X

Yaptığımız seçimler ve “kaçırdığımız” fırsatlar: İyi ve kötü olanın ötesinde ne var?

“Olursa bir hayır, olmazsa bin hayır ara…”

Mevlana Celaleddin Rumi

İyi olan ve kötü olan. Güzel olan ve çirkin olan. Zengin olan ve fakir olan. Başarılı olan ve başarısız olan. Ben ve sen olan. Benim olmayan her şey ve benim olan/olabilecek olan her şey. Benim gidemediğim her yer ve benim gittiğim/bu hayat boyunca gidebileceğim her yer…

Bugün sizlerle birlikte iyi ve kötü olanın ötesine bakalım istiyorum. Tam olarak ne demek istediğimi düşünmüş olabilirsiniz. Evet zor bir kavram; her şeye daha yukarıdan her olaya her akışa daha farklı bir açıdan bakalım istiyorum sizlerle. Bu sabah aynı anda hem yukarı hem aşağı yönlü iki asansör önümde durdu. Ve ben yukarıya çıkana bindim çünkü yolum bu şekildeydi. Ve şunu düşündüm: şu anda aşağı yönlü olana binemediğim için, eğer aşağıya inseydim ne olacağını asla bilemeyeceğim. Bu ne kadar iyi ve ne kadar kötü? Bunun ötesinde kaçırdığım bir şey var gibi “hissettiğim” o an gerçekten bir şeyleri, hayatı, farklı fırsatları, olayları kaçırmakta mıyım?

İşte bu aslında çok basit bir örnek. Birçoğumuz X isteriz ama Y’den de vazgeçmeyiz. A olsun isteriz ama B’yi vermek istemeyiz. Bir yere gitmek isteriz ama yorulmayalım da isteriz. Tatile çıkalım isteriz fakat yine de para harcamayalım isteriz. Evlenelim isteriz ama her şey son derece mükemmel olsun yani insan olduğumuzu, bir başka kişi ile hayatımızı birleştirmenin risklerini, sonuçlarını, olasılıklarını, yüklerini yani sorumluluğunu almayalım isteriz… Evet, yıllar geçsin ve biz hep aynı gençlikte aynı güçte kalalım isteriz değil mi? Yıllanmış olmanın güzelliğini de bir kenara koyup o ilk günkü tazeliğimizi hep koruyalım isteriz…

Neden böyle yönlenmekteyiz? İşte bu aslında bir şeylere ya da akışa  “yetişememek”, “kaçırmak”, “bir yerde olduğumuzda diğer bir yerde olamadığımız için olduğumuz yeri de kötümsemek” gibi anlaşılması oldukça zor bir hale getirmemizden kaynaklanıyor. Çünkü iyi ve kötü ayrımı yani ben yetişirsem iyi, yetişemediğim her şey kötü, yaşayabilirsem iyi ama yaşamak şansı bulamadığım onlarca şey benim için kötü gibi bir “ayrıma” gittiğimizde, şansına eriştiklerimizi de tek kalemde silip atıveriyoruz…

Hem de bunu öyle güzel yapıyoruz ki! Bizi seven bizi koruyan bizimle hayat boyu yan yana olmak isteyen ve aynı duyguyu hissettiğimiz biri örneğin hayatımızda olduğunda bile düşünmeye devam ediyoruz, şöyle olsaydı böyle olsaydı bu şekilde olsaydı o bana uygun mu gerçekten seçimim doğru mu, bundan sonra ne olacak, ya anlaşamazsak ya yapamazsak ve daha birçok soru… Çünkü iyi olan evet onun hayatımızda olması fakat kötü olan yine de “elimizde olamayan” her şey; bir diğer kişi veya kişiler, başka bir hayat yaşayabiliyor olmak şansı veya başka bir örnek verelim tek başımıza hayatımıza devam ediyor olmak olasılığı…

Hayatımızı o derece fazla irdeliyoruz ki ne elimizdekilere ne elimizde olmayanlara şükredebiliyoruz. Düşünebiliyor muyuz ki bir çiçeğin kırmızı değil de sarı renk açtığı için hayıflandığını, bir ağacın çam ağacı değil de kiraz ağacı olarak dünyaya gelmiş olduğu için pişmanlık yaşadığını veya bir kelebeğin bir gün dönüp de keşke tırtıl olsaydım diye kendi haline üzüldüğünü!

Bugün bu yazımda bana eşlik ediyorsanız geri çekilerek iyi ve kötünün ötesine size bugün şu anda bahşedilmiş olanlara atan sağlam kalbinize içinizden geçen sevgilere ve tüm diğer güzel olanlara yeniden farklı bir gözle bakmanızı isterim… Aslında kaçırdığımız fırsatı bize sağlanamayan farklı olsaydı nasıl olurdu olan yok; tek hayatımız var ve o şu an! Gelin biz bu andan yola devam edelim…

Pınar Özeken (Ulus): 2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü ile Kimya bölümlerini bitirdi. Aynı üniversitede Biyomedikal Mühendisliği ve İspanya Pompeu Fabra üniversitesinde master derecelerini aldı. Özellikle 2011’den bu yana moda ile ilgili çalışmalara ağırlık verdi ve hala moda üzerine yazı dizileri, farklı moda kaynaklarında yayınlanmaktadır. Yoga eğitmeni olma yolunda ilerleyen Pınar, bir Arjantin Tango aşığı. Gerçek tutkularından bir diğeri ise seyahat etmek."Dünya üzerinde ayak basılmadık toprak kalmasın" mottosu ile dünyayı dolaşmaya devam ediyor.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale