X

Teknoloji ve onaylanma ihtiyacı: “Neden beni beğenmiyorsun?”

Sabah uyanıyoruz “günaydın” mesajı eşliğinde kahve, çay veya kahvaltı masası fotoğrafı… İşe giderken “yaşanmaz oldu bu şehir” mesajı eşliğinde uzun araç trafiği fotoğrafı… Ofiste “working hard” mesajı eşliğinde dağınık masanın fotoğrafı… Öğle yemeğinde “çalışıyoruz ama aynı zamanda eğleniyoruz” mesajı eşliğinde iş arkadaşları fotoğrafı… Akşam yeniden “bu şehirden nefret ediyorum” yazılı trafik fotoğrafı… Hafta sonu “ne kadar da sosyalim” yazan eğlence fotoğrafları… Tatile giderken altta “kaçıyorum” yazan uçak bileti fotoğrafı…Tatilde “hayat bana güzel” mesajı veren deniz, plaj fotoğrafı… Hastalanınca “nazar değdi” yazan serumlu kol fotoğrafı… Doğum günü fotoğrafı, evlilik teklifi fotoğrafı, düğün fotoğrafı… Kısacası hayatımızın fotoğrafı…

Sosyal medya mecralarının birinde ağzında burnunda hortum, kolunda serumla poz verip “kalp krizi geçirdim, geçmiş olsun dilekleriniz için şimdiden teşekkür ederim” yazılı paylaşımı görünce bu konu hakkında bir şeyler yazmak istedim.

Paylaşımlarımıza aldığımız beğeniler narsisistik tarafımızı daha da beslediği ve beklentimizi arttırdığı için daha fazla paylaşımda bulunmaya başlıyoruz.

Çok değil bundan 10-15 sene önce günlük hayatımızın detaylarını kaç kişi biliyordu? Eşi dostu arayıp yediğimiz yemeğin ne olduğunu söyleyip onlardan ‘afiyet olsun’ demelerini bekliyor muyduk? Tatile gittiğimizde tatil fotoğraflarını herkese gösterip ne kadar harika bir tatil yaptığımız hakkında hepsinden geri bildirim alıyor muyduk? Ya da süslenip çektirdiğimiz bir fotoğrafı herkese gösterip ne kadar güzel olduğumuzu duymak istiyor muyduk? Teknoloji ile birlikte mi ortaya çıktı bu isteklerimiz yoksa doğuştan gelen bir ihtiyaç mı?

UCLA Beyin Görüntüleme Merkezi araştırmalarına göre sosyal medyadaki paylaşımlarımıza aldığımız beğeniler, beynimizde çikolata yemekle ya da yüklü miktarda para kazanmakla aynı etkiyi gösteriyor.

Peki nedir bizi başka insanların beğenmesine muhtaç eden his? Neden başkaları tarafından beğenilip, onaylanınca daha iyi hissediyoruz? Ya da neden istediğimiz kadar beğeni almayınca kötü ve değersiz hissediyoruz?

Appalachian State Üniversitesi’nden Shawn Bergman bu durumu içimizde taşıdığımız potansiyel narsiste dayandırıyor. Bergman’a göre her insanda oluşan ama vücut tarafından yok edilen kanser hücreleri gibi narsisistik özellikler bulunuyor. Buna düşük benlik saygısı ve özgüven eksikliği de eklenince kendimizi sanal ortamda ‘saygın, sevilen ve beğenilen’ biri olarak göstermeye çalışıyoruz. Paylaşımlarımıza aldığımız beğeniler narsisistik tarafımızı daha da beslediği ve beklentimizi arttırdığı için daha fazla paylaşımda bulunmaya başlıyoruz. Sonuçta da neredeyse bütün bir günümüzü herkes görmüş oluyor. Beklediğimiz kadar olumlu tepki alamazsak, ya da olumsuz bir eleştiri alırsak neredeyse bütün günümüz bunun üstüne düşünmekle, sinirlenmekle geçiyor.

Son zamanlarda ego ile ilgili birçok olumsuz fikir olsa da ego hayatta kalmamızı sağlayan bir mekanizmadır ve aslında başkaları tarafından beğenilmek de egomuzu besleyen normal bir durumdur. Ancak her şeyde olduğu gibi beğenilme ihtiyacında da bir ölçü olmalıdır. Başkalarının onayına ve beğenisine muhtaç olmak ile beğenilmekten duyulan keyif arasında fark vardır. Sağlıklı olan, her durumda kendimiz ile barışık olmamızdır.

Sağlıklı olan, her durumda kendimiz ile barışık olmamızdır.

Eğer kendinizi sosyal medya paylaşımlarınıza aldığınız geri bildirimler konusunda sinirli, yetersiz, değersiz hissediyorsanız yapmanız gereken çok basit birkaç egzersiz ile bu durumun üstesinden gelebilirsiniz.

  • Siz nasıl başkalarını beğenmek zorunda değilseniz ve bu onları sizin gözünüzde daha az değerli yapmıyorsa, onlar da sizi beğenmek zorunda değil ve siz de daha az değerli olmazsınız. Bu fikri kendinize her gün hatırlatın.   
  • Paylaşım diyeti yapın. Paylaşımlarınızı azaltmak sizi biraz daha sosyal olmaya yöneltecektir. Dolayısıyla özgüveniniz artacaktır.
  • Paylaşımlarınıza beklediğiniz kadar tepki almadığınızda kendinize şunu sorun “Bu durum benim hayatımı ne kadar etkiler?” Eğer cevap “hayata küsecek kadar” ise bir uzmandan yardım almanızda fayda var.
  • Gerçek hayatta daha fazla sosyalleşebileceğiniz alanlar yaratmaya çalışın ve bunun için kendinize  sanal dünyadakinden daha fazla zaman ayırın.

İlginizi çekebilir: Teknolojiyle birlikte hayatımıza giren en yeni korku: Hayalet titreşim sendromu

Kaynaklar: 

telegraph.co.uk
Bergman, S. M., Fearrington, M. E., Davenport, S. W., & Bergman, J. Z. (2011). Millennials, narcissism, and social networking:

Uzman Psikolog Merve Saraçoğlu: İstanbul Ticaret Üniversitesi Psikoloji Lisans ve Uygulamalı Psikoloji Yüksek Lisans eğitimini tamamladıktan sonra Bristol Üniversitesi’nde Klinik Psikoloji Programı’nı tamamlamıştır. 2010 yılında başladığı Bilişsel ve Davranışçı Terapi eğitimini 2013 yılında bitirerek psikoterapist ünvanını almıştır. Eş zamanlı olarak Pozitif Psikoterapi Enstitüsü’nden onaylı Pozitif Psikoterapi eğitimi ve Pozitif Aile Terapisi eğitimi almıştır. 2012 yılında Avrupa Psikodrama Organizasyonu onaylı psikodrama eğitimini tamamlamıştır. Yüksek lisans ve doktora eğitimi sürecinde, davranış bozukluklarında gevşeme teknikleri konusunda eğitim ve süpervizyonlar almıştır. Bu süreçte birçok danışmanlık merkezinde psikoterapist olarak görev yapmıştır. Halen yetişkinler için bireysel danışmanlık yapmakta ve psikoterapi uygulamaları esnasında Bilişsel-Davranışçı Terapi, Pozitif Psikoterapi, Çözüm Odaklı Terapi ve Motivasyonel Görüşme Tekniklerinden yararlanmaktadır. Kendi oluşturduğu ‘’Ofiste Gevşeme’’ programıyla kurumsal şirketlere iletişim ve gevşeme teknikleri eğitimleri vermektedir.

Yeni yıl hediyelerinin vazgeçilmezi Sosyopix ile anılarınızı ölümsüzleştirin

Sevdikleriniz için hediye seçmek bazen uzun uzun düşünmeyi gerektirir. Çünkü aslında aradığımız şey, sadece bir eşya değildir; bir duyguyu, bir anıyı, bir hatırlamayı karşı tarafa hissettirmektir. Tam da bu yüzden fotoğrafla kişiselleştirilmiş hediyeler, her zaman daha çok dokunur. Tek bir kare, bir gülüşün ardındaki hikayeyi yeniden canlandırır; yıllar önce çekilmiş bir fotoğraf bile açıldığında ilk günkü kadar sıcak hisseder. Sosyopix işte tam da bu noktada, o paha biçilmez anılarınızı estetik ve yaratıcı dokunuşlarla unutulmaz kılıyor.



Kişiselleştirilmiş takvimlerle zamanı anlamlandırmak

Yeni yıl, hayatımızda yeni sayfalar açmak demektir. Bu nedenle kişiselleştirilmiş takvimler, sadece günleri takip ettiğiniz bir araç olmaktan öteye geçer; umut ve güzellikle dolu bir yılın sembolü haline gelir. En güzel fotoğraflarınızla hazırlanan masa veya duvar takvimleri, sevdiklerinizin her gününe anlam katar. Her sayfa, sadece bir tarih değil, hatırlanan ve paylaşılan özel bir anı olarak kalır. Takvimi her çevirdiğinizde, geçmişin güzel anılarını hatırlamak ve geleceğe dair küçük bir mutluluk hissi yaşamak mümkündür. Bu küçük ama etkili detay, hediyenizi hem estetik hem de duygusal olarak unutulmaz kılar.



Anıların dokunulabilir hali: Fotoğraf baskıları



Bir zamanlar telefon ekranına sığdırdığınız, galeri arşivlerinizde kalan en mutlu kareleri bu yılbaşı yeniden keşfetmenin tam zamanı. Sosyopix fotoğraf baskıları, en özel anlarınızı sıcaklığını ve kalitesini koruyarak dilediğiniz formda hayat bulduruyor. İster yaz tatilinde o hiç bitmesin dediğiniz gün batımı karesini, ister kış tatilinde çekilmiş kar manzarasını seçin; retro tarzda ya da şık bir çerçeveyle hazırlatabilirsiniz.Çalışma masasında duran küçük bir fotoğraf, sizi kış tatilinin huzuruna veya yılın en güzel anılarına götürebilir. Bu yıl sevdiklerinize sadece bir hediye değil, birlikte paylaşılan özel anıları ve mutluluğu hediye edin.

Anıların estetik hali: Fotoğraf albümleri

Fotoğraf albümleri, her dönem popülerliğini koruyan ve hiçbir zaman değerini kaybetmeyen hediye seçeneklerinden biridir. Çünkü bir albüm, yalnızca fotoğrafları bir araya getirmez; aynı zamanda belirli bir dönemin, bir ilişkinin ya da bir yolculuğun hikayesini saklar. Sayfaları çevirdikçe hatırlanan detaylar, yeniden yaşanan duygular ve geçmişten gelen sıcaklık, bu hediyeyi zamansız bir klasik haline getirir.

Kişiye özel tasarlanan fotoğraf albümleri, hem estetik hem de duygusal yönüyle güçlü bir hediye seçeneği sunar. Kapak dokusundan sayfa düzenine, renk seçiminden yerleştirdiğiniz küçük notlara kadar tamamen size ait bir anlatım oluşturma fırsatı verir. Bu, sadece bir hediye değil; kendi elinizle hazırladığınız bir zaman kapsülüdür.



Anıları duvarlara taşıyan çerçeveler

Mutlu anıları saklamanın tek yolu albümlerde biriken fotoğraflar veya fotoğraf baskıları değildir; bazen evin en görünür köşesine yerleştirilen bir çerçeve de aynı etkiyi yaratır. Ölümsüzleştirilen anları çerçeveleyerek yaşam alanlarınıza sıcaklık ve derinlik katarken sevdiklerinizin her baktığında o ana yeniden dönmesini sağlar. Farklı boyut seçenekleri sayesinde ister küçük bir köşeyi canlandırabilir ister salonunuzun atmosferini değiştirebilirsiniz.  Duvarlara zarar vermeyen yapışkanlı çerçeveler ise kolay kullanımıyla, yalnızca bir dekor değil; her gün gülümseten bir anı sunar. 

Bi’kutu anı: Özel hediye kutularıyla yeni yıl coşkusu

Yeni yıl ruhunu tek bir kutuda toplamak istiyorsanız, özenle hazırlanmış hediye kutuları bunun için ideal bir çözüm sunar. İçerisinde not defterleri, yılbaşı ruhunu yansıtan kupalar, kokulu mumlar ve daha pek çok özel hediye, kutuyu açan kişinin yüzünde sıcak bir tebessüm bırakır. Böylece hediyeniz yalnızca bir kutu değil, birlikte paylaştığınız anıların sıcacık bir yansıması olur.

Siz de bu yıl, sıradanlığın dışına çıkarak sevdiklerinizin yüzünde unutulmaz bir gülümseme oluşturmak istiyorsanız, Sosyopix’in sunduğu bu kişiselleştirilmiş dünya tam size göre. Hatıralarınızı canlandırın ve onlara, her baktıklarında sizi hatırlatacak, zamana anlam katan dokunuşlar hediyeler sunmak isterseniz aradığınız her şey Sosyopix’te!





İlgili Makale