Travmaların izlerini iyileştirmek: Geri Çağırma Terapisi (Call-Back Therapy) nedir?

Geçmiş gerçekten geçmişte mi kalır? Bunun cevabı aslında bugünde gizli. Eğer bir türlü başarılı olamıyorsanız, işlevselliğinizi bozan takıntılarınız ve bağımlılıklarınız varsa, ilişkileriniz yolunda gitmiyorsa veya bir türlü kilo veremiyorsanız, geçmiş aslında geçmemiştir. Tüm bunlar sizin istemediğiniz ve önleyemediğiniz korkuları meydana çıkaran bellek ağlarından geliyor. Bir türlü kilo veremiyorsanız muhtemelen geçmişte bu “kilo kalkanını” örmenize sebep olan bir travma yaşadınız. Zihninizi bir türlü rahatlamıyorsanız ve zihniniz sürekli aynı acı filmi oynatıyorsa, belli ki orada tamamlayamadığınız bir iş var. Bunların yarattığı stresle baş etmek için belki yemek, alkol, sigara veya başka bağımlılıklarda kaybolmuş durumdasınız. Kontrolünüzü kaybetmiş gibi hissediyor olabilirsiniz. Ama şunu bilmelisiniz ki, tüm bu sorunların bir çözümü var.

Geri Çağırma Terapisi nedir?

Geri Çağırma Terapisi, 14 yıllık mesleki tecrübe ve eğitimlerime dayanarak geliştirdiğim, birçok terapi yaklaşımının işe yarayan noktalarıyla sentezlenmiş bir terapi tekniği. Zihnin (sinir sisteminin) çalışma prensibine uygun, travma temelli ve sorunun kaynağına odaklı bir teknik.

Burada “terapi” ifadesi hiçbir şekilde tıbbi bir terimi ifade etmiyor. Geri Çağırma Terapisindeki “terapi” ifadesi bir tür psikolojik yardım tekniği anlamında kullanılıyor. Birçok psikoterapi kuramında olduğu gibi, Geri Çağırma Terapisi de geçmiş yaşantıların bugünkü sorunlar üzerindeki etkilerini temel alıyor. Ebeveynlerle ilişkiler, çocukluktaki duygusal ev ortamı, bitirilmemiş işler, travma sonrası büyüme ve duygusal dayanıklılık kavramları Geri Çağırma Terapisinin temellerini oluşturuyor. Geri Çağırma Terapisinin en önemli özelliği, sorunun asıl kaynağına ulaşarak hızlı sonuç vermesi. Böylelikle, uzun sürmesi muhtemel bir psikolojik danışma sürecini hızlandırıyor. Asıl konuya ulaşıldıktan sonra psikolojik danışma sürecinin daha etkili ilerlediği tarafımca defalarca gözlendi.

Travmatik stres ve beyin

Geri Çağırma Terapisi özellikle travmatik stres üzerinde duruyor. Stres, stresör olarak bilinen belirli fiziksel ve psikolojik olaylara yanıt olarak ortaya çıkan çeşitli fizyolojik, ruhsal ve davranışsal tepkimelere verilen isim. Bir başka ifade ile stres, “homeostasis”in bozulmasına uyumsal bir yanıt. Homeostasis ise vücuttaki fizyolojik değişkenlerdeki denge hali olup ilk defa Walter Cannon tarafından tanımlanmış. Beynin strese yanıt vermesi ardışık birçok sürecin etkileşimi sonucunda oluşuyor.

Bu süreç basit olarak iki ayrı parçaya ayrılabilir: Birincisi hızlı olan; sempatik sinir sistemini, yani “savaş ya da kaç” (veya don-kal) yanıtını derhal etkinleştiriyor; gecikmiş olan ise; iyileşme ve uyumu destekliyor (Gündüz & Aker, 2015). İşte travmatik yaşantılarda bu denge bozuluyor ve sempatik sinir sistemi etkinleşiyor. Eğer beyin ikinci aşama olan iyileşme ve uyum aşamasına geçemezse, ilgili dosya kapatılamıyor ve çeşitli psikolojik sorunlar ortaya çıkıyor.

Geri Çağırma Terapisi hangi sorunlarda işe yarar?

Geri Çağırma Terapisi, özellikle travma ve travmayla bağlantılı sorunlarda, takıntılarda, kaygı ve endişelerde, bağımlılıklarda (sigara, yeme bağımlılığı gibi), kilo probleminde, psikolojik ağrılarda, psikosomatik rahatsızlıklarda, fobilerde ve birçok psikolojik sorunda etkili bir teknik.

Geri Çağırma Terapisi nasıl uygulanır?

Bir Geri Çağırma Terapisi seansında, öncelikle yaşam öykünüz dinlenir. Bugüne kadar olan yaşam öykünüz sizin “zaman çizginizi” oluşturuyor. Öncellikle 0-7 yaşları arasındaki zaman çizginizde nasıl bir duygusal ortamda büyüdüğünüz, ebeveynlerinizle ilişkileriniz tespit edilir. Bu dönemde yaşananlar otomatik olarak bilinçdışına kaydedildiği için çok önemli. Çünkü bu dönemde yaşanmış ve travmatik etki bırakmış herhangi bir şey, ileride aynı sahneyle tekrar karşınıza çıkarak iş, ilişkiler veya sağlık konusunda çeşitli problemler yaşamanıza sebep olabiliyor. Genellikle anne ve babayla olan “bitirilmemiş işler” ergenlik ve yetişkinlik döneminde çözülmeyi bekliyor.

Bunları yaparken olay, kişi, beden ve nesne yöntemleri kullanılır. Geçmişi, yani başlangıcı bilinen bir sorununun üstesinden gelmenin ilk ve en kolay yolu olay yöntemi. Olay yönteminde sorun “geri çağrılarak” hikaye ediliyor. Bu olay, travma, kriz gibi beklenmedik bir anda gerçekleşen, bundan sonra hayatın eskisi gibi olmadığı olaylar ile duygusal olarak yalnız, çaresiz ve değersiz hissettirmiş herhangi bir olay olabilir. Buna göre zihnin akışı bir olay yüzünden kesintiye uğruyor ve zihin soruna dikkat çekmek için sürekli aynı olayı tekrarlıyor ve bunu sorun ele alınıncaya kadar sürdürüyor. Buna “var oluş olayı” da deniyor. Zihnin zaman çizgisinde olaydan öncesi, var oluş olayı ve olaydan sonraki yankılar olarak kaydoluyor. Olaydan sonraki yankılar olayın tekrarları gibidir ve kişiler, dekor ve ortam değişse bile senaryo hep aynı kalıyor.

Travma olaylarında yankılar bu olayla ilgili istenmeyen düşünce ve duyguları yeniden canlandırıyor ve olay anımsandığı anda yeniden tetikleniyor. Bu belirtilerin tümüne “travma sonrası stres bozukluğu (tssb)” denir. Travmadaki geri dönüşler kişinin kontrolünde olmuyor. Kontrol dışı olan ve düzenli olarak tekrarlanan davranışlar, düşünceler ve duygular bir var oluş olayının yaşandığını ve bunun yankılarının sürdüğünün işareti. Zihin ve bedende bir sorun yaşanıyordur ve bunu ele alıp çözmediğimiz takdirde yaşanmaya devam edecektir.

Kişi yöntemi, anne, baba, kişinin kendi geçmiş veya gelecek görünümü veya travmatik iz bırakan olaydaki kişilere karşı yapılıyor. Beden yöntemi, bazı sorunlarla ilgili net bir anı yok ise kullanılır. Bedendeki fiziksel duyumlardan yola çıkılıyor. Nesne yöntemi, duyguyu tetikleyici bir nesneye, bir eşyaya veya dışarıdaki bir uyarana odaklanarak yapılıyor.

Ne kadar acı verici olursa olsun, ne kadar değişmeyecekmiş gibi görünürse görünsün, problemlerin bir çözümü var. Bu noktada sorunun asıl kaynağına ulaşmamızı kolaylaştıran Geri Çağırma Terapisi hakkında daha fazla bilgi edinmek, bir psikolojik danışman olan benden online veya yüz yüze psikolojik destek almak isterseniz [email protected] adresine e-mail gönderebilirsiniz. Ayrıca karantina günlerinde olduğumuz şu günler için hazırladığım “Online Duygusal Dayanıklılık Eğitimi” ile ilgileniyorsanız da bu adresten bana ulaşabilirsiniz. Sağlıklı ve özgür günlerimize en yakın zamanda kavuşmak dileğiyle.

Kaynaklar:
Gündüz, N. & Aker. A. (2015). Travmatik stres ve beyin. Turkiye Klinikleri J Psychiatry-Special Topics, 8(1)
Herman, J. (2016). Travma ve iyileşme. Gözden geçirilmiş 4. basım. Literatür Yayınları
Keskin, A. (2020). Geri Çağırma Terapisi (Call-Back Therapy) nedir? Tavsiyeediyorum.com
Keskin, A. (2017). Alice harikalar diyarında, algılarımız ve yeni bir terapi yaklaşımı: Geri Çağırma Terapisi. Tavsiyeediyorum.com
Keskin, A. (2017). Alice in wonderland, our perceptions and a new approach to therapy: Call-Back Therapy. Tavsiyeediyorum.com

İlginizi çekebilir: Duygusal dayanıklılık nedir: Zor zamanların üstesinden nasıl gelinir?

Aysel Keskin Psikolojik Danışman
Merhaba ben Aysel Keskin. Psikolojik Danışman ve Psikoterapistim. 2006 yılında Marmara Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık bölümünden mezun olduktan sonra, Türk Deniz Kuvvetlerinde yedi senelik bir ... Devam