X

Uzakdoğu’ya yolunuz düştüğünde mutlaka keşfetmeniz gereken seyahat noktaları

Uçakla veya trenle bir yere seyahat ediyor olmak, her zaman yeni hikayelerin ve ilginç maceraların başlangıcı olarak bilinir. Seyahat severler için yolda olmak sürekli hazine avında olmak gibidir. Bu yüzden seyahat etmek, aslında her zaman söylenen kendini keşfetmek ve özgürleşmekten çok daha fazlasıdır.

Farklı ülkeleri ziyaret etmek, gittiğiniz yerle ilgili düşüncelerinizin değişmesine ve sağlıklı bakış açıları edinmenize olanak sağlayacaktır. Üstelik seyahat etmek, kişisel gelişiminize de olumlu anlamda yansımaktadır.

Seyahat etmenin eşsiz faydalarını öğrendikten sonra, Uzakdoğu’ya yolunuz düşerse mutlaka uğramanız gereken noktalara göz atmaya ne dersiniz? İşte nedenleriyle Uzakdoğu’da ziyaret etmeniz gereken gezi noktaları:

1. Japonya – Yemeğin, kültürün ve doğanın ülkesi

Japonya; ilginç tarzı, eşsiz doğası, taptaze balıkları ve anime filmleriyle Uzakdoğu’da ziyaret etmeniz noktaların başında yer alıyor. Tokyo ise, mucizeler diyarı olarak anılmasının yanı sıra yeni jenerasyon modasına ev sahipliği yapıyor. Ayrıca Japonya, yemeğin ve kültürün başkenti olarak biliniyor.   

Japonya’ya yolunuz düşerse ilk önce tatmanız gereken lezzet fugu olmalıdır. Japonca’da ‘balon balığı’ anlamına gelen fugu, özel restoranlarda servis ediliyor. Özellikle ünlü aşçılar tarafından hazırlanan bu lezzet, dünyanın en tehlikeli yemeği olarak biliniyor; çünkü balığın derisinde ve iç organlarında ölümcül zehirler bulunuyor.

Bunun yanı sıra, Japon kültürünü en iyi yansıtan şey nedir diye sorarsanız, cevap elbette ki Sakura ya da bilinen adıyla ‘Kiraz çiçeği’ olacaktır. Meyve vermeyen bir tür kiraz ağacı olan Sakura’nın Japonya’da 200’den fazla çeşidi olduğu bilinmektedir. Japon kültüründe önemli bir yer tutan Sakura’yı, ülkeyi anlatan broşürlerde, filmlerde, animelerde, reklamlarda kısaca her yerde görebilirsiniz. Aynı zamanda bu romantik çiçekler, Japon düğün endüstrisine de önemli bir katkı sağlamaktadır. Her bahar, dünyanın her yerinden gelen insanlar, düğünlerini kiraz çiçeklerinin altında gerçekleştirmektedirler. Eğer Sakura’ları görmek için geç kaldığınızı düşünüyorsanız, Fuji Dağı’na trekking aktivitesi planlayarak, dağın eteklerinde doğayla iç içe mükemmel bir zaman geçirebilirsiniz.

İlgili yazı: Büyülü fotoğraflarıyla Japonya’nın ünlü kiraz çiçekleri

Eğer bu yıl Japonya’ya gitmeyi planlıyorsanız, bu yolculuğun eşsiz maceralarla dolu bir seyahat olacağından hiç şüpheniz olmasın.

2. Tayvan – Vahşi gece hayatıyla vahşi doğa arasında bir köprü 

Neyi sevip neyi sevmediğimiz, prensiplerimize yani bizi biz yapan benliğimiz ve perspektifimize bağlıdır. Aynı şey, tercihlerimizi ve nereye tatile gidip neler görmeyi beklediğimizi de tanımlar. Asya hakkında konuştuğunuz zaman eski ile yeni arasında birçok köprü kurabileceğinizi fark edeceksiniz. Yeninin içindeki eskilerin kaybolmadığını, aksine ruhun tam merkezine yerleştiğini göreceksiniz.

Tabuların kültürden kültüre değiştiği dünyamızda, Tayvan birçok şeyin üstesinden gelmiş ve yeni ile eskinin arasındaki bağların korunabildiği bir yer. Başkent Taipei, gece hayatı ve eğlence eksik olmadığı için, genelde genç nüfus ve turistler tarafından sıkça ziyaret ediliyor. Diğer yandan yağmur ormanları ve muhteşem dağları ile tırmanış yapmak isteyenlere ve doğa meraklılarına da kucak açıyor. Ülkenin değerli hazineleri olarak kabul edilen eski tapınaklar ve bitki örtüsü, günümüzde birçok gezginin kendini keşfetmesine ve meditasyon yaparak rahatlamasına olanak sağlıyor.

3. Hindistan – Alice Harikalar Diyarında

Alice Harikalar Diyarı dünya üzerinde neresi olmalıdır diye düşünüyorsanız; hemen cevap verelim: Hindistan. Hindistan’ı ziyaret etmek her zaman mükemmel bir fikir olsa da, ideal zaman nisan ile ağustos arası değil. Bunun nedeni sıcaklığın ve nem oranının dayanılmaz seviyelere ulaşması. Bu yüzden Hindistan tatilinizi yılın geri kalan döneminde planlamanız daha sağlıklı olacaktır.

Her ne kadar sıcaklık ve nem turistler için zorlayıcı olsa da, Hindistan hala dünyanın en çok turist çeken ve en egzotik yerlerinden biri. Dünyanın en büyük dini festivali olan ve 12 yılda 1 düzenlenen Kumb Mela’ya gidip spiritüel bir deneyim yaşayabilir, Tac Mahal’de aşkın izini sürebilir, Elefantastic’te fillerle eğlenceli zaman geçirebilir, 450 yıllık Amber Sarayı’nı ziyaret ederek tarihin derinliklerine yolculuğa çıkabilirsiniz.  

Hindistan’da sokak yemeklerinin 5 yıldızlı restoranlara eşdeğer bir lezzet sunduklarını unutmayın. Özellikle baharat konusunda uzman olan Hintlilerin kendilerine özgü dosa, naan, idli, puri, pratha, çapati gibi yöresel lezzetleri bulunmaktadır.

4. Bhutan – Yaşam tarzı sakinlik ve dinginlik olan ülke 

Resmi adı ‘Budist Butan Krallığı’ olan ülke, monarşiyi ve Budist yaşam biçimini koruyabilmek için teknolojik gelişmelere kapılarını kapayan ilginç bir yer. Budizm inancının yaygın bir şekilde yaşandığı ülke, gizli kalmış son Budist cenneti olarak biliniyor. Yaklaşık 800.000 kişinin yaşadığı Bhutan’a eğer kasım ayında giderseniz Lhakhang adı verilen, olağanüstü kıyafetlerin ve mükemmel dansların sergilendiği eşsiz bir festivale tanıklık edebilirsiniz.

Bunların yanı sıra Butan’ın tertemiz doğasında huzur bulabilir ve birbirinden ilginç yemekleriyle, kültürüyle ve tarihsel mirasıyla eşsiz bir deneyim yaşayabilirsiniz.

5. Singapur – Uzakdoğu’nun egzotik şehir devleti

Güneydoğu Asya’nın eğlence, iş ve tatil merkezlerinden biri olan Singapur, dünyada bulunan az sayıdaki şehir devletlerinden biri. Kültürü, leziz mutfağı ve eşsiz mimarisiyle Uzakdoğu’nun en ilgi çekici yerlerinden biri olan Singapur’a yolunuz düşerse gezmeniz gereken birçok yer bulunuyor. Hatta Dünyanın ilk Michelin yıldızlı yeri olan Hong Kong Soya Sauce Chicken Rice and Noodle isimli büfe de burada yer alıyor.

Singapur mirasının en güzel örneklerinden olan Chinatown, ‘Singapur’un Bahçesi’ olarak anılan ve eğlencenin sınırsızca yaşandığı Sentoza Adası, Singapur’a eşsiz bir manzaradan bakmanızı sağlayan Singapore Flyer ve Singapur’da çarşı ve pazar denilince ilk aklan gelen yer olan Bugis ve Kampong Glam ile Akrilik Akvaryumu, Singapur’a özgü turistik yerler arasında gösteriliyor.

Kaynak:

Lifehack.com

Businessinsider.sg

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale