X

Terör saldırıları tüketici davranışlarını nasıl etkiliyor?

Terör korkusu yaşamak günümüzde insanların korkuları arasında ön sıralarda yer alıyor. Paris’te yaşayan masum insanların terör kurbanı olması hepimizi daha yeni şaşırtmışken ülkemizde de aynı terör saldırılarına malesef dönem dönem kurban veriyoruz. Sadece ülkemizde de değil dünyada da terör saldırılarının onlarca örneği mevcut. Beyrut’tan Mısır’a, Türkiye’den Mali’ye dünyanın çeşitli yerlerinde terör saldırıları yaşanıyor. İstatistikler ve araştırmalar terör saldırılarının dünya çapında son yıllarda arttığını gösteriyor. Dahası, Global Terörizm Endeksi raporuna göre 2000 yılından beri terörist saldırılarda ölen insan sayısı 9 kat artmış durumda. Sadece geçen yıl öncesine göre %80 artış yaşandı. 2014 yılında dünyanın farklı noktalarında 67 ülkeden 32.000 insan terörist saldırılarda hayatını kaybetti.

Terörist saldırıların toplumda ise geniş ölçekli sonuçları oluyor. Bu sonuçları oy verme ve politikayı etkilemeden tutun da sert yasaların ve denetimlerin kabul görmesini cesaretlendirmeye kadar geniş bir yelpazede sayabiliriz. Bu konuların dışında terörizmin en çok etkilediği alan genellikle ve doğal olarak ekonomi oluyor. Araştırmalarımıza terörizmin tüketici davranışına etkisini ve bu davranış değişiminde kimin kaybedip kimin kazanacağı özelinde devam ediyoruz.

Komşu ülkede veya dünyanın başka bir ucunda yaşanan terör olayında bağımsız olarak, her terör saldırısı bizi üzüyor, duygu ve düşüncelerimizi etkiliyor. Terörist saldırı karşılıklı iki tüketim dürtüsünü tetikliyor. Kontrolünü kaybetme bu noktada ilk ortaya çıkan dürtü olup buna gelecekte yaşanacak muhtemel saldırıları düşünme ve güvende olma hissi eşlik ediyor. Eğer bu durum köklü alışkanlıklarımızı ve nerede, nasıl ve ne satın alacağımızı etkiliyorsa, bunu istemeden de olsa kabul ediyoruz. Aynı zamanda haberlerde terörist saldırı olduğunu görmek kendi ahlak anlayışımızdaki farkındalığı artırıyor. Bir kıvılcım, yaşamı doya doya yaşamamızı ve eğlence dürtümüzü engellerken diğer yandan da Açgözlü ve materyalist bir tarzda yaşamamıza neden oluyor.

Belli nedenlerden dolayı, ticaret merkezleri ve AVM’ler, sinemalar, tiyatrolar, trenler, otobüsler, restaurantlar ve oteller teröristlerin öncelikli hedef noktaları haline geliyor. Bu yerler tüketicilerin çok sık uğradığı yerler olup, bir saldırı sonrası doğal olarak kendi hayatımızdaki kontrolü kaybediyoruz. Nihayet, sıradan yerlere gidip her zamanki şeyleri yapan ve sadece yanlış yerde oldukları için hayatlarını kaybeden insanlar, bizim inanılmaz bir acı ve üzüntü yaşamamıza neden oluyor. Gelecek sefer biz bir mağazada, trende veya sinemada film izlerken başımıza gelebilir mi diye düşünmekten kendimizi alamıyoruz.

Bir insan hayatında, kontrolü bir yönde kaybettiği zaman geri kazanması hiç kolay olmuyor. Kontrolü tekrar ele almanın bilinen yolları arasında kötülüklerden uzak tuttuğuna inanıldığı için, köklü ve sabit bile olsa alışkanlıkları değiştirmek yer alıyor. Alışkanlıkları değiştirmek konusunda ortak strateji mağazalar ve AVM’lerde alışveriş yapmaktan vazgeçmek oluyor. Bunların yerini ise online alışveriş alıyor. Diğer bir yöntemde ise insanlar her zaman alışverişe gittikleri yolu değiştirerek kendilerini riskli durumdan koruduklarına inanıyorlar. Üçüncü yöntemde ise evde tüketime yönelme oluyor. 11 Eylül saldırıları sonrası insanlar evde daha çok vakit geçirmeye başlayarak aktivitelerini ve yeme alışkanlıklarını evlerine taşıdılar. Bu durum restaurantların ekonomik açıdan zor duruma girmelerine neden oldu.

Hayatı doya doya yaşama & anı yaşama dürtüsü

Birçoğumuza göre terörist saldırıların anlık etkisi ahlak anlayışımızın farkındalığında artma ve hayatın kısalığını fark etme oluyor. Bu yükselen duyular ya da psikologların deyimiyle ‘mortality saliance’ yani ‘ölümlülüğün göze çarpması’,  tüketici davranışlarına kalıcı etki ediyor. Ürün ve hizmetler, müşterilerin konfor ve istikbaline yatırım yapmaya başlıyor. Amerika’da 11 Eylül sonrası insanlar evde daha çok vakit geçimek ve evlerine değer vermekle kalmadı, aynı zamanda makarna&peynir, kumpir, lazanya ve çikolatalı tatlılar gibi yemeklerin cazibesine kapıldılar. Bu durum aslında oldukça akla yatkın; çünkü araştırmalar insanların stresli olduklarında rahatlatıcı ve lezzetli yemeklere eğilimli olduklarını gösteriyor.

Amerikan Başkanı Bush’un ‘alışveriş yapın’ çağırısna uyan Amerikan vatandaşları 11 Eylül sonrası rekor sayıda alışveriş yaptılar

Tüketiciler ölümlülüğün getirdiği pişmanlıkla baş edebilmek için savunma mekanizmalarına başvuruyorlar. Bu savunma mekanizmalarından bir tanesini pazarlama öğrencisi Elizabeth Hirschman ‘secular immortality’ yani ‘dünyevi ölümsüzlük’ olarak açıklıyor. Bu savunma mekanızmasında kişi eşya topluyor ve biriktiriyor. Mesela; 11 Eylül sonrasında Amerikalı insanlar Amerikan Başkanı Bush’un ‘alışverişe çıkın ve hayatta sevdiğiniz şeyleri yaparak zevk alın’ çağrısına uyarak rekor sayıda ev, araba, elektronik alet, mobilya satın almışlardır.

Ölüm korkusunu düşünme açıkça belli olmaya başladığında maddiyatçı davranışların artıp başkaları ve çevre hakkında kaygıların azaldığını gösteren birçok araştırma mevcuttur. 2003’te yapılan bir araştırma terör kurbanı olmaktan korkan insanların marka ürünleri dürtü etkisiyle satın aldıklarını gözlemlemiştir. Araştırma yazarı yazısını şu sözlerle noktalıyor:

‘Ölümlülüğün göze çarpması varoluşsal kaygıyı azdırıyor ve insanlar, anksiyeteye tampon olması için maddiyatçı bir anlayışla tüketiyorlar. İnsanlar maddi ürünleri buldukça kendilerini daha konforlu hissetmeleri muhtemelen ürünlerin sembolik bir anlamları olması ve görünürde kalıcı kültürel yapay olgularının kendi ölümlü hayatlarından daha üstün olmasına izin vermelerinden kaynaklanıyor.’

Terörün şekillendirdiği tüketim alışkanlığının kazananı ve kaybedeni kim?

İki tüketim dürtüsü akıllarımıza terörün farklı bileşenler üzerindeki gerçek etkisini sorusunu getiriyor.

1. Küçük işletmeler kaybediyor

Popüler kafe ve restaurantlar terör saldırılarından en çok etkilenen yerler olabiliyor

Tüketici davranışının terör nedeniyle değişimi, sonuç olarak felaket bir biçimde küçük işletmeleri etkiliyor. Restaurant veya popüler bir kafe  hiçbir hata yapmamasına karşın bir gecede gözden düşüp kaderine terk edilebiliyor.

2. Çevre bilinci en çok kaybedenlerden biri oluyor

Terörizm; insanlara ölümlü olduğunu hatırlattığı gibi, hırs ve başkalarından daha çok mülk, eşya edinme arzusu gibi özelliklerin yükselmesine neden oluyor. İnsanlar çevreye karşı duyarsızlaşıyorlar.

3. Lüks tüketim kazanıyor

Diğer taraftan, hem konfor hem de güvenlik ihtiyacı, lüks tüketim ürünleri üzerinde materyalizm sayesinde de güçlü bir etki yaratıyor. Tüketiciler statü sembollerine akın ediyorlar. Tüketici psikoloğu Naomi Mander ve Steven Heine’in Amerika’daki araştırmalarındaTüketici psikoloğu Naomi Mander ve Steven Heine’ ölüm korkusu yaşayan insanların Lexus ürünlerini ve Rolex saatlerini almaya daha meyilli olduğunu gösteriyor; ancak ölüm korkusunun  düşük statü gösteren markalar üzerinde herhangi bir etkisi olmuyor. Açıkça, ahlaklı hiçbir pazarlamacı masumların zarar gördüğü olaylar üzerinde kar etmeye çalışmamaktadır; ancak lüks tüketim pazarının terörizmden olumlu olarak etkilendiği gerçeğini de göz ardı edemeyiz.

Nerede olacağını bilemeyiz; ancak tüketim dürtülerimizi frenleyerek sorumlu şekilde davranabilir ve kendi terörizmin etkilerinde tüketici rolümüz çerçevesinde bilinçlenebiliriz.

Kaynak:

psychologytoday.com

İlginizi çekebilecek diğer yazılar:

Çocuğunuzun terör tehditleriyle baş etmesi için neler yapabilirsiniz?

Terörün yarattığı psikolojik ve toplumsal sorunlarla baş etme yöntemleri

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale