X

Vazgeçebilmek: Bugün en değerli olanı bırakabilmeye hazır mısınız?

“Emin olduğum şey; verdiğin her şey sana geri döner…” Oprah Winfrey

Sıkı sıkıya kavradıklarımız vardır… Rahat diye tanımladıklarımız. Orada olmadıklarında adeta hayatımıza devam edemeyeceklerimiz. Varlıklarının bizler için değişmez olduğu… Biri elimizden alacak olsa dünyamızın yıkılacağı… Hani olmazsa olmazlarımızdan… Küçük çocukların sıkı sıkı sarıldıkları gibi biz de onlara tırnaklarımızı geçiririz. Asla vermeyiz; veremeyiz… Vazgeçemeyiz.

Ben bugün hep birlikte bu vazgeçemediklerimize bakalım istiyorum. Hayatımızın bu kör noktaları neden bizlerle birliktedir? Neden hayatımızın değişmez bir parçası olmaları bu derece kaçınılmaz olur? Hangi ara biz daha “ne olduğunu” bile anlayamamışken bu derece hayatımızın “vazgeçilmezi” oluvermişlerdir? Elimizden alındıklarında “gerçekten” dünyamız yıkılır mı? Elimizden alındıklarında “gerçekten” her şey biter mi?

Öncelikle bu süreçte sorumlu bizleriz. Dışarıda bir sorumlu arıyorsak o söylediği için böyle oldu, o bana bunu gösterdiği için ben bu şeyden vazgeçemiyorum veya benim için çok kıymetli dediğimiz her ne varsa bunun sorumlusu evet bizleriz (dönüp kendimize bakmamız gerekiyor)… Bazılarımız bunu bir çanta için yapıyor… Aylarca o çantanın hayalini kuruyoruz, para biriktiyoruz. Anlatım yerindeyse başka şeylerden “feragat” ediyoruz ve bu çantayı elde ediyoruz. Sonrasında ne mi oluyor?

Bu “kıymetli” çantamız bizim en değerlimiz oluveriyor… Fakat tuhaflık şu ki “kendimizden” bile değerlimiz oluveriyor… O çantaya bir şey olmasın diye gözlerimizi dört açıyoruz… Her nereye gidersek gidelim “ben bu çanta için çok şeyden verdim, bu çanta benim için çok kıymetli” diye dolaşıyoruz. Ve bir gün gelip de bir kişiye vermek gerektiğinde, kaybetmek gerektiğinde yani hayatımızdaki her şeyde olduğu üzere o “çantadan” bağımsızlaşmayı öğrenmemiz gerektiğinde ne oluyor?

Evet, hadi dürüstçe cevap verelim; tam anlamıyla “yerle bir oluyoruz,” yıkılıyoruz, varlığımızın sebebi son buluyor… Neden nasıl bugüne o çanta “henüz hayatımızdan yokken” nasıl geldik neler başardık o çanta hiç hayatımızda olmadığı anlarda da yaşamaya devam etmiştik… İşte bunların hepsini ama hepsini unutuveriyoruz… Hayatımız varsa yoksa o “çantanın” varlığına kurgulandığında kaybedebilmek olasılığının da hayatta 1 ve 0 kadar basit ve olası “durumlar” olduğunu unutuyoruz.

Peki bir de şöyle düşünelim… Çantamızı elde ettik, evet para biriktirdik, evet feragat ettik de aldık… Eğer her an vazgeçebilir durumdaysak yani çantanın varlığı bizden daha büyük değilse yani çantanın hayatımızdaki pahası ölçülebilirse, bu çanta sadece kendi emeğimiz ile çalışarak elde ettiğimiz bir malı simgeliyorsa bizim için ve anlamının kendi “özümüzden” daha büyük olamayacağını biliyorsak, bu durumda vazgeçmek sizce ne kadar zor olabilir?

Aynı çantayı kaybettiğimizde yerle bir olacak mıyız? Bu bakış açısına sahip olduğumuzda, “var olmasının” kaynağının kendi kendimiz olduğumuzu gerçekten bildiğimizde yitirdiğimiz sadece “bir çanta” olmayacak mıdır? Bir çanta hayatımızdan, özümüzden, hayata kattıklarımızdan ve kendi varlığımızdan daha kıymetli olabilir mi?

İşte tüm bu soruların cevapları hayatımızda “çok” ince bir nüans farkına sahipken, karşılık geldikleri anlamlar da bir o kadar farklıdır. Sadece bir eşyaya, sadece bir mala (örneğin bu bir araba veya ev de olabilir), sadece paraya yüklediğimiz anlam hayatımızda “vazgeçilemez” olanlar listesini oluşturur. Bu listemiz ne kadar kabarıksa bağımlılıklarımız, gerçekte “kendimizden” vazgeçişlerimiz de o kadar fazladır. Vazgeçemediklerimiz daha sonra hayata dair seçimlerimizi, önceliklerimizi ve hatta kendi kendimiz gibi olabilmeyi bile etkileyecekse (kırmızı bir Mercedes araç kullanmak can-ım ormanda yürüyebilmek zevkinden daha değerli ve daha vazgeçilemez ise) işte o zaman düşünmemiz ve bu “vazgeçemediklerimize” daha yakından bakmamız gereken zamanlarımız gelmiş demektir…

Bugün bu yazımı okuyorsanız hayatınızda sıkı sıkı tutunduklarınıza bakmanızı dilerim. Neyi değiştirmekten korkuyorsunuz? Yaşadığınız şehri mi, apartmanı mı, arkadaşlarınızı mı? Neyi kaybetmekten çekinmektesiniz, son aldığınız pahalı marka elbisenizi mi, ayakkabınızı mı yoksa çantanızı mı? Hayatınızda “vazgeçemediklerim” dediğiniz kocaman bir listeniz mi var? Her an her gün karar verirken bu listenin ağırlığı altında ezilmekte misiniz?

Gelin bugün bir değişiklik yapalım, bu listenizden en az bir şeyden vazgeçin… Onu sevdiğiniz birine verin, “cömertlikle” şükranla ve yeniden ve daha “büyük” hediyeler ile size geri döneceğini bilerek… Vazgeçmek demek kaybetmek demek değildir. Vazgeçebilmek demek onu serbest bırakmak ve evrenin muhteşem gücüyle size adeta bir bumerang gibi geri geleceğini ve hatta büyüyerek sizi bulacağını bilmek demektir… Bugün tüm kalbinizle vazgeçmeye ve “cömertçe verebilmeye” hazır mısınız?

 

 İlginizi çekebilir: İlişkilerimizde sevgi verebilmek ve alabilmek dengesi: Dengenin saklı dengesizliği

Pınar Özeken (Ulus): 2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü ile Kimya bölümlerini bitirdi. Aynı üniversitede Biyomedikal Mühendisliği ve İspanya Pompeu Fabra üniversitesinde master derecelerini aldı. Özellikle 2011’den bu yana moda ile ilgili çalışmalara ağırlık verdi ve hala moda üzerine yazı dizileri, farklı moda kaynaklarında yayınlanmaktadır. Yoga eğitmeni olma yolunda ilerleyen Pınar, bir Arjantin Tango aşığı. Gerçek tutkularından bir diğeri ise seyahat etmek."Dünya üzerinde ayak basılmadık toprak kalmasın" mottosu ile dünyayı dolaşmaya devam ediyor.

Yeni yıl hediyelerinin vazgeçilmezi Sosyopix ile anılarınızı ölümsüzleştirin

Sevdikleriniz için hediye seçmek bazen uzun uzun düşünmeyi gerektirir. Çünkü aslında aradığımız şey, sadece bir eşya değildir; bir duyguyu, bir anıyı, bir hatırlamayı karşı tarafa hissettirmektir. Tam da bu yüzden fotoğrafla kişiselleştirilmiş hediyeler, her zaman daha çok dokunur. Tek bir kare, bir gülüşün ardındaki hikayeyi yeniden canlandırır; yıllar önce çekilmiş bir fotoğraf bile açıldığında ilk günkü kadar sıcak hisseder. Sosyopix işte tam da bu noktada, o paha biçilmez anılarınızı estetik ve yaratıcı dokunuşlarla unutulmaz kılıyor.



Kişiselleştirilmiş takvimlerle zamanı anlamlandırmak

Yeni yıl, hayatımızda yeni sayfalar açmak demektir. Bu nedenle kişiselleştirilmiş takvimler, sadece günleri takip ettiğiniz bir araç olmaktan öteye geçer; umut ve güzellikle dolu bir yılın sembolü haline gelir. En güzel fotoğraflarınızla hazırlanan masa veya duvar takvimleri, sevdiklerinizin her gününe anlam katar. Her sayfa, sadece bir tarih değil, hatırlanan ve paylaşılan özel bir anı olarak kalır. Takvimi her çevirdiğinizde, geçmişin güzel anılarını hatırlamak ve geleceğe dair küçük bir mutluluk hissi yaşamak mümkündür. Bu küçük ama etkili detay, hediyenizi hem estetik hem de duygusal olarak unutulmaz kılar.



Anıların dokunulabilir hali: Fotoğraf baskıları



Bir zamanlar telefon ekranına sığdırdığınız, galeri arşivlerinizde kalan en mutlu kareleri bu yılbaşı yeniden keşfetmenin tam zamanı. Sosyopix fotoğraf baskıları, en özel anlarınızı sıcaklığını ve kalitesini koruyarak dilediğiniz formda hayat bulduruyor. İster yaz tatilinde o hiç bitmesin dediğiniz gün batımı karesini, ister kış tatilinde çekilmiş kar manzarasını seçin; retro tarzda ya da şık bir çerçeveyle hazırlatabilirsiniz.Çalışma masasında duran küçük bir fotoğraf, sizi kış tatilinin huzuruna veya yılın en güzel anılarına götürebilir. Bu yıl sevdiklerinize sadece bir hediye değil, birlikte paylaşılan özel anıları ve mutluluğu hediye edin.

Anıların estetik hali: Fotoğraf albümleri

Fotoğraf albümleri, her dönem popülerliğini koruyan ve hiçbir zaman değerini kaybetmeyen hediye seçeneklerinden biridir. Çünkü bir albüm, yalnızca fotoğrafları bir araya getirmez; aynı zamanda belirli bir dönemin, bir ilişkinin ya da bir yolculuğun hikayesini saklar. Sayfaları çevirdikçe hatırlanan detaylar, yeniden yaşanan duygular ve geçmişten gelen sıcaklık, bu hediyeyi zamansız bir klasik haline getirir.

Kişiye özel tasarlanan fotoğraf albümleri, hem estetik hem de duygusal yönüyle güçlü bir hediye seçeneği sunar. Kapak dokusundan sayfa düzenine, renk seçiminden yerleştirdiğiniz küçük notlara kadar tamamen size ait bir anlatım oluşturma fırsatı verir. Bu, sadece bir hediye değil; kendi elinizle hazırladığınız bir zaman kapsülüdür.



Anıları duvarlara taşıyan çerçeveler

Mutlu anıları saklamanın tek yolu albümlerde biriken fotoğraflar veya fotoğraf baskıları değildir; bazen evin en görünür köşesine yerleştirilen bir çerçeve de aynı etkiyi yaratır. Ölümsüzleştirilen anları çerçeveleyerek yaşam alanlarınıza sıcaklık ve derinlik katarken sevdiklerinizin her baktığında o ana yeniden dönmesini sağlar. Farklı boyut seçenekleri sayesinde ister küçük bir köşeyi canlandırabilir ister salonunuzun atmosferini değiştirebilirsiniz.  Duvarlara zarar vermeyen yapışkanlı çerçeveler ise kolay kullanımıyla, yalnızca bir dekor değil; her gün gülümseten bir anı sunar. 

Bi’kutu anı: Özel hediye kutularıyla yeni yıl coşkusu

Yeni yıl ruhunu tek bir kutuda toplamak istiyorsanız, özenle hazırlanmış hediye kutuları bunun için ideal bir çözüm sunar. İçerisinde not defterleri, yılbaşı ruhunu yansıtan kupalar, kokulu mumlar ve daha pek çok özel hediye, kutuyu açan kişinin yüzünde sıcak bir tebessüm bırakır. Böylece hediyeniz yalnızca bir kutu değil, birlikte paylaştığınız anıların sıcacık bir yansıması olur.

Siz de bu yıl, sıradanlığın dışına çıkarak sevdiklerinizin yüzünde unutulmaz bir gülümseme oluşturmak istiyorsanız, Sosyopix’in sunduğu bu kişiselleştirilmiş dünya tam size göre. Hatıralarınızı canlandırın ve onlara, her baktıklarında sizi hatırlatacak, zamana anlam katan dokunuşlar hediyeler sunmak isterseniz aradığınız her şey Sosyopix’te!





İlgili Makale