X

Toplumsal cinsiyet rollerinin dışına çıkabilmek cesaret ister… Eşcinsel olmasanız bile!

Toplumsal cinsiyet

14 Şubat’ta gerçekleşen ‘’Değişim zamanı’’ isimli insan hakları konferasının açılış konuşmasını yapan oyuncu Ellen Page (Juno, X-men, Inception), bir gazetecinin kendisine yönelttiği; ‘’Bu kadar güzel olduğunuz halde spor salonunda neden erkek gibi giyiniyorsunuz?’’ sorusuna oldukça basit ve normal bir cevap verdi: ‘’Çünkü rahat olmayı seviyorum.’’

Rahat olmak neden sadece erkeklere lütfedilmiş bir ayrıcalık? Birkaç hafta önce yeni bir işe girdim, ancak neden giydiğim kıyafetlere, saçıma ve makyajıma dikkat etmem gerektiğini bir türlü anlamlandıramadım. Aslında bu, iş yaşamında bir çok kadının karşılaştığı bir durum. Çalıştığınız yerde saygı görmek istiyorsanız, yapay yollara başvurarak kendinizi değiştirmelisiniz. Bu konuyu düşünmekle kalmadım, bir de iş arkadaşlarıma sormaya karar verdim: ‘’Topuklu ayakkabı giymeyen ya da makyaj yapmayan bir kadın neden daha az ‘prezentabl’ olur?’’.  Bu soruya verilen onca cevap arasından bir tane bile tatmin edici, mantıklı bir cevap alamadım. ‘’Neden erkekler doğal hallerinde işe gidip gelerek daha fazla saygı gördükleri halde, kadınlar aynı saygıyı görebilmek için bu kadar uğraşmak zorunda?’’

Ellen Page, konuşmasında çok önemli bir noktaya değinmişti:

‘’Toplumda erkeklik ve kadınlık kavramlarına atfedilmiş; bir kadının ya da erkeğin nasıl davranması, giyinmesi ve konuşması gerektiğini belirleyen; basmakalıp düşünceler var. Bu düşünce yapısına ve normlara uygun olarak davranan bireyler saygı görüyor ve dikkate alınıyorlar.’’

Bu konuşmayı takdir edebilmeyi ve Page’in gerçekten muhteşem konulara değinmiş olduğunu söyleyebilmek isterdim, fakat söyleyemiyorum. Çünkü orada olduğunu, dimdik ayakta durduğunu ve homoseksüel olduğunu açıklama ihtiyacı hissetti. Bu eşcinsellik açıklamasıyla benim için, belirttiği diğer önemli fikirlerin hiç bir önemi kalmadı.

Ellen Page, toplumsal cinsiyet ve cinsiyet üzerine yapılanmış toplumsal normlar hakkında yapmış olduğu güzel konuşmayı, kendisini garantiye alarak kapatmayı seçti. Orada, yüzlerce kişinin karşısında eşcinsel olduğunu açıklamasının büyük bir cesaret örneği olduğunu asla inkar etmiyorum. Fakat böyle anlamlı bir konuşma yaptıktan sonra eşcinsel olduğunu açıklaması, medyanın konunun özünden uzaklaşarak ‘’Ellen Page’in duygusal konuşması’’, ‘’Ellen Page eşcinsel olduğunu açıkladı’’ gibi başlıklarla, yalnızca son kısmı haber yapmasına neden oldu. Yani, Ellen Page kurduğu tüm güzel imajı ve vermek istediği mesajları, konuşmasının sonunda bombayı patlatarak yerle bir etti ne yazık ki.

Fransa’da 2013 yılının en çok satan kitabı ‘’The perfect woman is a bitch’’ (Gerçek kadın fahişedir) oldu. Kitabın adı komik olabilir fakat  kitapta, toplumda var olan cinsiyet rolleriyle ilgili basmakalıp düşüncelere çok sık yer veriliyor. Önyargıları önyargılarla yıkmak mı? Bana çok da etkili gibi gelmedi.

Ellen Page’in gazetecinin sorduğu soruya ‘’çünkü eşcinselim’’ diye değil ‘’rahat olmayı seviyorum’’ diye cevap vermesi de büyük bir cesaret örneğiydi, çünkü bir çok heteroseksüel erkek ve kadın da cinsiyet konusunda karmaşa yaşıyor ve gerçekten istedikleri gibi olamıyorlar.

Daha önce de bahsettiğim gibi, medya Ellen Page’in yaptığı detaylı, açıklayıcı ve önemli konuşmayı dikkate almayarak eşcinsel olduğunu açıklamasını haber yaptı. Toplumdaki basmakalıp cinsiyet rollerinin ve yapmacık başarı öykülerinin ötesinde, bu konuşma cinsiyet rolleri ve bu rollerin bireyler üzerinde yarattığı baskı konusunda oldukça önemli noktalara değiniyor. Ellen Page her ne kadar eşcinsel olduğunu açıklayarak bu düşüncelerin yalnızca eşcinsel olan insanlar tarafından benimsendiği görüşünü yansıtsa da, cinsiyet normlarının heteroseksüel bireyler için de aynı ölçüde rahatsız edici olduğunu söyleyebiliriz.

Cinsellik ve cinsiyet birbiriyle bağlantılı olduğu bilinen, ancak tamamen farklı olan iki kavram. Cinsiyet, cinsellik ve cinsiyet rollerinin arasındaki ilişki ise hala üzerine çalışılan, sosyolojik ağırlıklı bir konu. Cinsiyet araştırmalarının başlangıcı 1970’ler Amerika’sına dayanıyor. Fransız teorisyenler Derrida, Deleuze ve Foucault’ın teorilerini baz alarak ‘’sosyal cinsiyet’’ konusunu derinlemesine incelemek, yani cinsiyetin farklı kültürel ve toplumsal olgularla nasıl şekillendiğini incelemek istiyorlar. Bu konuda yapılan son araştırmalar, cinsiyet eşitsizliğinin doğal olmadığını ortaya çıkarmış. Erkek olmak ve kadın olmak konularında sahip olduğumuz farklı düşünceler, tamamen kültürel etkileşimlerin ve toplumsal süreçlerin sonucu. Yani kadın olabilirsiniz, fakat yaşadığınız toplumda kadın için belirlenmiş olan rollere uygun olmayabilirsiniz. Bu konular her toplumda oldukça sık rastlanan ve homoseksüel ya da biseksüel olmakla tamamen alakasız olan konular.

Yazımı sonlandırırken sizlere bu açıklamayı yapmanın gerekli olduğunu düşünüyorum: Bu yazıyı eşcinsel olduğum için yazmadım.

 

Yazarın diğer yazıları için tıklayınız. tıklayınız. 

Mademoiselle Juliette: Eski sevgilim hep bir şarkı söylerdi : “My baby loves me, I’m so happy. And that makes me a modern girl”. Bu şarkıyı dinleyince, belki de bu dünyada değiştirebileceğim şeyler vardır diye düşündüm. Etrafımdakileri sorgulayarak; okuduklarıma, gördüklerime, duyduklarıma kısacası etrafta olup bitenlere bir anlam vermeye çalışıyorum. Asıl soru: aşk nerede? Hayat bir mücadeleyse, en azından anlam çıkaralım. Bu yazdıklarım, Paris'te yaşayan bir toplumsal cinsiyet araştırmacısı modern kızın modern dünyadan hikayeleri. www.wronggender.wordpress.com

Yeni yıl hediyelerinin vazgeçilmezi Sosyopix ile anılarınızı ölümsüzleştirin

Sevdikleriniz için hediye seçmek bazen uzun uzun düşünmeyi gerektirir. Çünkü aslında aradığımız şey, sadece bir eşya değildir; bir duyguyu, bir anıyı, bir hatırlamayı karşı tarafa hissettirmektir. Tam da bu yüzden fotoğrafla kişiselleştirilmiş hediyeler, her zaman daha çok dokunur. Tek bir kare, bir gülüşün ardındaki hikayeyi yeniden canlandırır; yıllar önce çekilmiş bir fotoğraf bile açıldığında ilk günkü kadar sıcak hisseder. Sosyopix işte tam da bu noktada, o paha biçilmez anılarınızı estetik ve yaratıcı dokunuşlarla unutulmaz kılıyor.



Kişiselleştirilmiş takvimlerle zamanı anlamlandırmak

Yeni yıl, hayatımızda yeni sayfalar açmak demektir. Bu nedenle kişiselleştirilmiş takvimler, sadece günleri takip ettiğiniz bir araç olmaktan öteye geçer; umut ve güzellikle dolu bir yılın sembolü haline gelir. En güzel fotoğraflarınızla hazırlanan masa veya duvar takvimleri, sevdiklerinizin her gününe anlam katar. Her sayfa, sadece bir tarih değil, hatırlanan ve paylaşılan özel bir anı olarak kalır. Takvimi her çevirdiğinizde, geçmişin güzel anılarını hatırlamak ve geleceğe dair küçük bir mutluluk hissi yaşamak mümkündür. Bu küçük ama etkili detay, hediyenizi hem estetik hem de duygusal olarak unutulmaz kılar.

Anıların dokunulabilir hali: Fotoğraf baskıları

Bir zamanlar telefon ekranına sığdırdığınız, galeri arşivlerinizde kalan en mutlu kareleri bu yılbaşı yeniden keşfetmenin tam zamanı. Sosyopix fotoğraf baskıları, en özel anlarınızı sıcaklığını ve kalitesini koruyarak dilediğiniz formda hayat bulduruyor. İster yaz tatilinde o hiç bitmesin dediğiniz gün batımı karesini, ister kış tatilinde çekilmiş kar manzarasını seçin; retro tarzda ya da şık bir çerçeveyle hazırlatabilirsiniz.Çalışma masasında duran küçük bir fotoğraf, sizi kış tatilinin huzuruna veya yılın en güzel anılarına götürebilir. Bu yıl sevdiklerinize sadece bir hediye değil, birlikte paylaşılan özel anıları ve mutluluğu hediye edin.

Anıların estetik hali: Fotoğraf albümleri

Fotoğraf albümleri, her dönem popülerliğini koruyan ve hiçbir zaman değerini kaybetmeyen hediye seçeneklerinden biridir. Çünkü bir albüm, yalnızca fotoğrafları bir araya getirmez; aynı zamanda belirli bir dönemin, bir ilişkinin ya da bir yolculuğun hikayesini saklar. Sayfaları çevirdikçe hatırlanan detaylar, yeniden yaşanan duygular ve geçmişten gelen sıcaklık, bu hediyeyi zamansız bir klasik haline getirir.

Kişiye özel tasarlanan fotoğraf albümleri, hem estetik hem de duygusal yönüyle güçlü bir hediye seçeneği sunar. Kapak dokusundan sayfa düzenine, renk seçiminden yerleştirdiğiniz küçük notlara kadar tamamen size ait bir anlatım oluşturma fırsatı verir. Bu, sadece bir hediye değil; kendi elinizle hazırladığınız bir zaman kapsülüdür.



Anıları duvarlara taşıyan çerçeveler

Mutlu anıları saklamanın tek yolu albümlerde biriken fotoğraflar veya fotoğraf baskıları değildir; bazen evin en görünür köşesine yerleştirilen bir çerçeve de aynı etkiyi yaratır. Ölümsüzleştirilen anları çerçeveleyerek yaşam alanlarınıza sıcaklık ve derinlik katarken sevdiklerinizin her baktığında o ana yeniden dönmesini sağlar. Farklı boyut seçenekleri sayesinde ister küçük bir köşeyi canlandırabilir ister salonunuzun atmosferini değiştirebilirsiniz.  Duvarlara zarar vermeyen yapışkanlı çerçeveler ise kolay kullanımıyla, yalnızca bir dekor değil; her gün gülümseten bir anı sunar. 

Bi’kutu anı: Özel hediye kutularıyla yeni yıl coşkusu

Yeni yıl ruhunu tek bir kutuda toplamak istiyorsanız, özenle hazırlanmış hediye kutuları bunun için ideal bir çözüm sunar. İçerisinde not defterleri, yılbaşı ruhunu yansıtan kupalar, kokulu mumlar ve daha pek çok özel hediye, kutuyu açan kişinin yüzünde sıcak bir tebessüm bırakır. Böylece hediyeniz yalnızca bir kutu değil, birlikte paylaştığınız anıların sıcacık bir yansıması olur.

Siz de bu yıl, sıradanlığın dışına çıkarak sevdiklerinizin yüzünde unutulmaz bir gülümseme oluşturmak istiyorsanız, Sosyopix’in sunduğu bu kişiselleştirilmiş dünya tam size göre. Hatıralarınızı canlandırın ve onlara, her baktıklarında sizi hatırlatacak, zamana anlam katan dokunuşlar hediyeler sunmak isterseniz aradığınız her şey Sosyopix’te!





İlgili Makale