X

Trekking ve slackline yapılabilecek harika bir yer: Ballıkayalar Tabiat Parkı

20 Eylül Pazar günü, arkadaşlarla doğa yürüyüşü yapmaya karar verdik ve Kocaeli sınırları içinde bulunan farklı trekking rotalarından, İstanbul’a yakın olanlar arasından seçimimizi yaptık.

Ballıkayalar, İzmit

Ballıkayalar Tabiat Parkı, Kocaeli’nin Gebze ilçesine bağlı ve Tavşanlı Köyü yakınlarındaki bir vadi. Birinci derece doğal sit alanı. Trekking-severler harici; dağcılık ve kaya tırmanışı yapanların, İstanbul’a olan yakınlığından ötürü de sıklıkla tercih ettiği bir kanyon.

“Rota hesaplandı!” sesi eşliğinde sabah 8 gibi Suadiye’den yola çıktık. D-100 karayolunu takip ederek yaklaşık 50 dakika gibi bir sürede Gebze’nin Tavşanlı Köyü sapağındaydık. Tabii ki bu süreyi, trafiksiz ve bayram tatili başlangıçlı İstanbul yollarına borçlu olduğumuzu hatırlatmak isterim.

Ballıkayalar Tabiat Parkı içinde, yeme-içme için birkaç tesis ve otopark alanları bulunmakta. Otopark kullanımını piknik yapmayı tercih edenler ve spor amaçlı gelenler olmak üzere ikiye ayırmışlar.

Kanyon içinden akan Ballıkayalar Deresi’nin oluşturduğu gölet etrafında da çadır kurmak için küçük düzlükler bulunuyor.

Preikestolen, Norveç

En son trekking yürüyüşümü Norveç’in Preikestolen Kayası’na çıkarken yaptığım için, ister istemez ikisi arasında bir kıyaslamaya gidiyorum. Preikestolen Kayası ve İskandinavya maceralarımızı okumak isterseniz buraya tıklayabilirsiniz. Norveç’teki trekking sırasında, yürüyüş güzergahı üzerinde, kırmızı renkli T harfleri ile işaretli kayaları takip ederek 600 m yükseklikteki seyir kayasına ulaşılabiliyordu. Tabii ki her yer tertemiz ve doğal görünümünü koruyacak şekilde bırakılmış.

Yüksekliği 100 m’lere kadar çıkmakta olan Ballıkayalar vadisinin uzunluğu 1,5 km; genişliği ise 40-80 m arasında değişmekte. Yürüyüş rotasını bilen birini takip ederek, grup halinde yapılan trekking de çok keyifli; ancak daha küçük gruplarla ve yeni keşfedilecek bir alanda, herhangi biri ya da bir malzemeye ihtiyaç duymadan da rahatlıkla gezebilmek için belirli bir güzergâh bulamadık. Mevsimsel olarak birkaç farklı trekking rotası olduğunu söylediler.

Biz, öncelikle kaya tırmanışı yapılabilen dik tepelere varana kadar bir hevesle patika yolları takip ederek çıktık, sonrasında da trekking’e devam edebilmemiz için de aşağı doğru inip nehrin içinden yürüdük. Kanyon içindeki dere yatağından geçerken kaygan zeminler ve kaya geçişlerinde temkinli olmakta fayda var. Yaz aylarına denk gelen yürüyüşlerde irili ufaklı şelalelerin aktığı küçük gölcükler içinde de yüzme şansınız bulunuyor. Gölcüklerin sakinlerinden, küçük kurbağalar ve yengeçlere de dikkat etmeyi ihmal etmeyin.

Ballıkayalar kanyonda slackline

Kanyonun orta kısımlarındaki geniş alanda, etraftaki kayalarda tırmanış yapanları seyretmek için biraz dinlendiğimiz sırada, özellikle slackline yapan biri dikkatimiz çekti. İki kaya arasına gerilmiş ip üzerinde, sadece bir koruma halatı ile dengede durmaya çalışan gencin görüntüsü yukarıdaki görselde, en sağdaki resimde görülebilir.

Slackline, Avrupa’daki kamusal parklarda da sıklıkla rastlanılan elastik haldeki denge halatı. Şehir içindeki versiyonlarında, genellikle yerden 30-35 cm yükseğe monte edilen gergin bir perlon kayış üzerinde yapılan denge yürüyüşleri şeklinde yapılıyor. İlk ortaya çıkış hikayesinin 1980lerin başlarında, Amerika Birleşik Devletleri’ndeki buzul kökenli bir vadi olan Kaliforniya Yosemite Ulusal Parkı’nın bir kamp bölgesindeki tırmanışçılara kadar dayandığı söyleniyor. Keyifli zaman geçirmek için ortaya çıkan aktivite; zamanla, dağcıların kas yapılarına ve tırmanış sırasındaki dengelerine olumlu etki ettiği kabul edilerek, slacklining adı altında popüler bir etkinlik halini almış. Günümüzde slacklining aktivitelerinin birçok türü bulunuyor; ancak bunları 4 ana başlıkta genellemeyi daha doğru buldum:

Tricklining: Genellikle 5 cm kalınlığındaki ip üzerinde atlama, zıplama, oyunsal hareketler olarak yapılan çeşit.

Tricklining

Slackline Walking & Yoga: Temel denge duruşları, bağdaş kurma, birkaç yoga pozu sergileyebileceğiniz çeşit.

Slackline Walking & Yoga

Longlining: 30 m’nin üzerindeki ip uzunluklarında yapılan çeşit.

Longlining

Highlining: 15 m’nin üzerindeki yüksekliklerde yapılan çeşit.

Highlining

Bunlar haricinde su üzerinde, rüzgar altında, şehir içinde, tunelining (bir enstrüman çalarak yapılan), freestyle şeklinde uzayıp giden çeşitleri de mevcut.

Slackline ile dengede durabilme

Yeni başlayan veya olaydan habersiz olanların ilk başta zorlanacağı; ancak doğru taktikler ile inanılmaz keyifli bir hal alan slackline üzerinde dengede durabilmek için internette Almanca ve İngilizce versiyonlarına rastlayabileceğiniz görselin artık bir de Türkçesi var. Yukarıdaki görselden inceleyebilirsiniz.

Slackline üzerinde dengede durabilmek için temel olarak yapılabilecekler şu şekilde sıralanabilir:

– Bu işte yeni olanlar, öncelikle daha kısa ip uzunlukları ile çalışabilirler. İki bağlantı noktası arasındaki mesafe ne kadar az olursa, ip o kadar stabil olacaktır.

– Çıplak ayak ile çalışmak, ip üzerinde dengeyi bulmanıza daha kolay yardımcı olacaktır. Bu şekilde kavrama noktalarını daha kolay hissedebilirsiniz.

– Ayak baş parmağı ve yanındaki parmak ile arka topuğun orta kısmını ipe tam basacak şekilde yerleştirin. Bir kere dengeyi sağladığınız zaman yavaşça yere inme ve diğer ayak için denemelere başlayabilirsiniz.

– Slackline üzerinde dengede durmaya istediğiniz noktadan başlayabilirsiniz; ancak orta noktadan başlamak daha güvenli olacaktır. Bu noktada uygulanan baskı sonucunda ip, yere diğer uçlardakinden daha yakın olacağından, düşüş anında mesafe daha da kısalmış olacaktır. Ayrıca nereden başlarsanız başlayın, ilk denemelerde ip üzerinde yoğun bir titreme oluşacaktır. Bu kimilerini daha da hırslandırdığı gibi, kimilerini de pes etme mertebesine kadar sürükleyebilmekte. Denemeye devam edin derim.

– İpe çıktıktan sonra sakin ve derin nefes alarak, dengede durmaya çalışın. Sakin olduğunuz takdirde ayağınız daha az sallanacaktır.

– Karşıda, sabit bir noktaya odaklanın. Yere bakmaktansa, kafanız dik durumda ileriye bakmak ipteki titreme hissini azaltacaktır.

– Kollar omuz hizasından iki yana açık, dizler bükülü, sırt dik şekilde pozisyon alın.

– Ağırlığınızı ipteki ayağınız üzerine verin. Tek ayağınız üzerinde yükselerek, dengenizi kollar ve ipin dışındaki ayağınızı da kullanarak bulmaya çalışın.

– İp üzerindeki ayağınızı bükerek dengenizi daha çabuk sağlayabilirsiniz.

– Bu işlemleri uygulayarak en az 15 saniye dengede kalmaya çalışın.

– Hazır olduğunuzu hissettiğinizde diğer ayağınız için aynı prosedürleri takip edin ve ip üzerinde yavaşça hareket etmeye başladığınızı göreceksiniz.

 

İlginizi çekebilecek diğer yazılar:

Turkuaz rengi sular ve yeşil tepeler içinde Samos Adası

In vino veritas: Toprak, üzüm ve şarap üzerine

Çakralar | Renk, Aromaterapi ve Yoga Pozları ile Aktivasyon

Gözde Kızılkan: Gözde; İstanbullu bir mimar, şehir plancısı, gezgin, yogini, sanat ve sporsever. Alman Lisesi’nden mezun olduktan sonra, lisans eğitimini Almanya’da bulunan Bauhaus Üniversitesi’nin mimarlık bölümünde tamamladı. Daha sonra aktif olarak profesyonel iş hayatına atıldı ve bu sırada İstanbul Teknik Üniversitesi’nde şehir planlama yüksek lisans programına kayıt oldu. Sokak sanatları ve kent yaşamına etkileri üzerine hazırladığı tez konusu kapsamında Yeldeğirmeni semti ve Mural Istanbul festivalini çalıştı ve yüksek mimar/şehir plancısı olarak mezun oldu. Her türlü spor dalı, kültür ve sanat etkinlikleri, seyahat, doğa, yoga, hayvanlar ilgi duyduğu alanlar olup araştırmak, keşifler yapmak ve bunları paylaşmak sevdiği uğraşlar arasındadır. http://gozdekizilkan.blogspot.com.tr/

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale