X

Toksik ilişkilerin toksinlerinden nasıl kurtulabilirsiniz?

Bazı insanlarla doğuştan kesişir yollarınız, bazıları ile ise hayat yolculuğunuzun herhangi bir evresinde karşınıza çıkar. Ama hangisi ile daha samimi ve sağlam ilişki içinde olacağınız ilk önce aranızdaki frekansa, sonrasında zaman içinde geliştireceğiniz ilişkiye, ama her şeyden önemlisi özveriye bağlıdır.

Hepimizin bildiği üzere sevgi kan bağı ile değil, gönül bağı ile mümkündür. Ama hepimizin hayatında mecburi de olsa ilişki içinde olduğumuz ve insanlık namına kırmamaya özen gösterdiğimiz insanlar vardır. Fakat bazen öyle bir noktaya gelirsiniz ki karşınızdaki insanın ne kadar ikiyüzlü, sahte ve ”mış” gibi yapan tavrını fark edersiniz ve akan sular durur. O noktadan sonra toksik bir atık gibi sizi zehirleyen kim varsa çıkarmanız gerekir hayatınızdan.

Herkesin ayrı bir karakteri, tavrı, kişiliği vardır. Fakat bazı insanlar kan emici gibi kendileri mutsuz ise sizin de mutlaka mutsuz olduğunuza inanmak isterler. Kendi karanlıklarına sizi de çekmeye çalışarak mutsuz olmasanız bile mutsuz hissettirmek içinden ellerinden geleni yaparlar. Sizi olduğunuzdan farklı görünmekle, sahte olmakla suçlayabilirler. Çünkü onların dünyasında bu lanet dünyada küçük şeylerden memnun olmaya çalışmak sadece aptallıktır ve mutlu olmayı imkânsız görürler. Dolayısıyla sizin yansıttığınız ışıltı arasında bile bir gölge yaratıp aslında karanlıklar içinde mutsuz olduğunuza inanmak ve sizi de buna inandırmak isterler. Onların gözünde siz sahtesinizdir ve olduğunuzdan farklı biri gibi görünmeye çalışıyorsunuzdur. Halbuki sahtelik sadece aynadaki yüzlerinde onları bekliyordur. Çünkü olduğu gibi davranıp hiçbir şeyden haberi olmayan siz bir gün karşınızdakinin yüzünüze tüm düşüncelerini kusmasıyla anlarsınız ki yüzünüze gülümserken iç dünyalarında neler neler büyütmüşler… Sırtınıza kaç bıçak saplamışlar haberiniz bile olmadan. Bu durumda hiçbir şeyden haberi olmayan siz mi sahte olursunuz, yoksa kendini gizlemiş ve size değer veriyor gibi görünmüş olan karşınızdaki mi?

Halbuki insanları olduğu gibi kabul etmek bu kadar zor olmamalı! Hiç hoşlanmıyorsan ya da sana itici geliyorsa dürüstçe uzaklaşırsın. Ömür boyu hoşlanmadığın, frekansının uyuşmadığı bir insanla ne çeşit bir ilişki içinde olursa olsun insan, gerektiğinde saygısızlık etmeden uzaklaşabilmeli. Sonuç itibarıyla böyle insanları fark ettiğinizde olabildiğince hızlı uzaklaşın. Bırakın, kanserli bölgeyi kesip atın hayatınızdan. Arada bir temizlik yapmak iyi gelir insana. Yalnız kalmaktan korkmayın. Bağlarınızın çok kuvvetli olduğunu düşündüğünüz bir insan olsa bile gerçekten bağlı mısınız acaba ona, yoksa bağımlı mı? İlk önce bunun cevabını verin kendinize. İkisi arasında dağlar kadar fark var. Ne kadar yakın olduğunuzu düşünürseniz düşünün bazen karşınızdaki insan öyle görmüyordur sizi. Özellikle 30’lu yaşlardan itibaren hiçbir şeyi zorlamamayı öğrendim. Ne bir insana kendimi anlatmaya çabalıyorum artık, ne de inanmadığı şeyler için kendimi ispatlamaya çalışıyorum. Bazen kırılamıyorum bile. Çünkü zamanla şaşırma yeteneğinizi yitirip kayıtsızlaşmaya başlıyorsunuz.

Zamanı, zamansızlığı, olayları, hisleri, koşulları, gerçekleşen veya gerçekleşemeyen istekleri, durumları, her şeyi ama her şeyi olduğu gibi olduğu anda bırakmalı insan bence. Zamanla alışmayı, kabullenmeyi, insanları kırılsanız ya da kızsanız bile zamanla olduğu gibi olduğu şekliyle kabul etmeyi öğreniyorsunuz. Geldiğiniz bu noktadan sonra ise sizi üzebilecek tek kişinin yalnızca kendiniz olabileceğini kavrıyorsunuz. Bu muhteşem bir gamsızlık seviyesi midir, yoksa olması gereken bir evre mi, bilemiyorum. Ama gereksiz insanlardan veya elinizde olmayan sebeplerden dolayı kendinizi üzmemeniz için harika bir tecrübe kalkanı oluyor, onu biliyorum.

Hem bir de çok sevdiğim bir söz var ve çok doğru geliyor bana: “Az insan çok huzur.”

Sizi seven, destekleyen ve gerçekten değer veren insanlar bir şekilde hayatınızda kalmanın yolunu buluyor. Gerisi boş, gerisi sadece hikâye…

Sevgilerimle…

İlginizi çekebilir: Oldurmaya çalıştıklarımız: Aşk

Gamze Okutan: 15 Aralık 1986 Beykoz İstanbul doğumlu olan Gamze Okutan 2004 yılında Paşabahçe Ferit İnal Lisesi’nden mezun olduktan sonra uzun yıllar mağazacılık sektöründe satış danışmanlığı ve sağlık sektöründe hizmet veren bir firmada yönetici asistanlığı yaptı. Çalışma hayatı sebebiyle üniversiteye biraz ara verdikten sonra 2015 yılında Anadolu Üniversitesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri bölümünden mezun oldu. Şu anda Yazılım ve Teknoloji alanında hizmet veren bir firmada Mali & İdari İşler Yetkilisi olarak meslek hayatına devam ediyor. Evli ve bir kız çocuk sahibi bir anne. Pusula kitabının yazarı. Gamze Okutan’ın kendini bildi bileli sanata, kişisel gelişime, psikolojiye olan ilgisi hep vardı. Zaman zaman şiir yazmayı, deneyimlerini ve gözlemlerini paylaştığı yazılar yazmayı, kendi çapında hobi olarak müzikle uğraşmayı ve söylemeyi çok seven biri. Ayrıca arada sırada meditasyonla zihnini sakinleştirip stres atmayı, yoga ile bedensel enerjisini korumayı seviyor. Hayatta pozitif ve negatif her şeyin bir bütün olarak güzel olduğunu düşünüyor. Olaylara bakarken çoğunlukla pozitif taraftan değerlendirmeyi yani bardağın dolu tarafından görmeyi ve çözüm odaklı olmayı seviyor. Fakat negatifin ağır bastığı durumlarda duyguların sonuna kadar yaşanması gerektiğini aksi takdirde mutlu olmanın mümkün olmayacağını düşünüyor. Hayatı dolu dolu, tutkuyla, hissederek yaşamayı seven aslında hayatın kendisine aşık, hayalperest bir yolcu olarak tanımlıyor kendini. Hayatın paylaştıkça güzellikler getireceğine olan inancını ve umudunu hiçbir zaman kaybetmemiş biri olarak paylaştıkça belki küçük dokunuşlarla bakış açımızdaki yansımaları çok daha renklendirebiliriz diye düşünüyor. Hep birlikte, el ele birbirimizin yoluna daha çok ışık tutarak yönümüzü bulmamıza bir nebze olsun katkı sağlayabileceğimize inanıyor.

Yeni yıl hediyelerinin vazgeçilmezi Sosyopix ile anılarınızı ölümsüzleştirin

Sevdikleriniz için hediye seçmek bazen uzun uzun düşünmeyi gerektirir. Çünkü aslında aradığımız şey, sadece bir eşya değildir; bir duyguyu, bir anıyı, bir hatırlamayı karşı tarafa hissettirmektir. Tam da bu yüzden fotoğrafla kişiselleştirilmiş hediyeler, her zaman daha çok dokunur. Tek bir kare, bir gülüşün ardındaki hikayeyi yeniden canlandırır; yıllar önce çekilmiş bir fotoğraf bile açıldığında ilk günkü kadar sıcak hisseder. Sosyopix işte tam da bu noktada, o paha biçilmez anılarınızı estetik ve yaratıcı dokunuşlarla unutulmaz kılıyor.



Kişiselleştirilmiş takvimlerle zamanı anlamlandırmak

Yeni yıl, hayatımızda yeni sayfalar açmak demektir. Bu nedenle kişiselleştirilmiş takvimler, sadece günleri takip ettiğiniz bir araç olmaktan öteye geçer; umut ve güzellikle dolu bir yılın sembolü haline gelir. En güzel fotoğraflarınızla hazırlanan masa veya duvar takvimleri, sevdiklerinizin her gününe anlam katar. Her sayfa, sadece bir tarih değil, hatırlanan ve paylaşılan özel bir anı olarak kalır. Takvimi her çevirdiğinizde, geçmişin güzel anılarını hatırlamak ve geleceğe dair küçük bir mutluluk hissi yaşamak mümkündür. Bu küçük ama etkili detay, hediyenizi hem estetik hem de duygusal olarak unutulmaz kılar.



Anıların dokunulabilir hali: Fotoğraf baskıları



Bir zamanlar telefon ekranına sığdırdığınız, galeri arşivlerinizde kalan en mutlu kareleri bu yılbaşı yeniden keşfetmenin tam zamanı. Sosyopix fotoğraf baskıları, en özel anlarınızı sıcaklığını ve kalitesini koruyarak dilediğiniz formda hayat bulduruyor. İster yaz tatilinde o hiç bitmesin dediğiniz gün batımı karesini, ister kış tatilinde çekilmiş kar manzarasını seçin; retro tarzda ya da şık bir çerçeveyle hazırlatabilirsiniz.Çalışma masasında duran küçük bir fotoğraf, sizi kış tatilinin huzuruna veya yılın en güzel anılarına götürebilir. Bu yıl sevdiklerinize sadece bir hediye değil, birlikte paylaşılan özel anıları ve mutluluğu hediye edin.

Anıların estetik hali: Fotoğraf albümleri

Fotoğraf albümleri, her dönem popülerliğini koruyan ve hiçbir zaman değerini kaybetmeyen hediye seçeneklerinden biridir. Çünkü bir albüm, yalnızca fotoğrafları bir araya getirmez; aynı zamanda belirli bir dönemin, bir ilişkinin ya da bir yolculuğun hikayesini saklar. Sayfaları çevirdikçe hatırlanan detaylar, yeniden yaşanan duygular ve geçmişten gelen sıcaklık, bu hediyeyi zamansız bir klasik haline getirir.

Kişiye özel tasarlanan fotoğraf albümleri, hem estetik hem de duygusal yönüyle güçlü bir hediye seçeneği sunar. Kapak dokusundan sayfa düzenine, renk seçiminden yerleştirdiğiniz küçük notlara kadar tamamen size ait bir anlatım oluşturma fırsatı verir. Bu, sadece bir hediye değil; kendi elinizle hazırladığınız bir zaman kapsülüdür.



Anıları duvarlara taşıyan çerçeveler

Mutlu anıları saklamanın tek yolu albümlerde biriken fotoğraflar veya fotoğraf baskıları değildir; bazen evin en görünür köşesine yerleştirilen bir çerçeve de aynı etkiyi yaratır. Ölümsüzleştirilen anları çerçeveleyerek yaşam alanlarınıza sıcaklık ve derinlik katarken sevdiklerinizin her baktığında o ana yeniden dönmesini sağlar. Farklı boyut seçenekleri sayesinde ister küçük bir köşeyi canlandırabilir ister salonunuzun atmosferini değiştirebilirsiniz.  Duvarlara zarar vermeyen yapışkanlı çerçeveler ise kolay kullanımıyla, yalnızca bir dekor değil; her gün gülümseten bir anı sunar. 

Bi’kutu anı: Özel hediye kutularıyla yeni yıl coşkusu

Yeni yıl ruhunu tek bir kutuda toplamak istiyorsanız, özenle hazırlanmış hediye kutuları bunun için ideal bir çözüm sunar. İçerisinde not defterleri, yılbaşı ruhunu yansıtan kupalar, kokulu mumlar ve daha pek çok özel hediye, kutuyu açan kişinin yüzünde sıcak bir tebessüm bırakır. Böylece hediyeniz yalnızca bir kutu değil, birlikte paylaştığınız anıların sıcacık bir yansıması olur.

Siz de bu yıl, sıradanlığın dışına çıkarak sevdiklerinizin yüzünde unutulmaz bir gülümseme oluşturmak istiyorsanız, Sosyopix’in sunduğu bu kişiselleştirilmiş dünya tam size göre. Hatıralarınızı canlandırın ve onlara, her baktıklarında sizi hatırlatacak, zamana anlam katan dokunuşlar hediyeler sunmak isterseniz aradığınız her şey Sosyopix’te!





İlgili Makale