X

Triatlona başlarken size en uygun bisikleti almanın incelikleri       

2016 sezonu hazırlıkları başladı ve birçok atlet Triatlona başlamak için antrenman yapıyor. Bize gelen en çok soru ise bisiklet üzerine oluyor. Nasıl bir bisiklet almak lazım, fiyat aralığı nasıl olmalı, companent’leri ne olmalı, Hangi marka olmalı gibi soruları sıklıkla duyuyorum. İlk olarak şunu belirtmekte fayda var, Triatlonda 2 tarz yarış vardır; birisi draftlı diğeri draftsız. Yani birisinde bisiklette önünüzdekinin rüzgarından faydalanabilirsiniz, diğerinde ise bu yasaktır. Draft serbest yarışlarda yol bisikleti kullanmak mecburidir. Diğerinde bisiklet serbesttir, yani hem yol bisikleti hem de zamana karşı bisikletleri kullanılabilir. Ayrıca bazı durumlarda draftsız yarış olup, bisiklet serbest olsa bile yol bisikleti ile yarışmak avantajlı olabilir. Bu noktada sizin hedefiniz ne olursa olsun, ilk defa kilitli pedallı bisiklete binecekseniz bence yol bisikleti ile bu spora başlayın ve tekniğinizi iyice geliştirin. İşaretlemeleri öğrenin, durmayı ve kalkmayı, viraj tekniklerini, su içmeyi iyice öğrenin ve ondan sonra isteğe göre zamana karşı bisiklete geçiş yapın.

İlgili yazı: İlk triatlon yarışı öncesi yapılan 5 büyük hata

Şimdi öncelikle bir liste yapalım:

1. Fiyat

2. Marka-model

3. Renk

4. Ekipman – component

5.  Servis – yedek parça

Triatlon bisiketi almadan önce aşağıdaki listeyi mutlaka yapın

Bir bisiklette bakılması gereken genel özellikler bu şekilde olmalı. Şimdi bunları göz önünde bulundurarak bir öncelik şeması çıkartalım:

1.  Bisiklet almadan önce yapılması gereken en önemli şey fiyat-performans beklentisidir

Öncelikle bir kağıda ne kadar bütçeniz olduğunu yazmanız gerekiyor. Örneğin 1500 euro bütçe ile Durace 11’li sistem karbon bir bisiklet almayı hayal etmemek gerek. Öncelikle ilk maddede bütçemizi yazdık ki, bu bütçeye mutlaka yan ekipman olan; kask, ayakkabı, pedal ve kıyafet gibi detayları da göz önünde bulundurarak karar verebilesiniz.

2. Bütçemiz belli olduktan sonra, o bütçe ile hangi aynı segmentte bisiklet var onları not almak gerekiyor.

Yani üzerinde Tiagra bir setli alüminyum bisiklet ile 105 setli karbon bisikletin aynı paraya alınabileceği bir ülkede yaşıyoruz. O sebeple ekipmanları denk ve olabilecek en üst segment bisikletleri yazıp diğerlerini elemek lazım.

3. Bu noktada elimizde artık belli model ve seçenekler kalacaktır.

Bu andan itibaren yapmanız gereken ilk şey almayı planladığınız markanın servis ve yedek parça ağının nasıl olduğunu incelemektir. Gidip belki 200 euro daha ucuza bir bisiklet bulabilirsiniz ama Türkiye şartlarında yedek parça ve servis imkanı yoksa en ufak bir yedek parça temininde bazen aylarca sipariş bekleyebilirsiniz. Ve bisikletinizden anlayamayan servislerde zaman geçirebilirsiniz. Çünkü gerçekten bazen belli modeller çok teknik detaylara sahip olabiliyor.

4. Artık beğeninize göre karar verebilirsiniz

Diyelim artık elimizde 3-4 model kaldı ve çok denk birbirine, o zaman artık zevkiniz daha ön plana çıkabilir ve renk konusunda size en hoş gelene karar verebilirsiniz.

5. Elbette fiyat konusu

Her şey tamam ama ödeme konusu da önemli =) Bazen nakit ödemelerinizde indirim alırken, bazen 12 taksitle alışveriş yapmak isteyebilirsiniz. Bu da sizin için, göz ardı edilmemesi gereken bir husus olmalıdır.

Özetle bu sıralama ile gayet güzel bir bisiklet sahibi olabilirsiniz. Benim tercihim ise her zaman TREK bisikletleri olmuştur. Verdiği ömür boyu kadro garantisi, Ömür boyu ücretsiz servis imkanı ve Project One sistemi ile kendi zevkinize göre hangi renkte isterseniz bisiklet sipariş verebilme opsiyonu sayesinde her tavsiye ederim.

Göksen Çınar: 19 ironman 70.3 ve 4 ironman bitirmiş olan Göksen Çınar aynı zamanda deneyimli bir triatlon antrenörü. Ortağı ile birlikte kurdukları Yüz Bin Koş grubunun sporcularının antrenman programlarını oluşturmaktalar ve yurt içi ve yurt dışındaki yarışlara hazırlamaktalar. Yüz Bin Koş olarak düzenli bir şekilde katıldıkları triatlon ve Ironman yarışlarının haricinde Göksen’i Ultramaraton'larda görmek mümkün. Kürek ve kano milli takım sporcusu olmanın yanı sıra eğitmen olarak diğer aktif branşları ise futbol, voleybol, yüzme, dans, koşu ve bisiklet. Ayrıca kano branşında ilk Türkiye şampiyonu olarak, toplam 300 kadar kürsü madalyasını evine götürmüş.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale