X

Vahşi kadının yolculuğu: Alan tutmak

“Alan tutmak, olanın/kişinin kendini ifade edebilmesi için onu desteklemek, ona mekan, enerji ve rahatlık sağlamaktır.” –Didem Çivici, (Wild Woman Academy’nin kurucusu)

Vahşi Kadın Kampı – Karanlığın Bilgeliği çalışması boyunca öğrendiğim en ilginç kavramlardan biri “alan tutmak” oldu. Alan tutmanın ne olduğunu anladığımda ve yaşamımda uygulamaya başladığımda, hem kendim hem de başkaları ile ilişkilerimin yeniden yapılandığını ve güçlendiğini gözlemliyorum.

Hemen konuya giriş yapacağım ancak öncelikle, eğer henüz okumadıysanız “Vahşi Kadın’ın Yolculuğu: Cinsel Özleri Tanımak” isimli yazımı okumanızı öneririm çünkü cinsel özleri ve birbirleri ile ilişkisini anlamak “alan tutma” konusunun yapı taşı olacak. Alan tutmak, feminen özün anlaşılması zor dilini çözebilmek için maskülen özümü davet edişimdir. Böyle söyleyince konu biraz havada kalmış olabilir. En iyisi bu konuyu son dönemde yaşadığım bir örnek üzerinden anlatmak…

“Alan tutmak, olanın/kişinin kendini ifade edebilmesi için onu desteklemek, ona mekan, enerji ve rahatlık sağlamaktır.”

Birkaç hafta önce bir arkadaşımla bu hafta Pazartesi günü görüşmek için sözleşmiştim. O gün geldi çattı ve önceden verdiğim her söz gibi bu söz de bende baskı yarattı. “Söz verdim ne olursa olsun tutmalıyım” diye düşündüm. Ancak, sorumluluğum olan işleri henüz bitirememiştim. Aslında bu işleri tamamlamak için birkaç günüm daha vardı ancak son dakika stresi yaşamamak adına işlerimi o gün tamamlamak istiyordum. Öyle olunca kendimi bir çıkmaz içinde buldum. Bir yandan arkadaşıma verdiğim sözü tutma baskısı bir taraftan da işlerimi tamamlama ihtiyacım vardı. Ötesini göremeyecek kadar baskıya batmıştım.

Baskı ile karar verdiğim anların hiçbirinde işlerin pek de doğal şekilde akmadığını gördüğümden, yere oturup sırtımı duvara yasladım. Derin bir nefes aldım. Bedenime ve bedenimdeki hislere odaklandım. İçeride bir karmaşa vardı ve bunu anlamlandırabilmem için durup onu dinlemem gerekiyordu. Şu anda ne hissediyorum? Bu karmaşa içinde hangi duygular vardı ve bu duygular bana ne söylemek istiyordu?

Sadece orada oturup onu görmek için bakmış olmam bile içimdeki huzursuz karmaşayı bir nebze dindirdi. O benimle savaşmak istemiyordu, o sadece dikkat çekmeye çalışıyordu ama şımarık bir çocuk gibi amaçsızca değil, gerçekten söylemek istediği önemli bir şey olduğundan bu huzursuzluğu çıkartıyordu. Bunu görebiliyordum. Uzunca bir bekleyişten sonra karmaşa içindeki sesler ayırt edilir olmaya başladı. Ben orada kalmak ve onu anlamakla ilgili kararlılığımı sürdürdükçe üzerindeki sis bulutunun yavaş yavaş dağıldığını görüyordum.

…Ve işte ilk duyduğum anlaşılır cümle tam o anda beliriverdi; “çok sıkıldım” dedi ve devam etti “Ben artık eğlenmek istiyorum. Bıktım senin bitmek zorunda olan işlerinden. Onlar asla bitmeyecek ama ben burada böylece ölüp gideceğim” diye tamamladı sözlerini, biraz sinirli, biraz da hayal kırıklığıyla doluydu… Gözlerimi açtım şaşkınlıkla. Çok haklıydı ama ben bunu fark edememiştim. Bir süredir kendimi çalışma temposuna fazlaca kaptırmış ve eğlenceyi hep ertelemiştim. O an, Didem’in bir sözünü geldi aklıma, demişti ki “feminen, her zaman maskülenin %100 mevcudiyetini ister”.

“Hımm” dedim, “şimdi anlıyorum”… Şimdi şu soruyu sormalıyım kendime: Feminen özümü memnun etmek ve onun güzel hediyelerini almak için %100 orada mevcut olabileceğim durumu seçmeliyim. Peki, hangi durumu seçersem daha fazla orada mevcut olabileceğim? Arkadaşımın yanına gittiğimde mi yoksa evde oturup çalıştığımda mı? İki durumu da aklımın içinde hayal ettim. Çalışmak için evde kalırsam, kendimi yeterince veremeyecek, bu yüzden de güzelim günü vasat bir sonuçla çöpe atacaktım. Tereddüt bile etmeden arkadaşımla buluşmaya karar verdim. Benim şu anda eğlenceye gerçekten çok ihtiyacım vardı. Kendi içime döndüğümde bunu çok net anlamıştım. Güzel bir müzik açtım, duşa girdim. Sevdiğim kıyafetlerimi üstüme geçirip tatlı bir makyaj yaptım ve evden çıktım. Verdiğim kararla ilgili hiçbir şüphe yoktu içimde. Aksine, içimdeki karmaşa dağılmış ve beni tatlı bir huzurla ödüllendirmişti.

İçe dönmek ve duygularla bağ kurmak düzenli pratiklerle geliştirilebilen bir durum.

Bu kararı hiçbir baskı altında kalmadan kendime sorarak ve kendimi düşünerek vermiştim ve o gün çok eğlendim. Gece eve geldiğimde yepyeni ve tazecik bir enerjiyle doluydum. Güzel bir uyku sonrasında ertesi güne yüksek bir motivasyonla başladım ve işlerimi normalden kısa sürede tamamladım. İşte burada kullandığım teknik, alan tutmaktı. Alan tutmak, feminen özün anlaşılması zor dilini çözebilmek için maskülen özümü davet edişimdir. İçimdeki karmaşa, duyulmak ve görülmek isteyen feminen özümden başkası değildi. Anlaşılmaz ama hazinelerle dolu büyülü bir kadın… Onu görmek için bakan, onu dinleyen ve anlamlandırmaya çalışan ise kendi öz maskülenimdi. Sabırlı, kararlı ve anlayışlı bir bekleyiş… Tam da feminenimin ihtiyaç duyduğu şey.

O huzursuz anımda içimdeki maskülen, içimdeki femineni sahneye çıkartıp kendi şovunu yapması için ona alan açtı. “Konuş” dedi, “Güzel kadınım. Söylemek istediğin ne varsa dinliyorum seni”…Ve duyduğu sese güvenerek yol aldı ve sonuç harika oldu. Feminenimin ödülü ise paha biçilmez, muhteşem bir iç huzuru ve coşkuydu.

Kendime o huzursuz anımda alan tutup duygularımın mesajını almak için içime dönmemiş olsaydım muhtemelen tükenmiş olduğumdan bir haber, tüm gün çalışmaya çalışacak ama beni tatmin etmeyecek bir sonuçla tamamlayacaktım günü. Üstüne bir de dışarıdaki eğlenceyi kaçırdığım için kendimi kötü hissedecektim. Karar vermeden önce bir an durup kendimle yaptığım bu iç konuşma sayesinde duygularıma alan tutmuş ve hem maskülen hem de feminen özümün birlikte verdiği bir kararı izlemiş oldum. Onlar birbirleri ile uzlaştığında içimin müthiş bir huzurla dolduğunu ve yaptığım seçimlerde pişmanlık duymadığımı gözlemliyorum. Hatta, yaşam içinde kendimi sabote edişlerim, yarı yolda kalışlarımın da hep bu iç konuşma eksikliğinden kaynaklandığını gözlemliyorum.

Şimdiye kadar yaptığım şey, içimdeki o güzel kadını oraya buraya çekiştirmek olmuş. Karar verirken ona neredeyse hiç sormamışım, koşmuşum da koşmuşum. Noldu? Elime ne geçti? Koca bir yorgunluk ve hediyelerini alamadığım güzel feminen özümün yıpranışı. Alan tutmayı anlamak çok daha sağlıklı kararlar vermemi sağladı, kendime dışarıdan bakabilmemi kolaylaştırdı. Şimdi ne zaman bir iç huzursuzluk hissetsem hemen duyguma alan tutuyor ve bana anlatmak istediği ne varsa dinliyorum.

Alan tutmanın ne olduğunu anladım, ancak içe dönmek ve duygularımla bağ kurmakta zorlanıyorum. Ne yapabilirim?

İçe dönmek ve duygularla bağ kurmak düzenli pratiklerle geliştirilebilen bir durum. Bunu yapmaya niyet etmeniz bile size yeni bir bakış açısı kazandıracaktır. Sonrasında, yaşadığınız duygu sellerinin içinde kalabilmeyi pratik etmek ve bu duygu selleri yaşanırken bedeninize gözlemci olmak kendinizle bağ kurma derinliğinizi zamanla arttıracaktır. Bunun yanı sıra Didem, Vahşi Kadın Kampı –Karanlığın Bilgeliği sırasında duygularla bağ kurmaya yardımcı birçok araç paylaştı bizimle. Dilerseniz bu araçlardan da faydalanabilirsiniz. Bu yazı dizisinde ilerleyen günlerde ben de öğrendiğim bu tekniklerden kısaca bahsedeceğim size, ancak bu teknikleri bir lider eşliğinde deneyimlemek çok başka bir kazanım sağlıyor. Bu nedenle fırsat bulursanız mutlaka Didem’in kampları veya workshoplarından birine katılmanızı öneririm.   

Alan tutmak da birçok diğer teknik gibi pratik ettikçe kalitesi artan bir deneyim. Pratik ettikçe zamanla içsel gücünüzde tatlı bir artış olduğunu gözlemleyeceksiniz.
Sadece kendimize mi alan tutabiliriz?

Hem kendimize hem de bir başkasına alan tutabiliriz. Özellikle feminen özü yüksek arkadaşlarıma verebileceğim en güzel hediyelerden biri bu bence. Yargısız, onaysız, sadece orada olarak tüm mevcudiyetimle onu dinlemek… Duyduklarıma yorum yapmadan sadece dinlemek… Ah ne çok ihtiyacımız var böyle arkadaşlara değil mi? ve birine yardım etmenin muhteşem hissini yaşamaya… Birine alan tuttuğumda, yargısızca sadece onu dinlemek için tüm mevcudiyetimle orada olabildiğimde kendi içimde de müthiş bir hafifleme hissediyorum. Tertemiz bir akış… Ve o arkadaşımın kendi konuşması içinde kendi çözümlerini bulduğunu görmenin hazzını onunla paylaşıyorum. O kadar güzel bir deneyim ki…

Küçük ama önemli bir detay; eğer birine alan tutmayı deneyimlemek isterseniz, bunu yapmadan önce kendinize o gün birini %100 mevcudiyetle, yargısızca ve beklentisiz şekilde sadece dinleyebilecek miyim,  diye sormanızı öneririm. Bunu yapamayacaksanız, yapmayın. Yapabileceğiniz başka bir gün deneyin.   

Alan tutmak da birçok diğer teknik gibi pratik ettikçe kalitesi artan bir deneyim. Pratik ettikçe zamanla içsel gücünüzde tatlı bir artış olduğunu gözlemleyeceksiniz.

İlginizi çekebilir: 

Vahşi kadının yolculuğu: Vahşi olanla tanışma

Vahşi kadının yolculuğu: Cinsel özleri tanımak

Yazarın diğer yazıları için tıklayın.

Diğdem Girici: İnanıyorum ki doğru bilgiye ulaşabilen ve bu bilgiyi hayatında doğru şekilde kullanmayı öğrenen her insan hayal ettiği yaşamı yaratabilir. İşte bu yüzden yazıyorum, yaşamımı hafifleten bu muhteşem bilgiler daha çok insana ulaşabilsin ve daha çok insan yaşamdan keyif alabilsin diye. Sorularınız veya paylaşımlarınız için bana giricidigdem@gmail.com adresimden veya @digdemgiriciyoga Instagram hesabımdan ulaşabilirsiniz. Sevgiler.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale