X

Tek başına tam olmak: Hayatını tamamlaması için dışarıdan geleni bekleme

Birçok şeyi bekleriz hayat boyu… Yaşımızın gelmesini bekleriz, okulumuzun bitmesini bekleriz, iş başvurusu yapar bir haber çıkmasını bekleriz… Ama hadi itiraf edelim hepimiz en çok dışarıdan bir kişi gelsin de hayatımız değişiversin diye bekleriz… Bekleriz, bekleriz de bu kişi gelmediğinde veya henüz hayatımıza girmemişken bizler ne yaparız? Biteriz, tükeniriz, değersiz oluruz, hiçbir şey yapacak gücümüz kuvvetimiz olmaz. O dışarıdan gelecek olan “bu” mu diye bakarız her defasında gördüğümüz her yeni kişiye? Evet, kadın veya erkek olabilir, özel bir ilişki ile de olabilir, ama illa o dışarıdan gelecek olan vardır. O gelinceye kadar ne yaşarız, ne yaşadığımızı biliriz ne de hayatımız gerçekten yaşamaya değer.

Peki, ben bugün sizlerle birlikte bu yazımda sizlerden çokça soru da aldığım bu konuyu düşünelim istiyorum… Hayatımızda gerçekten dışarıdan gelenler hayat kadar önemli midir? O bizim tekrar tekrar sorduğumuz üzere ne zaman geleceklerdir, ya hiç gelmeyeceklerini bilseydik bu hayat nasıl yaşanırdı? Gerçekten yaşanabilir miydi, yaşamaya değer miydi? O kişi gelmediğinde yaşadığımız hayat gerçekten hayat değil midir?

Öncelikle beklemek konusunu ele almak istiyorum. Neden hayatımızın bir noktasını bir zamanını bir yönünü gelecek olanlara yükleriz? Neden bu hayat evet “tam” olarak bizimken, hayatımızı biz yaşamak ile yükümlüyken, “bir başkası” ile kendimizi tanımlamaya çalışırız? Bu çok önemli bir ayırımdır, hayatımızın akışı aslında sadece ve sadece bizlere emanet edilmiş olandır. Bizler “diğer” kişinin varlığı mevcut olsa bile kendi seçimlerimizden, kendi hayat yolumuzdan, kendi akışımızdan sorumluyuz… Neden bunu unuturuz? Cevap aslında istesek de istemesek de oldukça açık; kendi hayatımızın sorumluluğunu sonuna kadar alamadığımız için.

Bana ulaşan sorularınızda “dışarıdan” beklenen olmadığından yakınıyorsunuz ve birçok kişi de aynı yakınmayı paylaşıyor… Burada çok ince bir çizgimiz var. Evet, bir hayat arkadaşı veya bir arkadaş istememiz sorun değildir. Fakat bizler bu istek ile bugün, şimdide, şu anda yaşamakta olduğumuz hayatlarımızı değersizleştirmekteyiz. Bugün yapabileceklerimizi tüm muhteşem potansiyelimizi ve içimizdeki gücü yarın gelecek olana, yarın yapacaklarımıza yarın sadece “o” kişi hayatımızda var olursa yapmak istediklerimize odaklarız… Oysa unutmaktayızdır her kim her nasıl her ne kadar yanımızda olursa olsun, bu yolu “tek başımıza” yürürüz… Bu yüzden bugün tek başımıza, kendimizle, kalbimizle, varlığımızda yaptığımız her şey eşsiz bir kıymettedir. Tek başımıza yürümeye cesaret ettiğimiz her yol ve her an çok ama çok özeldir. Sırf bir diğer kişinin varlığı o yolu özel yapacak olan değildir. Hayatımızda özel olan bu hayatın içerisinde var olan kendi varlığımızdır…

Şimdi gelin bir basamak daha ilerleyelim, neden geldiğinde düşlediğimiz gibi olmuyor? Soru aslında içerisinde cevapları da barındırmaktadır. Cevabımız açıktır; bizler tek başımıza tam olamadığımızda, yanımıza artı olarak eklenmekte olan bizi tam yapmaya ne yazık ki yetmeyecektir… Bir ağaç düşünelim gerçekten özünde bir ağaç olmak için diğer bir ağcın varlığını bekler mi? Meyve vermek için yeşermek için diğer bir ağacın yanına gelmesine ihtiyacı var mıdır? Bir çiçek düşünelim güzelliklerini “arı gelecek” bal için kendisine ulaşacak diye mi sunar? Bir çiçek sırf bir diğer çiçek bakacak veya yanına gelecek diye mi eşsiz mavi renkte açar? Bu onun özüdür onun varlığıdır…

Düşlediğimiz gibi olmamak kısmına geçelim şimdi de… “Olmasını” beklediğimiz tam olarak nedir? Bizler kendi özümüzün kendi varlığımızın kendi bütünlüğümüzün farkında değilken, başkasının varlığı ile birlikte bunu öğrenebilmemiz mümkün müdür? Bir ilişkinin gerçek bir ilişki olabilmesi için her iki bireyin de tek başına gerçekten var olabilmesi, tek başınalıklarında bir tam oluşturabilmelerine bağlıdır. Bizler bunun tam tersi bir bakış açısıyla bugün tek başına olduğumuzda tam olmadığımızı düşünürüz. Düşüncemiz muhteşem yaradılışımıza terstir. Doğada ve kainatta her şey tam olarak ve olması gerektiği gibi kusursuz bir tasarım ile yaratılmıştır… Bizler ise dışarıdan gelecek olan ile tam olmayı beklemekteyiz…

Bugün bu yazımda bana eşlik ediyorsanız hayatınızda tanımladığınız bütünlük ve benlik inançlarınıza yeniden bakmanızı dilerim… Dışarıdan gelmesini beklediğiniz nedir? Bir eş, bir sevgili, bir arkadaş, bir akıl hocası, yeni bir kimlik, para, bolluk, varlık, şan şöhret… Bunların sizi “tamamlayabileceğine” mi inanmaktasınız? Ancak onların varlığında hayatınızın tam olacağını mı düşünmektesiniz? Bugün olduğunuz haliniz ile tam olmanız mümkün değil midir? Dışarıdan gelecek olan size bugün kendinizde olmayan ve olamayacağına inandığınız neleri “bahşedebilecektir?”

Bugün olduğunuz halinizle mükemmelsiniz, hep böyle kalın…

 

İlginizi çekebilir: Hayatımızı görmek istediklerimizle görmek: Perspektifinizi siz belirleyin

Pınar Özeken (Ulus): 2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü ile Kimya bölümlerini bitirdi. Aynı üniversitede Biyomedikal Mühendisliği ve İspanya Pompeu Fabra üniversitesinde master derecelerini aldı. Özellikle 2011’den bu yana moda ile ilgili çalışmalara ağırlık verdi ve hala moda üzerine yazı dizileri, farklı moda kaynaklarında yayınlanmaktadır. Yoga eğitmeni olma yolunda ilerleyen Pınar, bir Arjantin Tango aşığı. Gerçek tutkularından bir diğeri ise seyahat etmek."Dünya üzerinde ayak basılmadık toprak kalmasın" mottosu ile dünyayı dolaşmaya devam ediyor.

Yeni yıl hediyelerinin vazgeçilmezi Sosyopix ile anılarınızı ölümsüzleştirin

Sevdikleriniz için hediye seçmek bazen uzun uzun düşünmeyi gerektirir. Çünkü aslında aradığımız şey, sadece bir eşya değildir; bir duyguyu, bir anıyı, bir hatırlamayı karşı tarafa hissettirmektir. Tam da bu yüzden fotoğrafla kişiselleştirilmiş hediyeler, her zaman daha çok dokunur. Tek bir kare, bir gülüşün ardındaki hikayeyi yeniden canlandırır; yıllar önce çekilmiş bir fotoğraf bile açıldığında ilk günkü kadar sıcak hisseder. Sosyopix işte tam da bu noktada, o paha biçilmez anılarınızı estetik ve yaratıcı dokunuşlarla unutulmaz kılıyor.



Kişiselleştirilmiş takvimlerle zamanı anlamlandırmak

Yeni yıl, hayatımızda yeni sayfalar açmak demektir. Bu nedenle kişiselleştirilmiş takvimler, sadece günleri takip ettiğiniz bir araç olmaktan öteye geçer; umut ve güzellikle dolu bir yılın sembolü haline gelir. En güzel fotoğraflarınızla hazırlanan masa veya duvar takvimleri, sevdiklerinizin her gününe anlam katar. Her sayfa, sadece bir tarih değil, hatırlanan ve paylaşılan özel bir anı olarak kalır. Takvimi her çevirdiğinizde, geçmişin güzel anılarını hatırlamak ve geleceğe dair küçük bir mutluluk hissi yaşamak mümkündür. Bu küçük ama etkili detay, hediyenizi hem estetik hem de duygusal olarak unutulmaz kılar.



Anıların dokunulabilir hali: Fotoğraf baskıları



Bir zamanlar telefon ekranına sığdırdığınız, galeri arşivlerinizde kalan en mutlu kareleri bu yılbaşı yeniden keşfetmenin tam zamanı. Sosyopix fotoğraf baskıları, en özel anlarınızı sıcaklığını ve kalitesini koruyarak dilediğiniz formda hayat bulduruyor. İster yaz tatilinde o hiç bitmesin dediğiniz gün batımı karesini, ister kış tatilinde çekilmiş kar manzarasını seçin; retro tarzda ya da şık bir çerçeveyle hazırlatabilirsiniz.Çalışma masasında duran küçük bir fotoğraf, sizi kış tatilinin huzuruna veya yılın en güzel anılarına götürebilir. Bu yıl sevdiklerinize sadece bir hediye değil, birlikte paylaşılan özel anıları ve mutluluğu hediye edin.

Anıların estetik hali: Fotoğraf albümleri

Fotoğraf albümleri, her dönem popülerliğini koruyan ve hiçbir zaman değerini kaybetmeyen hediye seçeneklerinden biridir. Çünkü bir albüm, yalnızca fotoğrafları bir araya getirmez; aynı zamanda belirli bir dönemin, bir ilişkinin ya da bir yolculuğun hikayesini saklar. Sayfaları çevirdikçe hatırlanan detaylar, yeniden yaşanan duygular ve geçmişten gelen sıcaklık, bu hediyeyi zamansız bir klasik haline getirir.

Kişiye özel tasarlanan fotoğraf albümleri, hem estetik hem de duygusal yönüyle güçlü bir hediye seçeneği sunar. Kapak dokusundan sayfa düzenine, renk seçiminden yerleştirdiğiniz küçük notlara kadar tamamen size ait bir anlatım oluşturma fırsatı verir. Bu, sadece bir hediye değil; kendi elinizle hazırladığınız bir zaman kapsülüdür.



Anıları duvarlara taşıyan çerçeveler

Mutlu anıları saklamanın tek yolu albümlerde biriken fotoğraflar veya fotoğraf baskıları değildir; bazen evin en görünür köşesine yerleştirilen bir çerçeve de aynı etkiyi yaratır. Ölümsüzleştirilen anları çerçeveleyerek yaşam alanlarınıza sıcaklık ve derinlik katarken sevdiklerinizin her baktığında o ana yeniden dönmesini sağlar. Farklı boyut seçenekleri sayesinde ister küçük bir köşeyi canlandırabilir ister salonunuzun atmosferini değiştirebilirsiniz.  Duvarlara zarar vermeyen yapışkanlı çerçeveler ise kolay kullanımıyla, yalnızca bir dekor değil; her gün gülümseten bir anı sunar. 

Bi’kutu anı: Özel hediye kutularıyla yeni yıl coşkusu

Yeni yıl ruhunu tek bir kutuda toplamak istiyorsanız, özenle hazırlanmış hediye kutuları bunun için ideal bir çözüm sunar. İçerisinde not defterleri, yılbaşı ruhunu yansıtan kupalar, kokulu mumlar ve daha pek çok özel hediye, kutuyu açan kişinin yüzünde sıcak bir tebessüm bırakır. Böylece hediyeniz yalnızca bir kutu değil, birlikte paylaştığınız anıların sıcacık bir yansıması olur.

Siz de bu yıl, sıradanlığın dışına çıkarak sevdiklerinizin yüzünde unutulmaz bir gülümseme oluşturmak istiyorsanız, Sosyopix’in sunduğu bu kişiselleştirilmiş dünya tam size göre. Hatıralarınızı canlandırın ve onlara, her baktıklarında sizi hatırlatacak, zamana anlam katan dokunuşlar hediyeler sunmak isterseniz aradığınız her şey Sosyopix’te!





İlgili Makale