X

Vahşi kadının yolculuğu: Gölgelerle yaşamak

90’larda çocuk olanların çok iyi bildiği bir çizgi film karakteri vardı: He-Man.

Çizgi filmin açılışında He-Man kılıcını göğe kaldırıp, “Gölgelerin gücü adına güç bende artık!” diye bağırırdı.

Çok haklıydı He-Man, ancak gölgelerinin gücünü anlamış biri kendi gücünü ele alabilirdi.

Benim gölgeler konusuyla ilk detaylı tanışıklığım Debbie Ford’un Işığı Arayanların Karanlık Yanı adlı kitabında oldu. Bu kitabı okuduktan sonra heyecanla bu konuda bir yazı da yazmıştım, takip edenler mutlaka hatırlayacaktır.

Gölgeler konusuyla ikinci defa kapsamlı şekilde karşılaşmam ise Vahşi Kadın Kampı’nda oldu.

Didem Çivici, yıllardır yaptığı araştırmaları öyle güzel özümsemiş ki ondan dinledikten sonra bu konunun kafamda yeniden şekil aldığını hissettim.

Gölge nedir ?

Gölgelerimiz bizim karanlıkta kalmış özelliklerimizdir. Henüz tanışmadığımız, reddettiğimiz ve özlem duyduğumuz yanlarımızdır. Biz onlarla yüzleştikçe ve benimsedikçe ışık olup hayatımıza katılırlar.

…ve yaşam, sahiplendiğimiz gölgelerimiz kadar açılır önümüzde. Gölgelerimiz bize bütün insan olma yolculuğumuzda eşlik eden yoldaşlarımızdır.

Onlar; en yakın arkadaşlarımız, içine doğduğumuz ailenin fertleri, en nefret ettiğimiz çalışma arkadaşımız, vazgeçemediğimiz eski sevgilimiz, tahammül bile edemediğimiz komşumuz, aşık olduğumuz bir pop star, yüzünü bile görmek istemediğimiz bir eski dostumuz formunda girerler hayatımıza.

Yaşamımızda karşılaştığımız tüm insanlar aslında bize bir gölgemizi yansıtır. Biz onlarda hep kendimizi görür ama gördüğümüzü bir başkası sanarız.

Gölgeler bize bizimle ilgili yeni keşifler sunmak için sürekli görülmeye çalışırlar ve ışığa ulaşmış her gölge bizi daha hafif ve özgür bir yaşamla ödüllendirir.

Gölgeler nasıl oluşur?

Didem’in anlatımıyla gölgeler 0-8 yaş arasında içinde bulunduğumuz toplum ve aile tarafından maruz kaldığımız olayları yorumlayışımız ile oluşuyor. Travma dediğimiz her şey de aslında bu yaş aralığında yaşanıyor. Sonraki yaşlarımızda travma sandıklarımız ise 0-8 yaş dönemindeki yorumlarımızdan kaynaklanıyor.

Bir gölgem ile karşılaştığımı nasıl anlarım?

Birileri sizi büyük bir ilhamla doldurdu, onlara aşık oldunuz ya da nefret ettiniz veya sizi öfkeden çıldırttı diyelim… Bunların hepsi, yani başkalarında görüp başkalarına ait sandığımız pozitif veya negatif, bizde herhangi bir tepki uyandıran her durumda bir gölgemiz ile karşılaşmışız demektir.

Bizi öfkelendiren, utandıran, suçluluk duygusuna boğanlar, karanlık gölgelerimizi yansıtırken; aşık olduğumuz, hayranlıktan nefesimizin kesildikleri ise ışık gölgelerimizi oluşturur.

Şu anda “Nasıl yani, o bencil insanla benim nasıl bir ortak yönüm olabilir ki? Ben bencil değilim ve bencillik yapan insanlardan nefret ederim” demiş olabilirsiniz veya “Onun ışığına büyük hayranlık duyuyorum canlı canlı gülümseyişi o kadar güzel ki. Ben gerçekten hayran olduğum o kadın kadar güzel miyim?” diye düşünmüş de olabilirsiniz.

Ben uzun süre bu konuyu anlamakta ve daha doğrusu içselleştirmekte çok zorlandım. Pek alışık olduğumuz bir düşünce şekli değil ancak, görmek için baktığımda başkalarında suçladığım, yargıladığım, öfkeden deliye döndüğüm, “Ben bu değilim” dediğim veya hayranlık duyduğum her şeyin bir şekilde bende de olduğunu gördüm.

Siz de yaşadığınız bu anlara yeniden bakabilir misiniz?

Bir gölgemle karşılaştığımda nasıl davranmalıyım?

Ben bir gölgem ile karşılaştığımda öncelikle kendime, içimde doğan bu duygunun karşıdaki kişiyle hiçbir ilgisi olmadığını hatırlatıyorum. Bu hatırlatma farkındalığımı canlandırıyor ve farkındalık beni gözlemci moduna çekerek nefes alabileceğim bir alanda tutuyor.

Eğer o an yaşadığım olay bunu yapamayacak kadar delirttiyse beni, beni tetikleyen ortamdan veya kişiden uzaklaşarak sakinleşene kadar kendimle kalmayı seçiyorum. Böyle bir anda yastık dövmenin ya da spor yaparak öfkenin tahrip edici kısmını vücudunuzdan atmanın faydalı olduğunu da duymuştum.

Didem, bir gölge ile karşılaştığımızda yaygın davranışımızın onu yargılamak, onunla savaşmak ya da onu yok saymak olduğunu ancak tüm bu davranışların gölgeyi daha da büyüteceğini söylüyor.  

Peki onları yok etmek için ne yapmalıyız?” diye sorulduğunda ise “Gölgeler yok olmaz ama istikrarla çalışırsanız onlarla yaşamayı öğrenebilirsiniz” demişti.

Ben buna gölge bükmek adını koydum. Yani, gölgeleri yok edemeyiz ama onları bükebiliriz diyorum.

Gölge nasıl bükülür?

Gölge bükmenin 3 aşaması var:

  1. Gölgeyi fark etmek.
  2. Bana ait olduğunu kabul etmek.
  3. Kabulümü içselleştirebilmek için yas tutmak.

Bir gölge ile karşılaştık, onu fark edecek kadar uyanık kalmayı başardık ve onunla mücadele etmek yerine onu tanımayı seçtiysek gölge bükmenin ilk iki adımını aştık demektir.

Son adım yani yas tutmak, gölgemizi özlem duyduğu ışığa taşıdığımız fazdır. Bu dönemde bedensel yakarışlar ve ağıtlarla acının içinden geçilir.

Yas tutmak, bize acı veren duyguyu yok saymak, reddetmek veya yargılamak yerine onun içinden geçerek güçlenmeyi seçmektir. Yas tutmak, kendimizi bütünselliğimizle kabul etmeyi seçmektir. Yas tutmak; tamamlanmak, olgunlaşmak, gelişmek ve çiçeklenmektir.

Bir ölünün ardından yapılan geleneksel yas tutma törenlerinin aslında ne kadar önemli ve gerekli olduğunu görüyor musunuz?

Bir sonraki duygu seline girişinizde, o duygudan kurtulmak için hemen üstünüzü giyinip dışarı çıkmak yerine bu sefer bir değişiklik yapıp hissedilmek isteyen duyguyu sahneye çıkartabilir misiniz? O duyguyu yaşamaya direnmek yerine onu özgür bırakabilir misiniz? Ona, onu tanımak için bakabilir misiniz?

Bedeniniz gergin mi o anlarda? Duygularınızı tuttuğunuz için olmalı. Sallanın, çırpının, dövünün, ses çıkartın bağırın çağırın, yastık dövün sizi harekete geçirecek bir şey yapın, yapın ki özgürleşin ve duygularınız da özgürleşsin.

Didem “Duygular hissedilmek ister” demişti. Tıpkı var olan her şeyin varlığını gerçekleştirmek istediği gibi duygularınıza da kendilerini gerçekleştirme fırsatı vermek ister misiniz?

Yas tutmak gelişmektir. Yas tutmak hafiflik ve özgürlük getirir. 

Gölgelerle Yaşamak konusu ilginizi çekti ve daha detaylı bilgi almak isterseniz Son Gölge Bükücü Didem Çivici’nin Wild Woman Academy web sitesini incelemenizi ve kamplarından birine katılmanızı öneririm.

Ek olarak, Debbie Ford’un Işığı Arayanların Karanlık Yanı isimli kitabını da mutlaka okumanızı öneririm. Debbie, bu anlaşılması zor konuyu müthiş örneklerle örerek kafanızda yepyeni kapılar açıyor.

 

İlginizi çekebilir: Vahşi kadının yolculuğu: Cinsel özleri tanımak

Diğdem Girici: İnanıyorum ki doğru bilgiye ulaşabilen ve bu bilgiyi hayatında doğru şekilde kullanmayı öğrenen her insan hayal ettiği yaşamı yaratabilir. İşte bu yüzden yazıyorum, yaşamımı hafifleten bu muhteşem bilgiler daha çok insana ulaşabilsin ve daha çok insan yaşamdan keyif alabilsin diye. Sorularınız veya paylaşımlarınız için bana giricidigdem@gmail.com adresimden veya @digdemgiriciyoga Instagram hesabımdan ulaşabilirsiniz. Sevgiler.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale