X

Vücut kitle indeksi nedir, sağlığımız açısından ne kadar belirleyicidir?

Bir süredir vücut kitle indeksi ve güvenirliğiyle ilgili tartışmalar gündemdeydi, konuyu araştırmak ve çıkanları sizinle paylaşmak istedim.

Vücut kitle indeksi bir kişinin boy ve kilosunu oranlayarak hangi kilo kategorisinde olduğunu belirler. Doktor kontrollerinde çoğunlukla bu değer hesaplanır. “Normal” kategorisine girdiyseniz genelde haberiniz bile olmaz. Bu kategoriler ideal kilonun altı, ideal kilo, ideal kilonun üstü ya da ideal kilonun çok üstü diye tanımlanır. Bu kategori isimlendirmeleri yine iyi! Çünkü bir de normal, normalin altı, normalin üstü ve şişman gibi aşağılamaya varan isimleri de mevcut. Sadece isimlendirmeler bile bir enteresan değil mi? Eğer her beden kendine özgüyse, bütün insanlığı nasıl bir normale sıkıştırabiliriz? Neyse buralar daha işin çok detayı.

Bu vücut kitle indeksi denen ölçüm eskiden Quetelet indeksi olarak bilinirmiş, çünkü Adolphe Quetelet tarafından 1830’larda geliştirilmiş.

Tabii sorun şurada başlamış, sevgili Adolphe bu genellemeyi SADECE beyaz Avrupalıları ölçerek yapmış. İlk sorun burada başlıyor, sadece Fransız ve İskoç nüfusundan örneklem alınarak oluşturulmuş bir model, bütün insanlığın sağlık durumunun ilk ölçütü olarak kullanılıyor. Akdenizli de, Orta Doğulu da, Afrikalı da artık vücut kitle indeksine bakılarak sağlıklı mı değil mi, çocuk doğurabilir mi, doğuramaz mı buna bakılarak ilk karar veriliyor. Ve maalesef BMI’ı yüksek olan birine ilk söylenen şey gidip kilo vermesi gerektiği.

Bunun yanı sıra örneğin siyahilerin beyazlardan yapısal olarak daha az vücut yağı olduğu, Asyalıların sağlık risklerinin çok daha düşük BMI’larda başladığı da son zamanlarda ortaya konan çarpıcı gerçeklerden.

Bir diğer falso da şurada, sevgili Adolphe bir doktor değil. Kendisi bir matematikçi ve sosyolog ve “ideal insan”ı matematikle tanımlama peşinde. Belirli kitleleri ölçerek, normal nedir, kimler normdan sapar, bunları belirlemeye çalışıyor.

Kısacası şu BMI denen ölçüt ırk, kas kütlesi, cinsiyet, yaş, yağ dağılımı vs. gibi faktörleri gözetmiyor. BMI ölçüsüne göre aşırı obez olup şeker ve tansiyon sorunu çekmeyen insanlar varken, bir yandan BMI’ı normal seviyelerde olup bu sorunları yaşayanlar da mevcut.

Peki o zaman neden bunu ölçüt olarak kullanıyoruz?

1900’lerin başında sigorta şirketleri, kendi ücretlerini belirlemek için basit bir ölçüt arayışına girince BMI’i kullanmaya başladılar. Kiloyu, bir kişinin ne kadar yaşayacağını ölçmenin bir aracı olarak kullanmaya başladılar. Bir kişinin kilosu “normal”den ne kadar uzaksa şirket için o kadar tehlike olarak görülmeye başladı. Günümüzde de Amerika’da BMI’i yüksek kişilerden şirketler daha fazla ücret alıyor. Bunun yanı sıra günlük kalori alımı düşüklüğünün uzun yaşamaya sebep olduğu gibi araştırmalar da bu yaklaşımı destekliyor.

Ama belki de en önemlisi BMI’ınız “normal”in üzerindeyse, tıp dünyası size farklı davranabiliyor. Zaten “normal üstü” kişilerin işe alınma ihtimali daha az, aynı seviyede birine göre daha az maaş alıyorlar, işyerinde yükselme ihtimalleri daha az, okulda zorbalığa uğrama ihtimalleri daha yüksek, dolayısıyla depresyon ve anksiyete yaşama ihtimalleri de yükseliyor. Şimdi buna bir de tıp dünyası eklendi.

Yapılan bir araştırma, doktorların, BMI’ı yüksek kişilerle daha az vakit geçirmeye yatkın olduklarını söylüyor. Obeziteye savaş açılırken, bu “savaş”ın obez kategorisine girenlere ne hissettirdiği dikkate alınmıyor. Bir kişinin şikayetini çözmeye çalışırken bir sağlık personeli “Zaten bütün bunların sebebi kilolu olman” önyargısıyla yaklaştığı sürece tüm dikkatini vererek dinlemesi ne kadar mümkün olabilir?

women of different sizes and races modeling underwear vector illustration design

Kısacası BMI’ı obez kategorisinde olanlar, “normdan sapanlar” ne kadar ciddiye alınıyor? Bu durumda HAES (Health At Every Size) akımı diyor ki, obezite insan ömrünü kısaltmaz, obeziteye tıp dünyasının bu yaklaşımı kısaltır. Eğer obeziteye savaş açtıysak, bu, insanların daha sağlıklı olması için, değil mi? Peki insanları aşağılayarak, herkese verilen tıbbı desteği “önce kilo ver” önyargısıyla erteleyerek, neden o kiloda olduklarının psikolojik ve sosyal nedenlerine gelmeden sağlıklı olmalarını nasıl bekleriz?

Bu kadar farklı taraftan bilginin kafa karıştırması maalesef kaçınılmaz. Fakat size sağlık dünyası tarafından yapılan ya da yapılmayan müdahaleleri bu bilgiler ışığında değerlendirip iç sesinize güvenerek, rahatsızlıklarınızın altındaki ana sebebi bilmek isteyerek, herkesle aynı tıbbi müdahaleyi talep etmeniz ve sağlığınızı kendi ellerinize almanız için yol gösterici olmasını diliyorum.

Sevgiler…

Kaynak:

https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC4853419/
https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC6452122/
https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/11477511/

Pınar Taşkınlar: 2015’te Institute of Integrative Nutrition’dan Sağlık Koçu olarak mezun olduğumdan beri sağlığa farklı açılardan bakmanın yollarıyla ilgileniyorum. Çeşitli konularda verdiğim dersler ve özellikle danışanlarımla yaptığım çalışmaların sonucunda duygusal yemenin beslenme üzerindeki etkilerini derinden görmeye başladım ve aynı okuldan Duygusal Yeme Eğitimi almaya başladım. Bu eğitimi meditasyon bilgim ve deneyimim, üzerine de Şamanik Şifa eğitimimle birleştirince bir insanın neden yediğiyle ilgili beden-zihin-ruh üçlüsünü eşit şekilde dikkate alan bir yaklaşım ortaya çıktı. Diyet kültürünün bize dayatmalarını fark ettirmek ve kilo al-ver döngüsünden kurtulmak için yazılarımla özellikle kadınlara ulaşmaya çalışıyorum.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale