmanın yeni yollarını sunuyor.
  • Çeviri uygulaması, Otomatik Çeviri ve yüz yüze görünümü gibi konuşmaları daha kolay ve doğal hale getiren yeni özelliklerle iPad’e geliyor.
  • Split View ve Slide Over gibi özelliklerin daha kolay keşfedilmesini ve kullanılmasını sağlayan multitasking deneyimi daha da kullanıcı dostu ve daha güçlü.
  • Canlı Metin özelliği, aygıt içi akıllı teknolojilerden yararlanarak fotoğraflardaki metinleri algılıyor ve kullanıcıların bu metinler üzerinde işlem yapabilmelerini sağlıyor. Örneğin bir mağaza vitrinindeki telefon numarasının fotoğrafını çekerek telefon etme seçeneği sunabiliyor.
  • Odak uygulaması, kullanıcıların bildirimleri çalışma, okuma, egzersiz, oyun oynama veya uyuma gibi o anda yaptıkları işe göre otomatik olarak filtrelemelerini sağlıyor.
  • FaceTime görüşmeleri uzamsal ses ve yeni Portre moduyla daha doğal görünüyor. Şimdi Grup FaceTime, yeni ızgara görünümünde katılımcıları aynı boyutta kutularda görüntüleme seçeneğini sunuyor.

Aksesuarlar

Apple Pencil (2. nesil) iPad mini’yi kullanıcıların yanlarında her yere götürebilecekleri dijital bir günlüğe ve eskiz defterine dönüştürüyor. Kablosuz şarj ve eşleme özelliğine sahip olan ve çift dokunmayı destekleyen Apple Pencil, sunduğu mükemmel piksel hassasiyeti ve sektördeki en düşük gecikme süresiyle yazmayı kalem ve kağıtla yazmak kadar kolay ve doğal hale getiriyor.

iPad mini için tasarlanan yeni Smart Folio, açtığınızda aygıtınızı uyandıran, kapattığınızda uyku moduna geçiren ince ve çok hafif bir kapak. Smart Folio şimdi yeni iPad mini’yi tamamlayan muhteşem renk bileşimlerine sahip: siyah, beyaz, koyu kiraz, İngiliz lavantası ve elektrik turuncusu.

iPad ve çevre

iPad ve iPad mini’nin kasası yüzde 100 geri dönüştürülmüş alüminyumdan üretiliyor. iPad ürün serisindeki her modelin şimdi yüzde 100 geri dönüştürülmüş alüminyum kasaya sahip olması önemli bir dönüm noktası anlamına geliyor. Ayrıca, ana kartındaki lehimde yüzde 100 geri dönüştürülmüş kalay ve kasasındaki ve hoparlörlerindeki mıknatıslarda yüzde 100 geri dönüştürülmüş nadir bulunan toprak elementleri kullanılıyor.

Apple bugün küresel kurumsal operasyonlarında tamamen karbon nötr olmayı başardı. 2030’a kadar ise üretim tedarik zinciri ve ürün yaşam döngüleri de dahil tüm çalışmalarında iklim üzerindeki etkisinin net olarak sıfır olmasını planlıyor. Bu da satılan her Apple aygıtının bileşen üretimi, montaj, nakliye, müşteri kullanımı ve şarjdan geri dönüşüm ve malzemelerin geri kazanılmasına kadar her aşamada yüzde 100 karbon nötr olması anlamına gelecek.

Yeni iPad mini bugünden itibaren ABD dahil 28 ülkede ve bölgede apple.com/store ve Apple Store uygulamasından sipariş edilebilecek ve 24 Eylül Cuma gününden itibaren satışa sunulacak. iPad için özel olarak tasarlanan güçlü işletim sistemi iPadOS 15 ise 20 Eylül Pazartesi gününden itibaren kullanıma sunuluyor ve yeni iPad mini bu sürüm ücretsiz yüklü olarak gönderiliyor. iPadOS 15, iPad mini 4 ve daha yeni modelleri, iPad Air 2 ve daha yeni modelleri, 5. nesil iPad ve daha yeni modelleri ve tüm iPad Pro modelleri için ücretsiz yazılım güncellemesi olarak kullanıma sunulacak.

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Lezzetli ve eşsiz tatlarla dolu bir deneyim: Macroonline’da keşif dolu bir yolculuk

Şüphesiz ki söz konusu sofralarımız olduğunda hepimiz ‘en iyisi’nin peşindeyiz. Market alışverişlerimizi yaparken de gözümüz, elimiz hep en iyisinde, en kalitelisinde. Her şeyin en iyisini aldığımızdan emin olmak istiyoruz. Ancak, böylesi bir çabanın çok fazla zaman ve enerji gerektirdiği de aşikar. Hele ki büyük şehirlerde yaşıyorsak, iş çıkış saatinde markette olmak; kalabalıklar, trafik, koşturmaca gibi dertleri de beraberinde getirebiliyor. E peki bunca yorgunluk ve zamansızlığın içerisinde mesai bitimine dakikalar kalmışken her gün zihnimizde dönen o ‘Akşam ne pişirsem’ sorularına nasıl yanıt bulacağız? Hele bir de evde hazırlamak istediğimiz tarifin malzemeleri yoksa.



Güzel haber; artık bu soru da zihnimizi kurcalamayacak, yorgun argın market sırasında beklemek zorunda da kalmayacağız. Macroonline ile yorucu market gezileri, ev konforunda keşifler yapabileceğimiz bir fırsata dönüşüyor.

Macrocenter ayrıcalıkları aynı hizmet anlayışıyla Macroonline’da

Macrocenter’ı tercih edenler bilir; Macrocenter’da alışveriş yapmak, eşsiz bir deneyimdir. Ürün çeşitliliği, yeni keşifler, taptaze lezzetler, baş döndüren kokular ve başka yerde olmayan ürünler… Macroonline da tüm bu deneyimi, bizlere online olarak sunuyor. Aynı uzmanlık, aynı lezzet ve aynı hizmet anlayışıyla tüm Macrocenter ayrıcalıkları, artık Macroonline’da. Kısacası, hayatı güzelleştirecek her şey Macroonline’da. Peki siz neredesiniz; yoksa hala kasa sırasında mı? 🙂 Gelin, Macroonline’Macroonline’Macroonline’da neler neler var biraz daha yakından bakalım… (Ne yok ki! demek serbest.)

Ev konforunda kaliteli bir alışveriş deneyimi

Hangimiz istemeyiz ki raflardaki en taze meyve-sebzeler yer alsın mutfak tezgahımızda, kendi ellerimizle seçtiğimiz.. Ama zamanımız ve enerjimiz yoksa ne yapacağız? Merak etmeyin, en iyilerden vazgeçmek zorunda değiliz. Macroonline, her şeyin en iyisini bizim için seçip evimize kadar getiriyor. İhtiyacımız olan her şey, sanki raflardan kendimiz seçiyormuşuz gibi aynı titizlik ve özenle seçilip bize ulaştırılıyor. Ev konforunda kusursuz ve kaliteli bir alışverişi deneyimi, Macroonline ile artık kapımıza geliyor.

Benzersiz tatlar, otantik lezzetler, yeni keşifler



Macroonline’da dilediğimiz ülkenin lezzetlerini bulmak mümkün. Bugün İtalyan, yarın Fransız Mutfağı, haftaya ise Japon, ne dersiniz? Macroonline dünyasında alışveriş yapmak, adeta geniş bir coğrafyada gezintiye çıkmak gibi. Uzak Doğu’nun egzotik sosları, ithal çikolatalar, artizan ürün çeşitliliği, her yerde bulunmayan lezzetli atıştırmalıklar, profesyonellere özgü ürün seçkileri, taptaze deniz ürünleri ve çok daha fazlası… Hepsi, premium hizmet kalitesi, zengin ürün çeşitliliği ve kolay erişim imkanıyla Macroonline’da. Tek yapmamız gereken bir tıkla sepete eklemek.

Şeflerin özgün tarifleriyle hazırlanan Homemade lezzetler

Dünya mutfağının yanı sıra Türkiye’nin özgün tatlarını da sunan Macroconline’da Homemade lezzetler de var. Şeflerin özgün tarifleriyle hazırlanan Homemade lezzetler, Macroonline’ın beklentileri aşan hizmet kalitesini evlerimize taşıyor. Hep ne pişireceğimizi düşünecek değiliz ya bazen de ne yiyeceğimizi düşünelim, öyle değil mi… Sağlıklı, lezzetli ve zahmetsiz alternatifler arayanların en gözde seçimleri, Macroonline Homemade kategorisinde.

Keyifli, pratik ve konforlu bir alışveriş deneyiminin yanı sıra keşiflerle dolu bir yolculuğa da hazırsak; istikamet: Macroonline. Üstelik, Macroonline’dan verdiğimiz siparişler 45 dakikada teslimat seçeneğiyle ve +4 dereceli araçlarla soğuk zincir kırılmadan dilediğimiz saatte bize ulaşıyor. Macrocenter’ın ayrıcalıklı dünyasını ev konforunda keşfetmek ve Macroonline’da ilk alışverişlerinize özel indirimden de faydalanmak için siz de hemen tıklayın.

*Bu yazı Macrocenter katkılarıyla hazırlanmıştır.



Sıra dışı bir gelecek: Otomobil dünyasında bizi neler bekliyor?

Teknolojinin, yapay zekanın ve çevre bilincinin hızla geliştiği günümüzde otomotiv dünyası da bu gelişmelerden geri kalmıyor ve inovasyonlarla ve merakla dolu bir sektöre dönüşüyor. Son yıllarda elektrikli araçlar, otonom sürüş özellikleri, akıllı yol çözümleri gibi konularla pek çok gelişime imza atan otomobil dünyasında gelecekte bizi daha nelerin beklediği büyük bir merak konusu. Hepsi çok heyecan verici olsa da en çok merak edilen sorulardan ve benim de heyecanla beklediğim gelişmelerden biri; uçan arabaların hayatımıza girip girmeyeceği 🙂 Uçan arabalar yakın zamanda hayatımıza dahil olur mu bunu bilmiyorum ama otomotiv endüstrisinin geleceği hakkında kendi perspektifimden ele alacağım pek çok konu var. Gelin, benim de bir parçası olduğum bu sıra dışı gelecekte bizi neler bekliyor olabilir birlikte bakalım.



Elektrikli otomobillerin hızlı yükselişi

Geçtiğimiz yıllarda pek çok otomobil markası, yakın gelecekte elektrikli araç üretimine ağırlık vereceğini açıklamıştı, hatta dünya çapında tamamen elektrikli araç üretimine geçmeyi planladığını belirten markalar da var. Elektrikli araçların hayatımıza dahil olması çok yeni bir gelişme olmasa da yaygınlaşması ve popülerliğinin artması son zamanlarda daha bir artış gösterdi. Gelecekte de elektrikli araçların üretiminin ve kullanıcısının artması sektörünün en beklenen gelişmeleri arasında.

Bildiğiniz gibi ben de elektrikli otomobil tutkunlarından biriyim ve sık sık sizlerle Instagram hesabımdan %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E ile olan maceralarımı paylaşıyorum 🙂 Konumuza dönecek olursak; fosil yakıt tüketimini azaltmak ve karbon emisyonlarını düşürmek için ülkelerin elektrikli araç kullanımına yönelik teşviklerini artırması da beklenenler arasında. Ayrıca, batarya teknolojisinde yeni ilerlemeler, elektrikli araçların menzillerinin artırılması, şarj altyapılarının geliştirilmesi de yine yakın gelecekte bizimle olacağa benziyor.

Sürdürülebilir ve çevre dostu çözümler

Elektrikli araçların yükselişi, otomobil dünyasının geleceğinde beklenen tek çevreci haber değil. Doğa dostu yaklaşımlar ve sürdürülebilir çözümlerle dolu yenilikler de ufukta. Pek çok sektörün son yıllarda önemli bir gündem maddesi haline gelmiş olan çevre bilinci, otomotiv dünyası için de önemli bir konu. Geri dönüştürülmüş malzemelerden üretilen iç dizayn ekipmanları, doğa dostu kumaşların kullanımı, üretim aşamasında yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, daha az karbon salımı yapan motor teknolojileri ve daha nice gelişme, otomotiv dünyasının beklenenleri arasında.

Sektörde yeşil devrim adını verebileceğimiz daha pek çok gelişmenin damga vurması da olası. Araçların iç tasarımdan üretim süreçlerine kadar geniş bir yelpazede sürdürülebilir çözümler, otomobillerin gelecekteki dünyasını ve tabii ki dünyamızı taçlandıracak gibi. Bir çevreci olarak hızla yaygınlaşmasını görmek istediğim gelişmelerden birisi kesinlikle sürdürülebilir çözümler.

Otonom sürüş özelliklerinde ilerlemeler

Ve tabii ki otonom sürüş özelliklerinden bahsetmemek olmaz. Beni belki de en çok heyecanlandıran konulardan bir diğeri. Hani şu sürücüsüz giden otomobiller var ya, işte tam da onlardan bahsediyorum. Yakın bir gelecekte belki de araçların şoför koltukları hep boş kalacak. Olamaz mı? Bu, çok gerçekçi bir senaryo olmasa da şu an için benzer senaryolarla sık sık karşılaşacağız gibi. Çünkü pek çok dünya devi otomobil ve teknoloji firması, otonom araçlar alanında büyük yatırımlar yapıyor. Ancak, tam otonomiye ulaşmak için biraz daha geleceği beklemek gerekecek. Çünkü birtakım zorlukları aşabilmek için yeni teknolojilerin geliştirilmesi bekleniyor.

Özellikle büyük şehirlerdeki yoğun ve karışık trafik senaryoları, yasal düzenlemeler, kişisel hakların korunması, uygun yol ve altyapı çalışmalarının tamamlanması gibi pek çok faktör var. Yine de bu konudaki çalışmaların hız kazanması ve otonom sürüşün farklı seviyelerinin piyasaya sürülmüş olması, otonom sürüş teknolojilerinin potansiyelini gösteriyor. Gelecekte tam otonom seviyeye de erişilmesi mümkün.



Otonom özelliklerin yanı sıra farklı sürüş modları da ufukta. Hatta, ben şimdiden %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E  ile bu modları deneme fırsatına sahibim 🙂 Mustang Mach-E, sürüş deneyimini kişisel isteklere göre uyarlıyor; Aktive, Whisper ve Untamed modları sayesinde motor seslerini, ortam aydınlatmasını ve hatta aracın tepki verme hızını kişiselleştirmek mümkün. 

Akıllı şehirlerin kurulması

Otonom sürüş özellikleri, farklı sürüş modları, otomobil ve yapay zeka teknolojisindeki gelişmeler, yalnızca bireysel kullanımla sınırlı kalmayacak muhtemelen. Ve önemli bir toplumsal gündem haline de gelecek. Bu da akıllı şehirler gibi bir konseptin hayatımıza girmesi anlamını taşıyabilir. Şehirlerin, otomobillerin geleceği ile ne ilgisi var ki diye düşünmeye başlamadan hemen araya gireyim. Eğer başta otonom sürüş özellikleri olmak üzere otomobiller kendi başlarına -bir sürücünün aracı sürmesine ihtiyaç kalmaksızın- yolda gidebilecekse, bu şehirlerin de birtakım düzenlemelerden geçmesi anlamını taşıyor. Yollardaki alt yapı çalışmalarının bu doğrultuda düzenlenmesi, akıllı şarj istasyonlarının kurulması ve otonom araçların kendi kendini şarja takabilmesi için uygun çevresel yapılanmaların tamamlanması gibi pek çok gelişmeyi de beraberinde getirebilir. Belki de gelecekte şehirlere akıllı taksi durakları kurulacak ve birtakım mobil uygulamalar üzerinden bağlantıya geçilebilecek.

Sosyal dünya ile bağlantı sağlayan araç özelliklerinin geliştirilmesi

Bir düşünelim; otomobiliniz size en yakın kafeyi önerse ya da zevkinize uygun bir restoranda sizin için rezervasyon yaptırsa, nasıl olur? Ya da arkadaşlarınızla buluşma ayarlasa, arabaya bindiğinizde en sevdiğiniz dizinin kaldığınız bölümünü başlatsa? Siz keyifle buluşmalarınıza hazırlanırken veya dizinizi izleyip, müziğinizi dinlerken sizi istediğiniz yere götürse? Yani adeta bir eğlence merkezine dönüşse? Tüm bunlar, yakın gelecekte hayallerimizi süslemenin ötesine geçebilir. Bağlantılı araçlar, yani kendi internet erişimi olan ve verileri başka cihazlarla da paylaşabilen araçlar, otomobil dünyasının belki de gelecekte en çok parlayan yıldızı olabilir. Yalnızca yolculuk vadetmenin ötesinde bağlantılı araçlar, adeta kişisel mobil cihazlarımıza dönüşebilir.

Çoğu macerama tanıklık ettiğiniz Ford Mustang Mach-E de adeta benim eğlence merkezim. Araç içi iletişim ve eğlence sistemi olan Ford SYNC 4A ile konuşma, ses tanıma, kablosuz akıllı telefon entegrasyonu, sezgisel 15,5″ dokunmatik ekran ve çok daha fazlasını deneyimleyebiliyorum. Halihazırda gelişmiş teknolojinin keyfini sürebiliyor olsam da gelecekte bağlantılı araçlar bizi daha pek çok özelliği ile şaşırtacak diyebilirim.

Kısacası, otomobil dünyasının sıra dışı geleceğinde bizi bekleyen yepyeni heyecanlar var. Uçan arabalar yalnızca filmlerin unutulmaz bir parçası olarak mı hafızalarımızda kalır yoksa gerçekten de hayatımıza dahil olur mu bilinmez ama kesin olan bir şey varsa o da otomobil dünyasının hiç olmadığı kadar yenilik dolu olduğu. Kim bilir belki bir gün gökyüzünde bulutların arasında sıkışıp kaldığım bir trafikteyken size yazarım 🙂 Daha fazlası için yazılarımı ve Instagram hesabımı takip etmeyi unutmayın.

İlginizi çekebilir: Virtual Influencer’lar: Kim bu sıra dışı influencer’lar? Takip etmeniz gerekenler?



İlgili Makale