X

Yas ve acı sürecinde B opsiyonu: Yaşamın bazen mükemmel olmadığını kabullenmek

Sheryl Sandberg, Facebook’un COO görevini üstlenen, şirkette Mark Zuckerberg’den sonraki en güçlü yöneticidir. Dünyanın en zengin ve güçlü kadın yöneticilerinden olan Sandberg, aynı zamanda iş yaşamındaki kadınları etkileyen “Lean In” akımının da öncüsüdür. İş hayatındaki başarılarının yanı sıra 2 çocuğu ve mutlu evliliği ile güzel bir hayatı olan Sandberg’in hayatı keyifle çıktıkları bir tatilde eşinin ani şekilde hayatını kaybetmesi ile altüst olur. Sheryl Sandberg 11 yıldır beraber olduğu, sevdiği insanın ani kaybı ile yas ve acı ile boğuşmaya başlar.
 
Yaşadığı kayıp ve bunu takip eden yas süreci birçok insanda olduğu gibi Sandberg’de de zorlu geçer. Eşini kaybetmenin verdiği acı ile mücadele ederken; 2 çocuğunun nasıl daha az yara alacağını, iş yaşamına nasıl tekrar adapte olacağını çözmeye çalışır. Sevdiği insanın kaybı gibi duygusal mücadelenin yoğun olduğu bu süreci her insan gibi düşe kalka yaşayan Sandberg; diğer insanlardan farklı olarak kişisel deneyiminin diğer insanlara yol göstermesi için bu süreçte destek aldığı psikolog Adam Grant ile “Option B” kitabını yazar.  

Sağlık sorunları, duygusal ve fiziksel acılar, kayıplar, travmalar, zorlu ayrılık süreçleri yaşayan insanların acı ve yas dönemine “yaşam mükemmel değildir, A opsiyonu artık mümkün olmadığında hepimiz B opsiyonunun çeşitli formlarını yaşarız,” der. 

Yas sürecini daha kolay atlatabilmek için bu 3 yaygın yaklaşımdan uzak durun

Kitap yaşamda çeşitli zorluklarla mücadele eden insanların bu süreçleri atlatma döneminde önlerinde duran 3 yaygın yaklaşımı şu şekilde özetliyor:
 
• Kişiselleştirmek: Bireyler başlarına gelen olumsuz tecrübelerde öncelikli olarak kendilerini suçlamaya meyillidirler. Benim suçum, aramalıydım, orada olmalıydım, yapmalıydım, yapmamalıydım gibi çeşitli pişmanlık belirtileri gösterirler. Hatta bu pişmanlıkların yaşanan olumsuz tecrübenin ana nedeni olduğuna inanırlar. Kitapta Sandberg başka bir yerde kalp krizi geçiren eşini daha erken bulmadığı için başlarda kendini yoğun bir şekilde suçladığını belirtmiş.“Başımıza gelen her şey bizim yüzümüzden başımıza gelmiyor,” diyor Sandberg. Yaşamın getirdiği olumsuz tecrübeleri kişiselleştirmeyi bırakmak, iyileşme sürecindeki ilk adım olarak görülüyor.
 
• Hayatın Tüm Alanına Yaymak: Yaşanan acı sürecin hayatın tüm alanlarını etkileyeceğine olan inanç bir diğer bağlayıcı yaklaşım. Kitapta, kişiden kişiye değişen yas sürecinden sonra rutine dönmenin öneminin altı çiziliyor. Rutinin gücü bu aşamada hayatın diğer süreçlerinin devam ettiğinin önemli bir göstergesi olarak belirtiliyor. İlk dönemleri zorlayıcı olsa da Sandberg’in Facebook ofisine dönüşünün ve çocukların okula başlamasının, bu süreçte gündelik hayatlarına dönmelerinde önemli bir adım olduğu belirtiliyor.
 
• Sonsuza Kadar Sürecek Algısı: Yaşanan yoğun duygular nedeniyle “hiçbir zaman” ve “her zaman” gibi keskin zamanlar tarif edilmeye başlanır. Hiçbir duygunun sonsuza kadar aynı şiddette kalmayacağını belirten Dr. Grant bu aşamada duyguların “son zamanlarda”, “bazen” gibi dönemlerle ifade edilmesinin öneminin altını çiziyor. Sandberg yaşanan acı duyguları yok saymak yerine çocuklarıyla beraber “duygulara saygı” kuralı oluşturuyor. Bu kurala göre kendilerini kötü hissetmeleri halinde yaşamda bir mola verip acıyı halının altına süpürmek yerine o duyguyu yaşamayı, paylaşmayı seçiyorlar.

Yas sürecinin karanlığına ışık tutacak birkaç öneri

• Dostluk sadece vermek üzerine kurulu değildir. İhtiyaç duyulduğunda dosttan zaman, şefkat, ilgi talep edilmelidir.
• Gün sonunda, o güne ait 3 güzel şeyi yazmak gibi mutlu anları kayıt altına almak mutluluğun artmasına ve iyi ruh halinin sürekliliğinin sağlanmasına yardımcı olur.
• Sosyal ortamlarda diğer bireylerin empati ile yaklaşarak iyi dileklerini, üzüntülerini ifade etmeleri yaşanan acıya duyarlı olunduğunu göstermekle beraber kişinin ihtiyacı olduğu destek duygusunu sağlar. Böylece kişi yaşadığı zorlu süreçte yalnız olmadığını hisseder.
• Tıpkı başkalarından gelen empati kadar kişinin kendi zayıflıklarına ve zorlanmalara karş gösterdiği öz-şefkat de bu süreçte önemli bir rol oynar.

İlginizi çekebilir: Dünyanızı değiştirmek istiyorsanız işe zihninizden başlayın

Gamze Nokay: 2009 yılında işletme bölümünü bitirdikten sonra farklı kültürlerden beslenmek için 2 yıllığına Londra’ya gitti. Londra’da Kurumsal İletişim eğitimini tamamlandıktan sonra Türkiye’ye dönerek profesyonel iş hayatına kurumsal bir şirkette başladı. Çalışma hayatı ve gündelik yaşamın da etkileri ile hepimiz gibi; esneklik, öz şefkat, farkındalık gibi alanlarda gelişime ihtiyaç duydu (ya da ihtiyaç duyduğunu fark etti). Bu doğrultuda yoga, meditasyon, midnfulness gibi araçlardan beslenmenin yanı sıra MBSR ve Self-Compassion gibi eğitimler ile bu konularda derinleşmeye başladı. LÖSEV ve TEGV’de gönüllü olarak başlattığı STK çalışmalarına; Good4Trust.Org’da 2019 yılından itibaren gönüllü iletişim koordinatörü olarak devam ediyor. Kurumsal hayattaki yolculuğunun yanı sıra; farkındalık ve gönüllülük çalışmaları ile ruhunu beslemeye devam ediyor.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale