X

Var olduğumuz sürece bizimle kalacak olan yaşam amacınız nedir?

Eğer mutlu bir hayat yaşamak istiyorsanız hayatınızı bir amaca bağlayın, insanlara ya da eşyalara değil.” Albert Einstein

İnsanı mutlu eden nedir? Bu sorunun cevabı yüzlerce yıldır filozofların, onlarca yıldır da psikologların zihnini meşgul etmiştir. İnsanların yaşamlarında mutlu olmalarının en büyük etkenlerinden biri amaç belirlemek ve belirledikleri amaçlara ulaşmak için mücadele etmeleridir (Diener, 1984: 542).

Varoluşçu psikolojide yaşam amacı hakkındaki en önemli çalışmalar Victor Frankl’ın (1997) çalışmalarıdır. II. Dünya savaşı sırasında Auschwitz ve Dachau toplama kamplarında esir olarak kalan ve birçok yakınını bu kamplarda kaybeden Frankl, toplama kampında yaptığı gözlemlerin sonucunda; hayattan artık hiçbir beklentisi olmayanların, herhangi bir amacı olanlardan önce öldüklerini gözlemlemiştir. Frankl (1997) bu kişilerin genç ya da yaşlı olmalarının durumu değiştirmediğini söylemiştir. Bir yaşam amacına ya da anlama sahip olmanın bireyin varlığını sürdürmesindeki önemini fark eden Frankl (1997) bu konuyu kuramının ana teması olarak kabul etmiştir. Savaştan sonra, bireylerin yaşamlarında bir anlam bulmalarına yardım etmek için bir terapi yöntemi olan Logoterapi’yi geliştirmiştir. ( Sezer, S., 2012). Logoterapideki “logos” Yunancada anlam demektir.  

Frankl (1997)’a göre birey yaşamın anlamını üç farklı yoldan bulabilir: Bir eser yaratarak ya da bir iş yaparak, bir insanla etkileşime girerek ya da bir şey yaşayarak ve kaçınılmaz olan acı durumuna karşı bir tavır geliştirerek. (Kahleoğulları, G., 2017). Frankl (1997), yaşamda anlam bulmanın temelinde bireyin sorum­luluklarını almasını görmekte, anlam bulmanın diğer yolu olarak sevgiyi göstermektedir. Ona göre bir başka insanın kişiliğini en derininden, çekirdeğinden kavramanın tek yolu sevgidir ( Sezer, S., 2012).

Günlük amaçlarla, yaşam amacımız hakkında bir fark vardır. Bu bağlamda bireylerin kısa dönemli amaçları, günlük amaçlar olarak isimlendirilmektedir (Carver C, Scheier M., 1981). King ve arkadaşları, yaşam amaçlarıyla günlük amaçlar arasındaki ilişkiyi şu örnekle açıklamaktadırlar: Bir bireyin, “Her gün yeni bir insanla tanışacağım” şeklindeki amacı onun günlük amacını oluştururken; aynı bireyin, “Etrafımda iyi arkadaşlarımın olmasını istiyorum ve yalnız kalmamayı istiyorum” şeklindeki amacı ise, onun yaşam amacını oluşturmaktadır. Bireylerin ömürleri boyunca neler yapacaklarına dair amaçları, onların yaşam amaçlarının içeriğini oluşturur ( King LA, Richards JH, Stemmerich E., 1998).

Peki neden yaşam amacımızı bulmak bu kadar zordur? Hayatla mücadele ederken, faturalarımızı ödeme derdine düşmüşken hayatımızın amacını bulmak çoğumuzun aklına bile gelmiyor olabilir. Hayatımızın amacını bulmak aklımıza gelse bile bunun bir lüks olduğunu düşünüyor olabiliriz. Oysa hayatımızın amacını bulmak bir lüks değil ihtiyaçtır. Frankl’ın çalışmalarının da bize gösterdiği gibi güçlü bir yaşam amacı bizi hayattaki çoğu zorluktan koruyan bir dalgakıran gibidir. Peki siz yaşam amacınızın ne olduğunu biliyor musunuz? Eğer cevabınız hayırsa bunu bulmak için kendinize bir kaç soru sorabilir misiniz?

  • Hayatta en çok ne zaman mutlu oluyorsunuz?
  • Sizce tanıdığınız hangi insan hayatının amacını bulmuş gözüküyor?
  • Eğer faturaları ödemek gibi bir derdiniz olmasaydı hayatınızı nasıl geçirmek isterdiniz?
  • Ölmeden önce gerçekleştirmek istedikleriniz nelerdir?
  • Sabahları uyandığınızda içinizde bir heyecanla mı uyanıyorsunuz?
  • Çocukken yapmaktan en çok hoşlandığınız aktivite neydi?
  • Tüm detaylarıyla birlikte on sene sonraki halinizi hayal edin. Üzerinizde ne var? Etrafınızdaki insanlar kimler? Nerede yaşıyorsunuz? Çalışıyorsanız ne iş yapıyorsunuz? Yok eğer çalışmıyorsanız vaktinizi nasıl geçiriyorsunuz?
  • Yaşam amacınızın ne olduğunu, sizi çok iyi tanıyan insanlara sorun. Verdikleri cevap içinizde nasıl bir duygu uyandırıyor? Sizce verdikleri cevap doğru olabilir mi?

Bu sorulara cevap vermenin yanı sıra, yaşam amacınızın ne olduğunu bulabilmek için bugünden itibaren günlük tutmaya başlayabilirsiniz. Serbest bir şekilde günlüğünüze yazacağınız duygularınız, düşünceleriniz sizin kendinizi daha iyi tanımanıza yol açacak ve belki de günlüğünüzün sayfalarında yaşam amacınızın ne olduğu ortaya çıkacaktır.

Yaşam amacımız illa ki mesleğimizle kesişmek zorunda değildir. Örneğin siz bir muhasebeci olabilirsiniz ama yaşam amacınız çocuklara yardım etmek olabilir. O zaman çocuklara olan yardımlarınızı boş zamanlarınızda yapabilirsiniz, çocuklarla ilgili kuruluşlarda gönüllü olarak çalışabilirsiniz. Bazen de yaşam amacımızla seçtiğimiz meslek kesişebilir. Yaşam amacı diğer insanların kendilerini iyi hissetmelerine yardımcı olmak olan biri kendine meslek olarak psikologluğu seçmiş olabilir.

Ben hepimizin doğduğumuz günden beri bizimle birlikte olan bir yaşam amacımız olduğunu düşünüyorum. Yaşam amacımızın ne olduğunu bulmalı ve ona sıkı sıkı sarılmalıyız. Buna emin olabilirsiniz ki yaşamımız boyunca (eğer varsa çocuklarınız ve anne, babanız hariç) hayatımızdan çoğu insan ve eşya geçip gidecektir. Ancak yaşam amacımız biz bu dünyada var olduğumuz sürece bizimle birlikte kalacaktır. Ne düşünüyorsunuz sizce de Einstein çok zeki bir insan değil miymiş gerçekten de?

Bu yazının tüm hakları Rana Kutvan’a ve Uplifers’a aittir. İzinsiz ve uygun şekilde referans verilmeksizin kopyalanması, çoğaltılması ve başka mecralarda paylaşılması kesinlikle yasaktır.

İlginizi çekebilir: Kendin olma cesareti ve olduğun gibi davranabilme: Otantiklik

Kaynaklar:

  • Carver C, Scheier M. Attention and Self-Regulation: A Control Theory Approach to Human Behavior. New York, Springer-Verlag, 1981.
  • Diener, E. (1984). Subjective well-being. Psychological Bulletin,95 (3), 542-575. doi:10.1037/0033-2909.95.3.542
  • Frankl, V. (1997). İnsanın Anlam Arayışı (Çev. Selçuk Budak). Ankara. Öteki Yayınevi.
  • Kahleoğulları, G. (2017). Hayatta Amaç Ölçeği, Hayatta Anlam Anketi Ve Yaşam Yönelimi Testi Revize Türkçe versiyonunun geçerlik, güvenirliği ve faktör yapısı.
  • King LA, Richards JH, Stemmerich E. Daily goals, life goals, and worst fears: means, ends, and subjective well-being. J Pers 1998; 65:713-744
  • Sezer, S. (2012). Yaşamın anlamı konusuna kuramsal ve psikometrik çalışmalar    açısından bir bakış. Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Dergisi, 45   (1), 209-227.
Psikolog Rana Kutvan: İstanbul doğumlu olan Rana Kutvan lise öğrenimini Nişantaşı Kız Lisesi’nde tamamladı. Önce LCC’de bir sene akabinde de İstasyon Sanat Merkezi’nde iki sene süren bir moda eğitimi aldıktan sonra çeşitli firmalarda stilist olarak görev aldı. 1997-2008 tarihleri arasında New York’ta ikamet etti. Türkiye’de almış olduğu moda eğitimini Parsons School of Design’dan almış olduğu derslerle pekiştirdi. Kutvan moda eğitiminin yanı sıra City University of New York’a bağlı Hunter College’da Psikoloji ve Sanat Tarihi üzerine çift anadal lisans eğitimi görerek cum laude (yüksek onur) derecesiyle mezun oldu. Hunter College’a devam ettiği süre zarfında dünyanın önde gelen psikologlarından Albert Ellis’in Enstitüsünde staj yaptı. Bu staj süresince Ellis’in bulmuş ve de geliştirmiş olduğu Rational Emotive Behavior Therapy (REBT)’i yakından inceleme fırsatı buldu. Kutvan, Albert Ellis Enstitüsündeki stajının yanı sıra New York’un önemli psikoloji enstitülerinin düzenlediği workshoplara katıldı. Kutvan 2008 Mayıs ayında Türkiye’nin ilk Kişisel Gelişim ve Stil Danışmanlığı merkezi Karakter A’yı kurdu. Kurumsal ve bireysel hizmetler veren Rana Kutvan’ın referansları arasında Braun, CNN TÜRK, Aras Kargo, TURKCELL, Kuveyt Türk, Doğan Holding gibi şirketler vardır. Kutvan bireylere ve kurumlara Stres Yönetimi, Kadın Liderliği, İş Özel Yaşam Dengesi, Zaman Yönetimi, Kadın Ruhu isimli workshop çalışmaları düzenlemektedir. Kutvan Karakter A’nın yanı sıra 2008-2012 tarihleri arasında Profesör Dr. Kerem Doksat’dan süpervizyon aldı. Kutvan psikoloji ve kişisel gelişim çalışmalarında holistik bir yaklaşım uygulamaktadır. Rana Kutvan anadili olan Türkçe’nin yanı sıra anadili düzeyinde İngilizce, iyi derecede Fransızca, İtalyanca konuşmaktadır.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale