X

Yaşamak üzerine: Her şeyin birbiriyle bağlantılı olduğu bir hayat hayal edin

Hareket irade gerektirir. Hareketin arkasında irade vardır. İradenin de kaynağı ruh cevheridir. Organik olarak hareketin bedende nasıl oluştuğunu açıklamak için birçok bilimsel gözlemi değerlendirebiliriz ancak “nereden geliyor” ve “neden” sorusunun yanıtı köklerdedir.

Görünen üzerinden görünmeyene yolculuk ediyoruz. Yolculuk derken bir mesafe katediyoruz anlamında söylemiyorum bunu. Bu, dünya zamanı için geçerli bir tanımlama. Yolculuk için bir mesafe vardır ve onu katetme hızınız size zamanı verir. Ancak Kuantum Dolaşıklığı bize bu konuda yardım eder. “Dolanıklık kuantum fiziğine göre iki benzer parçacık birbiri ile eşzamanlılığa sahiptir. Bu parçacıklar ayrı yerlerde birbirlerinden çok uzak mesafelerde olsalar dahi birinde olan bir durum diğerini de aynı şekilde etkiler.”*

Bunu şöyle yorumlayalım spiritüeller (?) olarak: Uzayın farklı köşelerindeki parçacıkların aynı şeyi, aynı anda bilme hali diyebiliriz. O zaman mesafe nerede? Bilgi nasıl hem orada, hem de burada aynı anda var oldu? Işık hızı vardı, limitler vardı, enerji ve kütle bizi sınırlıyordu? Belki hala sınırlıyor. Himalayalar’da bazı üstatlar en kısa mesafeyi kullanıp duvarlardan geçiyorlardı. Böyle şey olur mu? Eğer bütün hücrelerimizde bu bilgi “normal” bir şekilde var olmuşsa olur. Herhangi bir hücrenizin şuuru “bu olmaz” diyorsa duvarı hissedersiniz ve ortada bir duvar olur.

İsa öğretmen bunun benzerini öğrencilerine söylemiştir. Galilee denizinin üzerinde yürüyen usta Petrus’a “gel” der. Petrus birkaç adım atar ve dalgaları görünce şüpheye düşer ver batar. Şimdi, bu görünen kısmı. Bize kök lazımdı değil mi? Köke bakmaya gayret edelim, belki de suyun üzerinde hiç yürümedi, belki de yürüdü; bunun hiçbir önemi yok. Bir şey görüp de inanmaya ya da bir şeyler görmeye ihtiyacımız yok belki de… Su bir kavramdır. Su bilgeliği temsil eder. “Suyun üzerinde yürüdü” ne demek? Ustanın Hohma küresinin üzerinde yürüdüğünü anlarız. Hohma zaten sularla doğrudan alakalı bir konu. Hohma nedir? Bu yazımızda derinleşecek arkadaşlarımızın ekmeği olsun. Derinlerden bulacağınız incileri domuzların önüne atmayın dostlar. İnciler kıymetlidir.

Konumuza dönelim. Görünenden görünmeyene yolculuk ediyoruz ve yolculuğun çeşitleri var. At arabasıyla gidebiliriz, sadece binek hayvanı üzerinde gidebiliriz, motorlu taşıt kullanabiliriz, su yolunu ya da hava yolunu kullanabiliriz. Birçok metot var ancak, bir tane yol var. Günümüzde kendimizi sevmenin başlıca yollarından biri yoga ve mutlu olmak için yaptığımız, gittiğimiz yolun başında sanırım yine yoga geliyor. Bir olmak için önce kendinden çıkmak gerektiğini biliyoruz. Sen varsan bir de karşı taraf oluyor. Dualite madde aleminde sağlam çalışır, şükürler olsun.

Konuyu örneklendirelim. Bir masa almak istiyoruz ve alışveriş merkezine gidiyoruz. Modern mi, yoksa klasik mi istersiniz? Klasik, ahşap bir şey olsun. Tamam, bir tanesini çok beğendik. Peki, masayı görüyoruz, elimizle dokuyoruz, ağacı, üzerindeki cilası ve renkleri tam bize göre. Harika! Peki bunu yapan ustanın, tasarımcının fikirleri nerede? Göremiyoruz değil mi? Zaman Sir Isaac Newton’un dediği gibi lineer akmıyor. Einstein’ın dediğine daha yakın. Geçmiş ve gelecek şu anda. Peki, masaya dönelim. Masayı elimle tutup gözümle görüyorum; masa tam şu anda, peki ya fikri?

Usta önce nasıl masa yapacağını tasarladı; bu bir fikir değil mi? Aradan bir hafta geçtikten sonra da masayı yaptı. Bir hafta önce, yani geçmiş; bir hafta sonra, yani gelecek. Masa, form almış bir düşünce. Çok uzun bir süre formunu koruyacak, sonrasında entropi işini yapar. Peki o zaman, yollar ne işe yarıyor dostlar biraz daha anladık mı?

Yol, bize görünmeyendeki fikirlerle aramızda bağ kurmamıza olanak verir. Görünenle yola çıkarız. “Nasıl yola çıkarız, nasıl yollar var?” diyorsanız onu ayrıca konuşalım. Görünmeyeni keşfetmek için görünende kullandığınız yol ile aranızdaki keyif ve haz ilişkisinin sizi yine görünende tuttuğunu fark ettiniz değil mi?

Her şeyin birbiriyle bağlantılı olduğu dünya hayatını yaşamaya…

Kaynak:
Wikipedia

İlginizi çekebilir: Yolculuklarda ne buluruz: Kendini tanımak ve bunun etrafında kurulan bağlar

Avni Onur Sevinç: Gelişimimize uygun ekolojiyi inşa etmek için çalışan bir Doğa. Doğa, aynı zamanda arkadaşlarını da arar. Bu temiz ekolojide olmak ister misin?

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale