X

Üzerinizdeki ağırlıkları atıp günden güne hafifleyip özgürleşin

Kendimizi gözlemlemek her zaman çok zor olmuştur. Bu yüzden birçok kişisel gelişim çalışması söyle der:

Karşınıza çıkan insanlar ve olaylar tesadüf değildir. Her biri bize bir şeyleri anlatır ve göstermeye çalışır. Eğer ki karşınızdaki kişide sizi rahatsız eden, yargılamanıza sebep olan bir durum var ise orada durup kendinize bakın.

O durum sizi aynalıyordur!

Kendinizde görmek istemediğiniz taraf, karşınızda bir şekilde oynatılıyordur.

Kendini objektif olarak gözlemleme düzeyine erişmemiş bir bilinç için bu harika bir yöntemdir. Eğer hala kendi duygularınıza, yaşadığınız duruma kendinizden sıyrılıp bakamıyorsanız, tam karşınızda duran boy aynasına bakınız!

Gözlemlemek, sürekli olarak uyanık bir zihin ister; duru ve kaygıdan uzak…

Bu asla kaygılanmayacağız, sürekli ‘guru’ gibi sessiz bir zihinle kalacağız demek değildir. İnsanız, elbette karışacağız, elbette duygudan duyguya devineceğiz. Fakat bunun, her durumda farkında olma halidir zihnin uyanıklığı.

Bu kesinlikle, ne kadar karışmış olduğunun farkında olup, konuya daha sonra bakma kararını verebilen, kendini ve durumu objektif olarak hiçbir hipnoz altında olmadığından emin olarak izlemektir.

Burayı biraz açmak lazım tabii.

Nasıl emin olacağız hipnoz altında olmadığımızdan?

Geçen yazımda, kimin gözlükleriyle bakıyorsun dünyaya diye sormuştum.

İlgili yazı: Bir illüzyon hali: Kimliğinin farkına varmadan yaşamak

Gözümüzde gözlük olduğunun farkında bile değiliz oysa ki… O gözlüklerin her biri bizim hipnoz hallerimiz.

Kendimiz sandığımız, ‘kişilik’ ya da ‘karakter’ diye adlandırıp derinine inip bakmadığımız, sorgulamadan olduğu gibi kabul ettiğimiz, belki çocukluktan, belki nesillerden beri taşıdığımız kum torbaları.

Her bir kum torbasının, tüm bedeninizin etrafına bağlandığını düşünün, her biri bedenin bir parçasıymış gibi. Senelerce taşıdığınız, hiç bırakmadığınız, aynaya baktığınızda kendinizi onlarla tanımladığınız…

O kadar alışırsınız ki, taşıdığınızın bile farkında olmazsınız…

Gözlük kullananlara olmuştur, gözlerinde gözlükleriyle, gözlüklerini nereye koyduklarını sorarlar. Ya da güneş gözlükleriyle farkında olmadan denize girenler…

Bu kum torbaları da aynen böyle bir alışılmışlık yaşatır bizlere.

Gözlemleyen zihin; aynaya baktığında (burada ayna; dışarıdaki bir kişi ya da durum olabilir veya tekrar eden hallerinizden biri) tüm bedenini incelerken; kum torbalarını fark eder, belki sadece bir tanesini, hemen göz önünde asılı olanını.

Objektif olarak (yargılamadan, kritize etmeden, etiketlemeden) kum torbasını incelediğinde, onun ne olduğunu anlayacaktır. Çengelinin nerede asılı olduğunu…

Bu sakin ve korkusuz bir harekettir. Sadece görmek ile ilgili…

Kum torbasını çengelinden çıkarmak, ağırlığı kadar özgürlük ve hafifleme hissi verir bize.

Her bir kum torbası için, aynı şey geçerlidir. Böylelikle günden güne, soyunuruz kum torbalarımızı ve günden güne hafifleyip özgürleşiriz.

Burada başkaca önemli bir husus, kendimizi aynada her yerimize kum torbaları asılı halde gördüğümüzde, telaşla yırtınıp, çekiştirip, paralamamaktır… Şefkat her zaman, her daim kendimize verebileceğimiz en güzel hediye…

Zaman tanıyın ve kucaklayın önce, sonra yavaş yavaş, zarafetle ayıklamaya başlayın…

Herkesin bir ömür zamanı var, en nihayetinde bunu planlayarak geldik.

Yapmamız gereken tek şey, hiç vazgeçmeden, sürekli olarak çalışmaya devam etmek!

Böyle söyleyince, kulağa biraz çetrefilli ve zor geliyor biliyorum. Ama işin aslı öyle değil!

Zihin bir kere uyandı mı, idrak duygusunun tadına bakıldı mı artık oradan kimse kopmak istemiyor. Çünkü her bir çözülme hissi, her bir hafifleme bizi o en derinden özlediğimize götürüyor. Her seferinde yanan ateşe biraz daha yaklaşıyor, sıcaklığını hisseder oluyoruz. Derdimiz de bu değil mi?

Her an biraz daha kendine doğru yaklaşma hali, bizi ‘yalan’ aidiyetlerden de uzaklaştırmaya başlıyor. Körü körüne inanmış olduğumuz, hali hazırda içinde yetiştiğimiz için doğru varsaydığımız birçok toplumsal ve kültürel kum torbalarından bağımsız hale getiriyor.

Dolayısıyla varoluş tohumumuzun neden buralarda kök atmadığını da anlar hale geliyoruz. Biz, kendi toprağımıza sahip olduğumuzda, kendimiz toprak olduğumuzda… Tohumumuz da kök salıp yapraklar vermeye başlayacaktır.

Ama önce, saf bir tohum haline gelmeye bakalım, korkusuzca soyunmaya, kimin kime ne yaptığı ile ilgilenmek yerine, eski olan biteni her gün soğuk aş gibi yemek yerine, soyunup dökünelim kardeşim.

Çıplaklık güzeldir.

Bu çıplaklığın önünde duran her ne varsa; yalnızlık korkusu, kendine acıma, yetersizlik, değersizlik, drama, bağımlılık, cezalandırma isteği… Çıkarmak için, çengellerinden ayırmak için bükülmez bir niyet ile çalışalım.

Kendi ateşine yaklaşan insan, kendi kabilesine yaklaşır, ait olduğu yerde, aitliğin bir parçası olarak yaşar.

Yolumuz belliyse, toprağı belleyelim yeter, mevsimi gelince tohum patlar, ağaçlar çiçek açar…

Sevgiyle…

 

İlginizi çekebilir: Ne geliyorsa hoş gelsin: Yaşamın hayatımıza getirdiği öğretiler

Esra Uyman: Lise yıllarında başlayan kişisel gelişim, ruhsal gelişim ve metafizik konularına duyduğu yoğun merak onu yurt içi ve yurt dışında birçok özel eğitim çalışmalarına katılmaya yönlendirdi. İlk eğitmenlik diplomasını ‘World Initiatives School of Esoteric Studies’den alan Uyman’ın katıldığı çalışmaların bazıları; Organizasyon Konstelasyonu, Aile Sergileri, Vernon Frost eğitimleri, Louis Franco’dan aldığı çeşitli eğitimler, Anthony Robbins Unleash the Power Within San Jose semineri, Charlie Morlay Lucid Dreaming eğitimi, Tayland da Tantrik Yoga (RYT-200) eğitmenliği eğitimi, Peru, Amerika, Şili, G.Afrika ve Türkiye’de katıldığı Şamanik çalışmalar ve seremonilerdir. Bunların yanı sıra TGA İleri Seviye Metafizik Semineri, Ziya Azazi’nin Dervish in Progress Çalışması gibi pek çok özel çalışmaya katıldı ve eğitmenlik eğitimini aldı. Masssuma Altın Enerji I-II enerji uyumlamasını alan Esra Uyman, Avi Gören-Bar Jungian Coaching School (ICF) (ACSTH) dan koçluk sertifikasını aldı. Tüm bu çalışmalar ve eğitimlerle kendi uyanış deneyimini birleştiren Esra Uyman, farklı başlıklar altında bireylere ve kurumlara yönelik, birbirinden güçlü çalışmalar tasarlayıp sunuyor. Kişilerin iç dünyalarına yönelik farkındalıklarını artıran, çarpıcı bir vizyon ve perspektif değişimi sunan, yaşamda üstlendikleri sorumluluklarda anlam bulmalarını sağlayan, merak, heyecan ve umut duygularını yükselten, tüm insanlık deneyiminin derinliğini kavramaya yardım eden ve çarpıcı yüzleşmeleri şefkatle yaşamalarını sağlayan eğitimler gerçekleştiriyor. Yaşamın Sorumluluğunu Almak, Kendimiz Olmak, Bizi Engelleyen İnançlar, Metafizik ile Özgürleşme Yolculuğu, Seçimlerimiz ve Biz, Gözlemci Bilinci, Nefes ve Meditasyon Teknikleri başlıkları altında kurumlara webinar ve uygulamalı eğitimler veriyor.

Yeni yıl hediyelerinin vazgeçilmezi Sosyopix ile anılarınızı ölümsüzleştirin

Sevdikleriniz için hediye seçmek bazen uzun uzun düşünmeyi gerektirir. Çünkü aslında aradığımız şey, sadece bir eşya değildir; bir duyguyu, bir anıyı, bir hatırlamayı karşı tarafa hissettirmektir. Tam da bu yüzden fotoğrafla kişiselleştirilmiş hediyeler, her zaman daha çok dokunur. Tek bir kare, bir gülüşün ardındaki hikayeyi yeniden canlandırır; yıllar önce çekilmiş bir fotoğraf bile açıldığında ilk günkü kadar sıcak hisseder. Sosyopix işte tam da bu noktada, o paha biçilmez anılarınızı estetik ve yaratıcı dokunuşlarla unutulmaz kılıyor.



Kişiselleştirilmiş takvimlerle zamanı anlamlandırmak

Yeni yıl, hayatımızda yeni sayfalar açmak demektir. Bu nedenle kişiselleştirilmiş takvimler, sadece günleri takip ettiğiniz bir araç olmaktan öteye geçer; umut ve güzellikle dolu bir yılın sembolü haline gelir. En güzel fotoğraflarınızla hazırlanan masa veya duvar takvimleri, sevdiklerinizin her gününe anlam katar. Her sayfa, sadece bir tarih değil, hatırlanan ve paylaşılan özel bir anı olarak kalır. Takvimi her çevirdiğinizde, geçmişin güzel anılarını hatırlamak ve geleceğe dair küçük bir mutluluk hissi yaşamak mümkündür. Bu küçük ama etkili detay, hediyenizi hem estetik hem de duygusal olarak unutulmaz kılar.



Anıların dokunulabilir hali: Fotoğraf baskıları



Bir zamanlar telefon ekranına sığdırdığınız, galeri arşivlerinizde kalan en mutlu kareleri bu yılbaşı yeniden keşfetmenin tam zamanı. Sosyopix fotoğraf baskıları, en özel anlarınızı sıcaklığını ve kalitesini koruyarak dilediğiniz formda hayat bulduruyor. İster yaz tatilinde o hiç bitmesin dediğiniz gün batımı karesini, ister kış tatilinde çekilmiş kar manzarasını seçin; retro tarzda ya da şık bir çerçeveyle hazırlatabilirsiniz.Çalışma masasında duran küçük bir fotoğraf, sizi kış tatilinin huzuruna veya yılın en güzel anılarına götürebilir. Bu yıl sevdiklerinize sadece bir hediye değil, birlikte paylaşılan özel anıları ve mutluluğu hediye edin.

Anıların estetik hali: Fotoğraf albümleri

Fotoğraf albümleri, her dönem popülerliğini koruyan ve hiçbir zaman değerini kaybetmeyen hediye seçeneklerinden biridir. Çünkü bir albüm, yalnızca fotoğrafları bir araya getirmez; aynı zamanda belirli bir dönemin, bir ilişkinin ya da bir yolculuğun hikayesini saklar. Sayfaları çevirdikçe hatırlanan detaylar, yeniden yaşanan duygular ve geçmişten gelen sıcaklık, bu hediyeyi zamansız bir klasik haline getirir.

Kişiye özel tasarlanan fotoğraf albümleri, hem estetik hem de duygusal yönüyle güçlü bir hediye seçeneği sunar. Kapak dokusundan sayfa düzenine, renk seçiminden yerleştirdiğiniz küçük notlara kadar tamamen size ait bir anlatım oluşturma fırsatı verir. Bu, sadece bir hediye değil; kendi elinizle hazırladığınız bir zaman kapsülüdür.



Anıları duvarlara taşıyan çerçeveler

Mutlu anıları saklamanın tek yolu albümlerde biriken fotoğraflar veya fotoğraf baskıları değildir; bazen evin en görünür köşesine yerleştirilen bir çerçeve de aynı etkiyi yaratır. Ölümsüzleştirilen anları çerçeveleyerek yaşam alanlarınıza sıcaklık ve derinlik katarken sevdiklerinizin her baktığında o ana yeniden dönmesini sağlar. Farklı boyut seçenekleri sayesinde ister küçük bir köşeyi canlandırabilir ister salonunuzun atmosferini değiştirebilirsiniz.  Duvarlara zarar vermeyen yapışkanlı çerçeveler ise kolay kullanımıyla, yalnızca bir dekor değil; her gün gülümseten bir anı sunar. 

Bi’kutu anı: Özel hediye kutularıyla yeni yıl coşkusu

Yeni yıl ruhunu tek bir kutuda toplamak istiyorsanız, özenle hazırlanmış hediye kutuları bunun için ideal bir çözüm sunar. İçerisinde not defterleri, yılbaşı ruhunu yansıtan kupalar, kokulu mumlar ve daha pek çok özel hediye, kutuyu açan kişinin yüzünde sıcak bir tebessüm bırakır. Böylece hediyeniz yalnızca bir kutu değil, birlikte paylaştığınız anıların sıcacık bir yansıması olur.

Siz de bu yıl, sıradanlığın dışına çıkarak sevdiklerinizin yüzünde unutulmaz bir gülümseme oluşturmak istiyorsanız, Sosyopix’in sunduğu bu kişiselleştirilmiş dünya tam size göre. Hatıralarınızı canlandırın ve onlara, her baktıklarında sizi hatırlatacak, zamana anlam katan dokunuşlar hediyeler sunmak isterseniz aradığınız her şey Sosyopix’te!





İlgili Makale