X

Yaşasın okul bahçeleri

Toprakla samimi olarak tanışmam üç yıl önceye dayanır. Şehirde düzenli bir iş hayatından vazgeçip köylerde çiftlik çiftlik dolaşmaya başlamamla oldu her şey. Son birkaç aydır İstanbul’daydım ve bu şehirdeyken toprakta nasıl çalışabilirim diye düşünüyordum. Gezgin hayatımdan önce öğretmendim ve bir yandan da çocuklarla, gençlerle çalışmayı özlemiştim. Aklıma bir fikir geldi ve sonunda hem toprakla hem gençlerle bağlantı kurmayı başardım.

Mayıs ayının ilk haftasında, Buğday Derneği ile birlikte Selçuk Kız Meslek Lisesi’nde bir okul bahçesi kurduk. Buğday Derneği, benim yola çıkmama vesile olmuş, TaTuTa ağları ile çiftliklerde gönüllülük yapmama yardım etmiştir. Buğday Derneği ile konuşarak okullarda bir bahçe yapmanın mümkün olup olmadığını sordum. Kendilerine başvuran okul bahçesi için dernekten yardım isteyen Selçuk Kız Meslek Lisesi ile beni tanıştırdılar, böylece tatlı çalışmamız başlamış oldu.

Birkaç gün önceden araziye bakmaya gittim ve Hacer Hoca ile tanıştım. Onunla okulun hangi bölgesinde bahçe uygulaması yapabileceğimizi tespit ettik. Belediye daha önce okula gübreli toprak getirmiş ve okulun bir bölümünde daha önce ekim-dikim çalışmaları yapılmış. Çalışmamız için belediyeden ek toprak almaya karar verdik ve çalışma planı hazırladık: Eni bir, boyu iki metre olan ahşaptan bir yükseltilmiş yatak yaparak içine domates, biber, salatalık, patlıcan fideleri ekecektik. Öğrenciler aşçılık bölümünde okuyorlardı ve yemek yaparken tüketecekleri gıdaları kendileri üretmek, fidelerin büyüme süreçlerini kendileri gözlemlemek istemişlerdi.

Eni bir, boyu iki metre olan ahşaptan bir yükseltilmiş yatak yaparak içine domates, biber, salatalık, patlıcan fideleri ektik.

Çalışma günü okula gittiğimde ilk önce sınıfta bir sunum yaparak kendi gezginlik hallerimi, çalıştığım çiftlikleri, gıda ile bağ kurmanın benim için değerini, yerel tohumların önemini anlattım. İkinci kısımda ise küreği kazmayı elimize alarak uygulamaya giriştik. Okulun görevlisi Cemal Abi bizim için yükseltilmiş yatakları hazırlamıştı. Biz de içini toprakla doldurduk ve fideler için alan hazırladık. Öğrencilerin motivasyonundan çok etkilendim, bütün öğrencilerin eli toprağa değdi diyebilirim. Yatakları toprakla doldurma işi bittikten sonra domates, biber, salatalık, kabak fidelerini toprağa ektik ve can suyu verdik.

Anaokulu öğrencilerinin bizi ziyaret etmesi günün sürprizi oldu.

Anaokulu öğrencileri de yardım etti

Günün sürprizi ise anaokulu öğrencilerinin bizi ziyaret etmesi idi. Meraklı gözler ve minik ellerle de çalıştık. Dernekten aldığımız kabak tohumlarını viyollere ektik ve suladık. Her gün sulayacaklarına dair bana söz verdiler. Böylece toprak, gençler ve çocuklarla çalışma hayalimin üçüncü halkası da tamamlanmış oldu, hem de bir gün içinde.

15 gün sonunda okulu ziyaret ettiğimde fidelerin büyümüş olduğunu gördüm.

Okul Bahçemiz köşesi

On beş gün sonra okula ziyarete gittiğimde, büyümüş fidelerin yanında beni bir sürpriz bekliyordu. Öğrenciler okullarının duvarına ‘Okul Bahçemiz’ köşesi yapmışlar ve fotoğraflarla sürecimizi anlatmışlar. Çok duygulandım, elbette hemen fotoğraf çektirdik birlikte 🙂 Domateslerin, biberlerin ve kabakların hasat zamanında bir araya gelmek için sözleştik.

Öğrencilerle okul bahçesi yapmak benim için çok keyifli oldu. Yolculuğumun bana öğrettiği en değerli şeylerden birisi; ‘Tohum ile, gıda ile bağlantı kur’. Portakal topladığım bahçelerden, zeytin hasadımızdan, arılarla olan arkadaşlığımdan öğrendiğim bir bilgi bu. Ne mutlu şimdi bunu gençlerle ve çocuklarla paylaştım. Okul bahçelerimizin devamı gelsin!

Işıl Kayagül: Işıl, İstanbul Üniversitesi Sosyoloji mezunu. Okulu bitirdikten sonra formasyon alıp felsefe öğretmenliği yaptı. Her felsefeci gibi yaşamı sorguluyordu derken bir çağrı duydu zeytin ağaçlarından, arılardan. Türkiye’nin farklı bölgelerinde ekolojik çiftliklerde çalışmaya başladı. Kimi zaman çobandı kimi zaman gül toplayıcısı. Okula geri döndüğünde hikaye anlatıcılığı ve ekoloji kulübü çalışmalarını başlattı, öğrencileri ile birlikte perma kültür çiftliği ziyaretleri gerçekleştirdi. Geçen sene kalbinin çağrısını dinleyerek Köyceğiz’e bağlı bir köyde öğretmenlik yaptı. Şu anda masal anlatıcılığı ve ekoloji alanında atölyeler gerçekleştirmektedir.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 

Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 



İlgili Makale