X

Tüketim toplumunda para birimi zaman: Duygularımızı nasıl tüketiyoruz?

Tüketim sadece görebildiğimiz ve parayla satın aldığımız şeyleri mi kapsıyor? Parayla satın alamadığımız şeyleri de tüketiyor olabileceğimizi hiç düşündünüz mü? Mesela duygularımızı?

Tüketim toplumu deyince aklınıza neler geliyor? “Dolabımda bir yenilik yapmam lazım”lar mı? “Ayy iPhone “bir şey bir şey” modelini çıkarmış, almam lazım”lar mı? “Instagram’da gördüm çok ucuz” mu? Yoksa “komşum yeni bir koltuk takımı almış ben de almalıyım, kaç senedir aynı şeyi kullanıyoruz” mu? Sadece genel ihtiyaçlarımız ve tüketmek midir tüketim? Sadece ne yediğimiz, ne içtiğimiz veya sınırsız bir şekilde somut şeyleri tüketmemiz gerektiğini hissettiğimiz bir durumun ifadesi mi sizin için?

Bir de şöyle bakalım: Tüketim sadece görebildiğimiz ve parayla satın aldığımız şeyleri mi kapsıyor? Hani insanız ya aslında ve varolan durumun içine uyum sağlamazsak -başına gelebilecek en kötü olayı düşündüğün zamanki “varolan durum”dan bahsediyorum- neler olur? Bu duruma uyum sağlamaya çalışmaktan, yaşadığımız hayattan tam verim alamıyoruz ya… O zaman ne oluyor? Duygularımızla, hislerimizle de herkesin tanışık olduğu bir duruma -biz yeni deneyimliyoruz- uyum sağlamaya çalışıyoruz. Yani duygularımızı da -daha ne oldu acaba bile diye kendinle kalamadan- yani “fark etmeden” tüketiyoruz. Yarınımız varmışçasına ve “sadece olanı” görmeden, nasılsa var diye…

Peki yarın ne oluyor? Eğer hala hayatta isek, daha fazlasına ihtiyaç duyuyoruz. Dahası hep var çünkü… Bir adım sonrası hep olmalı çünkü, olan yetmez… Olması gereken derya deniz iken olanı nasıl görebilirsin ki? Belki de Asimov’un da söylediği gibi “başka bir yerde olmanız, başka bir şey yapmanız, başka biri olmanız gerekirdi” duygusuna kapılmamak. Ama Asimov burada mutluluktan bahsetmiş. Asimov’un 1920-1992 yılları arasında yaşadığını düşünecek olursak, şu an 2020 kapımıza geldi, dayandı. Yani gün geçtikçe teknoloji gelişti ve gelişiyor ve hatta gelecek on senede yapılması düşünülen teknolojik atılımları duyunca insan akıl bile erdiremiyor. Demem o ki, yakın zamanda Asimov bile işaret etmiş aslında: Tüketim!

İşte çanlar burada çalmaya başlıyor: TÜKETİM diye diye…

Şimdi günümüzde, özellikle metropol hayatı yaşayan insanların günlük hayatına kabaca bir bakalım. Evden işe, işten eve, arada ev işiydi, ev düzeniydi, bankasıydı, alışverişiydi, arkadaş çevresiydi, cuma günüydü, pazardı, pazartesiydi derken geçen sürede belki çocuğuyla, belki anne, babasıyla geçirececeği bir saati vardır uyumadan önce! Yani enerjisinin son raddesinde…

Tüketim için harcadığımız şey para değil, zaman. Ömründen zaman harcıyorsun, dahası olsun diye… Kendini bile tanımadan aslında ömrün gidiyor, bir de üstüne hala zaman harcıyorsun, hep biraz daha fazlası olsun diye. Hep biraz daha fazlası var yani, asla tam olması gereken değil, değil çünkü! Değil mi? Peki ya “her şeye rağmen şu an şunu yaşıyorum!” demek? Çok zor kabul etmek, daha kolayıysa sıkılmak! Evet, evet her şeyden. Bazen yaptığın işten, çalışma arkadaşından, yakın arkadaşından, hatta anne ve babandan bile! Durup bir an, sadece kendi açından bakmadığın zaman nasıl bir dünya var asla bilemeden, kalbinde varolan duyguları dinlemeden, sadece -herkesçe- “daha iyi bir şey olmaya çalışan senin sanki daha önemli başka bir şey”leri yok-muş-ça-sı-na!

Mesela hiç aklına gelmiyor bile belki “sevgiyi” yaşamak. En ufak detaylarda, belki en büyük eylemlerle. Aslında belki bir dursan… Bir dursan kim bilir, gidersin de kendinden, kendin sandığın belki de birinden… 
Ve zaman geçiyor. Yani yarın zaman çoook geçmiş oluyor.

İlginizi çekebilir: Anda olmak elinizde: Beyin eğitilebilir, koca bir dünya

Şebnem Pınar: Merhaba! Yazılarımda benim 'anlama yolculuğumu' okuyor olacaksınız. Beni anlamak için yazan birisi olarak tanımlamak da isteyebilirsiniz. Şimdi daha önceden edindiğiniz tüm varsayımları ve okurken yapacağınız tüm kritikleri bir kenara bırakıp, sadece okuyun. İdraki de doğal sürecine bırakın... Okuduğunuz an anladığınız şey az sonra değişebilir! Bunu hatırlayın. Bu sizin size yapabileceğiniz en güzel şey!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale