X

Teknolojik atılımların hayatımızı nasıl değiştirdiğini gösteren icatlar

Bilim ve teknoloji alanında heyecan verici gelişmelerin yaşandığı bir dönemdeyiz. Bir zamanlar ancak bilim-kurgu filmlerinde görebileceğimiz şeyler artık günlük hayatımızın bir parçası durumunda. Özellikle son yıllarda teknoloji alanında yaşanan hızlı gelişmeyi gördükçe, gelecek 10 yılda ortaya çıkacak yeni icatlar ve gelişmeler için heyecanlanmamak elde değil 🙂

İşin en güzel yanı da, tüm bilimsel keşifler, teknoloji konusunda daha hızlı atılım yapılmasına imkan sağlıyor. Yıllar geçtikçe, yenilikleri yaratma hızımız katlanarak çoğalıyor. Söylediklerimizi daha iyi açıklamak için, iş hayatının farklı sektörlerinde yapılan atılımları sizler için derledik. Bu atılımlar 2026 yılında dünyanın nasıl görüneceği konusunda sizlere ışık tutacak. İşte 10 mükemmel yenilik:

1. Bioteknoloji

Touch Bionics ürettiği biyonik el plastik kaplaması sayesinde insan derisine benziyor.

Beyin sinyalleriyle çalışan biyonik el

Elbette, biyonik ele sahip olduğunuzda hayalinizdeki gibi kayaları delemiyorsunuz; ancak biyonik el, parmakları olmayan insanlar için işlevsel bir el görevi görüyor ve narin eşyaları tutmanıza yardımcı oluyor. Tamamen beyin tarafından kontrol edilen biyonik el için ameliyat olmanız da gerekmiyor. Touch Bionics şirketi biyonik el üretiyor ve biyonik el plastik kaplaması sayesinde insan derisine benziyor.

2. Mimari

Dubai, her ne kadar lükse harcadığı çılgın paralarla bilinen bir yer olsa da, Dubai’de bulunan developer’lar hem gösterişli hem de pratik uygulamalarla gökdelenler yaratmayı başarıyorlar

Gördüğünüz bu güzel binalar 59 bağımsız dönen modülden/zeminden oluşuyor. Dönen zeminler sayesinde ev sakinleri dış dünyayı her gün farklı bir açıdan gözlemleyebiliyorlar. Her zemin, dakikada ortalama 6 metre dönüyor ve ev sakinleri bu dönüşü hissetmiyorlar. Bağımsız dönüşler sayesinde binalar sürekli farklı bir görünüşe sahip oluyor.

Estetik açıdan üst seviyede olan, muhteşem görünümlü binaların en güzel özelliği, her kat arasına yerleştirilen rüzgar türbini. Kirliliğe yol açmayan enerji tüm bina ve çevre için yeterli gücü üretiyor ve gerçek inovasyon tam da bu noktada ortaya çıkıyor.

3. Bilgisayar hızı, boyut ve kullanılabilirlik

Hız

Teknoloji severlerin birçoğu 1965 yılında ortaya çıkan Moore Yasası’nı bilirler. Bu yasaya göre bilgisayar chip’lerine yerleştirdiğimiz transistörlerin sayısı her yıl ikiye katlanır ve bu şekilde bilgisayar hızı ikiye katlanmış olur. Ne var ki, çoğu insan Moore’un kendi yasasıyla ilgili dikkat çektiği başka bir noktayı bilmez: 2020 yılında bu yasa muhtemelen nihayete erecektir, çünkü chip’lere yerleştirilen transistör sayıları fizik kuralları gereğince sınırlanacaktır. Peki bu, bilgisayar hızındaki büyük artışın 10 yıl içinde durma noktasına geleceği anlamına mı geliyor?

Gartner’da yarı iletkenler için yapılan araştırmanın yürütücüsü Jim Tully’ye göre cevap hayır: “Teknoloji, chip’lerin bireysel atom ve molekülleri kullanarak bir araya geleceği, aşağıdan yukarı bir yaklaşımla, bir çeşit nanoteknoloji ile bunu ikame edecektir.

Saygın Gelecek bilimci Ray Kurzweil, 2008 yılında, moleküler bilgisayar teknolojisinin 2020’de ortaya çıkmasıyla, bilgisayarların insanların düşünsel yetilerine sahip olabileceğini belirtmiştir.

Boyut ve kullanılabilirlik

Macbook Air, 2020’de fiziksel bilgisayarların var olacağını sorgulatacak kadar ince bir bilgisayar. Intel geliştiricilerine göre klavye ve fare gelecekte kesinlikle var olmayacak, ki bilgisayarları zihninizle kontrol edebiliyorken elinizin altında bir alfabeye ihtiyaç duymayacağınız da oldukça açık.

Intel araştırmacısı Dean Pomerleau, “Beyin dalgalarıyla ilginç şeyler yapabileceğinizi kanıtlamaya çalışıyoruz. İnsanlar, eninde sonunda, beyin nakline daha fazla istekli olabilir. Düşünce gücüyle internette sörf yapabildiğinizi hayal edin.” diyor.

Pomerleau ve dünya genelindeki diğer birçok araştırma grubu, beyindeki kan akışının haritasını çıkarmak için beyin görüntüleme araçlarıyla çalışıyor. Buldukları bir sonuca göre ayrı bireyler aynı görsele odaklandığında, beyinlerindeki kan akışı benzer bir yol izliyor.

4. Enerji

Sandia solar paneller

Güneş enerjisi, çok yakında fosil yakıtları ve yetersiz kalan rüzgar türbinlerini geride bırakacak. Kurzweil’e göre, güneş enerjisinin birim başına karşılık gelen maliyeti hızla azalmakta ve toplam güneş enerjisi miktarı da hızla artmakta. Hatta son 20 yıldır her iki yılda bir ikiye katlanıyor ve bütün dünyanın enerji ihtiyacını karşılamak için sadece 8 kere ikiye katlanmaya ihtiyacı var.

Sandia adlı bir şirketin ürettiği teknoloji, Kurzweil’in bu öngörüsünü destekler nitelikte:

Sandia’nın güneş pilleri, aynı yeterlikte işlerliğe sahip olduğu halde bugün kullanımda olan güneş panellerinden 100 kat daha az materyalden üretiliyor. Güneş enerjisi söz konusu olduğunda en büyük engelin güneş panellerinin pahalı ve büyük olması olduğu düşünülürse, bu yeni küçük pillerin büyük fark yaratacağı söylenebilir. Örneğin; bugün kullanımda olan paneller devasa boyutlara sahip ve güneşi takip etmeleri için büyük motorlara ihtiyaçları var. Fakat Sandia’nın pillerinin neredeyse hiç ağırlığı yok ve güneşi takip etmeleri için sadece 1 milimetre hareket ettirilmeleri yeterli.

Daha şaşırtıcı olan şey ise, bu piller sıvıların içine yerleştirilebilir ve esnek materyallere yazdırılabilir; ki bu da pillerin her çeşit yüzeyde kullanılabilir olmasına imkan tanıyor. Arabanızın bütün yüzeylerinin bu enerji dinamolarla kaplı olduğunu bir düşünsenize!

5. Sağlık

3d yazıcı

Soğuk algınlığının hala kesin bir tedavisi olmamasına karşın, kişiye özel organ üretiminin gerçekleştirilmesi an meselesi.

Organovo isimli şirket ticari amaçlı üretim için ilk 3D biyo yazıcıyı geliştirdi ve bu sayede özel amaçlı organ üretimi mümkün hale geldi. Bu işlem sırasında kullanılan her hücre müşterinin vücudundaki kendi hücreleri temel alınarak  oluşturuluyor ve sonuç olarak orjinaliyle bire bir aynı olan bir doku üretilebiliyor.

İlgili yazı: 10 maddeyle 3D yazıcıların hayatınızı kökten değiştirmesine hazırlanın

Genelleyecek olursak, nanoteknoloji sağlık dünyasında devrim yaratan bir alan. Çok küçük hücresel alanları oluşturabilmek için öncelikle DNA’nın nasıl çalıştığını daha iyi anlayabilme ve yeni özelliklerin keşfedilmesiyle gelecekte sağlık dünyasını aydınlık bir gelecek bekliyor.

Geçtiğimiz günlerde bilim adamları DNA üzerinde şizofreni,otizm ve yaşlandırmayı geciktiren genler keşfettiler bile. Bunlar gibi birçok hastalığın tedavisi de yakın gelecekte mümkün olacak gibi görünüyor.

Kaynak:

highexistence.com

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale