X

Varanasi gezi rehberi 1: Şiva’nın sönmeyen ateşi

Hindistan başlı başına büyük bir macera, Varanasi ise görmeden dönülmeyecek bir şehir bence. Hindular için bir hac merkezi olduğundan fazlasıyla kalabalık ve karmaşık. Çevremizde olup biten her şeyin bir anlamı var ve ben de hem izlediğim belgesellerden ve okuduklarımdan, hem de kaldığım hostelin sahibinden her şeyi öğrenmeye çalışıyorum. İşte ilk bölümü ile Varanasi notlarım sizinle…


Dasaswamedh Ghat, Varanasi. Fotoğraf: @letsboho

Varanasi, Varuna ve Assi nehirlerinden almış ismini. Ganj’a akan bu iki nehir arasında kurulu şehir, eski adı Banaras isminden koparak, nehir isimlerinin birleşimi olarak Varuna-Assi şeklinde zamanla Varanasi’ye dönüşmüş. Orijinal adı ile Banaras Hindistan’ın kutsal şehirlerden birisi ve Hindular için bir hac merkezi. Tanrı Şiva’nın şehri olarak da biliniyor. Hinduizm inanışına göre hayatta hiçbir şey sabit, değişmez değildir. Başlayan her şeyin bir sonu, dönüşümü ve tekrar oluşu vardır. İşte Şiva bu yıkım/dönüşümden sorumlu tanrıdır ve bu yüzden Varanasi’de Şiva’nın yıkıp dönüştüren ateşi hiç bir zaman sönmez. Gece dahi nehir kenarında yanan ateşleri görebilirsiniz.


Nehirde yıkanan çamaşırlar ghatlarda kurumaya bırakılıyor. Fotoğraf: @letsboho

Hindistan’da nehir veya göl kenarlarındaki, suya kadar inen merdivenlere ghat deniyor. Varanasi’de de baştan sona yürüyerek geçilebilen ghatlar Ganj nehri boyunca kilometrelerce yanyana diziliyor. Hem su yükselmelerine karşı bir tedbir, hem de günlük ihtiyaçlar için suya erişim için bir kolaylık…

Çamaşır ve bulaşık yıkamak, ibadet ve törenler için kullanışlı bir uygulama. Şehrin içlerine doğru günlük hayat devam ederken, hem yerli hem yabancı ziyaretçiler için esas görülmesi gereken her şey ghatlarda oluyor: Gündoğumu ve günbatımındaki Aarti törenleri, gece gündüz iki ghatta devam eden kremasyonlar (ölü yakma), her şeyi bırakıp sokaklarda yaşayan sadhular, Ganj nehrinde ibadet için yıkanan hacılar, dilek dilemek için nehre mum ve çiçek bırakanlar… Ben de ghatlara yakın bir hostele yerleşip hemen kendimi sokağa atıyorum…


Hayatın içinden, Varanasi. Fotoğraf: @letsboho

Kutsal nehir Ganj

Hinduizm’in kutsal nehri Ganj, 2500 km’lik durmak bilmeyen yolculuğuna Himalayalar’da başlar ve Bangladeş’te denize dökülerek yolculuğunu sonlandırır. Hindular’a göre ise O, sadece bir nehir olmaktan ziyade Tanrıça Ganga olarak bu dünya ile cennet arasında bir köprüdür. Yeryüzü ve cennet arasındaki sürekli döngüsünü ise Şiva’nın saçlarından dünyaya inerek tamamlar. (Şiva’nın heykelinde saçlarında Tanrıça Ganga motifini görebilirsiniz.)

Ganj’ın suyu Şiva’nın enerjisinin inananlar tarafından hissedildiği ve onun fiziksel form almış halidir. Ganj, Hinduizm’deki diğer tanrıçalarda olan yıkıcı özelliklerden arınmıştır ve bağışlayıcı bir karakteri vardır. Bu yüzden de Hindular için Ganj suyunda yıkanmak günahlardan arınmayı temsil eder; suyuna çiçekler ve mum bırakarak niyetler adanır. Hatta küçük bidonlara doldurarak eve götürülen Ganj suyu evdeki ibadetlerde de kullanılır. (Varanasi ve Rishikesh gibi Ganj kıyısındaki şehirlerde seyyar bidon satıcılarını her yerde görebilirsiniz.)


Ganj Nehri boyunca uzanan ghatlar. Fotoğraf: @letsboho

Samsara

Hinduizm’de doğum-yaşam-ölüm ve bunun binlerce kez tekrarı şeklinde bir döngü sürekli devam ediyor. Bu döngüye “samsara” deniyor. Kişinin karmasına bağlı olarak ruh bedenlenerek tekrar dünyaya geliyor. Burada karma nedir derseniz; karma en temel anlamı ile eylem demektir. Ama karma sadece yaptığınız bir eylemi değil onun sonucunu da kapsar. Yani kişi eylemlerinin sonuçlarından da sorumludur. Bu sevap/günah karnesine göre kişinin dünyaya tekrar geliş yolu çizilir. Burada amaç kişinin her yaşamında karmasını temiz tutarak artık dünyaya gelmesine gerek kalmadan ilahi yaratıcı enerji ile birleşip mutlak hakikate kavuşmasıdır.


Sadhu; dünyevi her şeyden uzaklaşıp kendi başına hayat süren, derin meditasyonlar ile günlerini geçirip, hakikati bulma yolundaki yolcu kişiler. Bu kişilerin yanlarında bir sefer tası ve bir de minik bir çantası olur. Kim ne verirse yer ve fazlası için çaba sarfetmezler. Foto: @letsboho

Hindular’ın Ganj’ı yeryüzü ile cennet arasındaki köprü olarak görmesi, ölüm sonrası yolculuğu da şekillendirir. Her dindar Hindu’nun istegi öldükten sonra Varanasi’de yakılıp Ganj nehrine karışmaktır. Birçok kişiye cehennem gibi görünen bu ritüel ve bu ritüelin yaşandığı ghatlar Hindular için cennetin kapısı niteliğindedir. Çünkü ölen kişinin küllerinin Ganj’a karışması, ruhu ile Şiva’nın birleşmesi ve sonsuz kurtuluşa ermesi anlamına gelir. Samsara’dan yani doğum-yaşam-ölüm döngüsünden kurtulmanın bir yolu… Aksi takdirde kişi karmasını temizleyene kadar bu dünyaya farklı varoluş seviyelerinde tekrar tekrar gelmeye ve sınanmaya devam edecek.

Hinduizm’de tanrısal enerjiyle birleşmeye “moksha” denir. Sayısı belirsiz reenkarnasyonlarla uzun ve çileli bir süreçten geçerek mokshaya ulaşmaya çalışmaktansa Varanasi ghatlarında yakılarak en kısa ve emin yoldan cennete gitmek arzusu, yüzbinleri Varanasi’ye çeker. Buraya gelerek bir oda tutup ölmeyi bekleyen yaşlı kalabalıklar ile aile büyüklerine bu görkemli geçişi sağlayacak cenaze törenini vermeye çalışanların gece gündüz dinlemeyen sonsuz devinimini ve enerjisini ghatlarda hiç sönmeyen ateşlerin çevresinde hissetmek mümkün.

Kremasyon (ölü yakma) seremonisi

Kremasyonun yapıldığı Harishchandra ve Manikarnila Ghat’larında gece gündüz yanan ateşi görmek mümkün. Çevresinde ise kilo ile odun satışı yapılan yerler mevcut. Aile bireyleri hüzünlü ve turistler oldukça meraklı. Dumanların içine girmeden uzaktan seramoniyi izlemeyi tercih ediyorum. Bu sırada tam da önüme beyazlar içinde bir erkek çocuk geliyor, saçı ve giyimi tam da belgesellerde izlediğim şekilde…


Foto metin: Ailenin en büyük erkek çocuğu tören sırasını bekliyor. Fotoğraf: @letsboho

Varanasi’de kremasyon seremonisinde ailenin en büyük erkek çocuğu başrolde oluyor. Eğer erkek çocuk yoksa aileden başka birisi bu görevi üstlenebiliyor. Cenaze törenini yönetecek olan kişi önce Ganj’da yıkanıp arınıyor. Başının tepe bölgesinde bir tutam saç bıraktırarak saçlarını kazıtıyor. Bu saç traşına “bindu” deniyor. Beyaz kıyafetler giyiniyor; beyaz giymesinin nedeni ise ölü bedenden çıkan ruhun yükselirken en yakınını beyazlar içinde görüp tanıyabilmesi.


Gün boyunca tüm seremonilerde kullanılan çiçeklerin satış noktası, çiçek pazarı, Varanasi. Fotoğraf: @letsboho

Süslü renkli kumaşlara sarılan ölü beden önce Ganj’dan su serpilerek yıkanıyor ve hazırlanmış kütüklerin üzerine konuyor. Dualardan sonra görevi üstlenen en büyük erkek evlat Şiva’nın sönmeyen ateşinden alarak ölü bedene ilk ateşi veriyor. Yanan ağaçlar üzerine hem ateşi hızlandırmak için hem de kokuyu azaltmak için farklı baharat ve yağlar dökülüyor. Ateş yanarken tüm akrabalar dualar ederek cenazenin çevresinde dönüyorlar.

Kremasyon görevlileri ve oğul 3-4 saatlik yanma sürecinden sonra kalan külleri ve birkaç kemiği toplayıp dualarla Ganj’a bırakıyor. Yakım töreninden sonra oğul ve yakın akrabalar 12 gün oruç tutup, toprak üzerinde yatıyorlarmış. Ölen kişinin rahat etmesi için tüm günahlarını üstlendiklerini düşünüyorlar ve yıkanmadan, kimseye dokunmadan yas tutuyorlarmış. Kadınların ise bu yakım ritüellerine katılmaları yasakmış.


Kremasyon yapılan büyük ghat Manikarnila, Varanasi. Fotoğraf: @letboho

Ölümün her dinde, her inanışta farklı bir ritüeli var. Yani yapılan her şey inancın bir parçası. Hindistan’da genel olarak inanç günlük hayatın her daim içinde. Seyahatim boyunca da bunu gözlemledim; bazı yörelerde kadınlar gün doğarken evin kapısını süpürüp çiçek ve mandala çiziyor, çarşıya giderken mahallenin köşesindeki tapınakta dua ediyor, dükkanına girer girmez duvardaki sunağında tütsü yakıyor, evlenecekleri tarih ve kişileri yine dini ritüellere göre seçiyor, yeni bir araba aldığında tapınağın önüne getirip dualatıyor… Bu liste uzar da gider.

Hindistan’ı her yönüyle anlatan, sokaklarını, insanlarını ve günlük hayattaki pek çok geleneği ekrana yansıtan harika filmler listemi de aşağıda sizlerle paylaşıyorum. Varanasi yazımın devamı da haftaya geliyor.

Filmler: Pad Man, Toilet: Ek Prem Katha, Lion, Love per Square Foot, Lunch Box, Gold, 3 Idiots, Super Delux, Dangal, Gully Boy, Badla, OMG Oh My God!, Sanju, Drishyam, Rustom

Maceralarımı Instagram hesabımdan takip edebilirsiniz.

İlginizi çekebilir: Hindistan’da bir ışık şehir: Auroville’i keşfedin

Semanur Aksoy: Üniversite yıllarında birçok AB projesinde görev alarak dünyayı gezmeye başladı. İzmir’de üniversiteyi bitirdikten sonra iş hayatı onu önce Meksika’ya sonra da İstanbul'a götürdü. 2011 yılında yoga ile tanıştı ve bu hayatında bir dönüm noktası oldu. Kurumsal hayatın onun içindeki boşluğu besleyerek büyüttüğü bir dönemde ara verdi ve önce iki ay, daha sonra da yedi ay sırt çantası ile Güney Amerika seyahatine çıktı. Amazonların şifalı bitkileri ile tanıştı; bunun da yoga gibi hayatında olumlu anlamda bir kırılım yarattığını anladı. Yoga yolculuğuna Reiki, Access Bar ve Thai Beden Terapistliği gibi şifalı dokunuşları da ekledi. Mandala tasarımlarını tekstil ile buluşturarak kendi markası Let’s Boho’yu yarattı. Şimdilerde gezgin kimliğinden arta kalan zamanını geçirmek için yerleştiği Fethiye’de, yoga, nefes, meditasyon ve Thai Beden Terapi içerikli bireysel dönüşüm rehberliği ve kendi markasını yaratmak isteyenlere marka danışmanlığı yapmaya devam ediyor.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale