X

Varsayımlar üzerine mi yaşıyorsun yoksa hayatın gerçeklerle mi devam ediyor?

Fark ettim ki gerçekler yerine daha çok varsayımlar üzerine yaşıyorum. Gerçekler yerine kafamda kurduğum ve daha sonrasında da gerçekliğine kendime inandırdığım hikayeler üzerinden devam ediyorum. Ne saçma değil mi?

Öyle koca koca şeylerden değil, çok basit günlük hayatta çıkıyor karşıma. En yenisini daha dün yaşadım kardeşimle.

İkimiz ortak bir araç kullanacaktık ve bu sebepten birbirimize ihtiyacımız olan saatleri, hangi zaman dilimlerinde nerelerde olacağımızı haber veriyorduk. Ben arabayı kardeşime yetiştireceğim; iyilik yapacağım diye işlerimi hızlandırırken o da benim söylememe ve bulunduğum yeri anlamasına rağmen kendi kafasında kendine göre dönüş rotamı seçmiş ve saati ayarlamış. Tabii ki işler sarpa sardı biz kendi kafamızda elimizdeki bilgilerin etrafında kendimizce varsayımlarda bulunurken. Ne benim işlerimi hızlandırmam işe yaradı ne de o işlerini zamanında halledebildi.

Dün tüm bu haberleşme anı sona erdiğinde aydım! “Gizem,” dedim, “yoruldum şu an! Biz baya birbirimizi gerçek anlamıyla dinlememişiz, tam sormamışız ve kendimizce tahminlerde bulunmuşuz elimizdeki bilgiyle ve sonuç 0.

Bu çok basit bir örnek aslında. Basit olduğu için ve çok fazla günlük hayatın en sıradan anı olduğu için de yakalamak pek kolay olmayabiliyor. Birçoğumuz varsayımlar üzerinden yaşıyoruz, hem kendimde hem çevremde gözlemlediğim kadarıyla.

Biri erkek arkadaşıyla tartışıyor. Neden? “Şunu, bunu yaptığına göre kesin unuttu!” Yahu dur! Ne biliyorsun? Konuştun mu? Sordun mu? Kesin bilgi aldın mı?

Ya da iş yerinde yetişmesi gereken bir proje var ve yapmakla mükellef kişi için “Dün gece sabaha kadar arkadaşlarıyla dışarıdaymış. Kesin yetiştiremeyecek. Eyvah! Yandık! Ne yapacağız?

Ailemiz içinde de sıkça rastlamıyor muyuz? “Kapıyı açık bıraktın, köpek kesin kaçacak! Bundan sen sorumlusun!” Bir nefes alsan keşke bu cümleyi kurmadan evvel sevgili cümle kurmaya bayılan!

Ne çok meraklıyız bir şeyleri negatife, paniğe ve endişeye çevirmeye. Hayatımızda hiç yokmuş sanki bir de kendimiz her an bir yenisini daha ekliyoruz.

Neden yapıyoruz sorusunun cevabı yok. Cevabı bence alışkanlık (Yazının devamında Tolteklerden bahsediyorum ve onların bayağı mantıklı ve derin cevapları var aslında). Kimlerden öğrendik varsayım üzerine hayat kurmayı, bilmiyorum ama şu an maalesef bir çoğumuzun gerçeği bu ve bu şekilde yaşamak saçma olduğu kadar çok da zor. Belki birçok zaman kendimizi boşu boşuna hırpalıyoruz; üzülüyoruz, öfkeleniyoruz hatta seviniyoruz; üstüne de düşündüğümüz gibi olmadığını görünce daha da büyük bir hayal kırıklığına sürükleniyoruz.

Ben bu durumu ilk olarak Ocak ayında okuduğum Don Miguel Ruiz’in Dört Anlaşma kitabında fark ettim. Kitap, Meksika Kızılderilileri tarafından halen uygulanan canlı bir öğreti olan Toltek bilgeliğinden bahsediyor. Toltekler doğaya ve dünyaya inanan bir sistem üzerinden yaşıyorlar. Hatta bilimin ve spitirüel yaşamın birbirinden ayrılmadığı Toltek bilgileri için Maya uygarlığının en üst boyutlara taşıdığından bahsediliyor. Bu bilgelik öğretisine göre özgür, kaliteli, ferah yaşamak için 4 tane kural, yani kendinle yaptığın anlaşma var.

Kitaptaki üçüncü anlaşma ise bizim bugünkü konumuz olan varsayımlar. Toltekler de konuyla ilgili şunları söylemektedir:

“…Her şeyle ilgili varsayımda bulunma eğilimimiz vardır. Varsayımlarda bulunmanın problemi, varsayımlarımızın gerçek olduğuna inanmamızdır. Onların gerçek olduğuna yemin edebiliriz. Başkalarına neyi düşündüğüne ya da ne yaptığına dair varsayımlarda bulunuruz. Varsayım teorilerimizi kişisel algılarız. Sonra da o kişileri suçlar ve sözlerimizle duygusal zehir saçarak tepki gösteririz. İşte bu nedenle varsayımda bulunduğumuz her şeyde problemlere de davetiye çıkartırız. Varsayımda bulunuruz, yanlış anlarız, kişisel algılarız ve hiç yoktan koskocaman bir drama yaratırız.”

“…Gerçeği duymaya cesaret edemediğimizde ya da açıklama istemekten korktuğumuzda varsayımlarda bulunuyoruz. Sonra da varsayımlarımızın doğru olduğuna inanıyoruz.”

“…Hayal gücümüz ürünü olan rüyalarımızı realite olarak tanımlama alışkanlığımız var. Çünkü bir şeyi anlamadığımızda, varsayımlarda bulunarak ona anlam vermeye çalışırız. Örneğin; bir alışveriş merkezinde yürürken, hoşlandığınız bir kişi gözünüze ilişir, bu kişi size tebessüm eder ve yoluna devam eder. Sadece bu tek deneyimden nice varsayımda bulunabilirsiniz.”

“…Bu varsayımlar çoğu kez hızlı ve bilinçsizce yapılır. Çünkü bu yolla iletişim kurma anlaşmamız vardır. Çocuklukta yaptığımız anlaşmalardan bazıları şöyle der: ‘Soru sormak güvenli değildir. Eğer birisi beni seviyorsa, ne istediğimi, neler düşündüğümü ve hissettiğimi bilmelidir.”

“…’Bunu yapabildiğimi zannediyorum’ diye kendinizle ilgili bir varsayım yaptığınızda sonra da bunu yapamadığınızda kendinize öfke duyarsınız”

Bunları yazarken kitabı yine açtım ve size bahsederken aslında bana da yine harika hatırlatmalar yaptı. Bu kitabı herkesin okumasını tavsiye ederim.

Ben bu harika ve derin bilgilerin üzerine daha fazla bir şey söylemek istemiyorum. Biraz dikkatlice bakarsak tepkilerimize ve kendimize her bilgi için: “Şimdi bu bilgi %100 gerçek mi?” diye sorarsak ayırt etmek biraz daha kolay olabilir. Umarım bu yazı itibarıyla sizin de hayatınızda kocaman bir aydınlık kapı açılır ya da bu yazı size unutmuş olduklarınızı kuvvetli bir şekilde tekrar hatırlatır.

Haftaya görüşmek üzere.

Sevgiyle…

 

İlginizi çekebilir: Sessizlik kadar büyük bir ihtiyaç: Sesini çıkarabilmek

Gamze Baytan: Selamlar, Gamze ben. Meditasyon ve yoga hocasıyım. 7/24 çalıştığım organizasyon sektöründen bir anda "Ne yapıyorum ben kendim için" diyerek çalışma hayatımda ne istediğime karar vermek adına verdiğim arada; kendimi bir anda bol kitap, bol sorgulama, bol seans ve bol yazının içerisinde buldum. Yol yolu açtı ve ben artık izlemek yerine hayata katılmayı seçtim. Eylül '15'te Ezgi Sorman'dan aldığım Meditasyon Eğitimi Eğitmenliği'nden mezun oldum. Şu an toplam 2 günden oluşan ve içerisinde “stres nedir, bedene etkileri nedir, sağlıklı seçimler yapmamız nasıl mümkündür, meditasyon nedir, ne işimize yarar, faydaları nedir, biz aslında kimiz” gibi soruların cevabını konuşup; her birimizin modu her an değişkenlik gösterdiği için tek bir tekniğe kendimizi sıkıştırmak yerine, esnek olabilmek adına 3 ayrı varyasyonun deneyimendiği eğitimler ve grup meditasyonları yapmaktayım. Yollar bitmez tabi hayat boyu; görebildiğimiz sürece. Ayık ve uyanık olarak yakalayabildiğimiz takdirde hayatı. Ve Cihangir Yoga'da Berivan Aslan Sungur'un Yin Yoga Eğitmenliği eğitimiyle kesişti yolum. Temmuz '17’de de meditasyon hocalığımın yanı sıra yin yoga hocalığına tam anlamıyla adım atmış oluyorum. Ben ruh-zihin-beden ile bütünüyle çalışmaktan çok keyif alıyorum. Yeni şeyler keşfediyorum. Hayatta hem daha güçlü hem daha esnek durabiliyorum artık. Her şey artık hem daha derin hem daha hafif. Ve bütün bu deneyimleri daha rahat anlamamı, içselleştirmemi, görmemi sağlayan en büyük araç da kelimelerim. Yazıyorum çünkü yazı benim bu hayatta ruhumla özgürce dansedebildiğim en özgür alan. Yazıyorum çünkü yaşadığımız, başımıza gelen herhangi bir şeyde yalnız olmadığımızı, çaresiz olmadığımızı bilelim, kuvvetimizi yine birbirimizden alalım, birbirimize yayalım ve şifa olalım diye.. Tüm insanlığa yayılmak niyetiyle. Mail adresim: gamzebaytan@gmail.com

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale