X

Uykunun öğrenme ve hafıza üstündeki etkileri

Uyku eksikliğinin günlük duygu durumunu, motivasyon, odaklanma ve karar verme kabiliyetimizi etkilediğini hepimiz biliyoruz. Ancak uyku bozukluğunun yarattığı sorunlar bunlarla sınırlı kalmıyor. Araştırmalar gösteriyor ki, uykunun hafıza üzerinde önemli bir etkisi var. Hem bir şeyler öğrenmeden önce, hem de öğrendikten sonra bunları hafızamıza kazıyabilmek için iyi bir gece uykusu şart.


Öğrenme, pekiştirme, alıştırma

Gerek hayvanlar, gerekse de insanlarla yapılan çalışmalar, uyku kalitesinin öğrenme üstündeki etkisini kanıtlıyor. Bu, hem odaklanma sorunu yüzünden o an anlatılanı tam olarak anlamama ile, hem de yeni öğrenileni hafızaya alamama, bir diğer deyişle sabitleyememe, pekiştirememe ile açıklanıyor. Öğrenme ve hatırlama uyanık hafızanın iki özelliği iken, pekiştirme durumu uyku esnasında gerçekleşir. Mekanizması tam olarak anlaşılamasa da, bilim insanları uykunun çeşitli evrelerindeki beyin dalgalarının, farklı hafıza tiplerinin oluşumunda etkisi olduğuna inanıyorlar.

Uykunun öğrenme ve hafıza ile ilişkisi iki yolla inceleniyor. İlki, uyku evreleri ve süreleri ile bunların yeni öğrenilenlerle ilişkisini incelerken, ikinci yaklaşım tam ya da kısmi uyku eksikliğinin öğrenmeyi nasıl etkilediğine bakıyor.

Uyku ve hafızanın “ne?” ve “nasıl?” hali

Bildirimsel hafıza

“Ne” bildiğimizle ilgili olan bu belleğimiz Türkiye’nin başkenti ya da dün ne yediğimiz gibi bilgilere ulaşmamızı sağlar. Bunun, uykunun hızlı göz hareketi (rapid eye movement; REM) evresi ile ilişkili olduğu düşünülüyor. REM aynı zamanda rüyaların da görüldüğü uyku evresi olarak biliniyor. Bir araştırmada, yoğun bir dil kursu programına katılan gönüllülerin REM uykusunda geçirdikleri sürenin arttığı görüldü. Sıçanlarla yapılan başka bir araştırma ise, REM evresinden özellikle mahrum bırakılan hayvanların öğrenme testlerinde daha başarısız olduğunu gösterdi.

Sonuç olarak, REM evresinin, bilginin karmaşık olduğu ya da bize duygusal etkisi bulunduğu durumlarda bildirimsel hafızaya etkisi olduğu ortaya çıktı. Öte yandan, basit ve duygusallık yaratmayan bilgilerin hafızaya alınmasında REM uykusunun pek etkisi yok gibi görünüyor. Derin ve dinlendirici bir uyku evresi olan yavaş dalgalı uykunun (slow-wave sleep; SWS) ise yeni öğrenilen bilgilerin hafızaya işlenmesinde etkisi olduğu öne sürülüyor.

Prosedürel hafıza

“Nasıl?”a dair bildiklerimizin (araba kullanmak, piyano çalmak gibi) kaydı yine büyük oranda REM evresinde tutulmakla beraber, görsel hafızamız hem REM hem de SWS uyku evrelerinde tazeleniyor. Dolayısıyla her iki uyku evresinin kalitesi ve miktarı, öğrendiklerimizi kaydetmek için oldukça önemli gibi görünüyor.

Cevapsız sorular ve karşıt görüşler

Bilim insanlarının tümü, uykunun hafıza ve öğrenmeye etkisinin önemi konusunda aynı görüşlere sahip değil. Mevcut araştırma sonuçları bir yana, uykunun REM evresine sahip olmayan, örneğin beyin sapı hasar görmüş insanlarda herhangi bir hafıza kaybı bildirilmemiş olması, karşıt görüşlerin ortaya çıkmasına sebep oldu. Aynı şekilde, REM evresini kısaltan ya da ortadan kaldıran bazı ilaçların da hafızayla ilgili yan etkilere sahip olmayışı dikkat çekti.

Kaynak: Peter Oumanski

Kimi yanıtsız sorular mevcut olsa ve araştırmalar sürse de, uykunun özellikle REM evresinin hafızayla değilse de yeni şeyler öğrenme kabiliyeti ve bunları ertesi güne taşıyabilme yetisi ile ilgili olduğu kesin. Ayrıca, sürekli uyku eksikliği yorgunluk ve bitkinliği, bu da kas yorulması, sinirsel olarak harap olma, odaklanma sorununun getirdiği kaza ya da yaralanma gibi sorunları da beraberinde getirebilir. Bu nedenle herkesin uyku düzenine dikkat etmesi kuvvetle öneriliyor.

Yazarın diğer yazıları için tıklayınız.

Şule Kulein: Lisede “yapabildiği için” sayısal bölümü seçti ve Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü’ne girdi. Üniversitede katıldığı Mühendislik Kulübü’nün dergisi StepS’e aşık olduğunda, içine sözelci kaçmış bir sayısalcı olduğunu fark etti. Yazım kuralları konusunda etrafındakileri itinayla delirten Şule, 2 yıl boyunca StepS’in editörlüğünü yaptı, üniversitede ve sonrasında okul ve şirket dergileri ile çeşitli bloglara yazılar yazdı. Seyahat etmeyi, okumayı, öğrenmeyi seviyor. Basılı materyalin hastası, fakat çevrimiçi de fena durmuyor. Şule kendini bildi bileli yazıyordu; artık bir de Uplifers’ta yazıyor.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale