X

Tayland’da doğayla iç içe büyüleyici bir seyahat deneyimi: Ko Phi Phi Adaları

Tayland adalarının ününü zaten duymuşsundur, ama Koh Phi Phi Adaları bir başka ünlü, çünkü Leonardo Di Caprio’nun da yer aldığı “The Beach” filminde gördüğün cennet köşesi burası. Filmin çekildiği harika plajlara ev sahipliği yapan “Ley” ve hareketli bir gece hayatı sunan “Don” olmak üzere birbirinden güzel iki adadan oluşuyor Koh Phi Phi adaları. Birbirini harika tamamlayan bu adalarda gündüz Ley’in turkuaz sularına dalıp akşam Don’daki thai boks maçının heyecanında kendini kaybedebilirsin.

Kho Phi Phi Adalarında nereleri görmeli neleri deneyimlemeli?

Bir gününü kesinlikle Ley’e ayır, sabah erkenden kalk. Güneş daha yüzünü göstermemiş, tüm ada uykudayken; bir önceki günden anlaştığın kaptanın “long tail bot”una atla. Tayland’ın mavi boyalı karakteristik kayıklarından birinde Ley’e doğru ilerlerken Ley’i çevreleyen dağların arasından güneşin ilk ışıklarının yükselişini izle. Dağlara yaklaştıkça senin için aralandıklarını, sakladıkları bembeyaz kumsalın ortaya çıktığını göreceksin.

Phuket adasından gelen turistler oraya akın etmeden kendini hemen denize at ve Maya Bay’in renklerinin, dalgalarının, sakinliğinin tadını çıkar. Maya Bay kalabalıklaşmaya başladığında kaptandan seni küçük sakin koylara kaçırmasını iste. Birbirinden mavi, koylar, altın rengi sahiller ve sahillere gizlenmiş salıncakların arasında geçir gününü. Don adasına dönerken maymunların egemenlik sürdüğü Monkey Island’a yanaşıp yiyeceklerini maymunlarla paylaş. Eğer botun çok yakınlarındaysa ikram etmeni bile beklemiyorlar zaten.

Akşama, “Muay Thai” isimli thai boks barına uğrayıp kendine bir “bucket” kokteyl ısmarlayarak başla. Yaklaşık bir litrelik bir kovada gelen kocaman kokteylini bitirmeye uğraşırken ringin kenarındaki basamaklarda oturup boks maçının heyecanına kaptır kendini. Gaza gelirsen ringe çıkmak için gönüllü olup madalya kazanmayı deneyebilirsin. Çıkışında, adanın arka kıyısındaki kumsal partilerine at kendini. Boydan boya hostellerin yer aldığı Loh Da Lum Bay isimli bu koyda geceleri birbirinden çılgın beach partiler oluyor. Yerel halkın dansını, ateş şovlarını izleyerek eğlenceye dahil ol. Gecenin sonunda kendini dev alevli iple ip atlamaya çalışırken bulabilirsin, hele bir de dolunay partisine denk gelirsen her şey daha da çılgınlaşıyor.

Sabah kahvaltını erkenden yapıp güneş kızgınlaşmadan adanın tepesindeki “view point”lere çık ve o manzarada bir süre oturup hayallere dal. Fazla basamak çıkmaya hazırlıklı git yalnız, basamakları çıktıkça seni zorlayan güneşe ve sıcağa karşı suyun, şapkan yanında olsun.

Eğer trekking seviyorsan “view point”ten ormanın içine doğru at kendini, ağaçların, çalılıkların arasında bir bilinmeze doğru bir maceraya çık. Ezilmiş otların üstündeki ayak izlerini ya da su hortumlarını takip ederek kendini bir anda sadece botla denizden gidilen küçük koylardan birinde bulabilirsin. Boş sahile uzanıp dalgaların ve kuşların sesini dinle, kumsalda kısa bir kestirmeyle ormandaki heyecanı ve yorgunluğu at, el değmemiş doğanın verdiği huzuru hisset. Doğayı hissetmeye başla ve ormanın içlerine dalarak minik bir koydan bir diğerine geçerek adayı keşfe devam et.

Bir akşam, Grand PP Arcade restoranını dene. Açık havada güzel atmosfer, güler yüzlü hizmet ve harika yemekler, hepsini bir arada sunuyor. Mesela ananas içinde servis edilen yerel soslarla pişirilmiş hormonsuz tavuk önüne geldiğinde; yemek ve seyretmek arasında kararsız kalabilirsin.

Bir gündüz adanın merkezindeki minik tabelaları takip ederek Long Beach’e doğru yürümeye başla. Yol kenarında gördüğün meyveciden birkaç çeşit egzotik meyve almayı unutma, yorulduğunda bu tatları denemek için bir palmiye ağacı altında mola ver. Yer yer kumsaldan yer yer ağaçların arasındaki patikalardan geçen yolda gördüğün otellerin güzelliğine ve doğayla ne kadar güzel iç içe geçtiğine inanamayacaksın. Long Beach plajı denize girmek, uzanıp keyif yapmak için çok güzel. Eğer masaj seviyorsan bu plajda bir masaj yaptır; denizin kenarında, dalga sesleriyle birlikte masajın tüm gerginliğini alıp seni başka diyarlara alıp götürmesine izin ver.

Ko Phi Phi Adalarına seyahat ettiğinde aklında olması gerekenler
  • Parmak arası terlik: Tüm gün deniz, kum arasında gidip gelirken en ideali. Tayland geleneklerine göre restoranlara, hatta bakkala bile girerken kapıda terlikleri çıkarmak gerektiğini hatırlatmakta fayda var.
  • Para: dolar en geçerli para birimi. Eğer 50 veya 100 dolarlık banknotların varsa düşük banknotlara göre daha yüksek bir rakamdan bozdurabilirsin. Ada olduğu için bazı yerler kredi kartı kullanmıyor.
  • Yemekler: Yemekleri zaten anlatmaya gerek yok, hepsi birbirinden lezzetli ama acılı sipariş verdiğinde gerçekten çok çok acı bir yemek geldiği aklında olsun. Meyveler de inanılmaz lezzetli, yemek yanında taze meyvelerden yapılan meyve suyu ve kokteylleri bir dene.
  • Anna’s Restaurant: Uygun fiyatlı ve çok lezzetli yemekleri burada bulabilirsin. Hep dolu oluyor, eğer boş yer olduğunu fark edersen kaçırma, hemen otur.
Gökçe Argun: Büyük küçük kaçamaklarla yeni yerler keşfetmekten daha güzel ne olabilir? Daha önce yürünmemiş sokakların, henüz tadılmamış yemeklerin heyecanı yaşanmalı diye çıktığım yollarda kuşlara özenip uçaktan atladığım, uzak bir köyde sessizce oturup iç sesini duymaya çalıştığım ya da okyanusa dalıp köpek balıklarını gözetlediğim anlar deneyimlerimin en vazgeçilmezleri. Bu hikayelerden etkilenip de yola düşenlerden biri neden sen olmayasın?

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale