X

Yaratıcılığınızı geliştirmenizi sağlayacak 7 yöntem

Eğer yaratıcılık gerektiren işlere meyilliyseniz, ilham perisinin sizi kendiliğinden bulacağını düşünüyor olabilirsiniz. Bazen de karanlık günler yaşar, böyle zamanlarda yaratıcılığınızı yeniden kazanmak için ilham perisini beklemenin en doğru çözüm olduğunu düşünüyor olabilirsiniz. Ancak gerçek şu ki; bu düşünceler pek de doğru değil. Yaratıcılık, geliştirilebilir bir yetenektir ve disiplinli çalışmayla daha verimli sonuçlar elde edebilirsiniz.

Nöroloji ve psikoloji konularındaki çalışmalarıyla bilinen Amerikalı yazar Jonah Kehrer’e göre hayal gücü diğer bilişsel türlerden farklı değil. Beynin bu özelliği dünyayı kavrama biçimlerini, perspektifleri ve bilgiyi değişik bir bakış açısıyla harmanlama yeteneğine dayanıyor. Buradan şu sonuç çıkıyor; beynin tüm fonksiyonları geliştirilebilir olduğu için yaratıcılığı da geliştirmek mümkün. Bu hedeften şaşmamak koşuluyla daha yaratıcı bir bakış açısı yakalanabilir.

Uplifers olarak yaratıcılığınızı geliştirmenizi sağlayacak en etkili 7 metodu sıraladık:

1. Doğru soruları sorarak sorunları yeniden belirleyin

Gelişimi sağlamanın en iyi yollarından biri, sorunu yeniden belirlemektir. Mevcut durumla ilgili farklı sorular yöneltin ve tek bir doğru cevap olmadığını fark edin. Çerçeveyi değiştirdiğinizde problemi bir başka açıdan görmek ve umulmadık çözümler üzerine düşünmek mümkün olabilir. “Neden” sorusuyla işe başlayın!

2. Farklı fikirleri buluşturun ve harmanlayın

Yaratıcılığınızın zirvesinde olduğunuzu düşünseniz bile hala sizi etkileyecek farklı fikirler karşınıza çıkabilir. Bu fikirler işe yaramaz görünse bile dikkate değer olabileceğini unutmayın. Farklı düşünceleri bir araya getirin ve beklenmedik birleşimler yaratın. Fikirleri kendi aralarında kıyaslayın.

3. Bulduğunuz ilk çözüme bağlanıp kalmayın

Yaratıcılık fikirlerle gelişir. Aklınıza gelen ilk fikir, size çok parlak gelebilir ancak kendinizi bununla
sınırlandırmayın. Belki de ilk bulduğunuz fikir, en iyi fikir olmayabilir. Farklı fırsatlara açık olun. Tim Hurson’ın “üç üç konseptini” duydunuz mu? Yazar, “Think Better” isimli kitabında ilginç bir beyin fırtınası yöntemi ortaya koyuyor. Düşünün ki yeni belirlediğiniz hedef için 60 fikir türettiniz. Bu fikirleri üç gruba ayırdığınızda ilk 20 fikrin değişik bir bakış açısı sunmakta zorlanacağını, ikinci gruptaki 20 fikrin daha değişik bir bakış açısı sunacağını, son gruptaki 20 fikrin ise en alışılmadık bakış açılarını sunacağını gözlemleyebilirsiniz.

4. Dikkat kesilin

Yaratıcılık, bilinçsizce gerçekleşen bir süreç değildir. Gözlem yapmalı, bilgi toplamalı ve farklı bakış açılarından gelen bilgileri deneyimlemelisiniz. Her bir detaya dikkat kesildiğinizde, daha yaratıcı bir şekilde harekete geçebilirsiniz.

5. Çevrenizi yaratıcılıkla doldurun

Mekan değiştirdiğinizde zihninizin daha farklı işlediğini fark ettiniz mi? Her bir mekanın sizi etkileyen kendine has bir enerjisi vardır. Fikir üretmeye başlamadan önce, etrafınızı çevreleyen şeylerin yaratıcılığınızı baskılamadığından emin olun. Çalışma alanınız dağınık mı? Etrafınızda dikkatinizi dağıtacak şeyler var mı? Görsel zevkinizi bozacak bir ortamda mısınız? Yaratıcılığınızı besleyecek şekilde çevrenizi kişiselleştirmelisiniz. Yaratıcı olmak için kendinizi bir odaya kapatıp günlerce ilham perisinin gelmesini beklemeyin. Arada dışarı çıkın, yürüyüşler yapın, düşünme ve hissetme şeklinizi değiştirin.

6. Kendinize engeller koyun

İster inanın, ister inanmayın ama engeller yaratıcılığı artırıyor. Bir roman yazdığınızı düşünün, tüm imla düzeltmelerini yapan bir yazılımla çalışıyorsanız, yazdığınızı düzeltmek için tekrar okumaya yönlendiren bir düzen yoksa, yaratıcılığınız da bu durumda olumsuz etkilenecektir. Bazen en iyi çözüm, eskiye geri dönmek olabilir. Eğer ihtiyacınız olan sadece kağıt ve kalemse, bu süreci daha fazla karmaşıklaştırmayın.

7. Tecrübe edin

Riskler ve başarısızlıklar, yaratıcılık sürecinin de kaçınılmaz birer parçası. Bazı fikirler sizi en yükseklere taşıyabileceği gibi bazı fikirler de kimseyi etkilemeyebilir. Ancak tecrübe etmekten korkarsanız, hiçbir fikri gerçeğe dönüştüremezsiniz. Yaratıcılık, kimsenin daha önce yapmadığı bir şeyi yapmaktır. Bir başka deyişle, risk olmadan yaratıcılık da olmaz.

Kaynak: Pick the Brain

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale