X

Yağ tüketiminin beslenmedeki yeri hakkında son zamanlarda ortaya çıkan gerçekler

Amerikalıların uzun bir süredir yağlarla arasında karışık bir sevgi-nefret ilişkisi var. 1980’li yıllarda, düşük yağ diyetlerinin, yağlar sırf protein ve karbonhidrattan daha fazla kalori içerdiği için bir hayli popüler olduğu dönemden beri bu durum geçerliliğini sürdürüyor. Peki düşük yağlı ya da yağsız gıdalar aslında ne ifade ediyor? Yağ tüketimi gerçekten bu kadar önemli mi? Yağlar hakkında bugün, 10 yıl önce bilmediğimiz neleri biliyoruz?

Bizi şişmanlatan ne?

Her şeyden önce, yağlar da dahil hiçbir gıda kategorisi kötü olarak algılanmamalı. Herhangi bir yemek türünü beslenmenizden çıkarmanız gerektiğini söyleyen diyet türleri ters tepen ve zarar veren beslenme şekilleridir. Acımasız bir rejime bağlı kalmak oldukça zor. İnsan vücudu, işlevlerini düzgün bir şekilde yerine getirebilmek için belli oranlarda karbonhidrata ve yağa ihtiyaç duyar. Dolayısıyla seçici diyetlerden, kulağınıza ne kadar hoş gelirse gelsinler, uzak durun.

Beslenmenizde tekli ve çoklu doymamış yağlara yer vermeli, doymuş yağları ise sınırlı miktarlarda tüketmelisiniz.

Bununla birlikte, sağlığınız için diğerlerine oranla çok daha iyi olan bazı yağ tipleri de mevcut. Tekli ve çoklu doymamış yağlar tükettiğiniz başlıca yağlar olmalı. Tekli doymamış yağlar; susam, zeytin, kanola ve yer fıstığı yağı gibi bitki yağlarında bulunan üstün yağlardır. Çoklu doymamış yağlar ise mısır, ayçiçeği yağı gibi diğer bitki yağlarında ve somon, palamut ve alabalık gibi yağlı balıklarda bulunur. Her iki yağ da kötü huylu kolesterol (LDL kolesterol) seviyelerini düşürür ve vücudunuza E vitamini sağlar. Çoklu doymamış yağlar aynı zamanda bedenin kendi kendine üretemediği Omega-3 ve Omega-6 gibi temel yağ asitlerini de içerir.

İlginizi çekebilir: Omega-3 yağ asitleri nedir ve aslında ne işe yarar?

Öte yandan et, tereyağ, peynir, unlu mamüller ve kızartmalarda bulunan doymuş yağlar ise ölçülü tüketilmelidir.

Son araştırmalar, doymuş yağ tüketiminin azaltılmasının kalp hastalıkları riskini azaltmadığını ifade etse de, bunun aksi yönde de birçok görüş mevcut. Bunun nedeni ise, bu yönde yapılan araştırmalarda insanların doymuş yağlar yerine ne tükettiklerine yer vermemesi. Yağı azaltılmış ürünler, çoğunlukla şeker, rafine karbonhidrat ve kalori bakımından zengin oluyor ve bunları tüketmek kalp rahatsızlıklarının nedenlerinden biri olan obeziteye yol açıyor. Dolayısıyla hamburger ve margarin yemeyi bırakıp bunların yerine yüksek kalorili ve çok şekerli ürünleri tercih ettiğinizde yaptığınız şeyin pek bir faydasını görmeyeceksiniz.

Fakat doymuş yağlar yerine çoklu doymamış yağlar kullanmaya başladığınızda durum farklı olacaktır. Yakın zamanda yapılan bir araştırma; kırmızı et, krema ve margarindeki doymuş yağlardan aldığınız kalorileri % 5 oranında doymamış yağlarla değiştirdiğinizde, kalp hastalıklarına yakalanıp ölme riskinizin % 13 düştüğünü gösteriyor.

ABD Sağlık Bakanlığınca yayımlanan beslenme rehberinde de doymuş yağlardan alınan kalorilerin, günlük alınan toplam kalori miktarının % 10’unu aşmaması gerektiği belirtiliyor.

Uzak durmanız gereken yağlar

Kızartmalarda bulunan trans yağlar, asla tüketilmemesi gereken besinler arasında yer alıyor.

Tamamen uzak durmanız ve asla tüketmemeniz gereken yağ tipi ise trans yağlar. Hidrojenize yağlar olarak da bilinen imal edilmiş trans yağlar; katı yağ, kraker, kurabiye, kek, pasta ve dondurulmuş gıda gibi birçok üründe bulunuyor. 2015’te yapılan bir araştırma; daha fazla trans yağ tüketenlerin daha az tüketenlere kıyasla herhangi bir nedenden ölme ihtimallerinin % 34 oranında arttığını ve kalp hastalıklarından ölme ihtimallerinin % 28 oranında arttığını ortaya çıkardı. Başka bir çalışmaya göre de fazla trans yağ tüketimi felç, diyabet ve kanserden dolayı ölüm olasılığını artırıyor.

Tükettiğimiz ürünlerin etiketlerini incelerken, sıklıkla bütün yiyeceğin ne içerdiğine bakmıyoruz. Yağı azaltılmış ya da yağsız diye tükettiğimiz ürünlerdeki şeker oranı ne? Kalsiyum, C vitamini, protein ya da demir gibi günlük besin ihtiyaçlarımızı ne kadar karşılıyor, ya da karşılıyor mu? Tükettiğimiz ürünlerle ilgili sormamız gereken sorular aslında bunlar olmalı.

Günlük tükettiğiniz gıdalar düşünüldüğünde de şöyle bir tablo çizilebilir. Tabağınızın yarısının meyve ve sebzelerle, çeyreğinin tam tahıllarla ve kalan çeyreğinin proteinle dolu olmasına dikkat etmelisiniz. Yağsız ürünler tüketmek yerine bu şekilde beslenirseniz, daha sağlıklı bir beslenme alışkanlığı benimsemiş olacaksınız.

Kaynak:

huffingtonpost.com

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale