X

Varmak istediğimiz nihai durak: Gerçeklik

Gerçekliğin karşısında hiçbir şey duramaz.
Gerçeklik, gücün ta kendisidir!
Öyle ki, hem kendi kişisel yaşamımızda, hem de evrensel sistemde gelmek istediğimiz noktanın adıdır gerçeklik. Ne kadar gerçek olursak, o kadar gücümüzde, öz, tanrı parçacığımızda, o kadar varlığımızın gücünde, saf halimizde oluruz.
Yaşamlar boyu uğraştığımız şey de bu değil midir?
Kimliklerden, travmalardan, illüzyonlardan, hipnozlardan kurtularak gitmeyi hedeflediğimiz yer, gerçeklik!

Gerçeklik, kelime olarak her ne kadar anlamını idrak ettiğimiz bir şey gibi görünse de sorgulamakta fayda var. Kelimelerde kayboluyor, nereden ne dediğimizi bilmiyoruz çünkü.
Gerçeklik, dürüstlük ile eş anlamlı değildir. Gerçeklik, dobra olmak değildir. Gerçeklik, aklına geleni olduğu gibi söylemek değildir. Gerçeklik küreselliği barındırır.
Gerçeklik orijinalliği barındırır. Tekrarı olmayanı. Gerçeklik, saygıyı ve şeffaflığı barındırır. Zarafeti ve anlayışı barındırır. Gerçeklik güçtür çünkü ve öz güç, kendini sınama ihtiyacına, ispatlama ihtiyacına girmez. Olduğu gibidir. Olduğu halin içinde sürekli bir akış halindedir, soliddir. Gerçeklik, soru, şüphe yaratmaz, ne kadar kafanız karışık olursa olsun. Gerçeklik tüm illüzyonların karşısında eridiği haldir.

Bilinçli, bilinçsiz herkes, gerçek karşısında sebepsiz bir güven ve bağ hisseder. Orada mesafe kalmaz, korku kalmaz, ast üst kalmaz. Yanyana göz hizasındadır tüm konuşmalar, davranışlar.
Ancak kimlikler söz konusu olduğunda, ancak sanrılar söz konusu olduğunda astlar ve üstler oluşur.
Bu yüzdendir politik propagandalarda ‘halk’ ile birlikte görünmeye çalışmak. Göz hizasında olmak ve “gerçek” olduğunu vurgulamak.
Ak koyun kara koyun sonradan ortaya çıksa da, oyun kurgusu bu şekildedir.

İkili ilişkiler arasında da bir ast üst oluştu ise, ki bunun illa ki iş ortamında olması gerekmez, duygusal birlikteliklerde de aynı; orada bir gerçeklikten söz etmemiz mümkün olmayacaktır. Bu alışveriş, usta-çırak ilişkisidir.
Gerçeklik ilişkilere yansıdığında, kadınlık ve erkeklik yerli yerine oturduğu gibi, durumlar karşısında homojen değişimler gösterir. Burada aktif bir akış vardır. Su bulanmaz, ilişki durmaz. Ast üst her zaman değişkendir ve sabitlenmez, dolayısıyla sonsuza devinerek giden, bir olmayı deneyimleyen ikinci küçük küre olursunuz.
(birincisi kendi kendinizle olan ilişkideki birlik hali)

Gerçek bizi toprağa bağlar, yaşama bağlar. Gerçek olmak, bizi yüce ruha bağlar, hem de hiç kopmayacak şekilde.

Burada susmayan zihinden, dışarıda olan bitenden bahsetmek yersiz olur, gerçek; günlük illüzyonları, vesveseleri, korkuları üzerinden bir su gibi akıtır çünkü.

Gerçeğe inandırmanız gerekmez kendinizi, gerçekliği gördüğünüzde onunla bir olursunuz, bağlanırsınız. İnanç manipülasyon sonucu gelişir, bilmek ise… bilmektir.
Sorgusuz ve sualsiz. Nedensiz ve nasılsız…

Bu günlerimiz ülkemizde, bize bildiklerimiz ve inanmayı seçtiklerimiz -gerçek olanlar ve -mış gibiler arasında oynanan tiyatroyu izlemek ile geçiyor. Bu sadece bir örnek!
İçimizdeki her ne ise dışarıda olan da odur.
İçimizdeki ayrışma, içimizdeki gerçek, içimizdeki güç, içimizdeki değer.

Şu anda görünen her şey, aslında temelden beri gelen “değersizlik ve yok sayılma” hislerimize kuvvetlice vuruyor. Hepimizin, bu toprakların çocukları olarak genlerimizde yatan uykudaki büyük karanlığımıza.
Değersizlik, ve yok sayılmak.
Bu kadar göçmenin, azınlığın ve göçebe kültürün bir arada olması, bu birliği manipüle edebilmenin tek yolu idi karanlığımızı beslemek. Sonra da “aslında yoksun” diyerek, yok sayılarak, değersizleştirilerek en temel travmamızla karşı karşıya getirilmek… En büyük yaramızın burnuna takılan bir kanca ile, istenilen yere, en güçsüz olduğumuz yere çekilmek. Ayı terbiyecileri gibi, balığı oltaya takmak gibi…
Yaralarımız neredeyse oradan tutuluruz, yakalanırız kancalara, tuzaklara. Korkularımız ile yönetiliriz. Bu en küçük ikili ilişkilerden tutun da, büyük devletlere, oradan sistemin kendisine kadar gider.
Bireysel olarak yaptığımız salıvermeler, farkındalıklar, bizi bu kancadan korur. Artık takılacak bir kanca çentiğimiz, boşluğumuz yoktur çünkü. Birlik ne demek, en küçük bireyin bile aydınlanması ne demek, katkısı ne demek, bütüne katkı ne demek görebiliyor musunuz? Çünkü bir bir, koca bir göl olur…

Bunun yanında, içimizdeki umudun yeşerdiği ve gerçekliğimizi hatırlatan oluşumlar var. Kollarını sıvayarak sakin ve kararlı davranış modelleri. İçinizde olanlara bakın, hani dışarıdan ne tehdit olursa olsun her şeye rağmen yürüyüşünüze. Kendinize inancınızın, minik adımlarınızın bedenlenmiş halini görebiliyor musunuz?
Ve burada da bir kanca var. Birliğin ve hakkaniyete özlemin, şeffaflığın kancası. 
Yaranız ne tarafta bakın… İlişkilerinize…
Şeffaf mısınız? Özlediniz mi kendinizin her hali ile kabul edilip sevilmeyi? Önce kendinizden başlayın, en küçük birlikten!

İşte bunu yarattınız!
İçinizin isteklerini, arzularını, illüzyonlarını, korkularını ve çatışmalarını görünür hale getirdiniz. Hem de tüm dünyanın görebileceği kadar büyük bir şekilde.

Dişi enerji kaos ile çalışır. Eğer, eriliniz yeterince eğitildi ise, burada kargaşaya gerek kalmadan, sakin ve zarafetli bir şekilde yürüyebilir ve sonuca ulaşabilirsiniz. Sonuç, içinizdeki huzur ve güven ile tam tamına doğru orantılıdır.

İşte içsel bölünmüşlüğümüz, işte sistemin işleyişi.
İçerisi nasılsa dışarısı da öyledir.
İçimizin dışa aynalanışının çok bariz bir örneğidir bu.

Kendini şimdiye kadar neler ile alıkoydun gerçekliğinden?
Kendini nasıl görmezden geldin?
Gücünü nerelerde ve nasıl aradın?

Hepsi tezahür ediyor, tüm bu enerjiler bedenleniyor ve çıkıyor karşımıza. O kadar sembolik ki.. Artık her şey neredeyse herkes için çok okunaklı.

Ne olursa olsun, “benim” dedin mi?
Nasıl, hangi umutla kaybetmedin, vermedin gücünü?
Nasıl korudun iç huzurunu ve inancını?

Hepsi tezahür ediyor.

İçerisi nasılsa dışarısı da aynıdır. Sen gerçeğine boyun eğer, gerçeğine yürürsen yaşam da sana, seni hediye eder.

Sen gerçeğine gitmek yerine kimliklerine ve korkularına teslim olmayı seçersen, yaşam da sana korkularını hediye eder.

Gayet basit ve açık.

Gerçek olmak, gerçekliğini ortaya koymak, evet cesaret ister. Çünkü tekliğin ve eşsizliğin yoludur bu.

Gönlünde aşk varsa, gerçeğe bir aşk… 
Yol temiz ve ışıklıdır, her ne olursa olsun…

Çalışmalarımızdan bir onurlandırma ile bitireyim istedim. Eğer karşınızda kimse yok ise, geçin aynanın karşısına ve gözlerinizin içine bakarak tekrar edin. Bu aynı zamanda, evrenin size, sizin evrene ettiğiniz yemindir.

İçindeki ışık, içimdeki ışık…
İçindeki karanlık, içimdeki karanlık…
İçindeki sevgi, içimdeki sevgi…
Seni görüyorum!
Çünkü biz biriz…

Saygı ve sevgiye!

*** yaklaşan çalışmalar, bireysel seanslar ve daha fazlası için www.magicalchildoftheworld.com adresine üye olarak takip edebilrsiniz***

İlginizi çekebilir: Büyük aydınlanma: Bilinmeyene bilinçle bakmak

Esra Uyman: Lise yıllarında başlayan kişisel gelişim, ruhsal gelişim ve metafizik konularına duyduğu yoğun merak onu yurt içi ve yurt dışında birçok özel eğitim çalışmalarına katılmaya yönlendirdi. İlk eğitmenlik diplomasını ‘World Initiatives School of Esoteric Studies’den alan Uyman’ın katıldığı çalışmaların bazıları; Organizasyon Konstelasyonu, Aile Sergileri, Vernon Frost eğitimleri, Louis Franco’dan aldığı çeşitli eğitimler, Anthony Robbins Unleash the Power Within San Jose semineri, Charlie Morlay Lucid Dreaming eğitimi, Tayland da Tantrik Yoga (RYT-200) eğitmenliği eğitimi, Peru, Amerika, Şili, G.Afrika ve Türkiye’de katıldığı Şamanik çalışmalar ve seremonilerdir. Bunların yanı sıra TGA İleri Seviye Metafizik Semineri, Ziya Azazi’nin Dervish in Progress Çalışması gibi pek çok özel çalışmaya katıldı ve eğitmenlik eğitimini aldı. Masssuma Altın Enerji I-II enerji uyumlamasını alan Esra Uyman, Avi Gören-Bar Jungian Coaching School (ICF) (ACSTH) dan koçluk sertifikasını aldı. Tüm bu çalışmalar ve eğitimlerle kendi uyanış deneyimini birleştiren Esra Uyman, farklı başlıklar altında bireylere ve kurumlara yönelik, birbirinden güçlü çalışmalar tasarlayıp sunuyor. Kişilerin iç dünyalarına yönelik farkındalıklarını artıran, çarpıcı bir vizyon ve perspektif değişimi sunan, yaşamda üstlendikleri sorumluluklarda anlam bulmalarını sağlayan, merak, heyecan ve umut duygularını yükselten, tüm insanlık deneyiminin derinliğini kavramaya yardım eden ve çarpıcı yüzleşmeleri şefkatle yaşamalarını sağlayan eğitimler gerçekleştiriyor. Yaşamın Sorumluluğunu Almak, Kendimiz Olmak, Bizi Engelleyen İnançlar, Metafizik ile Özgürleşme Yolculuğu, Seçimlerimiz ve Biz, Gözlemci Bilinci, Nefes ve Meditasyon Teknikleri başlıkları altında kurumlara webinar ve uygulamalı eğitimler veriyor.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale