X

Teknolojik bir devrim mi yoksa geçici bir heves mi: Apple Vision Pro

Hızla gelişen teknoloji sayesinde her geçen gün, hayatımızı kolaylaştıran, eğlencemizi artıran ve işlerimizi daha verimli hale getirmek için çalışan pek çok yeni ürünle karşılaşıyoruz. Bu hızlı gelişim, sadece bireysel kullanıcıların alışkanlıklarını değil, aynı zamanda endüstrilerin de yüzünü değiştiriyor. Apple, bu devrimin öncülerinden biri olarak, yine teknoloji dünyasına devrim yaratan bir gelişme ile giriş yapıyor ve Apple Vision Pro ile adeta tüm dünyayı etkisi altına almayı başarıyor.

Son günlerde sosyal medya hesaplarınızda gözünde kar gözlüğüne benzeyen büyükçe bir teknolojik aletle yolda yürüyen, metroda seyahat eden ve hatta oto pilotta araba kullanan ve bu esnada da sanki parmaklarıyla havaya yazı yazıyormuş gibi yapan insanların videolarını görmüş olmanız çok olası. Çünkü hem dünya genelinde hem de ülkemizde büyük ses getiren Apple Vision Pro hemen deneyenlerin ve dışarıdan gözlemci olarak kullanımına şahit olanların ilgisini çekmeyi başardı.

Apple Vision Pro, Apple’ın en yeni ve en konuşulan ürünlerinden biri olarak, dünya genelinde ve Türkiye’de büyük ilgiyle karşılandı, hala da bu ilgi sürmeye devam ediyor. Bu da hem olumlu hem de eleştirel yorumların kapısını aralıyor.

Sanal gerçekliğin ötesinde: Fiziksel ve dijital dünyanın harmanlanması

Apple Vision Pro yalnızca bir sanal gerçeklik gözlüğü olmanın ötesinde, kullanıcılarına eşsiz bir deneyim sunuyor. Film izlemek, oyun oynamak, mailleri kontrol etmek, tüm bunları yaparken de bulunduğunuz ortamın içerisinde hareketlerinize, rutininize devam etmek istiyorsanız Apple Vision Pro en iyi yardımcınız olabilir. Cihazın kullanımı aslında oldukça basit, tek yapmanız gereken gözlerinizi ve parmaklarınızı kullanmak.

Kullanmak istediğiniz uygulamanın ikonuna bakarak baş ve işaret parmağınızı birleştirmeniz yeterli. Örneğin, YouTube’dan bir video izlemek isterseniz Vision Pro’nun ekranında YouTube uygulamasının ikonuna bakıp daha sonra da parmaklarınızı birleştirdiğinizde (sanki bilgisayar kullanırken mouse üzerine tıklıyormuşçasına ama tabii bu kez havada bu işlemi yapıyorsunuz, fiziksel bir aracı ile değil) YouTube uygulamasına girmiş oluyorsunuz ve yine parmaklarınızda tıpkı telefonun, tabletin ekranını kaydırır gibi uygulanın içerisinde gezinerek dilediğinizi içeriği seçebiliyorsunuz.

Siz tüm bunları yaparken de bir yandan içerisinde bulunduğunuz ortamı hala aynı şekilde görmeye ve algılamaya devam ediyorsunuz. Örneğin, bulaşık yıkarken arka plandaki tezgahın fiziksel görüntüsünün üzerinde en sevdiğiniz diziyi izleyebiliyorsunuz. Adeta fiziksel dünyanın üzerine inşa edilmiş dijital bir dünya gibi. Ve yine sevdiğiniz diziyi izlemek için de yapmanız gereken gözünüzle, örneğin Netflix gibi bir dizi/film uygulamasının ikonuna bakmak ve parmaklarınızı birleştirerek onu seçmek. Yeni nesil bir tür el-göz koordinasyonu iyileştiricisi demek de mümkün, çünkü Apple Vision Pro’yu kullanırken parmaklarınızın ve gözlerinizin adeta iş birliği içerisinde çalışması gerekiyor.

Kolay, pratik ve çok yönlü kullanımının yanı sıra biraz da teknik özelliklerine değinecek olursak; Apple Vision Pro, yüksek çözünürlüklü ekranlar ve gelişmiş ses sistemi gibi özellikleri ile ön plana çıkıyor ve Apple’ın ekosistemi ile sorunsuz bir şekilde entegre olabiliyor. Ayrıca, cihazın ergonomik tasarımı, uzun süreli kullanımlarda bile konfor sağlamak için özel olarak geliştirilmiş, kullanıcıların fiziksel dünya ile etkileşimde bulunmalarını sağlayan gelişmiş hareket takibi özelliklerine de sahip. Genel olarak cihazın tasarımı, kullanıcı deneyimi ve yenilikçi özellikleri, eleştirmenler tarafından övgüyle karşılanıyor. Ancak, her yeni teknolojide olduğu gibi, bazı eleştirel yorumlar da var.

Geleceğin mi yoksa yalnızlığın mı yeni adı?

Buraya kadar her şey teknolojik bir devrimin izleri gibi görünse de Apple Vision Pro’nun pek çok olumsuz eleştiriyi de beraberinde getirdiğini belirtmekte fayda var. Bunların en başında veri gizliliği, güvenlik sorunları ve sosyal izolasyon gibi konular geliyor. Apple Vision Pro’nun yaygınlaşmasıyla birlikte, cihazın günlük aktiviteler sırasında kullanımının potansiyel tehlikeleri de gündeme geldi. Özellikle, birçok insanın yürürken ve hatta araba kullanırken Apple Vision Pro’yu kullanması, olası kazaların ve tehlikelerin önünü açıyor gibi görünüyor.

Geçtiğimiz günlerde viral olan videolardan birinde bir Apple Vision Pro kullanıcısı, Tesla marka arabasıyla otomatik sürüş özelliğinde giderken Vision Pro’yu kullanıyor. Ve bu da araba kullanırken tüm dikkatin yolda olması gerekirken bambaşka uğraşlarla meşgul olmanın, aslında ne kadar tehlikeli olabileceği konusunda çoğumuzu düşünmeye sevk ediyor. Tesla gibi oto sürüş özelliği olan arabaların yanı sıra böyle bir özelliği bulunmayan arabaları sürerken de kullanıcıların Apple Vision Pro’yu kullanıp kullanmayacaklarının düşüncesi bile büyük bir endişe kaynağı.

Cihaz, kullanıcılara sanal gerçeklikle birlikte gerçek dünyayı da aynı anda sunabilme özelliğine sahip olmasına rağmen, kullanıcıların dikkatinin dağılmasına ve çevresel farkındalığın azalmasına neden olabilir. Örneğin, Apple Vision Pro ekranından bir şeyler yaparken arka planda ortamı eş zamanlı olarak görmek, kafa karışıklığına ve dikkat eksikliğine yol açabilir. Bu durum, özellikle trafiğin yoğun olduğu yollarda veya kalabalık ortamlarda ciddi güvenlik sorunlarına neden olabilir. Benzer bir şekilde yolda yürürken veya toplu taşıma ile seyahat ederken kişinin kendisini ve diğer insanları da olası tehlikelere (çarpışma, düşme, dengesizlik hali vb.) karşı açık bırakabilecek olması da cabası. Dolayısıyla hem kullanıcıların hem de aynı ortamdaki diğer insanların güvenliği her zaman en önemli konu olmalı.

Gizlilik ve veri güvenliği konusundaki endişeler de önemli bir tartışma konusu. Cihazın gelişmiş takip teknolojileri ve sensörleri, kullanıcıların kişisel verilerinin nasıl işlendiği ve korunduğu konusunda soru işaretleri yaratmış olsa da Apple, bu konuda yüksek gizlilik standartlarına uygun olarak Vision Pro’nun tasarlandığını belirtti. Ancak, hala bu konuda birtakım soru işaretleri mevcut.

Kaynak: pcmag

Cihazın eleştiri oklarını üzerine çeken bir diğer yönü ise yalnızlık temasında yoğunlaşıyor. Yine sosyal medyada viral olan birtakım görüntüler, kişilerin bir aradayken bile Apple Vision Pro ile kendi dünyalarına çekildiklerini gösteriyor. Kullanıcılar, gerçek dünyadan uzaklaşarak sanal ortamlarda daha fazla zaman geçirmeye başlamış gibi görünüyor ve bu da sosyal izolasyona ve iletişim becerilerinin zayıflamasına yol açabilir şeklinde yorumlanıyor. Apple Vision Pro ve/veya benzeri akıllı cihazların teknoloji bağımlılığını tetikliyor olabileceği de cabası.

Sonuç olarak, Apple Vision Pro’nun teknolojik bir başarı olduğu genel kabul görse de, cihazın kullanımıyla ilgili eleştiriler ve dezavantajlar da akılları kurcalamaya devam ediyor. İlerleyen günlerde kullanıcı deneyimlerine ve cihazın değerlendirmelerine yönelik yorumların da artması bekleniyor.

İlginizi çekebilir: Kadın sağlığına ve kadınların yaşam kalitesini iyileştirmeye odaklanan ‘FemTech’in yükselişi

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale