X

Yaşam kontrol edilmez, yaşanır: Birleşik Alan Teorisi ve Beyin Dalgası Tutarlılığı

Yaşam bir “alan” içinde gerçekleşir. Hücrelerin, dokuların, organların ve beden sistemlerinin tüm işlevlerini düzenleyen şey görünmez bilinç alanıdır. Maddeyi doğuran alan maddenin kontrolünü sağlar. Alan ne kadar büyükse, atomlar adeta birer fan gibi o kadar hızlı dönerler. Hücreler doğrusal olmayan bir şekilde bilgi iletişimini gerçekleştirir. Evrenin ve içindeki tüm biyolojik sistemlerin altında bağımsız, birbirine bağlı enerji alanlarının bütünleşmesi yatar. Bu alanlar uzam ve zamanı aşarak, ışık hızının ötesinde anbean bilgi paylaşımında bulunur. Yaşamın kaynağı enformasyondur. Esasında yaşamın temeli doğrusal ve öngörülebilir değildir.

Peki yukarıda söylediklerimin sizinle ne ilgisi var? Fizik doğayı araştırır evet ama bizler de doğanın bir parçasıyız. Öyleyse fizik kendi potansiyelimizi anlamamıza yardımcı olacak şekilde bize doğa hakkında ne söyleyebilir?

Doğadaki dört temel kuvvet -buna madde alanları da denir- evrenin temelini oluşturur. Bu dört temel kuvvet, elektrik ve kimyasal reaksiyonlarda rol oynayan elektromanyetik kuvvet; radyoaktif bozunma gibi olaylardan sorumlu olan zayıf kuvvet; atomun çekirdeğini bir arada tutan güçlü kuvvet ile nesneleri dünyaya bağlı, gezegenleri de yörüngelerinde tutan yerçekimi kuvvetidir. Bu kuvvet ve madde alanları evrendeki her şeyi belirler. Şu anda modern bilim evrendeki tüm kuvvetlerin ve madde alanlarının kaynağını, fizikteki süpersimetrik birleşik alan teorileri olarak algılamaktadır. Buna doğal yasanın birleşik alanı da denir. Bu varolan her şeyin temelinde bulunan ve evrendeki tüm olgu ve formlardan sorumlu olan bir enerji alanıdır. Bu kuvvetler de kendi içinde birleşerek sırasıyla büyük birleşme ve süper birleşmeyi oluşturur. Ancak bu denklemde henüz yerine oturmayan tek bir güç vardır, o da yerçekimi kuvveti.

Birleşik alan teorileri konusunda dünyaca tanınan bir otorite ve insan bilincinin dinamikleri konusunda bir araştırmacı olan Dr. John S. Hagelin, süpersimetrik birleşik kuantum alan teorileri konusunda uzmandır ve önde gelen fizik dergilerinde bu konuyla ilgili 90 makalesi yayınlanmıştır. Doktorasını Harvard Üniversitesi’nde tamamlayan Dr. Hagelin, araştırmalarını ileri parçacık fiziği konusunda dünyanın en iyi iki laboratuarında, İsviçre’deki Avrupa Parçacık Fiziği (CERN) ve Kaliforniya, Palo Alto’daki Stanford Lineer Hızlandırıcı Merkezi’nde (SLAC) yürütmüştür. Hagelin, “Kuantum fiziğindeki son ilerlemeler birleşik alan ile saf bilincin iki ayrı alan olmadığı, tek ve aynı oldukları konusunda anlamlı kanıt oluşturur” der ve devam eder “Birleşik alanın evrendeki tüm özelliklerin nihai kaynağı olduğu besbellidir. Varoluşun herhangi bir özelliği, elektrik yükü veya renk yükü, kendi dinamik kaynağını birleşik alanın yapısında bulur.

Anlaşılacağı gibi evrenden ve doğadan ayrı düşünülemeyecek insanı anlamak için sadece kuantum fiziği yetmez. Bizler makro evrende yaşayan, ayakları yere basan ve gerçeklik düzleminde yaşayan sınırlı varlıklarız. Bu denklemde yerçekimine tabi olan varlıklar olduğumuzdan, iyi oluş için kendimizi bilmenin önemi iyice artmış durumda. Bunu da şu anda en iyi açıklayan yaklaşım birleşik alan teorisi gibi görünüyor. Dünyayı kendi öznel penceremizden algılamaya çalışırken beynimizin ve bedenimizin içinde ışık hızından bile hızlı gerçekleşen iletişim ağı bize beyin dalgalarının koherent (uyumlu, tutarlı, ahenkli) bir şekilde çalışmasının iyi oluş için ne kadar gerekli olduğunu da gösteriyor. Dünyayı öznel bir şekilde algılamamız sebebiyle plasebo ve nosebo etkileri (inancın olumlu ve olumsuz gücü) gibi düşünceyi nasıl çerçevelediğimiz konusu da burada kritik noktayı oluşturuyor.

Cerrah Henry Beecher, 1955 yılında Journal of the American Medical Association (Amerikan Tıp Derneği Dergisi) için yazdığı on beş çalışmanın klinik incelemesi yayınlandığında tarihe geçti. Bu çalışmalar fiziksel gerçekliği yalnızca düşünce, inanç ve beklenti yoluyla değiştirebileceğimiz fikri yani plaseboyu destekliyordu. Peki plasebo gibi etkisiz bir madde beyin dalgalarının sinirsel tepki verme şeklini nasıl değiştirebilir? Daha da önemlisi öznel zihin ölçülebilir nesnel fizyolojik değişiklikler yaratabilir mi?

İnanç, beklenti ve telkin edilebilirlik gücü iki taraflıdır. Plasebo, inancın ve beklentinin olumlu etkisi iken madalyonun diğer yüzündeki nosebo etkisi inanç ve beklentinin olumsuz tarafıdır. İşte telkin edilebilirliğin iyileştirme özelliği plasebo iken aynı olgunun zarar vermek için de kullanılabilmesine nosebo denir. Büyü ve lanet gibi uygulamalar gücünü telkinin olumsuz yönü yani nosebodan alır. 1940’lı yıllarda Harvard’lı fizyolog Walter Bradford Cannon (kendisi sinir sisteminin savaş kaç terimini ortaya atan kişidir), “vudu ölümü” (vudu bir tür afrika büyüsüdür) olarak adlandırdığı bir olgu olan en güçlü nosebo tepkisini keşfettiğinde epey şaşkındı. Kendisine büyü yapıldığını düşünüp gerçekten hasta olan kişide işleyen mekanizma özetle şu kavramlarla açıklanabilirdi: Beklenti, koşullanma, telkin, anlam, ilişkisel bellek, beyin devreleri, sinir ağları, beyin kimyası ve genetik ifade. Güzel haber şu ki beklenti, anlam ve hatta beynin kendisi bile beyin dalgalarını düzenlemek suretiyle değiştirilebilir.

Beyin dalgalarını tutarlı hale getirerek beyni şekillendirebilme özelliğine de nöroplastisite denir. Nöroplastisite, beynin yeni bilgiler öğrendiğinde uyum sağlama ve değişme yeteneğidir. Yeni bir şekilde hissetmek anahtardır. Yeni şeyler öğrendiğinizde ve yeni tarzda düşünmeye başladığınızda, beyninizin farklı diziler, örüntüler ve kombinasyonlarda sinirsel tepki vermesini sağlarsınız. Yani bir çok farklı sinir ağını farklı şekillerde harekete geçirirsiniz. Beyninizin farklı çalışmasını sağladığınız her an beyin dalgalarınızı yani zihninizi değiştiriyorsunuz demektir. Kalıpların dışında düşünmeye başladığınızda yeni düşünceler yeni seçimlere, yeni davranışlara, yeni deneyimlere ve yeni duygulara yol açar. Artık kimliğiniz de değişiyor demektir. Şu anki haliniz varoluş halinizse, beyin dalgalarının daha tutarlı ve ahenkli olduğu yeni kimliğiniz varoluş seçimidir.

Dış dünyanızdaki her şeyi kontrol edemezsiniz. Ancak iç dünyanızda bir çok alanı yönetebilirsiniz. İnançlarınız, algınız ve dış çevrenizle etkileşim tarzınız da birer dış etmendir. Yaşamda mutlak, sabit, değişmez bir şey yoktur. Beyin dalgalarınız da değişebilir. Ve iyi oluşun anahtarı beyin dalgalarının koherent (uyumlu ve tutarlı) olmasında gizlidir.

İyi Oluş için Beyin Dalgası Tutarlılığı Eğitimi (B. D. T. E)

Beyin dalgası tutarlılığı eğitimi (B. D. T. E) dijital bir eğitimdir. Yani dünyanın neresinde olursanız olun saat farkı gözetmeksizin ulaşabileceğiniz, size özel yapılandırılmış bir eğitimdir. Alanında 20 yıllık tecrübeye sahip bir Psikolojik Danışman olan benden alacağınız B. D. T. E.

  • Stresinizi azaltacak,
  • Kendinize güveninizi artırırken iyi oluşunuzu yükseltecek,
  • Belleğinizi güçlendirerek yaratıcılığınızı ve öğrenme becerinizi artıracak,
  • İç huzurunuzu artıracak,
  • Uykunuzu düzenleyecek,
  • İlişkilerinizi geliştirecek,
  • Stresinizin azalmasına bağlı olarak bağışıklık sisteminiz güçlenecek, dolayısıyla fiziksel sağlığınızı da olumlu yönde etkileyecek (Uyarı: B. D. T. E. tıbbi bir tedavi değildir).

B. D. T. E. zihninizin bütün potansiyelini açığa çıkarmak için harika bir yöntemdir. Aslına bakarsanız beyin dalgası tutarlılığı, iyi oluş için gerekli olan tek yöntemdir. Çünkü beyniniz tutarlı olmadan bir şeye odaklanıp onu sürdüremez ve isteklerinizi gerçekleştiremezsiniz.

Beyin dalgası tutarlılığı eğitiminde insan bilincinin derinlerindeki sınırsız potansiyel ile birleşik alan düzeyindeki sınırsız potansiyel arasında fark olmadığını, beyin dalgalarınız tutarlı hale geldikçe yaşamın tüm alanlarının zenginleştiğini göreceksiniz. B. D. T. E. tamamen uyanık halde yapılan ve sessiz bir zindelik durumuna geçmenizi sağlayan sistematik bir zihin tekniğidir. Basit ve uygulaması kolaydır.

Daha fazla bilgi için ayselkeskin2004@yahoo.com e-posta adresine yazabilirsiniz. Sevgiyle Kalın.

Kaynaklar :

  • EEG aşamasının düzenliliği, saf bilinç, yaratıcılık ve TM-Sidhi deneyimleri. International Journal of Neuroscience, 13, s. 211-217, 1981.
  • Kendiliğinden ve uyarılmış bilinç durumlarının EEG analizi. Revue delectroencephalographie et de neurophysiologie cliniquue, 4, s. 445-453, 1974.
  • Plasebo Sensin. Joe Dispenza. Diyojen Yayıncılık. 2025.
  • Transandantal Meditasyon Tekniği. Robert Roth. Sistem Yayıncılık. 2007.

İlginizi çekebilir: Zihin sandığınızdan çok daha güçlüdür: Hayatınızı değiştirmeye hazır mısınız?

Aysel Keskin: Merhaba ben Aysel Keskin. Psikolojik Danışman ve Psikoterapistim. 2006 yılında Marmara Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık bölümünden mezun olduktan sonra, Türk Deniz Kuvvetlerinde yedi senelik bir kurumsal hayat deneyimim oldu. Kurumsal hayat deneyimimin ardından, çocukluk tutkum olan psikolojiye bir de seyahat tutkum eklendiği için okyanus ötesine giderek bir süre Amerika’nın Kalifornia ve Oregon eyaletlerinde yaşadım. Tüm psikoterapi yaklaşımlarını bilmekle beraber uzmanlaşmanın gerekliliğine inanarak, kanıta dayalı terapi yaklaşımlarından Süre Sınırlı Psikanalitik Psikoterapi (SSPP), Jungian Psikoterapi ve Rasyonel Psikoloji Enstitüsü Preferred Partner of The Albert Ellis Institute onaylı, APA (American Psychological Association) Kredili Rasyonel Duygucu & Bilişsel Davranışçı Terapi Eğitimlerini (süpervizyonlar dahil) tamamladım. Sorunların bütüncül ele alınması gerektiğine, beden ve zihnin dengesini kurduğumuzda hayatımızda olumlu değişimler olacağına inanıyorum. Beden ve zihin sağlığınız her şeyden önemli. Bana ayselkeskin2004@yahoo.com eposta adresinden ulaşabilirsiniz. Sağlık ve sevgi ile kalın. Instagram: ayselkeskin.psk.dan

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale