Travmalar ile pelvis ilişkisi: Öfke, bedenimizde nasıl bir yol izliyor?

İçimdeki sessiz öfkem! O öfke bedenimde nerede mi? Ve bunun yol açtığı fiziksel problemler! Bazen bedenimizin neden kasıldığını ya da ayağımızın altındaki ağrıdan bile şikayet ettiğimiz anlarımız oluyor. Biriktirdiğimiz duygularımızı regüle edemediğimizde sistem onları bedenimizde saklıyor, hem de çok çok uzun zaman, ta ki biz onunla temas edip üzerinde çalışıncaya kadar.

Travmalar ile pelvis ilişkisi

İnsanın fiziksel ve psikolojik yapısı inanılmaz derecede uyum sağlayabilme özelliği taşır ve çok zekidir. Bu yüzden de normal olarak kabul edilen duruma erişmek için çabucak ödün verebilir. Bir düşünün, ayak bileğinizi burkuyorsunuz ve acıyor. Bu acı yok olana kadar tekerlekli sandalyede oturmazsınız ya da yatakta yatmazsınız. Aksine yapabildiğiniz en iyi şekilde yürürsünüz, muhtemelen sendelersiniz. Verilen son derece etkili ve kuvvetli taviz, bu sendelemedir. Vücudunuz bu hareket şekline çok kısa zamanda ayak uydurmaya başlar, bunu da pelvisinizi oynatma şeklinizi değiştirerek, kalçalarınızı sıkma şeklinizi, omuzlarınızı ve kollarınızı kaldırıp hareket ettirme şeklinizi değiştirerek yapar. Ayaklarınızdan bahsetmiyorum bile… 

Vücudumuzdan talep ettiğimiz bütün bu kalıp tepkiler aslında elimizin altında bir dosyada ne zaman istesek hazır bulunan, öğrenilmiş potansiyel işlevlerdir. Çalışmalarımız sırasında danışanlarımızdan aldığımız tepkiler arasında genelde uzun zamandır hissetmemiş oldukları acı hisleri de bulunur. “Ergenliğimden beri hissetmediğim diz ağrım bir gecede geri geldi. Dört saat acı çektim.” Bunlar vücudumuzun yıllar içerisinde verdiği tavizler, çalışılmayan travmalar sonucu depoladığı bilgiyi keşfetme yollarından biridir esasen. İsterseniz buna savunma mekanizması da diyebilirsiniz.

Bu tavizler kötü veya yanlış değildir, bilakis bize insan bedeninin elinde bulundurduğu sonsuz strateji çeşitliliğini gösterirler. İnternet, felçli insanların kendi kendilerine bir anda yürümeye başlamaları ya da bedensel zorluk çeken kişilerin zihinleriyle hareketlerini kontrol edebilmeye başlamaları gibi mucizevi hikayelerle doludur.

Böylelikle vücudumuzun hareket etme şeklini değiştirebilmek için ne kadar hızlı uyum sağlayabildiğini görebiliyoruz. Ben eminim ki bu süreç fasyal dokular içindeki gerginliklerin değişmesi ve bunu da sonra beynin ve merkezi sinir sisteminin takip etmesiyle gerçekleşiyor. Eğer gerçekten böyleyse, pelvisteki gibi bir sistemi kullanarak böyle hızlı değişikliklerin neden ve nasıl oluştuğuna da bir açıklama getirecektir: Dört adet basit ve hızlı hareket sayesinde oldukça karmaşık bir yapı üzerinde müthiş derin değişiklikler gerçekleştirilebilir. Fakat yine ve yeniden uzun süredir devam eden bacak uzunluğu farklılıklarını, bir anda ortaya çıkan dönmeleri, burkulmaları ve kaymaları gözlemliyoruz.

Pelvis egzersiz sisteminin erişebileceği diğer alanları da düşünmemiz gerekir. Üreme ve boşaltım sistemleri pelvik tedaviden ciddi şekilde etkilenirler, çünkü pelvik bölgedeki her türlü dengesizlik, pelvik taban dediğimiz kas grupları üzerinden gerginlik yaratacaktır.

Diyafram ve transversus abdomen kası kaburga kıyısına olan bağları açısından birbirleriyle oldukça ilişkilidir. Diyafram ve TA, iç organların içinde bulunduğu derin fasyal torba olan bir sonraki tabakanın üzerine düşmektedir. Burası paryetal peritondur ve bu torbanın hem başından aşağı hem etrafı boyunca gergin bir şekilde tutulur. Buradaki mesele, torbanın alt kısmının pelvisin içinde derin bir yere oturmuş olması ve iç kas yapısıyla kuvvetli bir ilişki içerisinde olmasıdır. Bunun yanında yine torakolomber fasya üzerinden bel ve kuyruk sokumu ile de gerilimsel bir ilişkisi bulunur.

Bu bağlantıyı basit bir egzersizle gösterebiliriz. Şimdi bir nefes alın ve nasıl kalitede bir efor sarfetmeniz gerektiğini gözlemleyin. Şimdi de pelvik tabanınızı sanki acilen tuvalete çıkmanız gerekiyormuş gibi sıkın. Sıkarken bir yandan da tekrar nefes alın: öncekine göre daha mı kolay daha mı zor? Pelvik tabanınızda herhangi bir güç hissediyorsanız, daha zor nefes alıyorsunuz demektir. Bunun da sebebi diyaframınızın üst kısmının hareketini kısıtlıyor olmanızla birlikte normal hareketinizi zorlaştırmanızdır.

Buradan da görüyoruz ki nefes almanın bile pelvisle bir bağlantısı var. Üstelik yalnızca standart bir anatomi yaklaşımından biliyoruz ki ilyumun arka köşesine denk gelen quadratus lumborum, diyafram için bir stabilizör görevi görür.

Birlikte ne yaptığımızı, sen de merak ediyorsan, [email protected] mail atabilirsin ya da benimle ile ilgili daha fazla bilgi için Instagram hesabıma da bakabilirsin.

İlginizi çekebilir: Dengeye dönüş: Yerçekimi ve kas gücünün ilişkisi

Fatma Nur Bilgin
Fatma Nur Bilgin, beden rehabilitasyonunu kişisel dönüşümün adımı olarak görüyor ve bir bütün olarak beden-zihin-ruh dengesini hedefliyor. Beden rehabilitasyonunda Pilates, Dorn-Breuss terapisi ve KranyoSakral ... Devam