X

Yemek seçen çocuklar: “Picky eaters”

Çocuğunuz köfte dışında diğer besinleri yemeyi red mi ediyor? Veya tabağındaki sebzeleri bırakıp oyun oynamak mı istiyor? Yalnız değilsiniz, çocuk beslenmesi birçok ailede sorun yaşanan bir konu. Ebeveynler çocuklarının neler yeyip neler yemediğini merak ediyor ve birçoğu bu konuda endişeli. Araştırmalar, ebeveynlerin yaklaşık %20’si 2-5 yaş arasındaki çocuklarının yemekler konusunda seçici olduğunu söylüyor. Yemek zamanlarının savaş saati olmasını önlemek için bu çözüm önerilerine göz atmalısınız.

Sorun 1: Yemeğini yemek istemiyor veya tabağını bitirmiyor.

Bazı besinleri isteyerek yiyor bazılarını ise sevmiyor ve hatta yere fırlatıyor olabilir.

Çözüm 1: Çocuğunuzun açlık- tokluk mekanizmasına güvenin.

Eğer aç değilse yemek yemesi veya tabağını bitirmesi için zorlamayın. Çocuğunuzu tabağını bitirmesi için zorlamanız sadece onun yemek yememe konusundaki inadını güçlendirir. Tabağını bitirirsen oyun oynayabilirsin veya brokolini yersen çikolatayı hak edersin gibi yemekleri ödül olarak kullanmayın. Tüm bunlar çocuğunuzun yemekleri kaygı ve hayal kırıklığı ile ilişkilendirmesine neden olabilir ve kendi açlık-tokluk sinyallerine daha az duyarlı hale getirebilir. Bazı gıdaların faydalarını onunla konuşabilir, ona boyunun uzaması veya iyi bir futbolcu/basketbolcu olabilmesi için bu besinleri neden yemesi gerektiğini anlatabilirsiniz. Çocuğunuza küçük porsiyonlarda servis yapın ve istediği takdirde tabağına ilave yapabileceğinizi söyleyin.

Sorun 2: Düzensiz besleniyor.

Yemek saatleri düzensiz olan çocuklar genellikle atıştırmalıkları çok sık tüketirler ve yemek zamanlarında açlık hissetmezler. Bu durum onların özellikle ana yemeklerde daha az besin almalarına neden olabilir.

Çözüm 2: Öğün saatlerini planlayın.

Çocukların bir yaşından sonra üç ana öğün, iki ara öğün olmak üzere günde beş defa yemek yemeleri yeterlidir. Her gün yemeklerini ve ara öğünlerini yaklaşık olarak aynı saatlerde servis etmeye çalışın. Bazen öğünlerini yemek istemeyip atlamış olabilir ancak oluşturduğunuz zaman çizelgesini izlediğinizde yemek zamanlarını öğrenecek ve bir sonraki öğünde aç olacaktır. Öğün saatlerini planlarken yemek yemesi için 30-45 dk zaman verin. 30-45 dakika geçti ve artık yemeğini yemiyorsa masadan ayrılmasına izin verin. Bir sonraki öğününde eğer ara öğün zamanı geldiyse ona meyve, süt, yoğurt veya bir tost hazırlayabilirsiniz. Yemek süresinin uzatılması onun yemek yeme olasılığını arttırmayacaktır.

Sorun 3: Hiç tadına bakmadığı yiyecekleri bile reddediyor.

Hiç denemediği brokoliyi yemek istemiyor olabilir. Birçok sebze özellikle pişirildiğinde güçlü bir kokuya ve tada sahip olur. Çocuklar yeni besinlere önce dokunur ve koklarlar daha sonra o besini tadarlar. Hatta ağızlarına aldıktan hemen sonra dilleriyle dışarı itebilirler. Bu durum o besini sevmedikleri anlamına gelmez.

Çözüm 3: Yeni besinlere alışması için ona fırsat verin.

Daha önce denemediği yiyecekleri küçük miktarlarda ve onun en sevdiği yemeklerle servis edin. Yeni bir besine alışabilmeleri için en az on kez o besini tatmaları gerekir. Brokoliyi sevmedi diye menüden çıkarmanıza gerek yok. Hayır dediği yiyecekleri farklı günlerde, farklı yemeklerle ve farklı tariflerle sunmaya devam edin. Pes etmeyin, sabırlı olun. Ona besinlerin rengini, şeklini, aromasını ve dokusunu anlatmanız da onu yemek yemeye teşvik edecektir.

Market alışverişlerini beraber yapabilir, sebze, meyve ve diğer sağlıklı gıdaları seçmenizde çocuğunuzdan yardım isteyebilirsiniz. Sevdiği gıdaları market sepetinize ekleyebileceğini ona söyleyebilirsiniz. Yemeklerinizi hazırlarken ve pişirirken mutfakta onun size katılmasına izin verin. Sebzeleri yıkayabilir, yemeği karıştırabilir veya masayı hazırlayabilir. Bir başka önerim ise yeni deneyeceği besinleri eğlenceli hale getirmeye çalışmanız. Tadına ilk defa bakacağı yiyecekleri ailenin tüm bireylerinin 1 ila 10 arasında derecelendirdiği bir tat  testi yapabilirsiniz. Tüm bunlar sevmediği gıdalar üzerinde olumlu etkiler yaratacaktır.

Sorun 4: Süt, meyve suyu gibi sıvı içecekleri gün içerisinde çok sık tüketiyor.

Gün içerisinde çok sık, özellikle ana yemeklerden önce süt veya ilave şeker içeren meyve suyu gibi sıvı kaloriler alması iştahını azaltacaktır.

Çözüm 4: Sıvı kalorileri sınırlayın.

1-6 yaş arası çocukların günlük meyve suyu tüketimi 120-180ml geçmemelidir. Günlük süt, yoğurt, ayran tüketimi ise 500ml yeterlidir. Su tüketimi ise yemekten hemen önce olmamalı, ana yemekler ve ara öğünler arası olabilir.

Sorun 5: Sadece televizyon izlerken veya oyun oynarken bir şeyler yiyor.

Televizyon gibi dikkat dağıtıcı faktörler çocuğunuzun açlık-tokluk sinyallerini kontrol edememesine neden olur.

Çözüm 5: Dikkatinin dağılmasını minimalize edin.

Yemek zamanlarında televizyon gibi dikkatini dağıtacak elektronik cihazları kapatın. Bu sayede yemeğine odaklanabilecektir. Televizyon reklamcılığının çocukların şekerli ve sağlıksız gıdalara olan ilgisini arttırdığını unutmayın. Yemek yeme zamanları aileyle etkileşim içinde, aile sofrasında olmalıdır.

Sorun 6: Tatlı yemek istiyor.

Kahvaltıda sadece ballı ekmek veya akşam yemeklerinden hemen sonra tatlı yemek istiyor olabilir.

Çözüm 6: Ödül olarak tatlı sunmayın.

Tabağını bitirdikten sonra tatlını yiyebilirsin gibi tatlıları büyük bir ödülmüş gibi algılamasına izin vermeyin. Bunun yerine tatlıları, dengeli bir beslenme programının küçük bir parçası haline getirin. Evinizde ilave şeker içeren paketli ürünlere yer vermeyin veya kek kurabiye yapmayın. Şeker yerine kullanabileceğiniz doğal alternatifleri tercih edin. Örneğin; dondurulmuş muz, fıstık ezmeli elma dilimleri, kuru meyveler.

Çoğu çocuk, okula başladığında yemeklerde seçici davranmayı bırakmış oluyor. Çocuğunuzun yanında bu konu hakkında ne kadar çok konuşursanız, yemek seçme davranışını devam ettirme olasılığı o kadar yüksektir. Yemeklerde seçici olmasının onun büyüme ve gelişmesine zarar verdiğinden endişeleniyorsanız mutlaka çocuk doktorunuza danışın. Buna ek olarak, iki gün hafta sonu iki gün hafta içi olmak üzere toplam dört gün boyunca çocuğunuzun neler yediğini miktarlarıyla beraber not alabilir, bu beslenme günlüğünü bir beslenme uzmanına gösterebilirsiniz. Büyük resmin görülmesi endişelerinizi hafifletmeye yardımcı olabilir.

Çocuğunuzun beslenme alışkanlıklarının bir gecede değişmeyeceğini unutmayın ancak her geçen gün attığınız küçük adımlar bir ömür boyu sürecek sağlıklı beslenme alışkanlıklarının temelini oluşturacaktır.

İlginizi çekebilir: Okul çağına gelmiş çocukların beslenmeleri nasıl olmalıdır?

Işkın Akçam: Trakya Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik bölümünden mezun oldu. 2015 yılında Ege Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü’nde Master eğitimine başladı. Üniversite eğitimi sonrası İzmir’de özel bir poliklinikte iki yıl boyunca kilo verme, kilo alma, sporcu beslenmesi, hastalıklarda tıbbi beslenme tedavisi alanlarında bireysel ve kurumsal beslenme danışmanlığı verdi. 2016 yılında Dr. Bülent Serçin Muayenehanesi’nde Anne Çocuk Diyetisyeni olarak bireysel beslenme eğitimleri ile emziklilik döneminde annelerin, 0-18 yaş aralığındaki bebek ve çocukların beslenme takibini yapmaktadır. Hipokrat’ın “Besinler ilacınız, ilacınız besinler olsun” sözüne inanarak mesleğini sürdürüyor.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale