X

Yas nerede başlar, şefkat nereden doğar?

de te fabula narratur. anlatılan senin hikâyen.

Büyürken birçok konu hakkında uyarılıyor, nasıl davranmamız gerektiği ile ilgili yönlendiriliyoruz. Başarılı olmak için, dikkat çekmemek için, elalem çetesinin arkamızda konuşmaması için yapmamız gerekenleri öğreniyoruz: kız gibi olmayı, erkek gibi durmayı, uyum sağlamayı. Yaralanıyoruz: Ailemiz bizi görmeyince, öğretmenimiz bizi duymayınca, arkadaşlarımız bizi sevmeyince derinden yaralanıyoruz ve ne olduğu hakkında hiçbir fikrimizin olmadığı bu yaraları bir kenarda saklamaya, biriktirmeye başlıyoruz. Her yara, bir ya da birden fazla duygu ile kayıt ediliyor.

Duygular… Büyürken hakkında neredeyse hiçbir şey öğrenmediğimiz, öğrendiysek de öncelikle onları en iyi şekilde saklamayı öğrendiğimiz bir çocukluk geçiriyoruz. Çoğumuz. Birimizdeki dönüşüm hepimize şifa oluyor da birimizde saklanan duygular hepimizi nasıl yaralamasın? Hele bir de ölümle karşılaştık mı, kanayan yaralara belki adını bile bilmediğimiz duygular tıkıştırıyoruz. Ne ölümden haberimiz var ne yastan. Her şeyden bir an önce kurtulmayı, gözyaşlarını saklamayı, kederden kaçmayı öğrenmişiz.

İzmir depremi sonrasında ilk günler telaş, umutlu bekleyiş ve yardım kampanyalarına destek ile geçti. Enkaz altındaki insanların, ailesini kaybeden evcil hayvanların sağlıkla hayata devam edeceği haberini almak için beklenirken, bazı kişiler, bu acı yokmuşçasına sosyal medya hesaplarından neşeli, eğlenceli paylaşımlar yapmaya devam ettiler. Kimileri buna kızdı, kimileri bunun hakkı olduğunu iddia etti, kimileri hiçbir şeyi umursamadı. Hayatta, bir şeyleri kişisel zeminden değerlendirmediğimiz, başkası için desteğe koştuğumuz ya da kendi merkezimize çekildiğimiz anlar var. Belki de vardı demeliyim çünkü artık başkalarıyla ortaklaştığımız bu ilan edilmemiş “yas”ları fark etmeden, bir telaşla hayata devam etmeye çalışıyoruz. Hiçbir şey olmamış gibi.

Geçen gün sevgili Şeyda Tosçalı’nın bir paylaşımı vesilesiyle dikkatimi “yas” konusuna çevirdim ve gündemin uygunluğu sebebiyle yas üzerine uzun uzun düşündüm, duygulandım, bilgi topladım. Buna sebep olan sosyolojik ve psikolojik nedenler başka bir yazının, hatta başka uzmanlıkların konusu ancak bir süredir acıdan kaçmak için elimizden geleni yaparak yaşamaya başladık. Değil başkasının ölümüne, acısına saygı duymayı, kendi acılarımızı da duymamak, yok saymak için elimizden geleni yapıyoruz. Hayatımızı “pozitif” ve “coşkulu” duygular yumağı olarak yaşamak istiyoruz, en ufak bir olayda “down” oluyoruz. Kendi duygularımıza olan mesafemiz, başkalarının duygularına karşı da bir kayıtsızlık yaratıyor. Kendi acımıza ve yasımıza karşı körken, başkasını şefkatle sarmak mümkün mü?

Biliyorum, başkasını şefkatle sarabilmek için önce kendimi şefkatle kucaklamayı öğrenmem ve pratik etmem gerekiyor. Astrolojik olarak da hem kolektif anlamda hem de bireysel olarak büyük vedalar zamanındayız. Tutundularımız, varlığımızın sebebi sandıklarımız, “olmazsa yaşayamam” dediklerimizi bir bir kaybettik. Bu kayıpların yasını tutmadan, onların yokluğunu kabul etmeden yeniye, potansiyel olana, hayallerimize nasıl alan açabiliriz? Bu nedenle bu yazıyı, sana çok iyi geleceğini ümit ettiğim bir çağrı ile kapatmak istiyorum: Lütfen kendine yas için izin ver.

Neyi kaybettiysen, neyi olduramadıysan, kimle vedalaşman gerektiyse, neyden uzak düştüysen onları da al yanına ve bir yas mektubu yaz. Eğer ihtiyaç hissedersen, ifade edemediğin tüm duygular için gözyaşların da seninle buluşur. Yeter ki hissinden kaçma, kendine bu acıyla kalmak için bir alan yarat. Kendi acına alan yaratabilirsen, başkası büyük acılardan geçerken kendini rahatlatmaya ihtiyacın kalmaz ve böylelikle onun yasına ortak olabilirsin. İnsan, insanın yurdudur; kahkahamıza da gözyaşımıza da eşlik edilmesine ihtiyacımız var.

Şefkat (metta) meditasyonu, kendine ve duygularına alan açman için sana iyi gelebilir. Bu meditasyon için internete bakabilir ya da Buda’nın Kalbi kitabındaki yönlendirmeleri takip edebilirsin. Kitapta birçok farklı meditasyon ve şefkat yöntemi var. Gözlerini kapat, birkaç nefesle dikkatini bedenine getir ve zihninde sessizliği bul. Ve sonra, kendini aşağıdaki cümleleri söyleyerek şefkat göster:

Mutlu olayım.
İyi olayım.
Şefkatli olayım.
Huzur ve güven içinde olayım.

Ve bu şefkatli alana başkalarını da dahil etmek istersen, bu kişiler sevdiklerin ya da şefkati layık görmediklerin olabilir, onlar için de tekrar edebilirsin:

Mutlu olasın.
İyi olasın.
Şefkatli olasın.
Huzur ve güven içinde olasın.

Eski dünya ölüyor, yas tutmaya ihtiyacımız var. Eski benliklerimiz ölüyor, yas kapıda. Biliyorum, sen de artık yeniden bir şeyler hissetmeye ihtiyaç duruyorsun. Hadi artık yok sayma, erteleme, kaçma.

İlginizi çekebilir: Yoga ile ilgilenenlerin mutlaka okuması gereken 5 kitap

Özge Uysal: Ben Özge Uysal. İstanbul'da doğdum, büyüdüm. Lisans eğitimimi Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Felsefe Bölümü'nde tamamladım. Kitap editörüyüm, aynı zamanda kitaplar ile ilgili hazırladığım yazılar çeşitli mecralarda okuru ile buluşuyor. Yaklaşık 4 yıldır yoğun ve derin olarak reiki, meditasyon, Şamanizm, yoga ve mindfuness ile ilgileniyorum. Usui reiki ve kundalini reiki master'ıyım ve yoga eğitmeniyim. Hawaili şamanların kullandığını araçlardan oluşan kadim öğreti ho'oponopono eğitimlerine de devam ediyorum. Yazılarımın kalbinizi ve zihninizi şefkatle beslemesini diliyorum. AHO.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale