X

Vücudunuzu esnetmezseniz neler olur?

Gerçekten dürüst olun: Egzersizden önce ya da sonra esniyor musunuz? Esnemiyorsanız, belki de bu düşündüğünüz kadar kötü bir şey değil. Orta düzeyde aktif, genel sağlık hedefleri olan yetişkinlerin büyük bir kısmı için esneme neredeyse hiç gerekli olmayabilir. Ama yine de bilmeniz gereken bazı gerçekler var:

Esneme nedir?

İki ana esneme türü vardır: Statik esneme ve dinamik esneme.

  • Statik esneme, bir hareketi en az 10–30 saniye boyunca sabit şekilde tutmaktır. Örneğin, 30 saniye boyunca ayak parmaklarınıza uzanmak gibi. İrlanda’daki Limerick Üniversitesi’nde kas-iskelet sistemi ağrısı üzerine çalışan öğretim görevlisi Kieran O’Sullivan’a göre “Bu tip esnemeyi akşam evde kendi başınıza yaparak esnekliğinizi koruyabilirsiniz.”
  • Dinamik esneme ise daha hızlı, tekrarlayan ve “yaylı” hareketlerden oluşur. Bu tür esnemeler genellikle sporcular tarafından yarışma ya da maç öncesi tercih edilir çünkü kasları daha etkili şekilde ısıtır. Bu hareketler sabit tutulmaz; kişi sürekli hareket halindedir. (Bunu, ayağınızı öne doğru sallayıp karşı elinizle parmağınıza dokunduğunuz ve bunu tekrarladığınız bir hareket olarak hayal edin.) Dinamik esneme, kaslara oksijen taşıyarak onları çalışmaya hazır hale getirir.

Peki neden esniyoruz?

Bilimsel açıdan baktığımızda, esneme sırasında kaslara giden kan akışı geçici olarak azalır. Florida Eyalet Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden biyomedikal bilimler profesörü Judy Delp, bunun aslında kaslara ve damar sistemine bir tür “uyarı” gönderdiğini söylüyor. Bu uyarı sayesinde kaslarda metabolik değişiklikler tetiklenir ve kan, oksijen ile besin taşıyan kılcal damarlar gelişmeye başlar. Sonuç? Kaslar daha verimli çalışır hale gelir.

Ama dürüst olmak gerekirse, çoğu insan esnediği için değil, esneme iyi hissettirdiği için bunu yapar. Fransa’daki Burgundy Üniversitesi’nde egzersiz fizyolojisi alanında çalışan Prof. Nicolas Babault’a göre “Ağır bir antrenmandan sonra yapılan esneme insanı daha iyi hissettiriyor. Bazen tek sebep bu.”

Yine de şunu bilmekte fayda var: Esneme, kas ağrılarını önleme ya da azaltma konusunda pek etkili değil. 12 randomize kontrollü çalışmayı inceleyen bir Cochrane derlemesine göre egzersiz öncesi ya da sonrası esnemenin sonraki günlerdeki kas ağrısına etkisi oldukça sınırlı.

Esnemenin sınırları

Esneme sırasında kaslarınızın uzadığını hissedebilirsiniz ama bu gerçek anlamda bir uzama değildir. O’Sullivan’a göre “Eğer esnemeye başlarken parmaklarınıza dokunamıyorsanız ama iki dakika sonra dokunabiliyorsanız, bu kaslarınızın daha fazla esnemeyi tolere etmeye başlamasındandır.” Kaslarınız gevşer ve biraz daha esnemenize izin verir. Ancak bu geçici bir durumdur ve kaslarınız kısa süre sonra eski haline döner.

Bale, jimnastik veya buz pateni gibi maksimum esneklik gerektiren sporlarla uğraşan kişiler için uzun vadeli ve düzenli esneme önemlidir. Ancak sıradan bir sporcunun egzersiz öncesi ya da sonrası yaptığı kısa süreli esneme, antrenmanın kendisinin sağladığı esnekliğe ek bir fayda sağlamaz.

Hiç esnemezseniz ne olur?

Tamamen hareketsizseniz – yani ne esniyor ne de spor yapıyorsanız – kaslarınız oksijeni verimli kullanamaz hale gelir. Bu da güç ve dayanıklılık kaybı anlamına gelir. Ayrıca zamanla hareket kabiliyetiniz de azalır. Delp’e göre, esneme, hareketsiz bir yaşamdan çıkmak ve kasları yeniden çalıştırmak için güzel bir başlangıçtır. Aynı zamanda, besin ve oksijen taşıyan damarların yeniden yapılanmasına da yardımcı olur.

Ancak, Delp’in belirttiği gibi, eğer düzenli olarak yürüyorsanız, zaten fark etmeden esniyorsunuz demektir. “Yürüyüşün her adımında farklı kaslar uzar ve doğal bir şekilde esneme gerçekleşir.”

Alternatif: Ağırlık antrenmanlarıyla gelen esneklik

Esneme yalnızca geleneksel yöntemlerle olmaz. Kas kuvvetlendirme egzersizleri de esnekliği artırabilir. O’Sullivan’a göre “İyi yapılmış kuvvet antrenmanları da esnekliği geliştirir.” Buradaki kilit nokta: Egzersizi tam hareket aralığında yapmaktır. Örneğin, biceps curl yaparken ağırlığı sadece yukarı kaldırmak değil, kontrollü bir şekilde yavaşça geri indirmek esnekliğe katkı sağlar.

Özetle; esneme faydalı olabilir ama egzersiz rutininizin en kritik parçası değildir. O’Sullivan şöyle diyor: “Tanıdığım çoğu insan, haftada 4-5 gün, yaklaşık 45 dakikalık zaman ayırabiliyor. Bu süre içinde, esnemenin diğer egzersizlere kıyasla değeri oldukça düşük kalıyor.”

Yani zamanınız sınırlıysa, esneme yerine aktif hareket ve kuvvet antrenmanlarına öncelik vermeniz daha mantıklı olabilir.

Kaynak: time.com

İlginizi çekebilir: Güne vücudunuzu esneterek başlayın: Kolayca uygulayabileceğiniz esneme hareketleri

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale